Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1549 E. 2022/1179 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1549 Esas
KARAR NO: 2022/1179 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/06/2022 ( Ara Karar )
DOSYA NUMARASI: 2022/437 Esas
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/09/2022
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile aralarında ürün ve hizmet alım satımından kaynaklı ticari ilişki bulunduğunu,davalının 7 adet fatura bedeli toplamı olan 1.800.295,32 TL alacaklarını ödemediğini, takibe konu faturalarında davalı yanca kabul edildiğini ve borcun kabul edildiğine dair mailleşmeler olduğunu, buna rağmen borcun ödenmediğini belirterek ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 17/06/2022 tarih ve 2022/437 Esas sayılı Ara Kararı ile; “… Alacaklı yanca ibraz edilen faturalar incelenmiş teslim alan kısmında imza olmadığı görülmüştür. Faturaların iade olup olmadığı, taraflar arasındaki kararlaştırmaya uygun olarak düzenlenip düzenlenmedikleri belirsiz olup davacının tek taraflı düzenlemiş olduğu faturalar ile dava dilekçesi içeriğinde ve ekinde ibraz edilen mailler alacağın varlığı ve miktarını ispatlamak bakımından yaklaşık ispat koşulunu sağlamaktan uzak olup talep edenin karşı taraftan alacaklı olup olmadığının tespiti yargılamayı gerektirmekte olup sunulan belgelerden İİK 257/1. maddesindeki koşulların oluştuğu kolaylıkla çıkarılamamaktadır. Alacağın var olup olmadığı, varsa muaccel olup olmadığı ve miktarı hususları yargılamayı gerektirmektedir.Bu nedenle talebin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçeleri ile; ” 1-Davacının İhtiyati Haciz talebinin REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu 10 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/437 E dosyasından talep ettiğimiz ihtiyati haciz taleplerinin reddine karar verildiğini, Ret kararının gerekçesinde, “Alacaklı yanca ibraz edilen faturalar incelenmiş teslim alan kısmında imza olmadığı görülmüştür. Faturaların iade olup olmadığı, taraflar arasındaki kararlaştırmaya uygun olarak düzenlenip düzenlenmedikleri belirsiz olup davacının tek taraflı düzenlemiş olduğu faturalar ile dava dilekçesi içeriğinde ve ekinde ibraz edilen mailler alacağın varlığı ve miktarını ispatlamak bakımından yaklaşık ispat koşulunu sağlamaktan uzak olup talep edenin karşı taraftan alacaklı olup olmadığının tespiti yargılamayı gerektirmekte olup sunulan belgelerden İİK 257/1. maddesindeki koşulların oluştuğu kolaylıkla çıkarılamamaktadır. Alacağın var olup olmadığı, varsa muaccel olup olmadığı ve miktarı hususları yargılamayı gerektirmektedir.Bu nedenle talebin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur” denildiğini, İhtiyati haciz talebinin reddine gerekçe olarak, dosyada mevcut faturaların teslim alan kısmında imza olmaması hususunun gösterildiğini, ancak bu aşamada dikkatten kaçan hususun, dosyada mübrez faturaların e-fatura olduğu hususu olduğunu, E- fatura şeklinde düzenlenen evraklar, karşı tarafa internet üzerinden iletildiği için imza prosedürünün gerçekleştirilmediğini, karşı tarafın evrakları sistem üzerinden kabul ettiğini ve süresi içinde itiraz etmediğini, bu itibarla faturaların kesinleştiğini ve bu suretle dosyaya ibraz edilebildiğini, Öte yandan, ara kararın gerekçesinde, “faturaların iade olup olmadığı, taraflar arasındaki kararlaştırmaya uygun olarak düzenlenip düzenlenmedikleri belirsiz” olduğu hususunun belirtildiğini, karşı tarafın cevap dilekçesinde faturalara itiraz edilmediğinin bildirileceğini, ancak bu durumda ihtiyati haciz talebinde dile getirilen ivedilik halinin bertaraf edilmiş olacağını, Dava dilekçesinde, davalı firmanın sistematik şekilde, piyasaya olan borçlarını ödemeden, yeni bir şirket kurarak, mevcut şirketi atıl bırakmanın alt yapısını oluşturduğu, bu itibarla dosyaya, Davalının şirket yapısında değişiklik yapacağına dair resmi e-posta adresinden paylaşılan duyuru metninin eklendiği hususunun izah edildiğini, Davalının ortaklık yapısını değiştirerek, Türkiye’de kurulu şirketi atıl bırakma süreci tamamlandığında, ihtiyati haciz kararı ile müvekkilin alacağının tahsili için güvence sağlama gayretlerinin, ilerleyen süreçte bir anlamı kalmayacağını, Ara karar gerekçesinde, dosyaya sunulan e-postalarda alacağın varlığı ve miktarını ispatlamak bakımından yaklaşık ispat koşulunu sağlamaktan uzak olduğu, faturalara karşı tarafça itiraz edilip edilmediği hususunun bilinmesinin önem arz ettiği hususlarının belirtilmiş olduğunu, ancak davalının bu hususta beyanı dosyaya ibraz edilene kadar geçen sürede Müvekkilin alacaklarının tahsili imkanının yukarıda izah edilen sebeplerle kalmayabileceğini, Yine dava dilekçesinde, müvekkile yapılan kısmı ödemelerin, davalının başka firmadan yapılan hacizler sebebiyle, Türkiye’de bulunan hesaplarına blokeler koyulduğu için, yurt dışı hesaplarından yapıldığı hususunun açıkça belirtilmiş olduğunu, hatta yurt dışı hesaplarından ödeme yapılacağına dair e-posta yazışmalarının da dosyaya ibraz edildiğini, davalının yurt dışından ödeme organize ettiği hususunun ortaya konulduğunu, Açıklanan nedenlerle ve özellikle davalının Türkiye’deki şirketi atıl bırakma planı yapıp, mal varlığını yurt dışındaki hesaplarında koruma niyeti olduğunun açıkça ortaya konulmuş olduğundan, yaklaşık ispatın sağlandığının kabulü ile ihtiyati haciz taleplerinin bu koşullar altında yeniden değerlendirilerek İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/437 E sayılı dosyasından verilen 17.06.2022 tarihli kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etme zarureti hasıl olduğunu beyanla; Açıklanan nedenlerle; itirazları dikkate alınarak ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, faturadan kaynaklı alacağın tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece, ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile, borçlunun mallarına geçici olarak el konulmasıdır.İİK’nın 257. maddesinde ihtiyati haczin şartları düzenlenmiştir. Buna göre rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nın 258/1. maddesinin 2. cümlesine göre, “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur. Somut olayda, davacı tarafından ibraz edilen faturalardaki mal/hizmetin tam ve eksiksiz olarak davalı tarafa verilip verilmediği, sunulan faturaların iade edilip edilmediği, takibe konu alacağın varlığı ve miktarı açılan davada iddia ve savunma doğrultusunda yargılama içinde toplanıp incelenecek deliller ışığında yargılama sırasında ortaya çıkacaktır. Tek taraflı olarak düzenlenen faturalar alacağın varlığı, miktarı ve muaccel olduğuna dair yaklaşık olarak ispata yeterli olmayıp dava ve ara karar tarihi itibariyle sunulan belgelere göre yaklaşık isbatın gerçekleşmediği, değişen durum ve şartlara göre de her zaman yeniden talepte bulunulabilecek olup buna göre, ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin verilen ara karar usul ve yasaya uygun olup talep eden davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 14/09/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.