Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1238 E. 2022/1017 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1238 Esas
KARAR NO: 2022/1017 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/42 D.İş – 2021/58 Karar
TARİH: 15/04/2021
TALEP: İhtiyati Hacze İtiraz
KARAR TARİHİ: 23/06/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati haciz talep eden vekili, müvekkili banka ile borçlu şirket arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinin diğer borçlu tarafından müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, sözleşme uyarınca borçluya kredi kullandırıldığını, kredi geri ödemelerinin yerine getirilmemesi üzerine ihtarname ile hesapların kat edildiğini ve borçlulara ihtarname gönderildiğini ileri sürerek müvekkilinin 4.311.155,05 TL alacağını teminen borçluların borca yeter taşınır, taşınmaz mallarıyla üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarına ilişkin ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiş, talep uygun görülerek Mahkemenin 29/01/2021 tarih 2021/42 E.İş. 2021/58 K. sayılı kararı ile, kefil yönünden kefalet limiti ile sınırlı olmak üzere ihtiyati haciz kararı verilmiştir. İhtiyati hacze itiraz edenler vekili, müvekkillerinin ikametgahlarının Avcılar ve Esenyurt olması nedeniyle Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, ihtiyati haciz kararının verilmesini haklı çıkaracak bir gerekçenin mevcut olmadığını, müvekkili temerrüde düşmediği halde hesapların kat edildiğini, borcunu ödememek adına herhangi bir eylem ve işleminin de olmadığını, tüm ödemelerini gecikmeksizin yapmakta olduğunu, müvekkilinin talep edilen tutarda borcunun olmadığını belirterek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 15/04/2021 tarih ve 2021/42 D.İş. 2022/58 K. sayılı Ek Kararı ile; “Borçlu …A.Ş. ile düzenlenen ve diğer borçlu …’ın müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı Genel Kredi Sözleşmesi’nin 13.4. maddesinde bankanın ticari merkezinin bulunduğu İstanbul (Merkez) ve/veya banka şubesinin bulunduğu yer mahkeme ve icra müdürlükleri ile sözleşme tahtında kullandırılan kredinin başka bir şubeye nakledilmesi durumunda kredinin nakledildiği şube ve/veya şubenin bağlı bulunduğu bölge adli merciilerinin yetkili kılındığı şeklinde yetki şartı bulunması, ticari işlerde teselsül karinesini düzenleyen 6102 sayılı TTK’nun 7. maddesi kapsamında yetki şartının tacir olup olmadığına bakılmaksızın müteslesil kefil açısından da sonuç doğuracak olması, kaldı ki, sözleşmenin ifa yeri kapsamında ihtiyati haciz isteyen bankanın yerleşim yerine nazaran da mahkememizin yetkili olması sebebiyle itiraz eden borçlunun yetki itirazı yerinde görülmemiş, diğer yöndeki itirazların ise İİK 265. maddesinde sınırlı sayıda belirtilen sebeplere dayanmaması ve bu hususlara ilişkin mahkememizce değerlendirme yapılması olanağının da bulunmaması nedeniyle ihtiyati haciz kararına itirazın reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçeleri ile; “İhtiyati haciz kararına karşı borçlular tarafından yapılan itirazın REDDİNE,” karar verilmiş ve verilen karara karşı, ihtiyati hacze itiraz edenler vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz edenler vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin ikametgahlarının Avcılar ve Esenyurt olması nedeniyle Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, İleri sürdükleri itirazlar ihtiyati haczin dayandığı sebeplerle ilgili olduğundan İİK m.265 kapsamında olmadığının söylenemeyeceğini, hatalı değerlendirme yapıldığını, Haksız hacizler dolayısıyla diğer bankaların da alacaklarını talep etmeleri riskinin ortaya çıktığını ve hatta bir kısım bankalar yönünden bu riskin gerçekleştiğini, karar nedeniyle müvekkilinin ticari faaliyet ve kazancının doğrudan etkilendiğini, haczin kaldırılması halinde bu zararın karşılanmasını sağlayacak yeterli teminatın dosyaya yatırılmadığını belirterek ek kararın ve ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını, aksi halde teminat miktarının yükseltilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, genel kredi sözleşmesi uyarınca kullandırılan krediye ilişkin alacağın tahsilini teminen borçluların malları ile 3.şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczi kararına itiraza ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle itirazın reddine karar verilmiştir. İİK’nın 257.m. “(1)Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” hükmünü, İİK 258.m. ise “…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur.” hükmünü haizdir. İİK’nın 258. maddesinde ihtiyati hacze 50. maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verileceği belirtilmiş, aynı Kanunun 50. maddesinde ise ihtiyati hacizde yetkili mahkemenin belirlenmesi hususunda HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerine atıfta bulunulmuştur. HMK 17.m. uyarınca tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler.Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır. Somut olayda genel kredi sözleşmesinin 13.4.maddesinde, uyuşmazlık halinde İstanbul Mahkeme ve İcra Dairelerinin yanısıra, sözleşmeyi imzalayan banka şubesinin bulunduğu yer Mahkeme ve İcra Dairelerinin de yetkili olduğu, ancak bu Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili kılınmasının kanunen yetkili kılınmış olan Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkisini kaldırmadığı hususları düzenlenmiş olup, maddede öngörülen yetki şartı münhasır olmayan yetki şartı niteliğindedir ve geçerlidir. Kaldı ki HMK 10.m. uyarınca sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesi ve HMK 14.m. uyarınca bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda o şubenin bulunduğu yer mahkemesi de yetkili olup, talep konusu genel kredi sözleşmesinin alacaklı bankanın Maslak Ticari Şubesi ile akdedildiği, bu şubeden kredi kullandırıldığı ve ayrıca alacaklı bankanın merkez adresi de dikkate alındığında da, İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin de yetkili olduğu sonuç ve kanaatine varılmış, yetki itirazı haklı görülmemiştir. Dosyaya sunulan ve borçlusu … A.Ş., müteselsil kefili … olan genel kredi sözleşmesi ile borçlulara hitaben düzenlenen hesap kat ihtarnamesi dikkate alındığında, genel kredi sözleşmesi uyarınca şirkete tahsis edilen krediye ilişkin hesabın kat edilmiş olduğu anlaşılmakta olup, bu durumda bankanın alacak iddiasının yaklaşık ispatı koşulunun sağlanmış olduğunun, ihtiyati haciz koşullarının oluştuğunun kabulü gerekmiştir. Öte yandan ihtiyati hacze itiraz dilekçesinde mahkemece hükmedilen teminat tutarı itiraz nedenleri arasında gösterilmemiş olup, itiraz konusu yapılmayan bir hususa ilişkin istinaf sebebine itibar edilmemiştir. Bu itibarla mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamakta olup, açıklanan nedenlerle ihtiyati hacze itiraz edenler vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati hacze itiraz edenler vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 23/06/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.