Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1269 E. 2022/1055 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1269 Esas
KARAR NO: 2022/1055 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/01/2022
NUMARASI: 2021/279 Esas 2022/20 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirket ile davalı işçi arasında 03/09/2019 tarihinde imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde davalının satış temsilcisi olarak çalışacağı öngörüldüğü, 03/09/2019 tarihinde taraflar arasında düzenlenen rekabet yasağı ve gizlilik sözleşmesinde, iş sözleşmesinin sona ermesinden itibaren 2 yıl süre ile benzer ve ilgili bir işyerinde çalışması halinde işçinin işverene 250.000 TL cezai şart ödeyeceği öngörüldüğünü, davalının rekabet yasağına aykırı davranışları nedeniyle sözleşmede kararlaştırılan cezai şartı ve müvekkilin uğradığı zararları tazmin etmesi gerektiğini, davalının, çalıştığı bu 1 yıllık süre boyunca müvekkili şirkette satış temsilciliği görevini sürdürdüğü, şirkete ait teknik, ticari ve personele ilişkin iş sırlarına eriştiği ve müşteri çevresine nüfuz eden konumu nedeniyle bu işyerine dair bilgi, ticari sır ve teknik verileri öğrendiği, sözleşmesinin feshinin üzerinden henüz 2 yıl geçmeden dava dışı … Aş’de çalışmaya başladığını, söz konusu şirketin, müvekkili şirket gibi madeni yağ sektöründe hizmet verdiği, müvekkili şirket ile davalının yeni işe başladığı şirketin gerek aynı meslek grubunda olmaları gerekse aynı coğrafi yerde bulunmaları, davalının sözleşmede kararlaştırılan süreyi beklemeksizin işe başlamasının gizlilik taahhüdünü ihlal ettiğini gösterdiğini, davalının iş sözleşmesinde yer alan haksız rekabet koşuluna uymaması sebebiyle şimdilik 20.000 TL cezai şartın arabuluculuk başvurusu ile temerrüte düşmüş olması sebebiyle temerrüt tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davanın taraflar arasında akdedilmiş iş sözleşmesi içerisinde yer alan “Rekabet Yasağı” hükmü temel alınarak açıldığı, bu sebeple davada İş Mahkemelerinin görevli olduğunu, müvekkilinin çalıştığı pozisyon itibarı ile davacı şirkete herhangi bir zarar vermediği ve verebilme ihtimalinin olmadığını, davacının ticari sırlarının ve bilgilerinin kullanıldığını ispatla yükümlü olduğunu, rekabet yasağının Anayasa ile düzenlenen çalışma hakkını engeller nitelikte olduğunu, matbu sözleşme hükmü olduğunu, belirterek öncelikle görevsizlik kararı verilmesini, aksi halde haksız davanın reddi ile yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 11/01/2022 tarih ve 2021/279 Esas – 2022/20 Karar sayılı kararında; “…Uyuşmazlığın kaynağı iş sözleşmesi olduğundan Türk Borçlar Kanununun 444 ve devamı maddelerine dayalı olarak İş Kanunu kapsamında işçi sayılan kişinin, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan cezai şartın tahsiline ilişkin davalarda iş mahkemeleri görevli bulunmaktadır. Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin önceki kararlarında işçinin iş sözleşmesi sona erdikten sonrası dönem bakımından rekabet yasağına ilişkin olarak cezai şart ve tazminat davalarıının ticari dava olduğu belirtilmişse de Dairenin son dönemde verdiği kararlar ile, yerinde bir tespitle bu davalarda da iş mahkemelerinin görevli olduğunu belirlemiştir. (Ör.; Yargıtay 9.HD 2021/3076 E.,2021/9789 K.sayılı kararı, İstanbul BAM 13. HD 2021/1660 E., 2021/1568 K.sayılı kararı, 2021/1743 E., 2021/1501 K.sayılı kararı, 2021/1283 E., 2021/1153 K.sayılı kararı, İstanbul BAM 43. HD 2020/1887 E. 2020/254 K. sayılı kararı,) Açıklanan nedenlerle, davacı ile davalı arasındaki uyuşmazlıkta görevli mahkemenin özel yetkili İş Mahkemesi olduğu değerlendirilmiş, bu sebeple HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca, mahkemenin görevli olmasının dava şartlarından olduğu ve dava şartlarının da davanın her aşamasında mahkemece re’sen dikkate alınması gerektiğinden, HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş olup…”gerekçesi ile, Mahkememizin görevsizliği sebebiyle HMK 114/1-c ve 115/2 madde hükümleri uyarınca davanın USULDEN REDDİNE, görevli Mahkemenin İstanbul Anadolu İş mahkemelerinin olduğunun tespitine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Yerel Mahkeme tarafından, taraflar arasındaki uyuşmazlığın iş sözleşmesinden kaynaklandığı, bu nedenle Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olmadığı gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verildiğini, Davalının rekabet yasağına aykırı davranışı nedeniyle TBK’nun 444- 446 maddeleri gereğince cezai şarta karar verilmesi talebiyle dava açıldığını, davalının rekabet yasağına aykırı davranışı, iş sözleşmesini tek taraflı ve makul bir sebep bildirmeksizin feshetmesinden sonra gerçekleştiğini, davalının, müvekkili şirketten ayrıldıktan sonra aynı iş kolunda faaliyet gösteren başka bir şirkette işe başladığı ve müvekkili şirket ile aynı bölgede çalışmaya başladığını, davalı, görevi gereği, müvekkil şirkete ilişkin birçok ticari bilgiye sahip olduğu, bu nedenle eylemi rekabet yasağı kapsamına girmekte olduğunu, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında; işçinin, iş sözleşmesinin feshinden sonra rekabet yasağı kapsamına giren eylemlerde bulunması yasaklandığını, rekabet yasağı TBK.’nun 446. Maddesinde düzenlendiği, rekabet yasağından kaynaklanan davalar 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-3.maddesi gereğince mutlak ticari dava niteliği taşımakta olduğunu, mutlak ticari davaların görülme yeri ise, açık biçimde ticaret mahkemeleri olduğunu, (Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi’nin 2021/2101 E., 2022/378 K., Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/11-781 Esas, 2012/109 Karar ve 29.2.2012 Tarihli ilamı, Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 2016/27017 Esas, 2020/665 Karar ve 20.01.2020 Tarihli ilamı) Kısaca; davanın konusu iş sözleşmesinin feshedilmesinden sonra, kanundan kaynaklanan rekabet yasağına aykırı eylem sebebiyle cezai şart istemi olduğunu, TTK`nın 4. Maddesi gereğince TBK`nın 444 ve devamı maddelerinde düzenlenen rekabet yasağından kaynaklanan davalar mutlak ticari dava olduğu, dava TTK 4. Maddesi gereğince mutlak ticari dava olduğundan yargılama yapmaya görevli mahkeme asliye ticaret mahkemeleri olduğunu, iş mahkemelerinin görevli olduğuna dair verilen karar usul ve yasaya aykırı olduğundan yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın kabulüne, tüm yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taraflar arasında akdedilen iş sözleşmesinden kaynaklı rekabet yasağının ihlali nedeniyle, cezai şart tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, mahkemenin görevsizliği sebebiyle davanın usulden reddine, dosyanın görevli İstanbul Anadolu İş Mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalının davacı şirkette satış temsilcisi olarak 03/09/2019 tarihinde işe başladığı ve 30/10/2020 tarihinde istifa ederek davacı şirketten ayrıldığı anlaşılmıştır.Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 03.12.2021 Tarih ve 2021/1534 Esas- 2021/6811 Karar sayılı Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Daireleri’nin kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine yönelik kararı ile;”…. TBK’nın 444 vd. maddelerinde düzenlenen rekabet yasağına ilişkin hükümlerin ve buna bağlı olarak bu yasağın ihlali halinde ortaya çıkacak uyuşmazlıkların, 7306 sayılı Kanun’un 5/1. maddesi kapsamında, iş ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlık olarak tanımlanması ve giderek İş Mahkemelerinin görevi kapsamında addedilmesi yerinde bir yaklaşım değildir. Bu çerçevede, İş Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemelerinin görev alanları bakımından bir hüküm uyuşmazlığından bahsedilemeyeceği gibi 7306 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesi ile TBK’daki rekabet yasağına ilişkin hükümlerin mutlak ticari dava olarak tanımlanmasına ilişkin TTK’nın 4. maddesi hükmünün zımnen ilga edilmiş olduğu da ileri sürülemez. Sonuç olarak, TBK’nın 444-447 maddelerinden doğan rekabet yasağının ihlaline dair uyuşmazlıklara bakma görevinin TTK’nın 4/1–c maddesi gereğince aynı Kanunun 5. maddesi uyarınca Ticaret Mahkemelerine ait olacağına, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin 13 ve 43. Hukuk Daireleri ile 12 ve 14. Hukuk Daireleri arasındaki uyuşmazlığın bu şekilde giderilmesine,” karar verilmiştir. Dairemizce, uygulamada birliğin sağlanması için söz konusu Yargıtay 11.HD.’nin kararı doğrultusunda görüş değişikliğine gidilmiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin ilamındaki açıklamalar gözetildiğinde, TBK’nın 444-447 maddelerinden doğan rekabet yasağının ihlaline dair uyuşmazlıklara bakma görevinin TTK’nın 4/1–c maddesi gereğince aynı Kanunun 5. maddesi uyarınca Ticaret Mahkemelerinin görev alanına girdiğinden ve dava görevli ticaret mahkemesinde açıldığından, mahkemece yargılama devam edilerek davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a3 maddesi ile uyarınca kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/01/2022 tarih ve 2021/279 Esas – 2022/20 Karar sayılı kararının HMK’ nın 353/1-a3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 30/06/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.