Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1517 E. 2022/1198 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1517
KARAR NO: 2022/1198
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/06/2022 ( İhtiyati Tedbir Red Kararı )
DOSYA NUMARASI: 2022/499 Esas
DAVA: Ticari Şirket (Fesih İstemli)
KARAR TARİHİ: 15/09/2022
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin diğer ortaklarının, müvekkilinin güvenini sarsacak bir çok eylemde bulunduklarını, bu eylemlerden birinin davalı şirkete ait İnstagram hesabının müvekkilinden habersiz şifresinin değiştirilerek tüm ikaz ve uyarılara rağmen müvekkiline yeni şifrenin verilmemesi olduğunu, ortak …’nin adi ortaklığa ait kazançlar kapsamında pay bedellerinin eksik ödendiğini ve sonradan kurulan limited şirketin kazançlarından da kendisine hiçbir kar payı ödenmediğini iddia ettiğini, bu iddianın asılsız olduğunu, banka hesaplarından çekilen paraların bizzat Ortak … tarafından çekildiğini, müvekkili, yaşanılan olaylar sonucunda kendisine ait bir klinik açma çabasına girdiğinden dava konusu klinikten kısmen de olsa uzaklaştığını, ayrıca bu süreçte şirkete ait vadesiz hesaptan müvekkilinin bilgisi dışında 15.04.2022 tarihinde 200.000,00-TL ve 06.06.2022 tarihinde 130.000,00-TL’nin diğer ortak …’un eşinin şirket hesabına gönderildiğini, müvekkilinin ortaklarına karşı güveninin kalmadığını, bu ortaklık içerisinde şirketin devamının mümkün olmadığını, yargılama sürecinde ortakların şirketi zarara uğratmak veya ortak hesaplardan veya şirket hesabından ortakların kendi veya dava dışı 3. kişilerin hesaplarına para akışının sağlanması, başkaca harcamaların yapılması gibi işlemlerin engellenmesi amacıyla öncelikle banka hesaplarına ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve davalı şirkete denetim veya denetim ile birlikte onay kayyumu atanmasını talep etmek gerektiğini belirterek, davalı şirketin feshine ve tasfiyesine, fesih uygun görülmediği takdirde her üç ortağa ait ortak banka hesabı ve şirkete ait banka hesaplarında bulunan miktarın şirket ortakları arasında paylaştırılmasına ve müvekkiline ait hissenin ve davalı şirketteki demirbaşlarla birlikte davalı şirketin değerinin tespit edilerek müvekkilinin payı oranında avans faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesine, … Bank A.Ş.’ de yer alan her üç ortağa ait … Iban numaralı ortak hesabından ve …. bank A.Ş.de yer alan TR… Iban numaralı şirkete ait vadesiz hesaptan usulsüz çekilen, başkaca banka hesaplarına aktarılan veya harcanan miktarın kar payı oranında avans faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesine, dava konusu şirketin feshi kararı verilmesi halinde fesih tarihine kadar ödenmeyen kar payının avans faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine, yargılama sürecinde ortakların şirketi zarara uğratmak veya başkaca harcamaların yapılması gibi işlemlerin engellenmesi amacıyla her üç ortağa ait … Bank A.Ş.’ de yer alan her üç ortağa ait … Iban numaralı banka hesabına ve şirkete ait … bank A.Ş de yer alan … Iban numaralı vadesiz hesabı ile … Bankası A.Ş.’de bulunan TR… Iban numaralı hesabına ihtiyati tedbir uygulanmasına ve davalı şirkete kayyum atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 28/06/2022 tarih ve 2022/499 Esas sayılı İhtiyati Tedbir Ret Kararı ile; “… HMK’nun 389. Maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ihtiyati tedbire karar verilmelidir. Bu itibarla Mahkemece asıl uyuşmazlığı çözecek nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilmesine hukuken imkan bulunmadığı gibi taraflar arasındaki uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiğinden istemde HMK 389 ve devamı madde hükümlerinde ön görülen koşullar gerçekleşmediğinden; Davacı vekilinin banka hesaplarına ihtiyati tedbir uygulanmasına ve davalı şirkete kayyum atanmasına ilişkin talebin yasal koşulları oluşmadığından ihtiyati tedbir isteminin bu aşamada reddine karar verilmesi gerektiği … ” gerekçeleri ile; ” 1-Davacı vekilinin ihtiyati tedbir isteminin koşulları bulunmadığından REDDİNE,…” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı şirketin fesih ve tasfiyesinin talep edilme sebebinin, müvekkilin ortaklıktan uzaklaştırılmak istenmesi, diğer ortakların davranışları sebebi ile müvekkilin diğer ortaklara duyduğu güvenini yitirmesi ve davalı şirket hesabından müvekkilin izni ve bilgisi olmaksızın çekilen ve dava dışı 3. kişiler hesabına aktarılan yüksek meblağlı tutarlar olduğunu, bankalara yazılacak müzekkere ile bu hususun tespit edilebileceğini, Müvekkil dışında davalı şirketin diğer ortakları tarafından gerçekleştirilen eylemler sebebi ile bu şirketin devamının mümkün olmayıp, şirketin feshi ve tasfiyesini talep ettiklerini, ihtiyati tedbir talebinde bulunma sebeplerinin, müvekkilin izni ve bilgisi dışında daha önce yaşanan hadisede olduğu gibi şirket hesaplarından dava dışı 3. kişilerin hesaplarına yapılan para transferinin önüne geçmek olduğunu, buna ilişkin yaşanan somut bir olay delilleri ile birlikte dosyada mevcut ise de talebin yasal koşullarının oluşmadığı gerekçesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, Somut uyuşmazlıkta banka hesaplarına ihtiyati tedbir konulmaması ve şirkete kayyum atanmaması halinde, müvekkilinin izni ve bilgisi olmaksızın ortak hesaplardan veya şirket hesabından ortakların kendi veya dava dışı 3. kişilerin hesaplarına para akışı sağlanabileceğini, bunun da müvekkilinin hakkını elde etmesini önemli ölçüde zorlaştıracağını, hatta imkansız hale getireceğini, bu nedenle başkaca harcamaların yapılması gibi işlemlerin engellenmesi amacıyla öncelikle banka hesaplarına ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve davalı şirkete denetim veya denetim ile birlikte onay kayyumu atanmasına karar verilmesi gerektiğini, mahkemece ihtiyati tedbirin reddine ilişkin olarak verilen kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek, Mahkemece ihtiyati tedbirin reddine ilişkin verilen 28.06.2022 tarihli kararın kaldırılmasına, talepleri doğrultusunda her üç ortağa ait banka hesaplarına ihtiyati tedbir uygulanmasına ve davalı şirkete kayyum atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, limited şirketin feshih ve tasfiyesi, feshin uygun görülmemesi halinde ortaklara ait ortak banka hesabı ve şirkete ait banka hesaplarında bulunan miktarın şirket ortakları arasında paylaştırılması, davacıya ait hissenin ve davalı şirketin değerinin tespit edilerek davacının payı oranında ödenmesi, ortaklara ait ortak banka hesabı ve şirkete ait banka hesaplarından çekilen, başkaca banka hesaplarına aktarılan veya harcanan miktarın kar payı oranında ödenmesi, fesih kararı verilmesi halinde fesih tarihine kadar ödenmeyen kar payının ödenmesi istemiyle açılan davada, şirket ortaklarına ait banka hesabına ve şirkete ait banka hesabına ihtiyati tedbir uygulanması ve davalı şirkete denetim veya denetim ile birlikte onay kayyımı atanması istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir. TTK 636/4 maddesinde fesih davası açılması halinde mahkemenin gerekli önlemleri alabileceği belirtilerek bu konuda mahkemeye takdir hakkı tanınmıştır. Mahkeme durum ve şartlara göre her olayın özelliğini değerlendirerek, makul görülebilecek, somut olaya uygun tedbir kararı verebilecektir. HMK’nın 390. maddesine göre de; tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.Davacı iddiaları yargılamayı gerektirmekte olup, dosyaya ibraz edilen deliler, gerek davalı şirkete kayyım atanması gerekse banka hesaplarına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için gerekli olan yaklaşık ispata yeterli değildir. Şirketlerde asıl olanın, ortakları tarafından alınan kararlar ile belirlenen yöneticiler tarafından yönetilmesidir. Davalı şirkette organ boşluğu bulunmamaktadır. Ayrıca şirketin ticari faaliyetlerini engelleyecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesi de mümkün değildir. Uyuşmazlığı esastan çözecek olan ilk derece mahkemesinin takdirine göre, ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esasta reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 15/09/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.