Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1545 E. 2022/1187 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1545 Esas
KARAR NO: 2022/1187 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/06/2022 Tarihli Ek Karar
NUMARASI: 2022/138D.İŞ, 2022/158 Karar
DAVA TÜRÜ: İhtiyati Hacze İtiraz (Finans)
KARAR TARİHİ: 14/09/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati haciz talep eden vekili, müvekkili banka ile kredi lehdarı … arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinin aleyhine ihtiyati haciz talep edilen diğer borçlular tarafından müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, sözleşme uyarınca borçluya kredi kullandırıldığını, kredi geri ödemelerinin yerine getirilmemesi üzerine ihtarname ile hesapların kat edildiğini ve borçlulara ihtarname gönderildiğini ileri sürerek müvekkilinin 348.452,25-TL alacağını teminen borçluların borca yeter taşınır, taşınmaz mallarıyla üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarına ilişkin ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiş, talep uygun görülerek Mahkemenin 15/02/2022 tarih 2022/138 D.İş. 2022/158 K. sayılı kararı ile ihtiyati haciz kararı verilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden vekili, ihtiyati hacze dayanak gösterilen genel kredi sözleşmesinden doğan alacağın Afyonkarahisar ili Çay ilçesinde bulunan 5 adet taşınmaz üzerinde tesis edilen rehinle teminat altına alındığını, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın rehinle teminat altına alınmamış olması gerektiğini, talep konusu alacak rehinle teminat altına alındığından verilen ihtiyati haciz kararının hukuka aykırı olduğunu, ihtiyati haciz kararına dayanak gösterilen kredi sözleşmesinde asıl borçluların …, … ve … Tic.Ltd.Şti. olduğunu, borcun asıl borçludan tahsil edilmesi yoluna gidilmeden kefil hakkında takibe başlanmasının kanuna aykırı olduğunu, müvekkilinin ihtiyati haciz kararında belirtildiği gibi alacaklıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, icra dairesinin ve mahkemenin yetkisiz olduğunu ileri sürerek, ihtiyati haciz kararına, mahkemenin yetkisine, icra dairesinin yetkisine itiraz ederek, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesinin 01/06/2022 tarih ve 2021/138 D.İş. 2022/158 K. sayılı Ek Kararı ile; “İhtiyati haciz için gereken şartlardan birinin de alacağın rehinle temin edilmemiş olması gerektiği; verilen taşınmaz ve taşınır rehinlerinin toplam bedelinin banka tarafından çıkarılan borcu karşıladığı; banka vekiline ihtiyati haciz tarihinde banka alacağının ulaştığı daha yüksek bedeli ispatlaması için süre verilmiş, incelenen belgeler neticesinde; Verilen menkul ve gayrimenkul rehinlerinin asıl borca yönelik verildiği, bu nedenle sadece asıl borçlu olan şirket yönünden itirazın kaldırılması gerektiği, kefillerin kefaleti yönünden rehin ya da ipotek verilmediği için kefillerin bundan faydalanamayacakları Yargıtayın içtihatlaşmış kararlarına istinaden ipotek takibi asıl borçlunun kefili olan müteselsil kefile istinaden itiyati haciz kararı uygulaması yapılabileceği, yetki itirazında bulunmuşsa da ekte sunulan Genel Kredi Sözleşmesi’ne istinaden ve BK 89/1 maddesi gereğince yetkili icra dairesinin – mahkemenin İstanbul Anadolu İcra Daireleri ve Mahkemeleri olduğu açıkça belirtilmiş olduğunu bu nedenle yetki itirazının kabulünün mümkün olmadığı nazara alınarak ihtiyati haciz kararına yapılan itirazın reddine ihtiyati haciz kararının aynen devamına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçeleri ile;“İhtiyati haciz kararına karşı borçlu tarafından yapılan itirazın REDDİNE,” karar verilmiş ve verilen karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; İhtiyati hacize dayanak gösterilen … Bankası’nın, genel kredi sözleşmesinden doğan alacağının rehinle teminat altına alındığını, alacaklının HMK’nun 29 maddesinde düzenlenen dürüst davranma ve doğruyu söyleme yükümlülüğünü ihlal ederek bu rehinlerden hiç bahsetmediğini, İhtiyati haczin birinci şartının alacağın rehinle temin edilmemiş olması olduğunu, alacak rehinle teminat altına alındığından verilen ihtiyati haciz kararının İİK’nun 257 maddesine ve hukuka aykırı olduğunu, Alacak rehinle teminat altına alındığı ve ilama dayanmadığı halde teminatsız ihtiyati haciz kararı verilmesinin İİK’nun 259 maddesine ve hukuka aykırı olduğunu, İhtiyati haciz kararında alacaklının yerleşim yerine yer verilmediğinden İcra ve İflas Kanunu’nun 260’ıncı maddesine göre ihtiyati haciz kararının hukuka aykırı olduğunu, Aynı alacak için hem İstanbul Anadolu Banka Alacakları İcra Dairesi … Esas nolu dosyası ile ilamsız takip hem de İstanbul Anadolu Gayrimenkul Satış İcra Dairesi … Esas nolu dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığı, ihtiyati haciz isteyen yanın ipotekler borcu fazlasıyla karşıladığı halde dürüstlük kuralına aykırı davranarak mükerrer takip yaptığını, İhtiyati hacize dayanak gösterilen … Bankası’nın Genel Kredi Sözleşmesi, İstanbul İlinin Bayrampaşa İlçesinde yapıldığından mahkemenin yetkisiz olup İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu, İhtiyati haciz kararına dayanak gösterilen genel kredi sözleşmesinde imzası bulunan …, … ve … Tic Ltd.Şti’nin asıl borçlular olduklarını, borcun asıl borçludan tahsil edilmesi yoluna gidilmeden kefil hakkında da takibe başlanmasının kanun ve hakkaniyetle bağdaşmadığını, Borçlar Kanunu’nun 586. maddesi uyarınca borçlunun, ifada geciktiğini, ihtarın sonuçsuz kaldığını veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olduğunu, ihtiyati haciz isteyen alacaklının kanıtlamamış olması karşısında ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 590/2.maddesi uyarınca, asıl borçlu aleyhine baslatılmış bir takip olmadan ve bu takip sonucunda kesin aciz vesikası alınmadan kefilin takip edilemeyeceğini, Alacaklı görünen tarafın, müvekkil nezdinde doğmuş veya doğacak hak, alacak veya menfaati bulunmadığını, borca, ödeme emrine, ihtiyati haciz kararına, mahkemenin yetkisine, icra dairesinin yetkisine, faize, faiz oranına ve işlemiş faize, ferilerine açıkça itiraz ettiklerini, Alacaklı görünen yan tarafından davaya konu ihtiyati haciz kararının İstanbul Anadolu Banka Alacakları İcra Dairesi … Esas sayılı dosyasından icra takibine konulduğunu, işbu takibe karşı 08/03/2022 tarihinde, İstanbul Anadolu 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/02/2022 tarih, 2022/138 D.İş, 2022/158 Karar sayılı ihtiyati haciz kararına, borca, mahkemenin yetkisine, icra dairesinin yetkisine, faize, faiz oranına, alacaklı yandan teminat alınmamasına, faize, işlemiş faize, ferilerine, asıl borçlulardan aciz vesikası alınmadan kefil olarak müvekkile başvurulmasına açıkça itiraz edildiğini, itiraz dilekçesi üzerine icra müdürlüğünce verilen kararın alacaklı görünen yana tebliğ edildiğini, tebliğ üzerine 7 gün içinde itirazın kaldırılması için dava açması gereken alacaklı görünen yan, bu müddetleri geçirdiğinden ve dava açmadığından İcra ve İflas Kanunu’nun 264’ncü maddesi gereği ihtiyati haczin kanun gereği hükümsüz kaldığını ileri sürerek; İstinaf başvurusunun kabulü ile, HMK madde 353/1-a-6 uyarınca mahkemece, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması sebebiyle esası incelemeden İstanbul Anadolu 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/02/2022 tarih, 2022/138 D.İş, 2022/158 Karar sayılı ihtiyati haciz kararına itirazların reddine ilişkin 02/06/2022 tarihli kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini, mahkeme aksi takdirde ise HMK madde 353/1-b-3 uyarınca yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra yeniden esas hakkında İstanbul Anadolu 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/02/2022 tarih, 2022/138 D.İş, 2022/158 Karar sayılı ihtiyati haciz kararına itirazların reddine ilişkin 02/06/2022 tarihli kararın kaldırılarak itirazlarınızın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Talep, genel kredi sözleşmesi uyarınca kullandırılan krediye ilişkin alacağın tahsilini teminen borçluların malları ile 3.şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczi kararına itiraza ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle itirazın reddine karar verilmiştir. İİK’nun 257/1 fıkrası uyarınca; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nun 258 maddesi uyarınca; ihtiyati haciz talep eden alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur.Burada aranan ölçü yaklaşık ispat ölçüdür. İİK’nun 265. maddesi hükmü gereğince, borçlu kendisi dinlenilmeden verilen ihtiyati haciz kararına yönelik haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata, huzuru ile yapılan hacizlerde haczin uygulandığı, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde itiraz edebilir. Bu durumda mahkeme, gösterilen itiraz sebepleri ile bağlı inceleme yaparak itirazı kabul veya reddeder. İİK’nın 258 maddesinde ihtiyati hacze, aynı kanunun 50. maddesine göre yetkili mahkeme tarafından karar verileceği belirtilmiş, anılan maddede ise ihtiyati hacizde yetkili mahkemenin belirlenmesi hususunda HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerine atıfta bulunulmuştur. HMK’nun 17 maddesine göre; tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır. Sicil kayıtlarında yapılan inceleme sonucu, genel kredi sözleşmesinin tarafı, asıl borçlu ve kredi lehdarı …’ın, … işletme adı ile tacir kaydının bulunduğu tespit edilmiştir. Somut olayda talep dayanağı genel kredi sözleşmesinin 29 maddesinde, uyuşmazlık halinde genel yetkili mahkemelerin yanında İstanbul Anadolu Mahkeme ve İcra Dairelerinin de yetkili olduğu kararlaştırılmış(münhasır olmayan yetki sözleşmesi) olup, anılan yetki sözleşmesi kefilleri de bağlayacağından, icra dairesinin ve mahkemenin yetkisine yönelik istinaf sebebi haklı görülmemiş, ilk derece mahkemesinde yetki itirazının yerinde olmadığına yönelik gerekçesi usul ve kanuna uygun bulunmuştur. Dosyaya mübrez 11/11/2019 tarihli genel kredi sözleşmesi, aynı tarihli kefalet sözleşmesi, kat ihtarı ve tebliğ şerhi örnekleri kapsamı ile dosya arasına alınan nüfus kayıt örneği içeriğinden; genel kredi ve kefalet sözleşmelerinin geçerliğinin ve muaccel alacağın varlığının yaklaşık düzeyde ispat olunduğunun anlaşıldığı, kredi lehdarı ve müteselsil kefillere hesap özetini içerir kat ihtarının tebliğe çıkarıldığı, kredi lehdarının sözleşmedeki adresine çıkartılan tebligatın iade edildiği, İİK 68/b maddesi uyarınca, iade tarihi itibariyle kredi lehdarı/asıl borçluya tebligat yapıldığının yaklaşık düzeyde ispat edildiğinin kabulünün gerektiği, şu halde TBK’nun 586/1 maddesi koşullarının oluştuğunun yaklaşık düzeyde ispat olunduğu tespit edilmiştir. Dosyaya mübrez ipotek resmi senedi örneği kapsamından, muteriz müteselsil kefilin kefalet sözleşmesinden doğan borcunun ipotek ile teminat altına alınmadığı anlaşılmış olup, mahkemenin bu yöndeki gerekçesinde usul ve kanuna aykırılık mevcut değildir. Alacaklı bankanın 6741 sayılı … Şirketi’nin Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun uyarınca Varlık Fonu’na devredildiği ve anılan kanunun 8/2. Maddesi uyarınca her türlü dava ve icra işlemlerinde teminat yatırma mükellefiyetlerinden muaf olduğu anlaşıldığından teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesinde yasaya aykırılık bulunmamaktadır. İtiraz edenin buna ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 590/2.maddesi, kefilin göstereceği ayni teminat karşılığında, tüm rehinler paraya çevrilinceye yahut asıl borçlu hakkında kesin aciz belgesi alınıncaya veya konkordato kararı verilinceye dek mahkemeden hakkındaki takibin durdurulmasına yönelik talep hakkına ilişkin olup, bu bağımsız talep, ihtiyati haciz veya ihtiyati hazce itiraz yargılamasını yapan mahkemede ileri sürülemeyeceği gibi, İİK’nun 265 maddesindeki tahdidi itiraz sebeplerinden de değildir. İtiraz edenin buna ilişkin istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir. İİK’nun 264. maddesi ihtiyati haczi tamamlayan merasim koşullarını ve ihtiyati haczin düşmemesi için gerekli işlemlerin nelerden ibaret olduğunu düzenlemektedir. Borçlu hakkında genel haciz yolu ile başlatılan icra takibine itiraz edilmesi halinde İİK’nun 264/2. maddesi gereğince bu itiraz alacaklıya tebliğ olunur. Alacaklı tebliğden itibaren 7 gün içinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemeye veya mahkemede dava açmaya mecburdur. Alacaklının bu müddetleri geçirmesi veya davasından yahut takip talebinden vazgeçmesi veya takip talebinin yasal sürenin geçmesi sebebi ile düşmesi yahut dava dosyası işlemden kaldırılıp bir ay içinde yenilenmezse ya da alacaklının davada haksız çıkması hallerinde ihtiyati haciz hükümsüz kalır. İhtiyati haczin hükümsüz kaldığını tespit yetkisi icra müdürüne ait olup, icra müdürünün haczin kalkıp kalkmadığına ilişkin kararlarına karşı icra mahkemesinde şikayet yoluna başvurulabilir(bkz. Kuru/BAKİ, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, ikinci bası, Adalet Yayınevi, Ankara 2013, s. 1069). Muteriz vekilince, ödeme emrine itirazın alacaklı vekiline tebliğ edildiği tarihten itibaren yedi gün içerisinde itirazın kaldırılmasının talep edilmediği veya itirazın iptali davası açılmadığı ileri sürülerek ihtiyati haczin hükümsüz kaldığına karar verilmesi talep edilmişse de; haczin hükümsüzlüğünü tespit yetkisi icra müdürüne, ihtiyati haczin hükümsüz kaldığına ya da infaz edilemeyeceğine yönelik şikayeti incelemeye yetkisi ve görevi de icra mahkemesine aittir. İtiraz edenin buna ilişkin istinaf sebebi de yerinde değildir. Bu itibarla mahkemece verilen kararda sonucu itibariyle bir isabetsizlik bulunmamakta olup, açıklanan nedenlerle ihtiyati hacze itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati hacze itiraz edenin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 14/09/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.