Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1477 E. 2022/1860 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1477
KARAR NO: 2022/1860
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/04/2022
DOSYA NUMARASI: 2021/771 Esas – 2022/310 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ: 08/12/2022
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili kurum sigortalılarından …’nin, 17.10.2014 tarihli meslek hastalığı sonucu malul kalması nedeniyle, kazazede sigortalıya 79.501,14-TL peşin semaye değerli gelir bağlandığını, 100,87-TL tedavi gideri yapıldığını, toplam 79.602,01-TL kurum zararı meydana geldiğini, kurum zararının, meslek hastalığının meydan gelmesinde kusurlu olan ve ihyası istenen davalı Tasfiye Halinde … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nden ve dava-dışı diğer işverenlerden tahsil edilebilmesi için İstanbul Anadolu 21. İş Mahkemesinin 2021/211 Esas sayılı dosyası üzerinden dava açıldığını, yargılama devam ederken celp edilen ticaret sicil kayıtlarının incelenmesi ile Tasfiye Halinde … İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin 30.11.2015 tarihinde tasfiye edildiği ve ticaret sicilinden terkin edildiğinin anlaşıldığını, taraf ehliyeti bulunmayan şirket hakkında hüküm verilmesi mümkün olmadığını belirterek, İstanbul Anadolu 21. İş Mahkemesi’nin 2021/211 E. sayılı dosyası üzerinden görülen rücuen tazminat davasının davalısı olan Tasfiye Halinde … İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin ihyasına, ticaret sicilinden terkin işleminin iptaline, ayrıca şirketi temsilen şirket yetkilisi olan son tasfiye memuru …’ın veya mahkemece uygun görülecek bir kişinin yasal temsilci olarak atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü 07/12/2021 havale tarihli dilekçesinde özetle; Müdürlüğün TTK.m. 32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m. 34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğunu, tasfiye memurlarının tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olmasının memurların sorumluluğunu gerektirdiğini, tasfiye memurlarının alacaklıların haklarını korumakla görevli olduğunu, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan tasfiye sürecini eksik/erken sonuçlandıran tasfiye memurunun kusurundan dolayı Ticaret Sicili Müdürlüğünün sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulamayacağını belirterek, davanın reddine, mahkeme aksi kanaate ise müvekkili aleyhe yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 20/04/2022 tarih ve 2021/771 Esas – 2022/310 Karar sayılı kararı ile; “… İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı iken 30.11.2015 tarihinde şirketin tasfiyesinin sona erdiğinden bahisle sicilden terkin edilen “Tasfiye Halinde … Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi” ‘nin İstanbul Anadolu 21. İş Mahkemesinin 2021/211 Esas sayılı dava dosyasının sonuçlandırılması ile sınırlı olarak ek tasfiye için TTK 547. maddesi uyarınca işlemler sonuçlanıncaya kadar Ticaret Sicil Müdürlüğüne yeniden tesciline, şirketin ek tasfiyesi için Ticaret Sicil’ine tesciline, bu işlemleri yapması için son tasfiye memuru … ’ın tasfiye memuru olarak atanmasına, davalı ticaret sicil müdürlüğü yasal hasım olup, davacı vekiline 09/03/2022 tarihli celsede yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunması nedeni ile ihyası istenilen şirketin terkin tarihi olan 30.11.2015 ten önce iş mahkemesine konu edilen dava ile ilgili dava ve davaya konu uyuşmazlık ile ilgili ihtarname veya ödeme talepli belge bulunup bulunmadığı varsa sunması için verilen 2 haftalık süreye rağmen herhangi bir bilgi ve belgenin sunulmadığı, yine davacı vekili tarafından 20/04/2022 tarihli celsede yapılan araştırmaya rağmen kurumda herhangi bir bilgi ve belgeye ulaşılamaması sebebiyle ara kararın yerine getirilemediğinin beyan edildiği anlaşıldığından yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılarak davalılar aleyhine, davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçeleri ile; ” 1.DAVANIN KABULÜ İLE; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı iken tasfiye sonucu 30.11.2015 tarihinde sicilden terkin edilen “… TURİZM İNŞAAT SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ” ‘nin İstanbul Anadolu 21. İş Mahkemesinin 2021/211 Esas sayılı dava dosyasının sonuçlandırılması ile sınırlı olarak TTK 547 maddesi uyarınca ek işlemler sonuçlanıncaya kadar İHYASINA, 2.Şirketin ek tasfiyesi için Ticaret Sicil’ine tesciline, bu işlemleri yapması için son tasfiye memuru … ’ın tasfiye memuru olarak atanmasına, kararın ticaret siciline tescil ve ilanına, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı tasfiye memuru vekili istinaf dilekçesinde özetle; 4857 sayılı İş Kanunu madde 32 son cümlesinde belirtildiği üzere; “Ücret alacaklarında zamanaşımı süresinin beş yıl ” olduğunu, davacı SGK’nın müvekkili …’nin 17.10.2014 tarihli meslek hastalığı sonucu malul kaldığı, meslek hastalığının meydana gelmesinde kusurlu olduğu iddia edilen Tasfiye Halinde … İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin 30.11.2015 tarihinde tasfiye edildiği ve ticaret sicilinden silindiğini, söz konusu davanın 22/11/2021 tarihinde açıldığını, dolayısıyla davacının alacağının zaman aşımına uğradığını, TTK’nın 547/1 maddesinin, ek tasfiyeye ilişkin talepte bulunulabilmesini 3 ana şartın gerçekleşmesi şartına bağladığını, bunun gerekçede; a) Yeniden tescil isteği korunmaya değer bir menfaate dayanmalıdır (menfaat şartı). korunmaya değer menfaatin varlığı inandırıcı delillerle açıklanmalıdır. İstemin ve ilgili delillerin inandırıcı olmaları yeterlidir. b) Yeniden tescil amaca ulaşmada kullanılabilecek tek yol olmalıdır (amaca ulaşma şartı). Bu nedenle amacın gerçekleştirilmesinin bir başka yolu varsa ve örneğin alacağın bir başka şekilde elde edilmesi imkânı bulunuyorsa yeniden tescil isteğinde bulunulamaz. c) Sicil memurunun şirketi sicilden silme kararına karşı; bir alacağın veya aktifin varlığı kanaat doğuracak bir şekilde belgelendirilerek, silme kararının iptali dava olunmalıdır. ” şeklinde ifade edildiğini, Ek tasfiye için gereken menfaat şartının sağlanmadığını, dolayısıyla mahkemenin ek tasfiyenin yapılması yönündeki kararının hukuka uygun olmadığını, mahkeme tarafından eksik ve hatalı incelemelerle davanın kabulü yönünde karar verildiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, ticaret sicilinden tasfiye nedeniyle terkin edilen şirketin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 643. maddesi yollamasıyla aynı kanunun 547. maddesinde düzenlenen ek tasfiye istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı tasfiye memuru tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. TTK’nın 547. maddesinde tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğunun anlaşılması halinde şirketin yeniden tescilinin istenebileceği düzenlenmiştir. Tasfiye Halinde … İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin tasfiye sonunda 30/11/2015 tarihinde ticaret sicilden kaydı terkin edilmiştir. TTK 547. maddesi uyarınca, tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa davaya dayanak olan işlemlerin sonuçlandırılmasına münhasır olarak şirketin yeniden tescili talebi ile dava açılabilecektir. Somut olayda, İstanbul Anadolu 21. İş Mahkemesinin 2021/211 Esas sayılı dosyasında ihyasına karar verilen şirket davalı taraf olarak yer almaktadır. Dolayısıyla belirtilen dosyada taraf teşkilinin sağlanması için ihya davası açmakta davacının hukuki yararı mevcut olup, TTK 547 madde uyarınca açılan ihya davasında, zamanaşımı ve hak düşürücü süre de söz konusu değildir. Açıklanan nedenlerle, ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde değildir. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı Tasfiye Memuru …’ın istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 08/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.