Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1342 E. 2022/1690 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1342 Esas
KARAR NO: 2022/1690 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/67 Esas, 2022/311 Karar
TARİHİ: 22/03/2022
KARAR TARİHİ: 17/11/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Mah. … Sokak’ta … adına kiralanan … plakalı araçta, araç park halinde iken 11.01.2021 tarihinde hırsızlık olayı gerçekleştiğini, bu olay nedeni ile araçta yapılan incelemelerde, Laptop Çantası içerisinde bulunan Tasfiye Halinde … San.Tic.Ltd.Şti.’ye ait ticari defterlerin çalındığının tespit edildiğini, çalınan defterler içerisinde şirkete ait mali müşavirden dönem sonu olduğu için teslim alınan 2019 ve 2020 yıllarına ait yevmiye defteri, defteri kebir ve envanter defteri bulunmakta olduğunu, Türk Ticaret Kanunu ve ilgili mevzuatlar açısından tutulma ve saklanma zarureti getirilmiş defter ve belgelere ilişkin arz edilen olay nedeni ile zayi belgesi talep etmek gerektiğini, davacı şirkete ait 2019 ve 2020 yıllarına ilişkin yevmiye defteri, defteri kebir, envanter defteri yönünden zayi belgesi verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 22/03/2022 tarih 2021/67 Esas 2022/311 Karar sayılı kararında; “Dava; 6102 Sayılı TTK.’nun 82/7 maddesine dayalı zayii belgesi verilmesi istemine ilişkindir. 6102 Sayılı TTK’nun 82/7 maddesinde; “(7) Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir.” hükmü düzenlenmiştir. Somut davanın 6102 Sayılı TTK’nun 82/7 maddesi uyarınca 15 günlük yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Somut davada; davacı şirket vekili tarafından şirketin defter ve kayıtlarının mali müşavirin arabasında iken arabada hırsızlık yapılması sebebiyle çalındığını ve bu nedenle zayi belgesi verilmesini talep etmiştir. Ancak tacirin 6102 Sayılı TTK’nun 82/7 maddesindeki düzenlemeden yararlanabilmesi için tacir olarak bir taraftan defterlerin ve belgelerin korunması amacı ile gereken dikkat ve ihtimamı göstermiş bulunması, diğer taraftan da ziya uğramanın onun iradesi dışında elinde olmayan bir neden ile meydana gelmiş olması gerekmektedir. İleri sürülen mücbir sebebin de defter ve belgelerin yok olması veya elden çıkması sonucunu doğuracak nitelik ve yoğunlukta olması, başka bir deyişle davacının irade dışında defter ve vesikaların tamamen veya kısmen kaybı yahut yok olması gerekmektedir. Davaya konu ticari defterlerin mali müşavirin arabasında bırakıldığı anlaşılmakla davacı tacirin ticari defter ve kayıtları korumak için gereken dikkat ve özeni göstermediği ve kendi kusuru ile defter ve belgelerin çalındığı anlaşılmakla zayi belgesi verilmesi koşulları oluşmadığından açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesi ile; Davanın reddine karar vermiş olup, karara karşı davacı vekilince süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, … adına kiralanan … plakalı araçta, araç park halinde iken 11/01/2021 tarihinde gerçekleşen hırsızlık olayında araçtaki Laptop Çantası içerisinde bulunan Tasfiye Halinde … San.Tic.Ltd.Şti’ye ait ticari defterlerin çalınması üzerine 20/01/2021 tarihinde Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2021/67 Esas numarası ile Zayi Belgesi verilmesi için dava açıldığını, Yerel Mahkemenin, 22/03/2022 tarihinde verdiği kararla ”…tacirin 6102 Sayılı TTK’nun 82/7 maddesindeki düzenlemeden yararlanabilmesi için tacir olarak bir taraftan defterlerin ve belgelerin korunması amacı ile gereken dikkat ve ihtimamı göstermiş bulunması, diğer taraftan da ziya uğramanın onun iradesi dışında elinde olmayan bir neden ile meydana gelmiş olması gerekmektedir. İleri sürülen mücbir sebebin de defter ve belgelerin yok olması veya elden çıkması sonucunu doğuracak nitelik ve yoğunlukta olması, başka bir deyişle davacının irade dışında defter ve vesikaların tamamen veya kısmen kaybı yahut yok olması gerekmektedir. Davaya konu ticari defterlerin mali müşavirin arabasında bırakıldığı anlaşılmakla davacı tacirin ticari defter ve kayıtları korumak için gereken dikkat ve özeni göstermediği ve kendi kusuru ile defter ve belgelerin çalındığı anlaşılmakla zayi belgesi verilmesi koşulları oluşmadığından açılan davanın reddine” şeklinde karar verdiğini, Türk Ticaret Kanununun 82.maddesinin 7.fıkrasında ”Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın,su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren on beş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir.” düzenlenmesinin bulunduğunu, İleri sürerek; yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın istinaf mahkemesinde yeniden görülmesine, davanın kabulüne, davanın istinaf mahkemesinde yeniden görülmesi mümkün değilse hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden karar verilmek üzere yerel mahkemeye gönderilmesine, mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; 6102 Sayılı TTK’nun 82/7 maddesine dayalı zayi belgesi verilmesi istemine ilişkin olup, davacı şirket vekilince hırsızlandığı iddia olunan 2019, 2020 yıllarına ait ticari defterlere ilişkin zayi belgesi talebinde bulunmuş, mahkemece yukarıda belirtilen gerekçelerle talebin reddine karar verilmiştir. Mahkeme tarafından gösterilen deliller toplanmış, davacı şirketin 2019,2020 yıllarına ait ticari defterlerinin tasdik bilgileri Beşiktaş … Noterliği’nden istenilmiş, şirketin vergi ve SGK prim borcu bulunup bulunmadığı ilgili kurumlardan sorulmuş, İstanbul Vergi Mahkemesi’nin 2021/143 esas sayılı dosyası, davacı şirket yetkili tarafından yapılan hırsızlık şikayeti üzerine düzenlenen kolluk evrakı dosya arasına alınmıştır. Beşiktaş … Noterliği tarafından, davacı şirketin defter tasdik bilgilerine dair Noterlik’de kayıt bulunmadığı yönünde cevap verilmiştir. İstanbul SGK İl Müdürlüğü’ne yazılan yazıya cevap verilmediği anlaşılmıştır. Atışalanı Vergi Dairesi tarafından; mükellef olan davacı şirket hakkında düzenlenmiş herhangi bir rapor bulunmamakla beraber, adı geçen şirketin 2019,2020 takvim yıllarında, mal alışlarının % 78’lik kısmının sahte belge düzenlemeden dolayı özel esaslara alınan mükelleflerden olduğunun tespit edildiği, şirketin 07/09/2020 itibariyle vergi dairesince özel esaslara alındığı, şirket tarafından özel esaslara alınma işleminin iptaline karşı açılan davanın İstanbul 5. Vergi Mahkemesinin 2021/143 Esas sayılı dosyasında görüldüğü, hususları bildirilmiştir. İstanbul 5. Vergi Mahkemesinin 2021/143 esas, 2021/1119 karar sayılı dosyası kapsamından; davacı şirket tarafından Katma Değer Vergisi iade talepleri bakımından Özel Esaslara (Kod Listesi) alınmasına ilişkin işlemin iptalinin dava edildiği, mahkemece; dava konusu olayda davacı şirket hakkında sahte belge düzenleme tespiti bulunduğundan hareketle özel esaslara tabi tutulmasına karar verildiği anlaşılmakta olup, gerek davalı idarenin gerek bağlı bulunduğu hiyerarşik üst makamların mükellefleri bu şekilde kategorize edebilmelerine olanak sağlayan hiçbir yasal düzenleme bulunmadığı gibi, Anayasa’da da buna izin veren bir hüküm yer almadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, davacı şirketin özel esaslara alınma işleminin iptaline karar verildiği, karara karşı yapılan istinaf başvurusunun İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 2. Vergi Dava Dairesi tarafından değerlendirildiği, Daire’nin 2021/3128 esas, 2021/2435 Karar sayılı 21/09/2021 tarihli ilamı ile; davacı şirket tarafından, iade taleplerinde KDV Genel Uygulama Tebliğinin Özel Esaslar Bölümündeki Usul ve Esaslara tabi tutulduğu iddiasıyla davalı idarenin buna yönelik işleminin iptali istemiyle dava açıldığı anlaşılmakta ise de, davacı şirketin 01/2019-12/2020 tarih aralığında sahte belge düzenleme tespiti nedeniyle 09/09/2020 tarihli giriş onayı ile 07/09/2020 tarihinden itibaren “Özel Esaslar Uygulamasına Tabi Mükellefler” kapsamına alındığı, ancak şirket hakkında “İade Taleplerinde KDV Genel Uygulama Tebliğinin Özel Esaslar Bölümündeki Usul ve Esaslara ” tabi tutulma yönünde herhangi bir işlemin tesis edilmediği, bu tespit karşısında davacı adına yetkili mercilerce tesis edilmiş kesin ve icrai nitelikte bir işlem bulunduğundan bahsedilemeyeceği, davalı idarenin buna yönelik işleminin iptali istemiyle açılan davanın esasını inceleme olanağı bulunmadığı gerekçesi ile kararın kaldırılmasına, davanın 2577 sayılı İYUK nun 15/1-b maddesi uyarınca reddine karar verildiği, kararın kesin olduğu anlaşılmıştır. İkitelli Şehit Zeki Kaya Folis Merkezi Amirliği tarafından verilen yazı cevabı ekindeki belgeler kapsamından; davacı şirket yetkilisinin 12/01/2021 tarihli ifadesinde; 11/01/2021 tarihinde, arkadaşı …’ın kiraladığı … plakalı araçta yolcu olarak bulunduğunu, özel işlerini halletmek için aracı uygun bir yere park ederek, arkadaşı ile birlikte aracın yanından ayrıldıklarını, geri döndüklerinde aracın sol arka kelebek camının kırılmış olduğunu ve araçta bulunan lap top çantasının çalınmış olduğunu gördüklerini, bu çanta içerisinde hem yetkilisi olduğu davacı şirkete ait ticari defterlerin, hem de arkadaşı …’ın sahibi olduğu şirketlere ait ticari defterlerin bulunduğunu, çanta ve içerisindeki ticari defterler dışında çalınan başka eşya bulunmadığını beyan ederek şikayetçi olduğu anlaşılmıştır. Olay yeri inceleme tutanağında, aracın sol arka kelebek camının kırık olduğu, araçta hırsızlık ile ilgili herhangi bir karışıklık ve dağınıklığın bulunmadığı, oto teybinin yerinde olduğu hususları kayıt altına alınmıştır. Araştırma tutanağında, konu ile ilgili yapılan olay yeri inceleme çalışmasında herhanbi bir iz ve bulgu elde edilemediği, olay yerinde yapılan kamera ve tanık araştırmasında olay anını gösterir kamera kayıt sistemine ve görgü tanığına ulaşılamadığı, çalışmaların devam ettiği hususu kayıt altına alınmıştır. 6102 Sayılı Kanunun 82/7. maddesi “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebileceği davanın hasımsız olarak açılacağı belirtilmektedir. Tacir olan davacının 6102 Sayılı TTK. 82/7. maddesinden yararlanabilmesi için ticari defter ve kayıtlarının korunması amacıyla gereken dikkat ve özeni göstermiş bulunması ve ziyanın, onun iradesi dışında meydana gelmiş olması gerekmektedir. Somut olayda; zıyaın araçtan hırsızlık sonucu meydana geldiği ileri sürülmüş olup, bu iddia ile ilgili davacı şirket yetkilisinin karakola başvurusu dışında bir delil sunulmadığı, olay yeri inceleme ve araştırma tutanakları içeriğinden, hırsızlık iddiasına ilişkin, aracın sol arka kelebek camının kırık olması dışında delil tespit edilemediği, araçta başkaca bir dağınıklık veya karşılıklık bulunmadığının kayıt altına alındığı, olay yerini gören kamera yahut tanık ifadesinin mevcut olmadığı anlaşılmıştır. Davacı şirket hakkında, 2019 ve 2020 takvim yıllarında mal alışlarına ilişkin sahte belge düzenlendiğine yönelik vergi dairesi tespiti ile zayi oldukları iddia olunan ticari defterlerin bu yıllara ilişkin olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde, ticari defterlerin hırsızlık sonucu zayi olduğu iddiasının ispatlanamadığı sonucuna ulaşılmıştır. Yargıtay 11 Hukuk Dairesi 2016/1 esas, 2016/9288 karar sayılı emsal nitelikli ilamında; zıyanın hırsızlık sonucu gerçekleştiğinin ileri sürüldüğü olayda, davacı şirket yetkilisinin, karakola başvuru, gazete ilanı gibi kendi iradesi ile oluşturduğu başvuruları TTK’nun 82/7 koşullarının oluştuğunu ispata yeterli görmemiştir. Diğer taraftan davacı şirket basiretli bir tacir gibi davranarak ticari defter ve belgelerini korumak için gerekli dikkat ve özeni göstermekle yükümlüdür. Hırsızlık olayının gerçekleştiği kabul edilse dahi, ticari defterlerinin bulunduğu çantayı yanına almayarak, lap top çantası içerisinde ve yolcu olarak bulunduğu aracın sol arka kısmında bırakan dava şirket yetkilisinin, defterlerin muhafazası için gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen iradesi dışında hırsızlığın gerçekleşmiş olduğundan bahsedilemez. Yapılan bu saptamalar karşısında, ilk derece mahkemesi tarafından, davacı tacirin ticari defter ve kayıtları korumak için gereken dikkat ve özeni göstermediği ve kendi kusuru ile defter ve belgelerin çalınmasına sebep olduğu, bu nedenle zayi belgesi verilmesi koşullarının oluşmadığı yönündeki kabulü isabetli olup, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. Yukarıda izah edilen gerekçelerle ilk derece mahkemesi kararı usul ve kanuna uygun olup, kamu düzenine aykırılık da mevcut olmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince tarafa tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/11/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-ç maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.