Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1243 E. 2022/1018 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1243 Esas
KARAR NO: 2022/1018 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/04/2022 Tarihli Ara Karar
NUMARASI: 2022/290 Esas
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 23/06/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, işbu dava konusu olayda, İcra İflas Kanunu m. 257 uyarınca ihtiyati haciz konulabilmesi için gerçekleşmesi gereken şartların hepsinin mevcut olduğunu, rehinle teminat altına alınmış bir alacak söz konusu olmadığını, sözleşmelerden doğan alacakla ilgili olarak davalılara yasal bildirim yapılarak temerrüde düşürülmüş olup, alacak muaccel olduğunu, davalıların alacağa ilişkin yasal takibe geçildiğinden haberdar olup, mal kaçırma şüphesi olduğunu, dava konusu alacağın ödenmediğini, nitekim davalıların imzaya dahi itiraz ettiklerini, itiraz dilekçelerinde ödeme yapıldığına ilişkin herhangi bir husus ileri sürmediklerini, ödendiğini iddia eden alacaklının ispat etmesi gerektiğini, davalıların borca yeter miktarda menkul, gayrimenkul ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının haczi, menkullerin muhafazası için ihtiyati haciz konulmasına, davanın kabulüne, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalılar tarafından yapılan haksız itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesi ile, alacağın varlığı için sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getirdiğini ispat etmek durumunda olan davacının bu yükümlülüklerini yerine getirdiğini ispat edemediği gibi müvekkilinin taahhüdünü ortadan kaldıran / azaltan sebepler dikkate alınarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 29/04/2022 tarih 2022/290 Esas sayılı ara kararında; “Davacı tarafça, davalılar hakkında sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin tebliği ve yasal 7 günlük sürede davalı tarafça borca ve takibe itiraz edilerek takibin durduğu ve bunun üzerine itirazın hükümden düşürülmesi amacı ile davacı tarafça eldeki davanın açıldığı görülmüştür. Bu durumda alacağın varlığı ve miktarı ile muacceliyetinin yargılamayı gerektirdiği, dolayısı ile İİK.’nın 257.maddesindeki ihtiyati haciz koşullarının gerçekleşmediği, diğer yandan İİK.’nın 257/2.maddesindeki koşulların varlığına ilişkin herhangi bir kanıt sunulmadığı anlaşıldığından…”gerekçesi ile, Davacı tarafın İhtiyati haciz talebinin REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, İhtiyati haciz şartlarının oluştuğunu, Sözleşme hükümlerine göre, hakkında ihtiyati haciz istenen alacağın para alacağı olduğuna dair herhangi bir tereddüt bulunmadığını, Sözleşmelerin açık hükmü uyarınca dava konusu alacağın vadesi kolaylıkla tespit edilebilmekte olduğunu, Hakkında ihtiyati haciz istenen alacağın vadesi geldiği gibi, davalılar da temerrüde düşürüldüğünü, Bahsi geçen sözleşmeler uyarınca davalılar tarafından yüklenilen borç para borcu olup, mezkur borcun vadesi geldiğini, vadenin gelmesine üzere davalılara ödeme yapılması için yine noter kanalıyla ihtarname çekilerek yasal bildirimde bulunulduğunu, söz konusu yasal bildirim üzerine davalılar herhangi bir ödeme yapmadıkları gibi icra dosyasına sunulan itiraz dilekçesinde hiçbir gerekçe ileri sürmeksizin borca itiraz ettiklerini, dahası, davalıların, borca itiraz etmekle yetinmediği borca itirazın yanı sıra bir de imzaya itiraz ettiklerini, dava ve icra takibinin dayanağı sözleşmeler noter huzurunda düzenleme şeklinde sözleşme olarak akdedildiğini, zira sözleşmeleri davalı, kendisi ve davalı şirket adına bizzat imzaladığını, davalının davalı şirket yetkilisi olarak attığı imzasına imza sirküleri dayanak teşkil ettiğini, dahası, noter huzurunda imzalar atılırken pek tabii davalının kimlik kontrolü yapıldığını, Davalılar kötü niyetli ve hakkaniyete aykırı şekilde, noter önünde düzenlenmiş belgedeki imzaya itiraz ettiklerini, davalıların itiraz haklarını kötüye kullanmak suretiyle müvekkiline olan borçlarını ifa etmekten imtina ettiklerini, açıklanan nedenlerle, ihtiyati haciz için kanun tarafından aranan şartların gerçekleştiğini, İİK m.257/2 hükmü vadesi gelmemiş borç nedeniyle ihtiyati haciz taleplerinde aranan şartları düzenlemekte olduğunu, oysa ki, yukarıda detaylıca açıklandığı üzere, hakkında ihtiyati haciz talep edilen alacağın vadesi geldiğini, söz konusu borcun muaccel olduğunu, hal böyleyken, İİK m.257/2 hükmü ile aranan şartlar huzurdaki ihtiyati haciz talebi için aranmayacağını, Kanunun söz konusu hükmüne göre, alacağa ve haciz sebeplerine ilişkin delilleri dosyaya ibraz edildiği, kanuni yükümlülük yerine getirildiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, tüm yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, davacı, dava dışı … ve davalılar arasında akdedilen 04/04/2018 tarihli Sözleşme ve davacı ile davalılar arasında akdedilen 09/05/2018 tarihli sözleşmenin kira getirisi taahhüdü başlıklı 2 maddesinden kaynaklı alacağın tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece, İhtiyati haciz isteminin reddine, karar verilmiş ve karara karşı talep eden davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile, borçlunun mallarına geçici olarak el konulmasıdır. İİK’nın 257. maddesinde rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ancak borçlunun belirli bir yerleşim yerinin bulunmaması veya mallarını gizleme, kaçırma, kaçma gibi alacaklının haklarını ihlal eden eylemlerde bulunması halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği düzenlenmiştir. İİK’nın 258/1. maddesinin 2. cümlesine göre, “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.Somut olayda, davacı, dava dışı … ve davalılar arasında akdedilen 04/04/2018 tarihli sözleşme ve davacı ile davalılar arasında akdedilen 09/05/2018 tarihli Sözleşme hükümlerinin taraflarca yerine getirilip getirilmediği, talep eden davacının davalılardan alacaklı olup olmadığı, alacağın varlığı ve miktarı, açılan eldeki davada iddia ve savunma doğrultusunda yargılama içinde toplanıp incelenecek deliller ışığında yargılama sırasında ortaya çıkacaktır. İstinafa konu ara karar tarihi itibariyle ve yargılamanın bulunduğu aşama gözetildiğinde henüz delillerin toplanmamış olması, davacı tarafça dosyaya ibraz edilen belgeler, alacağın varlığı, miktarı ve muaccel olduğuna dair yaklaşık olarak ispata yeterli değildir. Karşı tarafın, mallarını kaçırmaya, gizlemeye veya kendisinin kaçmaya çalıştığını gösterir delil de sunulmamıştır. Bu hali ile, İİK 257. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediği, değişen durum ve şartlara göre de her zaman yeniden talepte bulunulabilecek olup buna göre, ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin verilen karar, usul ve yasaya uygun olup talep eden davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 23/06/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.