Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1520 E. 2022/1178 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1520 Esas
KARAR NO: 2022/1178 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/299 Esas (Derdest Dava Dosyası)
TARİH: 09/05/2022
DAVA: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/09/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalının müvekkil firma hakkında 18 Haziran 2021 tarihinde www…com internet sitesinde ; “…” şeklinde bir şikayet yayınladığını, İşbu şikayetin taraflarınca tespit edilmesi neticesinde …com isimli şirket ile iletişime geçildiğini, şirket merkezinde bu şekilde bir olayın vukuu bulmadığı iletilmiş ise de yayın içeriğinin kaldırılması konusunda ilgili siteden olumlu yanıt alınamadığı belirtilerek davalının yaptığı yorumun kaldırılmasına yönelik …com’a müzekkere yazılarak davacı hakkında yapılan yorumların kaldırılması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 09/05/2022 tarih ve 2022/299 Esas sayılı ara kararında; ” ….Bu bağlamda dosya kapsamında yapılan değerlendirmede, somut olayda ihtiyati tedbir isteyenin haklılık durumunun tespiti yargılamayı gerektirdiğinden davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermek yerinde görülmüştür…”gerekçesi ile, Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, davalının yaptığı yorumların içerik itibariyle TTK 55. Maddesi kapsamında yaklaşık ispat koşulunu sağladığını, Müvekkili şirket ile ilişkisi bulunmayan şahsın amacının; müvekkili şirkete iftara atarak ticari itibarını sarsmak niyetinde olduğunu ve bunun kabul edilemeyeceğini, Müvekkili aleyhinde gerçekdışı olayların paylaşılmasının ticari ahlak ve dürüstlüğün açıkça istismarı olup haksız rekabet olgusunu da ortaya koyduğunu, Davalının haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 24. ve 25. maddesine aykırı olduğunu, Davalının eylemlerinin müvekkili şirkete karşı telafisi imkansız zararlara yol açacağını, potansiyel müşteriler açısından şirketin itibarını sarstığı gerekçesi ile www…com sitesine yaptığı yorumun kaldırılmasına yönelik ihtiyati tedbir talebi verilmesi gerektiğini belirterek ara kararın kaldırılmasını yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, davalının haksız fiil ve haksız rekabet teşkil eden eylemleri nedeniyle açılmış maddi ve manevi tazminat davasında, haksız rekabet oluşturduğu iddia olunan davalının www…com sitesinde yaptığı paylaşımın TTK 61. maddesine göre tedbiren durdurulmasına ilişkindir. Mahkemece, İhtiyati Tedbir talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. TTK’nın 61. maddesinde; “Dava açma hakkını haiz bulunan kimsenin talebi üzerine mahkeme, mevcut durumun olduğu gibi korunmasına, 56 ncı maddenin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde öngörüldüğü gibi haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetin önlenmesine ve yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesine ve diğer tedbirlere, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun ihtiyati tedbir hakkındaki hükümlerine göre karar verebilir. ” hükmü yer almıştır. Buna göre bu tür davalarda talep edilebilecek ihtiyati tedbir talepleri TTK’nın 61. maddesine göre değerlendirilmelidir. Burada hüküm bulunmayan konularda, tamamlayıcı hüküm olarak HMK’nın 389 vd. Maddelerinden yararlanılmalıdır. HMK.nın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Somut olayda, Davacının satışını gerçekleştirdiği ürün ile ilgili olarak davalının www…com internet sitesi üzerinden yaptığı paylaşımın haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı, haksız rekabetin koşullarının olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, iddiaya konu eylemlerin sabit olup olmadığı konularındaki nihai değerlendirme, iddia ve savunma doğrultusunda yargılama içinde toplanıp incelenecek deliller ışığında yargılama sırasında ortaya çıkacaktır. Talep ve ara karar tarihi itibariyle HMK’nın 390/3. maddesinde belirtilen yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden, değişen koşul ve durumlara göre ilk derece mahkemesinden yeniden tedbir talep edilmesi de mümkün olduğundan, ihtiyati tedbir talebinin reddi yönündeki ilk derece mahkemesi ara kararı dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olup davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebeplerinin HMK’nın 353/1-b.1 maddesi geriğince esastan reddine yönelik aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 14/09/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.