Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1270 E. 2022/1093 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1270 Esas
KARAR NO: 2022/1093 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2004/1388 D.İş
TARİH: 18/04/2022 Ek Karar
BORÇLUNUN TALEBİ: İhtiyati Haciz Kararının Kaldırılması
TALEP TARİHİ: 27/09/2004
ÜÇÜNCÜ KİŞİLERİN TALEBİ: Taşınmazlardaki İhtiyati Haciz Şerhinin Kaldırılması
KARAR TARİHİ: 06/07/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Talep eden vekili talep 08/09/2004 tarihli dilekçesi ile; 26.000.000,00 ETL meblağlı bonoya istinaden borçluların borca yeter miktarda menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının haczine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemenin 14/09/2004 tarihli kararı ile talebin kabulüne karar verilmiş, aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen şirket vekilince ibraz edilen 27/09/20024 tarihli dilekçe ile, ihtiyati haciz kararına itiraz edilmiştir. Aynı tarihte üçüncü kişi konumunda olan … tarafından dosyaya sunulan dilekçe ile, tapuda adına kayıtlı Çatalca … Köyü … Ada … Parselde … Parselde yer alan hissesinin teminat olarak kabul edilmesi talep edilmiştir. İlk Derece Mahkemesi 28/09/2004 tarih 2004/1388 D.İş sayılı kararında; “Mahkememizin 2004/1388 D.İş sayılı 14/09/2004 tarihli ihtiyati haciz karanının yapılacak mürafaa sonuna kadar uygulanmasının durdurulmasına, ihtiyati haciz kararı alacaklısının olası bir zararına karşılık borçlu şirketi temsile yetkili … adına kayıtlı Çatalca, …, … ada, … parsel, … ada, … parsel … ada, … parsel, … ada … parsel, … ada … parsel … ada … parsel sayılı taşınmazların üzerine ihtiyati haciz kararına konu alacak tutarı 26.000.000,000.TL için tedbiren teminat niteliğinde alacaklı … Bankası lehine haciz konulmasına” karar verilmiştir. Mahkemenin 19/10/2004 tarihli mürafaa duruşmasında; “Celp edilen dosyaların incelenerek dosya üzerinden bir karar verilerek taraf vekillerine tebliğine, ihtiyati tedbirin şimdilik devamına, yanıt alındıktan sonra icra dosyası da getirtildikten sonra 10 gün içinde bir karar verilerek taraf vekillerine tebliğine ” karar verildiği, ancak daha sonra karşı tarafça yapılan itiraz hakkında karar verilmediği, itirazın mahkemenin istinafa konu 18/04/2022 tarihli ek kararı ile değerlendirildiği görülmektedir. Talepte bulunan 3. Kişiler … ve … vekili tarafından ibraz edilen 27/01/2022 tarihli dilekçede özetle; dosyadan yazılan 28.09.2004 tarihli ihtiyati haciz yazısında “Çatalca, …, … ada … parsel, … ada … parsel, … ada … parsel, … ada … parsel, … ada … parsel, … ada … parsel sayılı taşınmazlar” üzerine haciz konulması bildirilmiş ise de, bu taşınmazların imar işlemi sonuncunda Arnavutköy ilçesi (Eski Çatalca) … Mah. … ada … parsel, … Ada … parsel, … Ada … parselde kayıtlı taşınmaz olarak yeni ada parsel numarası aldığını, bu parsellerin GOP 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/760 E 2014/465 K sayılı kesinleşmiş kararıyla müvekkilleri adına tapuya tescil edildiğini, ancak müvekkillerine ait taşınmazlarda işbu dosyadan konulan ihtiyati hacizlerin kaldırılmadığını, takyidatlı tapu kaydında gözüktüğünü belirterek, bilgileri belirtilen taşınmazlara konulan ihtiyati hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 18/04/2022 tarih 2004/1388 D.İş sayılı kararında; “… talebe konu taşınmaz üzerindeki mahkememizce 2004/1388 D.iş. sayılı dosyasına istinaden 28/09/2004 günü itibariyle verildiği anlaşılan ihtiyati tedbir mahiyetindeki ihtiyati haciz şerhi kaydının hukuka aykırı olarak devam ettiği, kaldı ki aradan geçen 17 yılı aşan süreçte alacaklının da, borçludan değil üçüncü kişiden alınan taşınmaz teminatıyla ilgili Mahkememizden bir talepte bulunmadığı, teminata başvurmamış olduğu, esasen İİK md 266 uyarınca borçlu hakkında verilen ihtiyati haciz kararının takip dosyasında infazına başlanmasından sonra konan ihtiyati hacizlerin kaldırılması/henüz ihtiyati haciz konmamışsa infazın dosya borcunun takip dosyasına depo edilmesi karşılığı ihtiyati haciz kararının infazının durdurulması hususunda görevli mahkemenin ihtiyati haciz kararını veren Mahkememiz değil icra hukuk mahkemeleri olduğu, bu yönden Mahkememizin üçüncü kişiden teminat alma konusunda görevsiz de olduğu, üstelik üçüncü kişi olan … tarafından dilekçesi ekinde taşınmazların başka dosyadan değerinin tespitine ilişkin bilirkişi raporu dosyaya sunularak, sadece … ada … parselde kayıtlı taşınmazdaki hissesinin değerinin bile borcu karşılar nitelikte olduğu belirtilerek sadece bu taşınmaz hissesinin teminat olarak gösterilmesine ve sunulan raporda bu taşınmazdaki hisse değeri 219.136.660.000 ETL, ihtiyati haciz kararı verilen alacak tutarı 26.000.000.000 ETL olması yani 1 taşınmazın teminat alınma tarihindeki değeri borcu kat be kat aşar değerde olmasına rağmen üçüncü kişinin tüm taşınmazlarındaki tüm hisselerine tedbiren teminat mahiyetinde (aşkın haciz niteliğinde) ihtiyati haciz şerhi işlenmiş olduğu, mahkememizce teminat olarak alındığı ara kararda belirtilen taşınmazlar üzerine konan ihtiyati haczin esasen (1086 sayılı HUMK döneminde uygulamada rastlanan, 6100 sayılı HMK ile uygulamadan kaldırılan) ihtiyati tedbir mahiyetinde bir ihtiyati haciz kararı olduğu, bu şerhin kesinleşmiş mahkeme kararıyla taşınmazlarda mülkiyet hakkını kazanan talep eden üçüncü kişilerin mülkiyet haklarını kullanmasını ölçüsüz şekilde engeller mahiyette olduğu, alacaklının ise mahkememizce bu şekilde (borçludan değil üçüncü kişiden) alınan teminata aradan geçen 17 yılı aşan süreçte başvurmamış olmasının da talep edenlerin mülkiyet hakkını ölçüsüz-süre sınırsız şekilde engeller hale geldiği, ayrıca taşınmazların itiraz değerlendirilene kadar teminat olarak alınmasına karar verildiği görülmekle, aşağıda açıklandığı üzere borçlu aleyhinde verilen ihtiyati haciz kararına itiraz İİK md 265 kapsamında yerinde görülmeyerek reddedildiğinden teminat fonksiyonunun bu şekilde sona ermiş olduğu da anlaşıldığından, taşınmazlar üzerindeki kısıtlayıcı şerhin kaldırılması gerektiği sonucuna varılmıştır. Dosyamızda aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen … AŞ vekilinin ihtiyati haciz kararına itirazı hakkında herhangi bir karar da verilmemiş olduğu görüldüğünden, iş bu ek kararımızla itirazlar değerlendirilmiş olup, itiraz dilekçesi içeriği incelendiğinde yetkiye, teminata itiraz edildiği, ayrıca alacaklının mükerrer ihtiyati haciz kararları aldığı, derdest ihtiyati haciz kararları bulunduğundan bahsedilerek itiraz edildiği görülmekte olup, bonoya dayalı verilen ihtiyati haciz kararının dayanağı bono 1086 sayılı HUMK döneminde düzenlenmiş olmakla Şişli mahkemelerinin yetkisinin kabul edildiği şeklinde yetki şartı içermekteyse de kararın verildiği tarihte (2004) Şişli adliyesinde asliye ticaret mahkemeleri bulunmadığı, İstanbul adliyesinin mülhakatı olan Şişli adliyesinin yetki alanı yönünden ticari davalarda İstanbul asliye ticaret mahkemelerinin yetkili olduğu, tacir şirketler arasındaki bonoya dayalı ihtiyati haciz kararı vermeye İstanbul asliye ticaret mahkemelerinin yetkili bulunduğu, yetki itirazının yerinde olmadığı, alacaklı banka kamu bankası olmakla ihtiyati haciz kararının verildiği tarihte yürürlükte olan 4603 sayılı … Bankası, … Bankası Anonim Şirketi ve … Bankası Anonim Şirketi Hakkında Kanunun 1. maddesinde, “Bu Kanunun amacı, … Bankası, … Bankası Anonim Şirketi ve … Bankası Anonim Şirketi’nin (bankalar) çağdaş bankacılığın ve uluslararası rekabetin gereklerine göre çalışmalarını ve özelleştirmeye hazırlanmalarını sağlayacak şekilde yeniden yapılandırılmaları ile hisse satışlarına ilişkin düzenlemelerin ve hisselerin tamamına kadarının özel hukuk hükümlerine tabî gerçek ve tüzel kişilere satışının gerçekleştirilmesidir” şeklinde düzenleme olduğu, yine aynı Kanun’un 2/2. maddesinde ise “Yeniden yapılandırma işlemlerinin tamamlanmasını müteakiben bankaların hisse satış işlemleri 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun hükümleri çerçevesinde sonuçlandırılır. Yeniden yapılandırma ve hisse satış işlemleri bu Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren üç yıl içinde tamamlanır. Bakanlar Kurulu bu süreyi bir defaya mahsus olmak üzere yarısı kadar uzatabilir” hükmünün bulunduğu, 5230 sayılı … Anonim Şirketinin … Bankası Anonim Şirketine Devri ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun’un 11. maddesinde ise “4603 sayılı Kanuna tâbi bankalarca yeniden yapılandırma sürecinde açılmış veya açılacak dava ve takipler sonuçlandırılıncaya kadar, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 2, 23 ve 29 uncu maddeleri ile 2548 sayılı Ceza Evleriyle Mahkeme Binaları İnşası Karşılığı Olarak Alınacak Harçlar ve Mahkûmlara Ödettirilecek Yiyecek Bedelleri Hakkında Kanun’un 1’inci maddesi hükümleri uygulanmaz, ihtiyatî tedbir ve ihtiyatî haciz taleplerinde teminat şartı aranmaz. Bankaların mahkeme ilâmını alması ve tebliğe çıkartması işlemlerinde karşı tarafa yükletilmiş olan harcın ödenmiş olması şartı da aranmaz” hükmünün düzenlendiği, 15.11.2000 tarihli ve 4603 sayılı Kanun’un 2. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan kamu bankalarının yeniden yapılandırılması ve hisse satışı işlemlerine ilişkin süre içinde ihtiyati haciz isteminde bulunan … Bankası A.Ş.’nin 5230 sayılı Yasa’nın 11. maddesine göre yeniden yapılandırma sürecinde ihtiyati haciz taleplerinde teminat şartı aranmayacağı, bu nedenle teminata ilişkin itirazın da yerinde olmadığı, geçici hukuki koruma kurumu olan ihtiyati haciz kararında derdestlik-mükerrerlik iddiaları yönünden bildirilen-dosyaya sunulan veya celbedilen dosyalarda Mahkememiz kararına dayanak yapılan bonoya istinaden başka mahkemeden verilmiş mükerrer bir ihtiyati haciz kararına rastlanmadığı, buna yönelik itirazın İİK md 265’te tahdidi sayılan itiraz sebepleri arasında yer almadığı, bildirilen diğer mahkemelerden hesap kat ihtarları veya başka kambiyo evrakına dayalı verilmiş ihtiyati haciz kararlarının da çeşitli gerekçelerle kaldırılmış olduğu görülmekle bu itirazın da yerinde olmadığı, bonoya dayalı verilen ihtiyati haciz kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı ve borçlu şirketin itirazının yerinde olmadığı anlaşılmakla, borçlu … AŞ vekilinin Mahkememizin 14/09/2004 tarihli ihtiyati haciz kararına itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.Yapılan açıklamalar karşısında; Mahkememizin 2004/1388 D.iş sayılı dosyasından borçlu … AŞ aleyhine verilen 14/09/2004 tarihli 2004/1388 D.iş sayılı ihtiyati haciz kararına borçlunun itirazının reddine, ancak aynı dosyamızdan üçüncü şahıs … adına kayıtlı, Çatalca, …, … ada, … parsel, … ada … parsel, … ada … parsel, … ada … parsel, … ada … parsel, … ada … parsel sayılı taşınmazların üzerine, ihtiyati haciz kararına konu alacak tutarı 26.000.000.000- TL için tedbiren teminat niteliğinde alacaklı … Bankası lehine haciz konulmasına dair mahkememizin 28/09/2004 tarihli Değişik İş: 2004/1388 İh.H sayılı ara kararının ise kaldırılmasına, bu ara karar üzerine taşınmazların tapu kaydına 29/09/2004 tarihli … yevmiye numarası ile işlendiği bildirilen ihtiyati haciz şerhlerinin kaldırılması için Arnavutköy Tapu Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına karar vermek gerekmiştir…”gerekçesi ile, 1-Talep eden üçüncü kişiler vekilinin talebinin KABULÜ ile;Mahkememizin iş bu dosyasından 28/09/2004 tarihli karar ile üçüncü kişi …’ın taşınmaz hisselerine tedbiren teminat mahiyetinde ihtiyati haciz konulmasına dair ara kararın kaldırılmasına, Çatalca, …, … ada, … parsel, … ada … parsel, … ada … parsel, … ada … parsel, … ada … parsel, … ada … parsel sayılı taşınmazların (imar uygulaması sonucu aldığı yeni ada parsel numaraları … Mahallesi … ada … parsel, … ada … parsel ve … ada … parsel olan taşınmazların) tapu kaydına 29/09/2004 tarihli … yevmiye numarasıyla işlenen ihtiyati haciz şerhinin KALDIRILMASINA, karar verilmiş ve karara karşı … A.Ş tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: … A.Ş vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece, dosya tekemmül etmeden, deliller eksik değerlendirilerek, yeterli inceleme yapılmadan karar verildiğini, taşınmaz üzerinde uzun yıllar ihtiyati tedbirin kalmasının mülkiyet hakkına müdahale olduğu kabul edilerek ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmesinin müvekkilinin haklarının zayi olması anlamına geldiğini, ihtiyati tedbir kararı yargılama yapılmadan verilse de itiraz halinde duruşma açılması gerektiğini, mahkemenin ihtiyati tedbir kararını kaldırırken tarafları dinlemediğini ve 3. şahısların taleplerini alacaklı ve borçlu tarafa tebliğ etmeden hukuka aykırı karar verdiğini, mahkemenin bu uygulamasının usule aykırı olduğunu, Ayrıca, tapu kütüğünde devir işlemleri yapılırken talepte bulunan 3. şahısların malik olması sıfatı ile borçları ödeyeceklerine dair Çatalca Tapu Dairesinde beyanları bulunduğunu, mahkemenin ihtiyati tedbir kararını kaldırması ile birlikte 3. şahısların, teminat veren …’ın borçtan kurtulacağını ve müvekkili şirketin borcu ödemekle karşı karşıya kalacağını, İstanbul İli Arnavutköy İlçesi … Ada … parsel, … ada … parsel, … ada … parselde kayıtlı taşınmazlar üzerine 29.09.2004 tarihinde şerh işlendiğini, talepte bulunan 3. şahısların, mahkemeden ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etme hakları bulunmadığını, bu eylemlerinin 3. şahısları taahhütlerine rağmen borçtan kurtaracağından müvekkilini borçları ödemekle karşı karşıya bırakacağını belirterek, İlk Derece Mahkemesinin 18.04.2022 T. 2004/1388 D.İŞ. sayılı kararında talepte bulunan 3. şahısların taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken, borçlu vekilinin itirazlarının reddine, 3. şahısların taleplerinin kabulüne karar verilerek ihtiyati haczin kaldırılması yasal olmadığından, kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılarak, 3. şahısların taleplerinin reddine karar verilmesini; aksi halde hükmün bozularak dosyanın yeniden karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, 3. şahısların talebi üzerine ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına yönelik verilen mahkeme ek kararının kaldırılması istemine ilişkindir. HMK’nın 394/4. maddesinde; ihtiyati tedbir kararına karşı itiraz başlığı altında “İtiraz dilekçeyle yapılır. İtiraz eden, itiraz sebeplerini açıkça göstermek ve itirazının dayanağı olan tüm delilleri dilekçesine eklemek zorundadır. Mahkeme, ilgilileri dinlemek üzere davet eder; gelmedikleri takdirde dosya üzerinden inceleme yaparak kararını verir. İtiraz üzerine mahkeme, tedbir kararını değiştirebilir veya kaldırabilir.”, 394/5.maddesinde de; “İtiraz hakkında verilen karara karşı, kanun yoluna başvurulabilir. Bu başvuru öncelikle incelenir ve kesin olarak karara bağlanır.” düzenlemesi mevcuttur. Somut uyuşmazlıkta; mahkemece 3. kişiler … ve … vekili tarafından ibraz edilen 27/01/2022 tarihli dilekçe taraflara tebliğ edilmediği gibi, duruşma açılmadan dosya üzerinden inceleme yapılarak karar verilmesi HMK 394/5 madde hükmüne aykırılık teşkil etmektedir. Mahkemece, 3. kişiler … ve … vekili tarafından ibraz edilen 27/01/2022 tarihli dilekçe taraflara tebliğ edilerek ve duruşma günü belirlenerek yapılacak inceleme sonucu karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Açıklanan nedenlerle, karşı taraf vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nın 353/1-a.4 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine iadesine, kararın kaldırılma sebebine göre karşı taraf vekilinin sair istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Karşı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/04/2022 tarih ve 2004/1388 Esas sayılı ek kararının HMK’nın 353/1-a4 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2- Kararın kaldırılma sebebine göre karşı taraf vekilinin sair istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 06/07/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.