Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1516 E. 2022/1176 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1516 Esas
KARAR NO: 2022/1176 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/239 Esas (Derdest Dava Dosyası)
TARİH: 21/04/2022 Ara Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/09/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkil şirket ile davalı borçlu … A.Ş. Arasında akdedilen 19.03.2019 tarihli “…-TEDARİKÇİ SATINALMA ESAS SÖZLEŞMESİ” uyarınca davalı-borçlu şirketin müvekkili şirketten temin ederek mağazalarında, sanal alışveriş siteleri veya elektronik ortamda, yurt içinde veya yurtdışında sahibi olduğu tüm dağıtım kanallarında satacağı ürünlerin satın alma ve ödeme şartları düzenlendiğini, tarafların “SAT-ÖDE” usulünde anlaştığını, yapılan anlaşmaya göre; ay içinde satılan ürünlerin ödemesinin satıldığı ayın son gününün vade başlangıcı olarak kabul edildiğini ve bu tarihten 30 gün sonra sadece satılan malın ödemesinin gerçekleştirileceğini, Müvekkil şirketin sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirmiş olmasına rağmen, 2021 yılı Ağustos ayından itibaren hesaplanan davalı-borçlu tarafından müvekkili şirkete ödenmeyen takibe konu edilmiş vadesi gelmiş alacaklar bulunduğunu, Müvekkili şirket tarafından borçlu şirkete gönderilen 29.11.2021 tarihli mutabakat mektubunda da, borçlu şirket kayıtlarında müvekkili şirketin alacaklı olduğunun belirtildiğini ancak vadesi gelmiş alacakların ödenmemesi nedeniyle davalı-borçlu şirkete Kartal … Noterliği’nden 21.01.2022 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname gönderildiğini, ihtarnamenin davalı-borçlu şirkete 24/01/2022 tarihinde tebliğ edildiğini ancak davalı-borçlu şirket yetkilileri tarafından ödeme yapılmadığını ve yazılı ya da sözlü olarak cevap verilmediğini bu nedenlerle İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyasından icra takibine başlandığını belirterek dava değerini karşılayacak tutarda davalıların taşınır ve taşınmaz mallarına, araçlarına ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarına haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 21/04/2022 tarih ve 2022/239 Esas sayılı ara kararında;” …Tarafların takibe dayanak sözleşme uyarınca edimlerini yerine getirip getirmediği ve anılan sözleşme uyarınca takip tarihi itibari ile davacının davalı taraftan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise alacak miktarının tespiti noktasında toplanmakta ve yargılamayı gerektirmektedir. Bu aşamada yaklaşık ispat şartının oluştuğu kabul edilemeyeceğinden davacının ihtiyati haciz talebi kabul edilmeyerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur….”gerekçesi ile, İhtiyati haciz talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının duruşma açılmaksızın eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu verildiğini,Dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, ilaveten; ihtiyati haciz sebeplerine ilişkin sözlü olarak beyanda bulunma hakkı tanınmadan taleplerinin reddedilmesinin Anayasanın adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde olduğunu,Alacakların rehin ile temin edilmediği ve borçlular ile irtibat kurulamadığı, borçlunun şube kapatma mal kaçırma ve ödeme kabiliyetini kaybetme durumu söz konusu olduğundan; müvekkili şirketin telafisi mümkün olmayan zararlara uğramaması için dava konusu alacakları için teminat karşılığından ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. Yargıtay kararlarında da kabul edildiği üzere borçluya karşı genel haciz yoluyla takip yapmış alacaklıların takip kesinleşmeden önce hakkının tehlikeye girmesi halinde ihtiyati haciz talep etmesine engel bulunmadığını, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına yapılan itiraz da, müvekkili şirketin alacağının tahsilini engelleme kastıyla yapıldığını, (T.C.Yargıtay 19. Hukuk dairesi 2005/9183 E. 2005/12547 K. sayılı 15.12.2005 tarihli kararı, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2013/27032 E. 2013/31654 K. Sayılı 08.10.2013 Tarihli kararı, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2007/16042 E. 2007/19188 K. Sayılı 22.10.2007 Tarihli kararı) Taraflar arasında 19/03/2019 tarihli “… Tedarikçi Satınalma Esas Sözleşmesi” imzalandığını, sözleşmeler gereğince vadesi gelmiş alacakların bulunduğunu dava konusu alacağın sözleşme, faturalar, cari hesaplar ve mutabakatlar ile sabit olup davalı şirketin 24/02/2022 tarihli borca itiraz dilekçesindeki itirazının haksız olduğunu, Müvekkili şirketin sözleşmeden doğan ürün tedarik borcunu yerine getirmiş olmasına rağmen davalı borçlu tarafından vadesi gelen borçları müvekkile ödenmediğinden kanun hükmü gereğince davalı taraf ihtara gerek olmaksızın temerrüde düştüğünü, vadesi gelmiş alacakların 6102 sayılı T.T.K.’ nın 1530. Maddesi gereğince vade tarihlerinden itibaren takip tarihine kadar işlemiş ve takip tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizleri ile birlikte tahsili talep edilmesi usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek, yerel mahkeme ara kararının kaldırılmasını, uygun görülecek teminat karşılığından ihtiyati haciz kararı verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, taraflar arasında imzalanan …-TEDARİKÇİ SATINALMA ESAS SÖZLEŞMESİ’nden kaynaklı alacağın tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davacında ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, İhtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiş ve karara karşı talep eden davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile, borçlunun mallarına geçici olarak el konulmasıdır. İİK’nın 257. maddesinde rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ancak borçlunun belirli bir yerleşim yerinin bulunmaması veya mallarını gizleme, kaçırma, kaçma gibi alacaklının haklarını ihlal eden eylemlerde bulunması halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği düzenlenmiştir. İİK’nın 258/1. maddesinin 2. cümlesine göre, “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur. Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir. Bu düzenlemeye göre mahkemece duruşma açılmadan dosya üzerinden ihtiyati haciz talebi hakkında karar verilebileceğinden davacı vekilinin duruşma açılmaksızın, eksik inceleme ile karar verildiğine ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Somut olayda, talep eden davacı şirket ile davalı şirket arasında imzalanan …-TEDARİKÇİ SATINALMA ESAS SÖZLEŞMESİ’nin sat-öde türünde olup sözleşme uyarınca tarafların edimini yerine getirip getirmediği, talep eden davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacağın varlığı ve miktarı açılan eldeki davada iddia ve savunma doğrultusunda yargılama içinde toplanıp incelenecek deliller ışığında yargılama sırasında ortaya çıkacaktır. Dosyaya ibraz edilen belgeler, alacağın varlığı, miktarı ve muaccel olduğuna dair yaklaşık olarak ispata yeterli değildir. Bu hali ile, İİK 257. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediği, değişen durum ve şartlara göre de her zaman yeniden talepte bulunulabilecek olup buna göre, ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin verilen karar, usul ve yasaya uygun olup talep eden davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Sonuç itibariyle, talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 14/09/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.