Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1518 E. 2022/1221 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1518
KARAR NO: 2022/1221
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/06/2022 ( İhtiyati Tedbir Talebinin Reddine Dair Karar )
DOSYA NUMARASI: 2021/863 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ: 15/09/2022
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacılar vekili, dava dışı …’ın tek yetkilisi olduğu müvekkili şirketlerin 2019-2020 yıllarında finansal olarak zor bir sürece girdiğini ve müvekkili şirketleri temsil eden … ile davalı … arasında 19/03/2020 tarihli bir Ortaklık Sözleşmesi imzalanarak, müvekkili şirketlerin borç durumunun belirlenmesi ve ödeme şekillerinin karara bağlanması ve işbu şirketler ile … Markasının haklarını devretmek üzere başlangıçta davalı …’in %100 kurucu ortağı olacağı, daha sonra %25 hissesinin … veya belirleyeceği bir kişiye devredeceği ve şartları işbu sözleşmede kararlaştırılan bir Anonim Şirket kurulması hususunda anlaşma sağlandığını, müvekillerince sözleşmede kararlaştırılan tüm yükümlülükler yerine getirilerek, gerekli tüm devirlerin davalı … A.Ş.’ye gerçekleştirildiğini ancak davalı tarafça işbu ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi nedeni ile taraflarınca Bakırköy … Noterliği’nin 28.12.2020 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile yükümlülüklerin yerine getirilmesi, aksi halde para borçları bakımından alacağın tahsili için yasal yollara başvurulacağı yahut sözleşmeden dönme ve menfi zararların tazmini için dava açılabileceği hususlarının davalıya ihtar edildiğini, davalı tarafla yapılan görüşmeler neticesinde bir kısım hususlarda anlaşmaya varıldığını, anlaşmaya varılamayan ve davalı tarafça yerine getirilmeyen yükümlülükler için taraflarınca Bakırköy … Noterliği’nin 02.09.2021 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini ancak olumlu yanıt alınamadığını, akabinde ise davalı …’in temsilcisi sıfatıyla ortaklık sözleşmesine imza attığı “… Anonim Şirketi’nin” fiilen var olmadığının ve aslında …’in o dönem tek ortağı ve temsilcisi olduğu şirketin “… Limited Şirketi” olduğunun öğrenildiğini, davalı …’in kasıtlı olarak müvekkil şirketleri dolandırmak maksadı ile hareket ettiği değerlendirildiğinden, bu hususta Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğunu, sözleşme uyarınca davalı …’in, yeni kurulacak … A.Ş’nin %25 hissesini 2 yıl sonuna kadar müvekkili şirketleri temsilen …’a devredeceğini, ayrıca şirket kurulduktan itibaren % 25 hisse devri yapılana kadar şirketin % 25 karını müvekkili şirketlere devredeceğini ancak davalı tarafından sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükler yerine getirilmediğini, yine davalı tarafından ödenmesi gereken 6.000.000,00 TL’nin yaklaşık 2.000.000,00 TL’sinin ödenmediğini, müvekkillerinin ise sözleşme uyarınca yaklaşık 4.237,2881 TL marka değeri olan … markasını davalı … Anonim Şirketi’ne devrettiğini, yine müvekkillerine ait makineler ve elektronik aletlerin bu şirkete devredildiğini beyanla; Ortaklık sözleşmesinin TBK’nın 125/3 maddesi uyarınca sözleşmeden dönme nedeniyle feshine, ortaklık kapsamında davalı … A.Ş’nin kullanımına devredilen makine ve elektronik aletlerin davalılardan alınarak davacı müvekkillere teslimine, ortaklık sözleşmesinde davalı … tarafından ödenmesi kararlaştırılan ancak yerine getirilmeyen borç ödemelerinden kaynaklı olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 20.000,00 TL tutarındaki zararının davalı …’den tahsili ile müvekkillerine ödenmesine, davalı … A.Ş’nin kurulduğu tarihten dava tarihine kadar olan cirosu tespit edilerek, ortaklık sözleşmesinde kararlaştırıldığı üzere %25 kar payına denk gelen kısmı bilirkişi marifetiyle hesaplanarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 20.000,00 TL kar payının davalı … A.Ş’den tahsili ile müvekkillerine ödenmesine, ortaklık sözleşmesi uyarınca … A.Ş’ye devredilen … markasının devrinin iptaline ve davacı … Tic. Ltd. Şirketi adına tesciline, dava süresince olası hak kayıplarının önlenmesi için davalı … A.Ş.’nin hisseleri ve mal varlığı ile dava neticesinde iadesi talep olunan makineler ile elektronik aletler üzerine ihtiyati tedbir olarak haciz konulmasına ve dava süresince şirkete kayyım atanmasına, … Markası üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk Derece Mahkemesinin 26/10/2021 tarih ve 2021/863 E. sayılı Kararı ile; “…mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekli olup bu hususta mahkememizde dava dilekçesinde ileri sürülen ve/veya eklenen delillerden kanaat oluşmadığı, ihtiyati tedbir kararı verebilmek için hâkimin somut sebep göstermesi ve ihtiyati tedbir kararının haklılığını ortaya koyacak delil değerlendirmesi yapması ve yaklaşık ispat ölçüsüne yaklaşması gerekli olup talep eden vekili tarafından dosyaya sunulan delillerin yeterli somut delil kabul edilip haklılık konusunda yaklaşık ispat şartını yerine getirir ölçüde bulunmaması nedeniyle ihtiyati tedbirin yasal şartlarının oluşmadığı…” gerekçesi ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemizin 30/12/2021 tarih ve 2021/2385 Esas – 2021/1917 Karar sayılı ilamı ile yaklaşık ispat koşulunun sağlanamadığı gerekçesi ile kesin olarak istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. Davacılar vekili bu defa İlk Derece Mahkemesine sunmuş olduğu 14/06/2022 tarihli dilekçesinde özetle; davalıların davacı müvekkili ile aralarındaki Ortaklık Sözleşmesini kabul ettiklerini, davalılardan … Tic. A.Ş.’nin açıkça işbu ortaklık sözleşmesine istinaden kurulmuş olup, faaliyetini sözleşme doğrultusunda davacı müvekkillerinin devretmiş olduğu makine ve cihazlar ile yürütmekte olduğunu, işbu devre ilişkin faturaların da dava dosyasına sunulmuş olduğunu, bu nedenle … A.Ş.’nin elinde bulundurduğu işbu faturalı makinelerin açıkça davanın konusunu oluşturduğunu, açıklanan nedenle davanın açıldığı tarihte olmasa da gelinen aşamada ihtiyati tedbir talebinin haklılığı konusunda yaklaşık ispat şartının sağlandığını, davanın kabulüne karar verilmesi halinde sözleşme doğrultusunda davalıya devredilen malların iadesi gerekeceğini, müvekkili şirketlerin iş hacmi ve cirosu göz önüne alındığında olası bir mal kaçırma halinde müvekkili şirketler nezdinde oluşacak hak kaybının telafisi imkansız maddi zarara yol açacağını beyanla davalı … Anonim Şirketi’nin hisseleri ve mal varlığı ile dava neticesinde iadesi talep olunan ve … A.Ş’nin zilyedi olduğu makineler ile elektronik aletler üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, dava süresince … Tic. A.Ş.’ye kayyım atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesinin 22/06/2022 tarih ve 2021/863 Esas sayılı İhtiyati Tedbir Kararının Reddine Dair Kararı ile; “…Bu kez davacılar vekili 14/06/2022 tarihli dilekçesi ile yeniden ihtiyati tedbir talebinde bulunmuş ise de; Mahkememiz dava dosyasında ihtiyati tedbir talebinin reddine dair açıklanan gerekçelere dayanak yeni bir durum ortaya çıkmadığı gibi, yaklaşık ispat koşulunun halihazırda oluşmadığı anlaşılmakla ihtiyati tedbir talebinin reddine ” gerekçesi ile talebinin REDDİNE karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; 6100 sayılı HMK’nun 389. maddesinde düzenlenen İhtiyati Tedbir kararının madde hükmünde, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” şeklinde belirtildiği üzere, bir hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında uygulanacak geçici bir hukuki koruma olduğunu, Mahkemece 26.10.2021 tarihli karar ile “Mahkememizde dava dilekçesinde ileri sürülen ve/veya eklenen delillerden kanaat oluşmadığı, ihtiyati tedbir kararı verebilmek için hâkimin somut sebep göstermesi ve ihtiyati tedbir kararının haklılığını ortaya koyacak delil değerlendirmesi yapması ve yaklaşık ispat ölçüsüne yaklaşması gerekli olup talep eden vekili tarafından dosyaya sunulan delillerin yeterli somut delil kabul edilip haklılık konusunda yaklaşık ispat şartını yerine getirir ölçüde bulunmaması nedeniyle ihtiyati tedbirin yasal şartlarının oluşmadığı” kanaatine varıldığından bahisle talebin reddine karar verilmiş olup; 14.06.2022 tarihli talepleri hakkında her ne kadar daha önce açıklanan gerekçelere dayanak yeni bir durumun ortaya çıkmadığı belirtilmiş ise de daha önceki ret kararından sonra, 16.11.2021 tarihinde Mahkemeye halihazırda mevcut olan ve taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi ortaya koyan tüm delillerin; ortaklık sözleşmesi, faturalar, devirlere ilişkin belgeler ve yazışmaların sunulduğunu, mahkemece de başka yerden getirtilmesi gerekli olan belgeler için ilgili kurum ve kuruluşlara müzekkere yazılmasına karar verildiğini, halihazırda “…” markasına ilişkin sicil kaydı ve devir sözleşmesinin Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından Mahkemeye gönderilmiş olduğunu, bilahare davalı taraflarca sunulan 03.12.2021 tarihli cevap dilekçesinde taraflar arasındaki Ortaklık Sözleşmesi ve hükümlerinin aynen kabul edildiğini, mahkemece gerçekleştirilen duruşmalarda da bu hususun ikrar edildiğini, bu durumda tedbir talep edilen ve devre ilişkin fatura ve diğer delilleri sunulmuş olan makine ve cihazların, Ortaklık Sözleşmesi uyarınca kurulan davalılardan … A.Ş.’ye yine sözleşme gereği devredildiği, işbu cihazlar ile … A.Ş. yönetim ve mal varlığı değerlerinin davanın asli konusunu oluşturduğu, bunların para ve taşınır mal olması hasebiyle elden çıkarılması, kaçırılmasının kolay olması, dolayısıyla dava değeri itibariyle telafisi imkansız zararlara yol açacağı hususlarının izahtan vareste olduğunu, olası bir mal kaçırma halinde müvekkili şirketler nezdinde oluşacak hak kaybının telafisi imkansız maddi zarara yol açacağını beyanla ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin yerel Mahkeme kararının HMK’nin 341. ve devamı maddeleri uyarınca kaldırılmasını, talep ettikleri şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, taraflar arasında imzalanan ortaklık sözleşmesi kapsamında kurulduğu iddia olunan, davalı … Ticaret A.Ş.’nin malvarlığı ve hisseleri ile, aynı sözleşme nedeniyle adı geçen şirkete devrediliği iddia olunan makine ve elektronik aletler üzerine ihtiyati tedbir konulması ve davalı şirkete yargılama süresince kayyım atanması talebine ilişkindir.Davacılar vekilince ilk kez dava dilekçesi ile aynı şekilde ileri sürülen talep hakkında İlk Derece Mahkemesi’nce 26/10/2021 tarihli ara karar ile; “sunulan deliller kapsamında, mevcut durumda meydana gelecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli derecede zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceği veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağı konusunda kanaat oluşmadığı, davanın haklılığı konusunda mevcut delillere göre yaklaşık ispat koşulunun sağlanmadığından” bahisle talebin reddine karar verilmiştir. 26/10/2021 tarihli karar davacılar vekili tarafından istinaf edilmiş ve istinaf incelemesini yapan dairemizin 30/12/2021 tarih ve 2021/2385 Esas – 2021/1917 Karar sayılı ilamı ile; “davalı … A.Ş.’nin hisseleri ile malvarlığı davanın konusunu oluşturmadığından bu yöndeki tedbir talebi ile davalı şirkete kayyım atanmasına dair talebin haklı olmadığı, iadesi talep edilen makine ve aletler ile marka üzerine ihtiyati tedbir konulmasına ilişkin talep yönünden ise, mevcut delil durumuna göre haklılık konusunda yaklaşık ispat koşulunun sağlanmadığı, ileride yeni delil sunulması halinde talebin yeniden değerlendirilebileceğinden” bahisle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, davacılar vekilinin bu kez 14/06/2022 tarihli dilekçesi ile yeniden aynı iddialar ve gerekçelerle ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu anlaşılmış olmakla, bu aşamada dosyaya eklenen tek yeni delilin Bakırköy CBS’nin 2021/93845 soruşturma sayılı dosyası olduğu ve soruşturma dosyasının geldiği aşama itibariyle yaklaşık ispatın sağlanmasına bir katkısının bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Keza davalı … A.Ş.’nin hisseleri ile malvarlığının davanın konusunu teşkil etmemesi ve ihtiyati tedbir kararının ancak dava konusu hakkında verilebilecek olması sebebiyle, davalı şirkete kayyım atanması ile şirketin malları ve hisseleri üzerine tedbir konulması talebinin haklı olmadığı yönündeki gerekçe de geçerliliğini sürdürmektedir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacıların istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcı istinaf edenler tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 15/09/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.