Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1362 E. 2023/617 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1362 Esas
KARAR NO: 2023/617 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/77 Esas – 2019/1671 Karar
TARİHİ: 30/12/2019
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 06/04/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı banka ile davalılar arasında 02.11.2015 tarihinde 2.000.000 TL bedelli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, Genel Kredi Sözleşmesini … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin borçlu,… İnş. Taah. San. ve Dış Tic. A.Ş. ve …’in müteselsil kefil olarak imzaladıklarını, Genel Kredi Sözleşmesine dayalı olarak davacı banka tarafından … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi lehine Ankara DSİ 5 Bölgeye hitaben 407.100 TL bedelli kesin teminat mektubu verildiğini, davalının kredi sözleşmesi gereği yükümlülüklerini yerine getirmediğini, kullandığı kredi ödemelerini aksattığını ve teminat mektubu komisyonlarını ödemediğini, bunun üzerine sözleşme ve yasa gereği hesabın kat edildiğini,16.02.2017 tarihinde noter aracılığı ile davalılara ihtarname gönderildiğini, ihtarnamenin davalılara tebliğine rağmen davalıların yükümlülüklerini yerine getirmemesi üzerine davalılar hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalıların takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiklerini, Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca davalıların teminat mektubunun paraya çevrilmediğinden, teminat bedellerinin ancak işleyen komisyonun istenebileceğine ilişkin itirazlarının hukuka aykırı olduğunu belirterek davalıların itirazının iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekilinin cevap dilekçesi sunmadığı görüldü.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 30/12/2019 tarih 2018/77 Esas – 2019/1671 Karar sayılı kararında; “Dava İ.İ.K.nın 67.maddesi gereğince açılmış itirazın iptali davasıdır. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası celp edilmiş, taraf delilleri toplanmış ve bilirkişi raporu alınmıştır. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalılar aleyhine 407.100 TL deposu gereken teminat mektubu bedeli, 9.610,70 TL teminat mektubu komisyonu olmak üzere toplam 416.710,70 TL alacak için ilamsız icra takibi yapıldığı, davalılar tarafından süresinde itiraz edilmesi neticesinde takibin durduğu ve bu davanın süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Bilirkişi … mahkememize sunduğu 30/04/2019 tarihli raporunda; Davacı bankanın davalı … Şirketinden takip tarihi olan 29.09.2017 itibarı ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile teminat mektubu komisyonu ve BSMV toplamı olarak 1.602.95 TL (1.526.62 TL komisyon ve 76.33 TL BSMV) alacaklı olduğunu, 407.100 TL bedelli teminat mektubunun iadesinin sağlanması veya teminat mektubu bedelinin davacı banka nezdinde faiz getirmeyen bir hesapta depo edilmek üzere davalı tarafından ödenmesi gerektiği, kefillerin sorumluluğu kefalet limiti ve kendi temerrütlerinin sonuçları ile sınırlı olduğunu, kefalet limitinin 2.000.000 TL olup bu limit bankanın talebinin çok üzerinde olduğunu, bu çerçevede takip tarihi itibarı ile davacı bankanın davalı kefiller … San. ve Dış Tic. A. Ş. ve …’in her biri tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 1.602.95 TL teminat mektubu komisyonu ve BSMV toplamı olarak 1.602.95 TL alacaklı olduğunu, 407.100 TL bedelli teminat mektubunun iadesinin sağlanması veya teminat mektubu bedelinin davacı banka nezdinde bir hesapta depo edilmek üzere davalıların her biri tarafından tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile ödenmesi gerektiğini belirtmiştir.Davalı … Mahkememize sunduğu 12/12/2019 tarihli dilekçesinde; 407.100 TL bedelli 08/01/2019 vadeli teminat mektubuyla ilgili herhangi bir tazmin talebinin gelmediğini, teminat mektubunun hükümsüz kaldığını, teminat mektubu aslının 12/12/2019 tarihinde bankaya iade edildiğini belirtmiştir.Davacı vekili Mahkememize sunduğu 11/12/2019 tarihli dilekçesiyle; 407.100 TL bedelli 01/08/2019 tarihine kadar süreli teminat mektubuyla ilgili 01/08/2019 tarihine kadar herhangi bir tazmin talebi gelmemesi nedeniyle 02/08/2019 tarihinde risk düşümünün gerçekleştiğini, komisyon alacağının halen devam ettiğini belirtmiştir. Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı banka ile davalı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi arasında 02/11/2015 tarihli 2.000.000 TL bedelli Genel Kredi sözleşmesi imzalandığı, diğer davalılar … İnş. Taah. San. ve Dış Tic. A.Ş. ve …’in Genel Kredi sözleşmesinde müteselsil kefil olarak yer aldıkları, kefalet limitlerinin 2.000.000 TL olduğu, Genel Kredi Sözleşmesine istinaden davacı banka tarafından Ankara DSİ 5. Bölge müdürlüğüne hitaben … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi lehine 04/11/2015 tarihinde, 12/12/2018 tarihine kadar geçerli 407.100 TL tutarlı kesin teminat mektubu verildiği, 26/03/2019 tarihinde teminat mektubunun vadesinin 01/08/2019 tarihine kadar uzatıldığı, teminat mektubuna ilişkin komisyonların ödenmemesi üzerine davacı tarafından noterden gönderilen ihtarname ile teminat mektubu bedellerinin depo edilmesi ve teminat mektubu komisyon alacağının ödenmesinin talep edildiği, ihtarnamenin davalılara tebliğ edildiği, komisyon tutarlarının ödenmemesi ve teminat mektubu bedelinin depo edilmemesi üzerine davalılar aleyhine icra takibi yapıldığı, gerek icra takip tarihi, gerekse dava tarihi itibariyle teminat mektubunun vadesinin dolmadığı, yargılama sırasında teminat mektubu vadesi olan 01/08/2019 tarihinden sonra davacı banka tarafından risk düşümünün yapıldığı, bu teminat mektubu ile ilgili herhangi bir tazmin talebinin gelmediği ve teminat mektubunun hükümsüz kaldığı, bu nedenle deposu gereken teminat mektubu ile ilgili davanın konusuz kaldığından dolayı bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği, bilirkişi raporuna göre davacı bankanın davalılardan icra takip tarihi itibariyle talep edebileceği teminat mektubu komisyon alacağının 1.526,62 TL olduğu, bu miktar için davalılar tarafından yapılan itirazın yerinde olmadığı ve iptalinin gerektiği anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne, davalıların İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında teminat mektubu komisyonu asıl alacağı 1.526,62 TL için yaptıkları itirazın iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 19,51 oranında gecikme tazminatı uygulanmak suretiyle takibin devamına, alacağın likit olması nedeniyle itirazın iptaline karar verilen alacağın % 20 si olan 305,32 TL icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmiştir.”gerekçesi ile, “1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE, a) Davalıların İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında teminat mektubu komisyonu asıl alacağı 1.526,62 TL için yaptıkları itirazın iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 19,51 oranında gecikme tazminatı uygulanmak suretiyle takibin devamına, b) İtirazın iptaline karar verilen alacağın % 20 si olan 305,32 TL icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, c) Deposu gereken teminat mektubu ile ilgili dava konusuz kaldığından bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 104,28 TL harçtan peşin alınan 4.896,08 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 4.791,79 TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 3-Davacı tarafından yatırılan başvurma ve ilam harcı toplamı 140,18 TL nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince vekalet ücreti asıl alacağı geçemeyeceğinden 1.526,62 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 5- Davacı tarafından yapılan 1.204,90 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre 1.204,67 TL sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, ” karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, yerel Mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen kararın, dosya münderecatında yer alan itiraz ve beyanları dikkate alınmaksızın tesis edilmiş olup tamamen hatalı olduğunu; Dosya münderecatında yer alan 04.11.2015 tarihli, … Nolu 407.100,00 TL (Dörtyüzyedibinyüz Türk Lirası) bedelli Kesin Teminat Mektubunun vadesinin 01.08.2019 tarihine kadar temdit edildiğini 17.04.2019 tarihli beyan dilekçeleri ile Yerel Mahkeme dosyasına bildirdiklerini; müvekkili banka tarafından 04.11.2015 tarihinde düzenlenen … numaralı, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü …Bölge Müdürlüğü‘ne verilmiş olan 407.100 TL miktarlı, 01.08.2019 tarihine kadar süreli teminat mektubu ile ilgili olarak 01.08.2019 tarihine kadar herhangi bir tazmin talebi gelmemiş olmaması nedeni ile 02.08.2019 tarihinde risk düşümü gerçekleşmiş olup bu hususun da beyan dilekçeleri ile Yerel Mahkemeye bildirildiğini, Teminat mektubu komisyon bedeli ile ilgili verilen kararın hatalı olduğunu; dava konusuz kalmış ise davanın açıldığı tarihteki haklılık durumu dikkate alınarak yargılama giderleri ve vekalet ücreti konusunda hüküm kurulması gerekirken bu hususun dikkate alınmadan hüküm tanzim edildiğini, İtirazın iptali davası sırasında teminat mektubunun risken düşümü gerçekleşmiş olsa dahi itirazın iptali davasından işbu durumun etkilenmeyeceğinin muhakkak olduğunu, davada haklılık durumunun itirazın iptali davasının açılma tarihi itibariyle ele alınması gerektiğini, icra takibine ve itirazın iptali davasına konu teminat mektubu ile ilgili riskin ise icra takibinden ve dava tarihinden çok sonraki bir tarihte (02.08.2019 tarihinde) sona erdiğini, Davanın açılmasından ve bilirkişi raporunun alınmasından sonra sadece ve kısmi olarak 407.000,00.-TL gayrinakdi riskin sona erdiğini fakat icra takibine ve görülen davaya konu komisyon alacağının halen dahi devam etmekte olup sona ermediğini, Karar tarihinde borcun tamamının sona ermediğini, kısmi olarak teminat mektubu ile ilgili olarak risk düşümünün gerçekleştiğini, Bilirkişi tarafından (01.03.2019 tarihli raporda) takip ve dava tarihi itibariyle takip miktarı kadar alacaklı olduklarının tespit edildiğini ancak davanın açılmasından ve Bilirkişi Raporunun tanziminden çok sonra, Borçlu tarafından yapılan bir ödeme olmadan teminat mektubu ile ilgili 407.100,00.-TL miktarlı riskin sona ermiş olması nedeni ile (02.08.2019 tarihinde); tazminat, komisyon alacağı taleplerinin ve nihayetinde davanın kabulü, davanın açılmasından sonra teminat mektubu ile ilgili riskin sona ermiş olması nedeni ile bu hususun infaz aşamasında değerlendirmesi gerektiği halde değerlendirilmediğini, İcra takibinde müvekkili bankanın kötü niyetli de sayılmayacağından iade edilen teminat mektubu bedeli üzerinden de müvekkili banka yararına kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi E. 2014/17700 K. 2015/6192 T. 28.4.2015 İlamı), Davanın açıldığı tarihte haksız olan tarafın, bilirkişi raporunda da belli olduğu üzere Davalı/Borçlular olup işbu itirazın iptali davasının açılmasına sebebiyet verdiklerinin aşikar olduğunu; bu nedenle takip ve dava tarihi itibariyle takip miktarı kadar alacaklı oldukları hususunun göz önüne alınmadan vekalet ücreti ve yargılama giderleri hususunda eksik hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, İleri sürerek, istinaf başvuru dilekçelerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, 407.100,00-TL miktarlı riskin takibin ve davanın açılmasından sonra sona ermiş olması nedeni ile takip miktarı kadar alacaklı oldukları hususunun göz önüne alınarak HMK 331. Madde uyarınca lehlerine dava değeri üzerinden vekalet ücreti ve yargılama gideri takdirine, takip ve dava tarihindeki haklılıkları göz önüne alınarak, davalılar tarafından borca itiraz kötü niyetle ve haksız olarak yapılmış olmakla iade edilen teminat mektubu bedelinin de %20’den aşağısında olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin de karşı yana tahmiline, karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava genel kredi ve kefalet sözleşmelerine dayalı gayrınakdi ve nakdi alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece nakdi alacak bakımından davanın kısmen kabulüne, gayrınakdi alacak bakımından ise konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, karar karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dava konusu takip dosyası kapsamından; davacının davalılar aleyhine 407.100,00-TL deposu gereken teminat mektubu bedeli ile 9.610,70-TL teminat mektubu komisyon bedelinin tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlattığı, davalıların takibe itirazının ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır. Davacı banka ile davalı kredi lehdarı … Şirketi arasında 02/11/2015 tarihli, 2.000.000-TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, diğer davalıların da sözleşmeyi aynı limitle müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, davalı …’in kefalet tarihi itibariyle kredi lehdarı şirketin ortak ve yetkilisi olduğu, kefaletlerin TBK’nun 583 maddesi uyarınca geçerli olduğu, banka tarafından teminat mektubu komisyon bedelinin ödenmemesi nedeniyle kredi hesabının kat edildiği, davalılara kat ihtarının 18/02/2017 tarihinde tebliğ edildiği, nakdi mahiyetteki komisyon bedeli alacağı bakımından temerrüdün 20/02/2017 tarihinde gerçekleştiği anlaşılmıştır. Mahkemece davacı banka ticari defter ve kayıtları ile dosya üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde, deposu talep edilen teminat mektubunun takip ve dava tarihi ile meri olduğu, teminat mektubu komisyon bedeli alacağının ise takip tarihi itibariyle 1.562,62-TL olduğu, nakdi alacak tutarına yıllık %19,51 oranında gecikme tazminatı talep edilebileceği tespit edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sırasında deposu talep edilen teminat mektubunun süresinin 01/08/2019 tarihinde dolması nedeniyle, risk düşümünün yapıldığı davacı tarafından dosyaya beyan edilmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından davacının teminat mektubu komisyon bedeli alacağı yönünden davanın kısmen kabulü ile 1.526,62 TL asıl alacak yönünden davalıların takibe itirazının iptaline, teminat mektubu depo bedeli bakımından davanın konusuz kaldığı için karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. İstinaf önüne gelen uyuşmazlık; davacının takip ve dava tarihi itibariyle, konusuz kalan teminat mektubu depo talebi yönünden haklılık durumuna göre davalılardan nispi vekalet ücreti talep edip edemeyeceği, yine teminat mektubu bedeli üzerinden davalılar aleyhine inkar tazminatına hükmedilip edilemeyeceği hususundadır. Mahkeme kararlarının neleri kapsaması gerektiği HMK’nin 297. maddesinde düzenlenmiştir. Ayrıca Anayasa’nın 141. maddesi “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli yazılır” hükmünü amirdir. Anılan HMK’nın 297/1-c maddesinde, hükmün, iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlerini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri de kapsaması gerektiği öngörülmüştür. Kararlarda bulunması gereken gerekçeler sayesinde taraflar, hükmün hangi maddi ve hukuki sebebe dayandırıldığını anlayabilecekleri gibi, karar aleyhine kanun yoluna başvurulduğunda da kanun yolu incelemesi bu gerekçe ve hüküm sonucuna göre yapılabilecektir. İstinaf Kanun Yoluna tabi olan mahkeme kararının HMK’nin 297. maddesine uygun ve denetime elverişli gerekçeli biçimde oluşturulması gerekmekte olup anılan niteliklere uygun olmayan kararlar Anayasa’nın 2. maddesinde düzenlenen hukuk devleti ilkesini, HMK’nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkını ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkını ihlal edecektir. HMK 297/1-c ve 297/2. maddesi uyarınca taleplerden her biri hakkında ne hüküm verildiği ve gerekçesinin açıklanması gerekmektedir. Davacı tarafından tarafından genel kredi sözleşmesine istinaden ve kredi lehdarı hesabına dava dışı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 5.Bölge Müdürlüğü’ne verilmiş olan 407.100,00-TL miktarlı, 04/11/2015 tarihli Kesin Teminat Mektubunun vadesinin 01.08.2019 tarihine kadar uzatıldığı, 29/09/2017 takip ve 24/01/2018 dava tarihleri ile mektubun vadesinin henüz dolmadığı, mektubun vadesinin 01/08/2019 tarihinde ve yargılama devam ederken dolduğu, vadesine dek tazmini talep edilmeyen mektup tutarını depo sorumluluğunun da ortadan kalktığı anlaşılmış olup, mahkemenim depo talebinin konusuz kaldığı yönündeki tespiti yerindedir. Ancak mahkemece konusuz kalan gayrınakdi alacak talebi yönünden dava tarihi itibariyle haklılık durumunun tespiti, buna göre vekalet ücreti takdiri, yine gayrınakdi alacak bakımından inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı yönünde değerlendirme yapılması gerekirken, bu hususlarda olumlu olumsuz bir hüküm kurulmaması yerinde olmamış, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusu yerinde bulunmuştur. Yukarıda izah edilen gerekçelerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nun 355, 353/1-a6 maddeleri uyarınca kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 30/12/2019 tarih ve 2018/77 Esas – 2019/1671 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf talep eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 06/04/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.