Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1440 E. 2022/1374 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1440 Esas
KARAR NO: 2022/1374 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/795 Esas – 2022/96 Karar
TARİH: 11/02/2022
DAVA: İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/10/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkil Havayolu şirketinin dava dilekçesi tarihi itibariyle borçlu şirketlerden 1.076.39,80-TL asıl alacağı bulunmakta olduğunu, ilgili borcun ödenmemesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile takibe girişildiğini ancak davalı borçluların iş.bu takibe karşı yapmış oldukları haksız ve mesnetsiz itiraz sonucu takibin durduğunu, müvekkil şirketin alacağının tahsili için ilgili itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava ettikleri anlaşıldı. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı tarafından yatırılan bir yabancılık teminatının bulunmadığını, huzurdaki dava açısından işbu mahkemenin yetkisiz olduğunu, müvekkillerin adresinin Antalya olduğunu, işbu sebeple yetkili mahkemenin Antalya Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, müvekkillerinin borcunun olduğunu gösteren hiç bir kayıt bulunmadığını, müvekkiller aleyhine açılan haksız ve hukuki dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesini talep ettikleri anlaşıldı.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 11/02/2022 tarih ve 2021/795 Esas – 2022/96 Karar sayılı kararında; “Davalı yan, icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş, ayrıca yasal süre içinde yetki ilk itirazında bulunarak yetkili mahkemelerin Antalya Mahkemeleri olduğunu ileri sürmüştür. Davacı tarafından …, … ve … Turizm Şirketleri aleyhine sözleşmeye dayalı alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatılmış, tüm takip borçlularının takibe itiraz etmeleri neticesinde mahkememizin 2021/154 esas sayılı dosyasında yargılaması devam eden itirazın iptali davası açılmıştır. Anılan dosyada tüm davalılar tarafından yetki itirazı ileri sürülmüş; … Turizm şirketinin adresinin Şişli/İSTANBUL sınırları içerisinde olduğu ve HMK’nun 6 maddesi uyarınca bu davalıya karşı açılan dava yönünden mahkememizin yetkili bulunduğu anlaşılmakla, davalı … Turizm şirketi vekilince ileri sürülen yetki itirazının reddine, aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayan ve farklı sözleşmelere dayanılan davalılardan … Turizm şirketi ile … Turizm Şirketi yönünden, bu iki davalıya karşı açılan davanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydına karar verilmiştir. Haklarında açılan itirazın iptali davası tefrik edilen bu iki şirket yönünden iş bu esas üzerinden yargılamaya devam edilmistir. Davalı şirketlerin sicil kayıtları getirtilerek incelenmiş, … Turizm Şirketi ile … Turizm Şirketi’nin adreslerinin takip ve dava tarihi itibariyle Muratpaşa / ANTALYA sınırları içerisinde olduğu tespit edilmiştir. İİK’nun 50.maddesi para borçlarının takibinde hangi icra dairelerinin yetkili olduğu hususunda HMK’nun yetkiye dair hükümlerine atıf yapmaktadır. TBK’nun 89, 6100 Sayılı HMK’nun 6 ve 10 maddeleri uyarınca somut olayda davacının ve her bir davalının yerleşim yeri icra dairelerinin yetkilidir. Somut olayda davacı şirketin yerleşim yeri Kazakistan’da her bir davalı şirketin yerleşim yeri ise Muratpaş/ANTALYA adresinde bulunmaktadır. Davacı şirketin Türkiye Şubesi bulunmakla birlikte, davalılar ile davacı arasındaki acentelik ilişkileri şubenin işlemlerinden doğmadığı için HMK’nun 14/1 maddesinin somut olayda uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Şu halde davacı tarafından varlığı iddia olunan para alacağının takibinde her iki davalı yönünden de, bu şirketlerin yerleşim yeri olan Antalya icra daireleri yetkilidir. Tacir olan taraflar arasında yapılmış bir yetki sözleşmesi de bulunmamaktadır. İtirazın iptali davalarında takibin yetkili icra dairesinde yapılmış olması özel dava şartıdır. Davalıların yerleşim yerlerinin İstanbul icra dairelerinin yetki sınırı dışında bulundukları, dava konusu takibin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığı anlaşılmakla davalılara karşı açılan davanın HMK 114/2 ve 115/2 fıkraları gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir. 6100 Sayılı HMK’nun 117/2 fikrası uyarınca ilk itirazlar dava şartlarından sonra incelenir. Davanın özel dava şartı yokluğundan reddine karar verildiğinden, mahkememizin yetkisine yönelik yetki ilk itirazı değerlendirilmemiştir….”gerekçesi ile, 1-Davanın 6100 sayılı HMK’nun 114/2 ve 115/2 fıkraları uyarınca dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının hukuka aykırı olup kaldırılması gerektiğini, Yerel mahkemenin gerekçesinde yer aldığı gibi müvekkili şirketin adresinin Kazakistan’da değil İsviçre’de yer aldığını, yerel mahkemenin kararına gerekçe yazmadığını, İstanbul 6. ATM 2021/488 E. – 2021/576 Karar sayılı kararının yapıştırıldığını, gerekçesi ile uyumlu olmayan kararın kaldırılması gerektiğini, Davalıların yetki itirazında bulunmamış olması durumunda mahkemenin resen dikkate almayacağını, davanın İstanbul mahkemelerinde görülmeye devam edeceğini, Davalıların yetkili icra dairesinin Antalya olduğunu iddia etmişlerse de bu durumun gerçeği yansıtmadığını, müvekkil /Alacaklının “… Cad.no:… … Plaza K:… Ofis No:… Levent” adresinde … LTD MERKEZİ İSVİÇRE TÜRKİYE İSTANBUL ŞUBESİ unvanlı şubesi bulunduğunu, alacaklının yerleşim yeri “… Cad.no:… … Plaza K:… Ofis No:… Levent” olduğu için borçluların zaten Antalya’nın yetkili olduğuna ilişkin itirazlarının dikkate alınmasının mümkün olmadığını, davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmadığı düşünülse dahi bu durumda yetkili icra dairesinin İstanbul icra dairesi ve mahkemeleri olduğu kabul edilebileceğini ancak borçluların böyle bir iddialarının da mevcut olmadığını, Yetki kamu düzenine ilişkin olmadığından, yetki itirazında belirtilen mahkeme gerçekte yetkili mahkeme değilse, hakimin asıl yetkili mahkemenin hangi mahkeme olduğunu incelemeye yetkisi olmadığından yetki itirazının reddine karar vermesi gerektiğini, ( Yargıtay Genel Kurulunun 2017/19-889 E. 2021/622 K sayılı ve 27.05.2021 tarihli kararı), (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2020/6377 E , 2021/4552 K sayılı ve 31.05.2021 tarihli kararı) Davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğunu, davaya konu olayda davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğuna ve işbu ihtiyari dava arkadaşlığı kapsamında İstanbul İcra Dairelerinin ve İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğunu destekleyen bilimsel mütaala olduğunu, (Ekim 13.02.2022 tarihli Uzman Görüşü]. Galatasaray Üniversitesi Ticaret Hukuku Öğretim Üyesi Prof. Dr. … ve “Medenî Usûl Hukuku” ile “İcra ve İflâs Hukuku” duayenlerinden Av. … tarafından müşterek olarak hazırlanan bu bilimsel mütalaa) Takip konusu borcun birden fazla borçlusu bulunması halinde alacaklının bunlardan birisinin ikametgahı bulunduğu yerde tüm borçlular hakkında icra takibi yapabileceğini, davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğunu, yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, Davalı şirketlerin, … Turizm Ticaret A.Ş.’nin adresi … Mah. … Cad. No:…-…-… Şişli İstanbul adresi olduğu gerçeğini saklayıp sanki tüm davalıların ticari adresleri Antalya’ymış gibi beyanlarda bulunarak mahkemeyi aldatma çabası içerisinde olduğunu, davalılardan …, İstanbul adresinde yerleşik bir tüzel kişilik olduğunu, ( 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (“HMK”) 7/1. maddesi ) İşbu davada davanın temelini oluşturan vakıalar ve hukuki sebebin aynı olduğunu, davalı şirketlerin üçünün de ortakları ve yöneticilerinin aynı kişiler olduğunu, ticaret sicil kayıtlarından görülebileceğini, (Yargıtay Genel Kurulunun E. 2017/12-721 K. 2019/324 sayılı ve T. 19.3.2019 tarihli kararı) Şirketler bir bütün olduğu için sadece bir tanesinin … akreditasyonun sonlandırılmasının mümkün olmadığını, Grup şirket söz konusu olduğu için her üç şirketin akreditasyonun sonlandırılmasının temel nedeninin havayollarının bilet bedellerinin ödenmemesi olduğunu, Her üç şirketin borç miktarının tespit edilmesi için BSP kayıtlarının incelenmesi gerektiğini, dava açmadan önce zorunlu Arabuluculuk başvurusu gerçekleştirildiğini ve davalı borçluların şirket adresinin Antalya olduğunu gerekçe göstererek İstanbul arabuluculuk ofisinin yetkisine itiraz ettiklerini, iş bu itirazların karar bağlandığını ve İstanbul Arabuluculuk bürosunun yetkili olduğuna karar verildiğini, Dava dışı … (…) ünvanlı havayolunun alacağını tahsil etmek amacıyla davalı borçlu şirketler aleyhine ihtiyati haciz başvurusunda bulunulduğunu ve iş bu başvuru yerel mahkeme tarafından kabul edildiğini, davalı borçlu şirketlerİN adreslerinin Antalya olmasını gerekçe göstererek bu kararı istinaf ettiklerini, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi’nin 2021/976 E. 2021/821 K sayılı ve 01/07/2021 tarihli kararında davalıların Antalya mahkemelerinin yetkili olduğuna ilişkin iddialarının reddedildiğini, Davaya konu anlatılan vakıaların ve hukuki sebeplerin aynı veya birbirine benzer olmasından dolayı taraflar arasında ihtiyari dava arkaraşlığı oluştuğunu, ihtiyari dava arkadaşlığı bulunan hallerde HMK m.7 kapsamında davalılardan birinin yerleşim yerinde dava açılmasının mümkün olduğunu Yargıtay kararları ile içtihat edildiğini, (T.C. YARGITAY 21. HUKUK DAİRESİ E. 2004/4365 K. 2004/4653 T. 11.5.2004) HMK m. 7 uyarınca birden fazla davalı bulunan hallerde davanın bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceğinin kabul edildiğini bu kuralın tek istisnasının davanın davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığının ispat edilmesi olduğunu, müvekkili şirketin borçlulardan … Turizm Ticaret A.Ş. ve … Turizm Ticaret A.Ş.’yi sırf kendi yerleşim yeri mahkemelerinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla davayı istanbul mahkemelerinde açtığı ispatlanamadığını, Müvekkili şirketin usul ekonomisi gereği her üç şirketin aleyhine İstanbul Merkez Mahkemeleri’nde talepte bulunarak vakıaların aynı mahkeme tarafından incelenerek bir karara varılmasını sağlamak amacıyla böyle bir talepde bulunduğunu, kendisine tanınan hakkı kötüye kullanmadığını, (T.C. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2016/12846 K. 2016/9474 T. 12.12.2016) (T.C. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2005/12841 K. 2006/9061 T. 21.9.2006). (T.C. YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ E. 2016/16590 K. 2016/11060 T. 23.5.2016). (T.C. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2012/10239 K. 2012/1808 T. 13.2.2012). (T.C. İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ E. 2019/1760 K. 2019/1360 T. 9.10.2019). İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, acentelik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili talebiyle başlatılan icra takibine yapılan itiraz üzerine İİK’nın 67 vd maddeleri uyarınca açılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın 6100 sayılı HMK’nun 114/2 ve 115/2 fıkraları uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Somut olayda, davalılar ile dava dışı … arasında düzenlenen sözleşmeler kapsamında, davalılar … sistemi üzerinden çeşitli havayolu şirketlerine ait uçak biletlerini satmışlardır. Bu kapsamda davacı şirkete ait uçak biletlerinin de satıldığı sabittir. Davacı, davacının nam ve hesabına satılan bilet bedellerinin davacının hesabına ödenmemesi üzerine, … tarafından sözleşmesinin feshedildiğini, birçok havayolu şirketine ait bilet paralarının ödenmemesi nedeniyle davacılar tarafından verilen teminat mektubunun nakde çevrilerek bedelinin alacaklılar arasında paylaşıldığını ve bakiye alacağı bulunması nedeniyle takip başlatıldığını ileri sürmüştür. Davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; Davacı alacaklı tarafından borçlular … Turizm Ticaret A.Ş., … Turizm Ticaret A.Ş. ve … Turizm Tic. A.Ş aleyhine toplam 1.187.756,32 TL. Alacağın tahsili talebiyle ilamsız icra takibi başlatıldığı, icra takibine borçlular vekilinin 05/10/2020 tarihli dilekçesi ile her üç borçlu adına borca ve icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiği ve itiraz üzerine takibin durduğu ve davacı tarafça, … Turizm Ticaret A.Ş., … Ticaret A.Ş. ve … Turizm Tic. A.Ş aleyhine İstanbul 13 ATM.’nin 2021/154 Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açılmış, mahkemenin 09/12/2021 tarihli ara kararı ile; Davacı ile davalılar arasındaki ilişkinin farklı sözleşmelerden kaynaklanması nedeniyle davalılar … Turizm ve … Turizm hakkında açılan davaların tefriki ile yeni bir esasa kaydının yapılmasına, yargılamaya davalı … yönünden devam edilmesine karar verilmiş ve 2021/154 Esas sayılı dava dosyasından tefrik edilen davanın aynı mahkemenin 2021/795 Esasına kaydının yapıldığı ve bu dosya üzerinden davalılar … Turizm Tic. A.Ş ve … Turizm Tic. A.Ş.’nin icra müdürlüğünün yetkisine itirazları kabul edilerek, dava konusu takibin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığı gerekçesiyle açılan davanın HMK 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İhtiyari dava arkadaşlığı HMK. 57 maddesinde düzenlenmiş olup 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 57.maddesinde; “Birden çok kişi, aşağıdaki hallerde birlikte dava açabilecekleri gibi aleyhlerine de birlikte dava açılabilir: a) Davacılar veya davalılar arasında dava konusu olan hak veya borcun, elbirliği ile mülkiyet dışındaki bir sebeple ortak olması, b) Ortak bir işlemle hepsinin yararına bir hak doğmuş olması veya kendilerinin bu şekilde yükümlülük altına girmeleri, c) Davaların temelini oluşturan vakıaların ve hukuki sebeplerin aynı veya birbirine benzer olması” şeklinde düzenleme getirilmiştir. HMK’nın 57.maddesi gereğince, birden çok kişi hakkında maddede sayılan durumların bulunması halinde birlikte dava açılabileceği, bu kapsamda davaların temelini oluşturan vakıaların ve hukuki sebeplerin aynı veya birbirine benzer olmasını ihtiyari dava arkadaşlığı sebebi olarak görüldüğü anlaşılmıştır. Dosya kapsamındaki belgelerden davalıların grup şirketleri olduğu ve dava dışı … ile yaptığı sözleşmeler kapsamında birçok hava yolu şirketi ile birlikte davacı şirkete ait biletleri sattıkları bu nedenle ticari ilişkinin bir bütün olarak değerlendirilerek borç ve alacak miktarının belirlenmesi gerektiği anlaşılmakla, davaların temelini oluşturan vakıaların ve hukuki sebeplerin aynı olması nedeniyle aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğu ve davaların birlikte görülmesi gerektiği anlaşılmıştır. İtirazın iptali davaları, icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardandır. İtirazın iptali davasında, icra dairesinin yetkisine itiraz halinde, yetkili icra dairesinden ödeme emri tebliğ edilmesi, HMK’nın 114/2. maddesi anlamında özel dava şartıdır. İcra dairesinin yetkisi İİK’nın 50. maddesinde düzenlenmiş olup, HMK’daki mahkemelerin yetkisini düzenleyen hükümler çerçevesinde, ön sorun (hadise) şeklinde incelenip karara bağlanması gerekir. İcra müdürlüğünün yetkisine vaki itirazın haklı olduğu sonucuna varılması halinde, mahkemece, davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekecektir. Çünkü, itirazın iptali davalarında, icra dairesinin yetkisine itiraz halinde, yetkili icra dairesince ödeme emri tebliğ edilmiş olması, HMK’nın 114/2.anlamında özel dava koşuludur. Somut uyuşmazlıkta, davası tefrik edilen … Turizm AŞ’nin yerleşim yerinin Şişli/İstanbul olduğu anlaşılmıştır. Diğer davalıların yerleşim yeri ise Antalya ilidir. Davalılar vekili takibin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığını belirterek icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiştir. HMK’nın 6. maddesi gereğince her dava (takip) dava tarihindeki davalının yerleşim yerinde açılmalıdır. Davalının (borçlunun) birden fazla olması halinde bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde dava (takip) açılabilir. Ancak, dava sebebine göre Kanun’da davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmiş ise, davaya o yer mahkemesinde bakılır. Birden fazla davalının bulunduğu hallerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa mahkeme, ilgili davalının itirazı üzerine onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir. Somut olayda davalılarla … arasındaki sözleşme ve davalıların ortaklık yapısı nedeniyle HMK. 57 madde kapsamında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, ilk derece mahkemesinin davaların ayrılmasına ilişkin kararı yerinde değildir. Takibin yapılmış olduğu, İstanbul İcra Müdürlüğü İİK’nın 50.maddesi yollamasıyla HMK’nın 6. ve 7. maddeleri gereğince yetkili olduğundan tüm davalılar yönünden takibin yetkili icra müdürlüğünde yapıldığının kabulü gerekir. Bu nedenle, ilk derece mahkemesince davası tefrik edilen iki davalı yönünden, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine yönelik verilen kararın yerinde olmadığı ve tüm davalılara yönelik davanın birlikte görülmesi gerektiğinden, tefrik (ayırma) kararının HMK’nın 353/1.b.5.maddesine aykırı olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1.a.4 maddesi gereğince kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 13 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/02/2022 tarih ve 2021/795 Esas 2022/96 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a4 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 06/10/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a4 maddesi gereğince kesin olarak oy çokluğu ile karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ Dava; taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın İİK m.67 uyurınca itirazın iptali istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesi tarafından; davacının davalılar … Turizm, … Turizm ve … Turizm Şirketleri’ne karşı açtığı davada, icra dairesinin ve mahkemenin yetkisine itiraz eden davalılar … ve … Turizm Şirketleri’ne karşı açılan davanın tefrik edilerek, istinaf konusu kararın verildiği esasa kaydedildiği, ardından bu davalıların icra dairesinin yetkisine yaptıkları itirazın haklı bulunduğu, takibin yetkisiz icra dairesinde yapılmış olması nedeniyle, itirazın iptali davasının özel dava şartı yokluğu nedeniyle reddedildiği anlaşılmıştır. Davacı ile her bir davalı arasında ayrı acentelik ilişkisi kurulmuş olması sebebiyle taraflar arasında 6100 Sayılı HMK’nun 59 maddesinde ifadesini bulan zorunlu dava/takip arkadaşlığı arkadaşlığı mevcut değildir. 6100 Sayılı HMK’nun 57 maddesinde düzenlenen ihtiyari dava/takip arkadaşlığı ise; davacılar veya davalılar arasında dava konusu olan hak veya borcun, elbirliği ile mülkiyet dışındaki bir sebeple ortak olması, ortak bir işlemle hepsinin yararına bir hak doğmuş olması veya kendilerinin bu şekilde yükümlülük altına girmeleri, davaların temelini oluşturan vakıaların ve hukuki sebeplerin aynı veya birbirine benzer olması hallerine münhasır olup, sınırlı sayıdaki(bkz. Yılmaz,Ejder; Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, 2. Bası, Yetkin Yayınları, Ankara 2013, s. 590) bu sebeplerden birinin varlığı halinde birden çok kişi birlikte dava açabilir, yahut birden çok kişi aleyhine birlikte dava açılabilir. Numerus clausus ilkesine tabi bu sebeplerden biri mevcut değilse ihtiyari dava arkadaşlığından bahsetmek mümkün değildir. Diğer ifade ile zorunlu dava arkadaşlığının mevcut olmadığı tüm hallerde ihtiyari dava arkadaşlığının mevcut olduğunu kabule yasal olanak yoktur. 1086 Sayılı HUMK’dan farklı olarak 6100 Sayılı HMK’ya eklenen hukuki sebeplerin “benzer” olması ifadesi ile amaçlanan, madde gerekçesinde de belirtildiği üzere usul ekonomisi ve çelişkili kararları önlemektir. Bu sebeple; ihtiyari dava arkadaşlığını kabul için aranan “benzerlik” koşulunun mevcut olup olmadığına ilişkin değerlendirme usul ekonomisi ve çelişkili kararların önlenmesi ilkelerinin çerçevesi ile sınırlı olarak yapılabilir. Aksi kabul doğrudan hükmün düzenleniş amacını ihlal edecektir. Örneğin birbirinden farklı ancak, benzer hükümleri içeren genel kredi sözleşmeleri, fuarcılık sözleşmeleri, abonelik sözleşmeleri gibi tip sözleşmelerin tarafı olan ve aralarında başkaca ortak nokta bulunmayan birden fazla davalı aleyhine tek dava açılması imkanının bulunduğunu kabul, hükmün konuluş amacına doğrudan aykırı olacak, yargılamanın karmaşıklaşmasına, uzun sürmesine ve usul ekonomisi ilkesinin anayasal temelini teşkil eden makul sürede ve en az masrafla yargılanma hakkının ihlaline netice verecektir. İİK’nun 50.maddesi para borçlarının takibinde hangi icra dairelerinin yetkili olduğu hususunda 6100 Sayılı HMK’nun yetkiye dair hükümlerine atıf yapmakta olup, borçlular arasında ihtiyari dava arkadaşlığının varlığı halinde, HMK’nun 7/1 fıkrası uyarınca davalılardan birinin yerleşim yeri icra dairesinde de takip yapılabilir. Eldeki davada davalıların icra dairesinin yetkisine yönelik itirazlarının değerlendirilebilmesi için, yukarıdaki ilke ve açıklamalara göre davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığının mevcut olup olmadığını tespit etmek zorunludur. Zira 6100 Sayılı HMK’nun 7/1 maddesi ancak davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığının mevcut olduğu durumlarda uygulanabilir bir yetki kuralıdır. Somut olayda; iş bu dosyanın tefrik edildiği dosya davalısı ile iş bu dosya davalılarının her biri, dava dışı … ile bağıtladıkları sözleşmeler kapsamında, davacı adına acente sıfatıyla uçak bileti satışı yapmakta olup, her bir davalı ile davacı arasında ayrı acentelik ilişkisi kurulmuştur. Davacı esas olarak davalıların her birinden, davacı adına yaptıkları uçak bileti satışlarından elde ettikleri ancak davacıya ödemedikleri iddia olunan satış bedellerinin tahsilini talep etmektedir. Uyuşmazlık davacının; her bir davalı ile arasında mevcut ve diğerinden bağımsız acentelik ilişkisinden doğmuş alacağının varlığı ve miktarı olduğundan, her bir davalının davacı acentesi sıfatıyla ne kadar uçak bileti sattığı, satılan bu uçak biletlerinden elde edilen geliri davacıya ödeyip ödemediği ayrı ayrı değerlendirilecektir. Dava dışı …, hava yolu şirketleri ile acenteler arasında bir tür aracı konumunda olup, davalıların … ile sözleşme yapmış olmaları, davacı açısından davalıları ihtiyari dava arkadaşı yapmaz. Zira uyuşmazlık … ile davalılar arasındaki sözleşmelerden değil, davacı ile davalılar arasında ayrı ayrı kurulan acentelik ilişkilerinden kaynaklanmaktadır. Öte yandan davalı şirketlerin ortaklık yapılarının benzer olması da, uyuşmazlığın konusu nazara alındığında, 6100 Sayılı HMK’nun 57/1-c bendinde aranan ” benzerlik” koşulunu sağlamayacaktır. Tüm bu açıklamalar çerçevesinde; davalı şirketler arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmadığı, 6100 Sayılı HMK’nun 7/1 maddesinde düzenlenen yetki kuralının somut olayda uygulanamayacağı, haklarında tefrik kararı verilen davalıların süresinde icra dairesinin yetisine itiraz ettikleri, davalı … Şirketi ile … Turizm Şirketi’nin adreslerinin takip ve dava tarihi itibariyle Muratpaşa / ANTALYA sınırları içerisinde olduğu, mahkemenin, takibin bu davalılar yönünden yetkisiz icra dairesinde başlatılmış olması nedeniyle, davalılara karşı açılan davanın HMK 114/2 ve 115/2 fıkraları gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermesinde isabetsizlik bulunmadığı kanaatinde olduğumdan, sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyor ve muhalif kalıyorum. 06/10/2022