Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1462 E. 2023/413 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1462 Esas
KARAR NO: 2023/413 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/428 Esas – 2021/748 Karar
TARİHİ: 16/12/2021
DAVA: Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız))
KARAR TARİHİ: 09/03/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilini … bank 1220-Niksar Şubesi’ne ait E… çek seri nolu Keşidecisi … San. Tic. Ltd. Şti. Olan 500.000,00 TL bedellin 1 adet çeki zayii ettiğini bu nedenle çek üzerine ödeme yasağı konularak iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekilinin cevap dilekçesi sunmadığı görüldü.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 16/12/2021 tarih 2021/428 Esas – 2021/748 Karar sayılı kararında; “Dava, TTK’nun 818/1-s yollamasıyla 757-764. maddeleri hükümlerine göre zayii nedeniyle çek iptali istemine ilişkindir. Davacının dosyaya sunduğu çek fotokopilerinde keşide yeri ve keşide tarihinin bulunmadığı bulunmadığı anlaşılmış olup, Keşide tarihinin çekte bulunması zorunlu unsurlardandır. Yasada çek için öngörülen asli unsurların yokluğu o senedi çek olmaktan çıkaracaktır. Bu durumda eğer senet emre düzenlenmiş ise; havale hükmüne tabi olur. Hamiline düzenlenmiş olması halinde havale bile sayılamaz. Ancak yazılı delil başlangıcı sayılabilir. Bununla birlikte senet çek niteliği taşımadıkça, ciro edilmesi de söz konusu değildir. 6100 sayılı HMK’nın 114/1-h maddesine göre, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması dava şartı olup, aynı yasanın 115/1 .maddesinde yer alan düzenlemeye göre de, mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. HMK’nın 115/2. maddesine göre, mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.Hukukî yarardan maksat, davacının sübjektif hakkına hukukî korunma sağlanması hususunda mahkemeye başvurmasında hâlihazırda hukuken korunmaya değer bir yararının bulunmasıdır. Bir başka ifadeyle, davacı hakkına kavuşmak için, hâlihazırda mahkeme kararına muhtaç bir konumda değilse onun hukukî yararının bulunduğundan söz etmek mümkün değildir. Yukarıdaki bilgiler ışığında tüm dosya kapsamında çek vasfında olmayan belgenin tedavüle konmuş sayılmayacağı, 3.kişiler tarafından kaybolan çek yaprağının imzalanıp doldurulması halinde çeke dayalı menfi tespit davası da açılabileceği, bu kapsamda zayii nedeniyle iptal hükmü verilmesinde davacının hukuki yararı olmadığı anlaşılmakla , davanın hukuki yarar yokluğundan reddine şeklinde aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.”gerekçesi ile, -Davanın 6100 sayılı Yasanın 114/1-h maddesi delaleti ile 115/2.maddesi gereğince, dava şartı noksanlığı nedeni ile usulden reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, Bidayet Mahkemesi tarafından yapılan yargılamada, dava konusu çekte keşide yeri ve keşide tarihinin bulunmadığını, mevzuatta çek için öngörülen asli unsurların yokluğunun o senedi çek olmaktan çıkardığını, bu sebeple HMK’nın ilgili maddeleri gereği dava açmakta hukuki yararının bulunmaması ve dava şartı yokluğu sebebiyle davanın reddine karar verdiğini, Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ve içtihat dikkate alındığında işbu kararın hukuka ve usule aykırı olduğunun izahtan vareste olduğunu, Yüksek Mahkeme ilamları uyarınca mevcut durumda iptal kararı verilmesinin önünde bir hukuki engel bulunmadığını, Gerçekten de Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin E. 2016/1016 K. 2017/3929 sayılı 21.6.2017 tarihli kararında da açıkça belirtildiğini, “Dava, bononun zayi sebebiyle iptali istemine dair olup, mahkemece, dosyada fotokopisi bulunan bononun lehtar hanesinin boş olduğu, bu haliyle kambiyo senedi niteliği taşımadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bonoda bulunması gereken zorunlu unsurlar 6102 Sayılı TTK’nın 776. maddesinde sayılmıştır. Buna göre kime yada kimin emrine ödenecek ise onun adının da bonoda bulunması şarttır. Ancak 6102 Sayılı TTK’nın 778/2-f maddesi atfıyla bonolara da uygulanan TTK’nın 680. madde hükmü uyarınca bononun kısmen doldurulmuş ya da sadece imzalanmış olarak tedavüle çıkarılması mümkün olup, bu eksiklik senedin ibrazına kadar tamamlanabilir. Bu sebeple lehdar hanesi açık olan bononun doldurularak, zorunlu unsurları tamamlanarak kambiyo senedi vasfıyla işlem yapılması mümkün olduğundan, zayi sebebiyle iptal davasına konu edilmesi de mümkün olup mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” Başkanlığın da malumu olduğunu; TTK’nın 818.maddesi hükmü gereği poliçeye uygulanan düzenlemelerin çek için de kıyasen uygulanacağının kabul edilmiş olup, işbu sebepten ötürü doktrinde ve içtihatta “AÇIK ÇEK” olarak kabul gören (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin E. 2013/11049 K. 2013/17969 sayılı 14.11.2013 tarihli kararı) işbu kavram uyarınca görülen davada bidayet mahkemesi tarafından çeki zayi nedeniyle iptaline karar vermesini engeller bir durum bulunmamakta iken hasımsız davalarının reddine karar vermesinin haksız, mesnetsiz ve usul ekonomisini olumsuz etkiler nitelikte olduğunu, Bir çekin zorunlu unsurlarından, düzenleyenin imzası dışındaki diğer unsurların – buna düzenleme tarihinin de dâhil olduğunu -düzenleyen tarafından boş bırakılarak lehtara teslim edilmesinin söz konusu olabileceğini; bu durumda düzenleyenin, çekin diğer unsurlarının lehtar tarafından doldurulmasını istediğini; lehtarın bu unsuru, çeki tedavüle çıkarmadan önce veya hiç olmazsa çeki bankaya ibraz etmeden önce doldurması gerektiğini; Yargıtay’ın da benimsediği üzere, icra takibine konulduktan sonra veya tahsil amacıyla bankaya ibraz edildiği sırada düzenleme tarihinin yazılmasının senedi geçerli kılmayacağını, (Yarg. 12. HD’nin 23.02.1987 tarih ve E. 987, K. 2486 sayılı kararı; Yarg. 12. HD’nin 10.10.1984 tarih ve E. 7498, K. 10482 sayılı kararı). Düzenleme tarihinin aradaki anlaşmaya uygun doldurulması kaydıyla yazılmadan çekin lehdara verilmesi durumunda açık çek söz konusu olacağını; açık çekin hukuken geçerli bir çek olduğunu; açık çekin doldurulması sırasında aradaki anlaşmaya uyulmadığı iddiasının düzenleyen tarafından ispatlanması gerektiğini; bununla birlikte bu yönlü bir iddianın iyi niyetli hamile karşı ileri sürülmesinin mümkün olmadığını; eksik çekte ise, lehtarın boş bırakılan unsurları doldurmaksızın çeki bankaya ibraz etmekte olduğunu; bu durumdaki çekin ise geçersiz olduğunu, İleri sürerek, yukarıda ve dosyada mübrez beyan dilekçelerinde yer alan nedenlerle taleplerinin kabulü ile İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16 Aralık 2021 tarih, 2021/428 Esas, 2021/748 Karar sayılı yasaya ve usule aykırı olarak tesis edildiğini düşündükleri kararın kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılarak davanın kabulüne ve çekin iptaline karar verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, çekin kaybolması nedeniyle TTK’nın 818/1-s maddesi atfı ile 757 ve devamı maddeleri uyarınca zayi nedeniyle iptali isteğine ilişkin olup, mahkemece, davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.6102 sayılı TTK’nın 780/1-e bendi uyarınca düzenleme yeri ve tarihi çekin zorunlu unsurlarından olup, TTK’nun 781/1 maddesinde bu unsurları içermeyen senedin çek sayılmayacağı düzenlenmiştir. Öte yandan TTK’nun 818/1-c maddesi atfı ile aynı Kanunun 680 maddesi uyarınca, keşideci imzasını havi olmakla birlikte tamamen doldurulmamış çekin sonradan doldurularak tedavüle çıkarılması mümkündür. Dosyaya sureti sunulan çek incelendiğinde, düzeneleme yeri ve tarihinin mevcut olmadığı, keşideci imzasının mevcut olduğu, lehdarın davacı olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar iptali talep edilen çek, keşide yeri ve tarihini içermemesi sebebiyle çek vasfında değil ise de; TTK’nun 680 maddesi uyarınca sonradan doldurularak tedavüle çıkartılması mümkün bulunduğundan davacının anılan çekin iptalini talep etmekte hukuki yararı mevcuttur. Mahkemenin aksi kabulü isabetsiz olmuş, davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde bulunmuştur. …bank A.Ş. Genel Müdürlüğü’ nden gelen 31/08/2021 tarihli yazıdan çekin bankaya ibraz edilmediği anlaşılmıştır. Türkiye Ticaret Sicili gazetesinin 03/07/2021 tarihli 10377 sayısında ilk ilan yapılarak birer hafta arayla 3 defa ilan şartı yerine getirilmiştir. Davacı vekili çekin hamili olduğunu gösterir fotokopisini ibraz etmiştir. TTK’nun 818/1-s maddesi atfı ile 757 vd. maddeleri gereğince ilk ilandan itibaren üç aylık yasal sürenin dolduğu, çekin keşide tarihinin mevcut olmadığı, alınan banka cevap yazısında çekin ödenmesi için muhatap bankaya ibraz edilmediği tespit edilmiş, çekin iptali için yasal koşulların oluştuğu anlaşılmıştır. Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davacı yanın istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurularak; davanın kabulü ile dava konusu çekin zayii nedeniyle iptaline karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/12/2021 tarihli, 2021/428 esas, 2021/748 karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurularak; 2-Davanın Kabulüne; Muhatap bankası … bank A.Ş. Niksar/Tokat Şubesi, keşidecisi …San. Tic Ltd. Şti. olan, … seri numaralı, 500.000,00-TL bedelli çekin zayi nedeniyle İPTALİNE,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 179,90-TL karar harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Bakiye gider avansı bulunduğu takdirde, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 6-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcını talep halinde iadesine, 7-Davacı tarafından istinaf aşamasında sarf edilen yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına, 8-Bakiye gider avansı bulunduğu takdirde, avansı yatıran ilgili tarafa iadesine, 9-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 09/03/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-ç maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.