Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1323 E. 2022/1078 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1323 Esas
KARAR NO: 2022/1078 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/05/2022
NUMARASI: 2022/308 Esas
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacı şirketin 1973 yılından beri faaliyet gösteren ve yüksek ihracat hacmine sahip Türkiye’nin sayılı şirketlerinden birisi olduğunu, davalı ile olan ticari ilişki kapsamında davacının Almanya’daki hesaplarından davalı tarafa ticari ilişki kapsamında “CASH IN ADVANCED FOR IMPORT”(Türkçe Tercümesi: İthalat için peşin ödeme) açıklaması ile toplamda 446.000,00-Euro ödemeler yapıldığını, ithalat için peşinen ödenen bu bedeller karşılığında davacıya herhangi bir mal teslim edilmediği gibi parası da iade edilmediğini, bu sebeple davalı aleyhine ödenen bedellerin iadesi için İstanbul …İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile 13.01.2022 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, anılan takip kapsamında ödeme emri borçluya 21.01.2022 tarihinde tebliğ edildiğini, ancak davalı taraf haksız ve kötü niyetli olarak 27.01.2022 tarihinde borca ve yetkiye itiraz etmiş ve takibi durdurmuş olduğunu, öncelikle ihtiyati haciz talebinin kabulü ile davalının aktiflerini azaltması ve dava sonucu karar verilecek Mahkeme kararının semeresiz bırakacakları hususunda şüphe bulunmakla bu sebeple, dava sonuna kadar davalının tespit edilecek araç ve/yeya gayrimenkulleri üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini, davalının İstanbul …İcra Dairesinin … E.sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve yasal vekâlet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 13/05/2022 tarih ve 2022/308 Esas sayılı ara kararında; “….Somut durumda talep dosyası incelendiğinde; “…İş bu icra takibindeki ödeme emrinde iddia olan borç yasal ve ticari dayanaktan yoksun olup, müvekkilin, iddia edildiği gibi herhangi bir borcu bulunmamaktadır. İlgili ticari ilişkide; karşı tarafın gerçekleştirdiği ihlallere rağmen müvekkil, üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirmiş ve bu ilişkiden kaynaklanan tüm borçlarını aksatmadan ifa etmiştir…” şeklindeki borçlunun itirazı dikkate alındığında yaklaşık ispat bu aşamada yerine getirilmemiş olması nedeniyle…”gerekçesi ile, İhtiyati haciz talebinin REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Borçlu tarafın haksız ve kötü niyetli olarak yasal takibi sürüncemede bırakmak maksadıyla itiraz ederek takibi durdurduğunu, İlk derece mahkemesinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davalı taraf icra dosyasına sunduğu itiraz dilekçesi ile kendisine ödenilen bedelleri ve taraflar arasındaki ticari ilişkiyi kabul ettiğini ikrar etmiş olup müvekkili firma tarafından yapılan ödemeleri gösteren banka ödeme dekontları dava dilekçesi ile ile birlikte dosyaya sunulduğunu, İlgili ödemelerin gerçekleştirilmiş olduğu sunulan banko dekontları ile sabit olduğu gibi dava dilekçesiyle de celbini talep ettikleri davalıya davalıya ait banka hesap kayıtlarının incelenmesi ile de somut gerçeklik rahatlıkla ortaya çıkarılacağını, Davalı taraf icra ödeme emrine karşı sunmuş olduğu itiraz dilekçesinde dava konusu alacaklara ilişkin ödemeleri aldığını “Asıl alacağa alacaklı tarafından dayanak olarak sunulan dekontlara istinaden ödeme aynen yapılmış ve ispatı çok mümkün dayanaklardır.” şeklindeki ifadeleri ile ikrar ettiğini, söz konusu ikrarın yanı sıra dava konusu alacakları aldıktan sonra karşılık olarak ödeme yapıldığı iddia edilmekte olduğunu, fakat davalı tarafça, iş bu ödemelere ilişkin ne bir dekont ne de bir kayıt sunulamadığını, bu durum dahi davalı yanın itirazının ne kadar mesnetsiz ve gerçek dışı bir itiraz olduğunu ortaya koymakta olduğunu, davalı tarafın dava konusu alacaklara karşılık ödeme yaptığına dair dekontları itiraz dilekçesi ekine koyamaması davalının borcunu ödemediğine açıkça delalet olduğunu, Tüm bu açıklamalara rağmen ilk derece mahkemesi kararında özetle; “…İş bu icra takibindeki ödeme emrinde iddia olan borç yasal ve ticari dayanaktan yoksun olup, müvekkilin, iddia edildiği gibi herhangi bir borcu bulunmamaktadır. İlgili ticari ilişkide; karşı tarafın gerçekleştirdiği ihlallere rağmen müvekkil, üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirmiş ve bu ilişkiden kaynaklanan tüm borçlarını aksatmadan ifa etmiştir…” şeklindeki borçlunun itirazı dikkate alındığında yaklaşık ispat bu aşamada yerine getirilmemiş olması nedeniyle ihtiyati haciz talebinin” gerekçesi ile reddine karar verildiğini,
Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati haciz kararı verilebileceğini, (6100 S. K. m. 389). Talep edenin haklarının derhal korunmasında zorunluluk bulunan hallerde, hakim karşı tarafı dinlemeden de tedbire karar verebileceğini, (6100 S. K. m. 390). Mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebileceğini, (6100 S. K. m. 391). Her ne kadar yapılan değerlendirme iddiaların ispatı için kesin nitelikte değilse de kanunun aradığı anlamda yaklaşık ispat koşulunun somut olayda mevcut olduğu bu minvalde yukarıda belirtilen kanun maddesi kapsamında ihtiyati haciz koşullarının somut olayda oluştuğuna kanaat getirilerek ihtiyati haciz talebimizin uygun görülecek teminat mukabilinde kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, İhtiyati haciz kararı verilmesi halinde, müvekkilimiz haksız ise yatıracağı teminattan davalının zararları karşılanması mümkünüdür ve davalının tüm zararları tazmin edilebileceği, kaldı ki müvekkilinin 1976′ dan beri faaliyet göstere bir şirket olup; türkiye’de ihracatta ilk 50 şirket arasında olduğu, ancak ihtiyati haciz kararı reddolur ise; alacağını tahsil imkanı kalmama ihtimali bulunmakta olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi ara kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, ihtiyati haciz kararı verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı tarafından davalıya İthalat için peşin ödeme açıklaması ile toplamda 446.000,00-Euro ödemeler yapıldığı, ithalat için peşinen ödenen bu bedeller karşılığında davalı tarafından davacıya herhangi bir mal teslim edilmediği gibi parasının da iade edilmediği, bu sebeple davalıya ödenen bedellerin iadesi için başlatılan icra takibine davalı borçlunun itirazı üzerine açılan itirazın iptali davasında ihtiyati haciz istemine ilişkindir. Mahkemece, ihtiyati haciz talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile, borçlunun mallarına geçici olarak el konulmasıdır. İİK’nın 257. maddesinde rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ancak borçlunun belirli bir yerleşim yerinin bulunmaması veya mallarını gizleme, kaçırma, kaçma gibi alacaklının haklarını ihlal eden eylemlerde bulunması halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği düzenlenmiştir. İİK’nın 258/1. maddesinin 2. cümlesine göre, “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.Somut olayda, talep eden davacı tarafından yapılan ödemenin avans ödemesi olup olmadığı, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalı borçlunun edimini yerine getirip getirmediği, talep eden davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacağın varlığı ve miktarı eldeki davada iddia ve savunma doğrultusunda yargılama içinde toplanıp incelenecek deliller ışığında yargılama sırasında ortaya çıkacaktır. Dava ve ara karar tarihi itibariyle sunulan belgeler yaklaşık ispata yeterli değildir. Bu hali ile, İİK 257. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediği, değişen durum ve şartlara göre de her zaman yeniden talepte bulunulabilecek olup buna göre, ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin verilen karar, usul ve yasaya uygun olup talep eden davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep eden taraftan alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcı, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden taraf üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 30/06/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.