Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1336 E. 2022/1105 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1336 Esas
KARAR NO: 2022/1105 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/05/2022
NUMARASI: 2022/468 Esas
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/07/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalının borca yeter miktarda menkul, gayrimenkulleri ile 3. Şahıslardaki hak ve alacaklarının haczi, menkullerin muhafazası için ihtiyati haciz kararı verilmesini, bunun mümkün olmadığı takdirde, dava konusu icra takibinin borcuna yeter miktarda borçlu şirketin banka hesaplarına, araçlarına, taşınmazlarına ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 23/05/2022 tarih ve 2022/468 Esas sayılı ara kararında; “…Somut olayda, davanın itirazın iptali davası olarak açıldığı, ihtiyati tedbir kararı verilmesi istenen menkul, gayrimenkul, hak ve alacakların davanın konusunu oluşturmadığı, HMK 389 şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin ihtiyati haciz talebi bakımından yapılan değerlendirmede; İhtiyati haciz talep eden vekili ihtiyati haciz talep etmiş ise de, sunulan belgeler tek başına muaccel bir alacağın varlığını göstermez. Davacı tarafça yaklaşık ispat kurallarına göre ispatına ilişkin cari hesap mutabakatı gibi delil ve belgelerin de sunulması gerekmekte olup, bu husus İİK’nın 258/1.maddesinde; “Alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.” şeklinde belirtilmiştir….”gerekçesi ile, Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine, davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Yerel mahkemece, dava dilekçesi ile talep etmiş oldukları ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verildiğini, Yerel mahkeme özellikle ihtiyati haciz talebini dilekçede sundukları evrakların alacağı tek başına ispata yeterli olmadığı gerekçesiyle reddetmiş olup ret gerekçesinde yaklaşık ispattan bahsettiğini, dilekçe eklerinin muhtemelen okunmadığını, Müvekkili Orta Amerika ülkelerinden olan Guatemala’da bulunan bir şirket olduğunu, bu şirketin davalıya para gönderdiği hususu her türlü izahtan vareste olup bu paranın da ticari ilişki sebebiyle gönderildiğini, başka bir ihtimal de mümkün olmadığını, binlerce kilometre uzaktan para gönderildiyse ya karşılığında mal gönderilir ya da para iade edileceğini, Müvekkili şirket ile davalı şirket yetkilisi arasındaki telefon konuşmalarını sunduklarını ortada kabule ilişkin beyanlar mevcut olduğunu, İcra takibinden sonra ben alacaklı vekili olarak davalı şirket yetkilisi ile konuştuğunu, mesajlaştığını, bunların dökümlerinin mevcut olduğunu, buna göre davalı şirket yetkilisi yapılan protokollere göre silah imal edip göndereceğini, ekte davalı şirketin kendilerine sunduğu tekliflerin bulunduğunu, bu tekliflerdeki teslim edilecek silah sayısı, cinsi, miktarı ve bedeli ile takip konusu borç miktarı aynı olduğunu,Konu ile ilgili şirket yetkilisi tarafından Küçükçekmece Cumhuriyet Savcılığına verilen ifadede aynen “2021 Ocak ayından itibaren başlayıp yaklaşık 8 ay süren sağlık sorunlarım ve tedavim nedeni ile taraflar arasında iletişim ve evrak alış verişi konusunda aksama olmuştur. Karşı tarafın avukatı ile yaptığım görüşmede bu konuda mutabık kaldık ve şikayeti geri çekeceklerini bana beyan ettiler” denmektedir. Yani davalı şirket yetkilisi dolandırıcılıktan verdiği ifadede “biz karşı tarafla anlaşıp bu işi bitireceğiz” dendiğini, Bunların hiçbirisi yaşanmamış olmamış olsa bile, davalı şirket alacaklı vekilinin hesabına yani kendisine 07.03.2022 tarihinde yani takipten çok sonra kendi şirket hesabından 55.000 TL para göndermiş olup alta da müvekkilinin ismini zikrederek … harç dediğini, Dava dilekçesinin doğru düzgün okunmadığını, dilekçede teminata hükmedilecekse dahi müvekkilinin Guatemala’da oluşu, iki ülke arasındaki saat farkı gibi sebepler dikkate alınarak teminat için uzunca bir süre verilmesini talep ettiklerini, sanki bilirkişi masrafı yatacak gibi iki hafta süre verildiğini, dilekçe ekindeki ekler okunup değerlendirilmiş olsaydı hem yaklaşık ispattan bahsedilip hem de tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddolmayacağını, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi ara kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, borçlunun, borca yeter miktarda menkul, gayrimenkulleri ile 3. Şahıslardaki hak ve alacaklarının haczi, menkullerin muhafazası için ihtiyati haciz kararı verilmesini bunun mümkün olmadığı takdirde, dava konusu icra takibinin borcuna yeter miktarda borçlu şirketin banka hesaplarına, araçlarına, taşınmazlarına ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, mal siparişi için avans olarak verilen ancak mal teslimi yapılmamış olması nedeniyle, ödenen bedelin tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında ihtiyati tedbir/ ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, İhtiyati haciz ve ihtiyati tedbir isteminin reddine, karar verilmiş ve karara karşı talep eden davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK.nın 389.maddesinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği düzenlenmiş olup somut uyuşmazlıkta, ihtiyati tedbir konulması talep edilen davalıya ait menkul ve gayrimenkuller uyuşmazlık konusu olmadığından ihtiyati tedbir şartları oluşmadığından, mahkemece verilen ihtiyati tedbir talebinin reddi kararı usul ve yasaya uygun olup bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile, borçlunun mallarına geçici olarak el konulmasıdır. İİK’nın 257. maddesinde rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ancak borçlunun belirli bir yerleşim yerinin bulunmaması veya mallarını gizleme, kaçırma, kaçma gibi alacaklının haklarını ihlal eden eylemlerde bulunması halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği düzenlenmiştir. İİK’nın 258/1. maddesinin 2. cümlesine göre, “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur. Somut olayda, talep eden davacı şirket vekili ile davalı şirket yetkilisi arasında imzalanan protokol başlıklı sözleşme uyarınca davalı tarafın protokoldeki edimini yerine getirip getirmediği, talep eden davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacağın varlığı ve miktarı açılan eldeki davada iddia ve savunma doğrultusunda yargılama içinde toplanıp incelenecek deliller ışığında yargılama sırasında ortaya çıkacaktır. Dosyaya ibraz edilen belgeler, alacağın varlığı, miktarı ve muaccel olduğuna dair yaklaşık olarak ispata yeterli değildir. Bu hali ile, İİK 257. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediği, değişen durum ve şartlara göre de her zaman yeniden talepte bulunulabilecek olup buna göre, ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin verilen karar, usul ve yasaya uygun olup talep eden davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 06/07/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.