Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1409 E. 2022/1241 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1409 Esas
KARAR NO: 2022/1241 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/762 Esas – 2022/249 Karar
TARİH: 23/03/2022
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/09/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı şirket ile davacı müvekkili şirket arasında ticari ilişki sebebiyle davalı şirketin müvekkili şirkete cari hesaptan kaynaklanan 51.745,87 TL borcu bulunduğunu, davalı şirketin; 25/10/2019 tarih ve … no’lu fatura, 10/12/2019 tarih ve … no’lu fatura ile 12/12/2019 tarih ve … no’lu faturalardan kalan alacak olan 51.745,87 TL tutarındaki borcunu ödemediğinden alacağın tahsili amacıyla tarafımızca davalı şirkete İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı şirket tarafından takibe itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, davalının yaptığı itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu ileri sürerek İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasında itirazın kaldırılarak takibin devamına, davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, alacaklı görünen davacı taraf ile müvekkili şirketin 2020 yılında sona eren ticari ilişkisinin salt cari hesaptan ibaret olduğunu, alacaklı görünen davacı … şirketine karşı müvekkili … şirketinin herhangi bir borcu bulunmadığını, aksine gerçekte müvekkili şirketin kendi muavin defterlerinde olduğu gibi davacı şirketin 25.01.2021 tarihinde taraflarına mail yoluyla ilettiği muavin defterlerinde de alacaklı durumunda olduğunu, dava dilekçesindeki anlatılan ihtilaf ise takip dosyasındaki faturaları cari hesap kayıtlarına işleyen müvekkili … Şirketinin davacıya -sözde- ödeme gerçekleştirmediği yönündeki iddiasıyla İİK 68-70 uyarınca itirazın kaldırılmasından ibaret olup taleple bağlılık ilkesi gereğince görevsizlik kararı verilmesini, müvekkil şirketin adresi, … Mah. … Sk. … No:… Güngören/İstanbul olup yetkili icra dairesinin ve mahkemenin Bakırköy İcra Daireleri ve Mahkemeleri olduğunu beyan ederek davanın öncelikle usülden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 23/03/2022 tarih ve 2021/762 Esas – 2022/249 Karar sayılı kararında;”…. Dosya kapsamına göre; davalının adresinin … Mah. … Sk. … Sit No:… Güngören/İstanbul olduğu, davacının adresinin ise… Mahallesi … Cad. … Apt Sit. No: … C Avcılar/İstanbul olduğu, dolayısıyla gerek HMK 6.maddesindeki davalının yerleşim yerine ilişkin genel yetki kuralı, gerekse HMK 10 ve TBK 89.maddeleri gereğince para borcunun alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceği kuralı çerçevesinde mahkememizin yetkisiz olduğu, Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğu anlaşılmış, davanın yetki nedeni ile reddine, HMK 20.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinin ardından iki haftalık yasal süresi içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın Yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir…”gerekçesi ile, Davanın Yetki nedeni ile reddine, HMK 20.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinin ardından iki haftalık yasal süresi içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın Yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, cevap dilekçesinde hem göreve hem yetkiye itirazda bulunduklarını ancak yerel mahkeme tarafından sadece yetki itirazlarının değerlendirildiğini ve kabul edildiğini, göreve ilişkin itirazın öncelikle değerlendirilmesi gerektiğini, yerel mahkeme kararının usul kurallarına aykırı olduğunu, Davacı tarafın muavin defterlerde borçlu gözüktüğünü buna rağmen alacak kalemleri üreterek maddi çıkar sağlama gayretinde olduğunu görevli mahkemenin icra hukuk olduğunu, göreve ilişkin itirazların kamu düzenine ilişkin olup öncelikle ve resen değerlendirilmesi gerektiğini, (Yargıtay 7. HD 2021/1227 E. – 2021/990 K.) Müvekkili şirket ile davacı şirketin ticari hayatı, davacının mal teslimi vaadi vermesi, müvekkilinin ön ödeme niteliğinde çek vermesi, davacı … şirketinin mal teslimi gerçekleştirip fatura tanzim etmesi ve kalan bedelin müvekkili tarafından ödenmesi üzerine olduğunu, davacı taraf süregelen ticari dönemde, müvekkili şirkete sadece 3 adet fatura kesildiğini, bu fatura bedellerinin de müvekkili tarafından ödendiğini, dava dilekçesindeki anlatılan ihtilaf ise takip dosyasındaki faturaları cari hesap kayıtlarına işleyen müvekkili … Şirketinin davacıya -sözde- ödeme gerçekleştirmediği yönündeki iddiasıyla İİK 68-70 uyarınca itirazın kaldırılmasından ibaret olduğunu bu nedenle taleple bağlılık ilkesi gereğince görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, ( Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/11140 E. – 2016/1645 K.) Davanın yetkisiz mahkemede ikame edildiğini, yetkili mahkemenin müvekkili şirket merkezinin bulunduğu yer olan Bakırköy Mahkemeleri olduğunu, yerel mahkeme yetki itirazını kabul etmiş olsa da görev itirazının değerlendirilmeden yetkisizlik kararının usul kurallarına aykırı olduğunu, (Hukuk Genel Kurul 2017/889 E. – 2021/622 K.) İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, görevsizlik kararı verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, bakiye fatura alacağının tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın Yetki nedeni ile reddine, dosyanın Yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının dava dilekçesindeki talebinin İİK 68-70 maddelerinde düzenlenen itirazın kaldırılmasından ibarettir. Bu nedenle taleple bağlılık ilkesi gereğince öncelikle görevsizlik kararı verilmesini,müvekkili şirketin adresi, … Mah. … Sk. … Sit No:.. Güngören/İstanbul olup yetkili icra dairesinin ve mahkemenin Bakırköy İcra Daireleri ve Mahkemeleri olduğunu beyan ederek davanın öncelikle usülden reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekilinin mahkemenin görevli olmadığı, mahkemece öncelikle görevsizlik kararı verilmesi gerektiğine yönelik istinaf sebepleri incelendiğinde, Mahkemece, davalı vekilinin mahkemenin görevli olmadığına ilişkin itirazı konusunda olumlu/olumsuz karar verilmemiş ise de, görev dava şartı olup her aşamada değerlendirebilecektir. Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kaldırılarak takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 23/03/2022 tarihli duruşmada alınan beyanında;” dava dilekçemizi aynen tekrar ederiz, sehven itirazın kaldırılması olarak belirtmiş isek de davamız itirazın iptali davasıdır,” şeklinde beyanda bulunmuştur. Mahkemenin davayı nitelendirmesi ve kabulü de davanın İİK 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davası olduğu anlaşılmıştır. İtirazın iptali davası, normal bir eda (alacak) davası olup takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılır. İcra ve İflas Kanununun 68-68a’daki belgelerden birine sahip bulunmayan alacaklı itirazın hükümden düşürülmesini sağlayabilmek ve itiraz ile duran icra takibine devam edilmesini isteyebilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir. Buna karşılık elinde İcra ve İflas Kanununun 68-68a’da sayılan belgelerden biri olan alacaklı, itirazın iptali için aynı Kanunun 67. maddesi gereğince bir yıl içinde genel mahkemede dava açmak ya da 68-68a maddesi gereğince altı ay içinde itirazın kaldırılması için icra mahkemesine başvurmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. İtirazın iptali davasında görevli mahkeme, genel hükümlere göre belirlenir. Hukuki nitelendirme mahkemeye ait olup davacının dava dilekçesindeki itirazın kaldırılması talebinin davanın İİK 68 Maddesinde düzenlenen itirazın kaldırılması davası olduğu anlamına gelmediği, kaldı ki davacı vekili 23/03/2022 tarihli duruşmada alınan beyanında;” dava dilekçesinde sehven itirazın kaldırılması olarak belirtmiş isek de davamız itirazın iptali davasıdır,” şeklinde beyanda bulunduğu, somut olayda davalının, davacının bakiye fatura alacağına dayalı başlattığı icra takibinde asıl alacağa, faize ve işleyecek faiz oranına itiraz ettiği, davacının ise itirazın iptali davası açtığı anlaşılmıştır. Buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlığın taraflar arasındaki ticari satım nedeniyle bakiye fatura alacağından kaynaklandığı, her iki tarafta tacir olduğundan ve uyuşmazlık her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili husustan kaynaklandığı, buna göre uyuşmazlığın TTK 4. maddesinde sayılan nisbi ticari dava olduğu anlaşılmaktadır. TTK 5. maddesine göre söz konusu uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemeleri görevli olup davalı vekilinin mahkemenin görevli olmadığına ilişkin istinaf sebepleri yerinde değildir. Dava dosyası içindeki belge ve bilgilere göre, davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde olmadığından, davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 21/09/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.