Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1226 E. 2022/1053 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1226 Esas
KARAR NO: 2022/1053 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/10/2021
NUMARASI: 2021/663 Esas 2021/623 Karar
DAVANIN KONUSU: Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin İstanbul 21. İş Mahkemesi’nin 2018/350 esas sırasında davalı … Ltd. Şti. aleyhine hizmet tespiti davası açtığını, davalı şirketin ticaret sicil kaydının terkin edilmiş olması nedeni ile anılan davada taraf teşkilinin sağlanması için ihya davası açmak üzere tarafına yetki verildiğini belirterek davanın kabulü ile davalı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya dava dilekçesi tebliğe çıkarılmadan dosya üzerinden karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 22/10/21 tarih ve 22/10/2021 Esas – 2021/663 Esas 2021/623 Karar sayılı kararında; “Mahkememizce, ihyası talep edilen şirketin ticaret sicil dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; şirketin tasfiye nedeni ile 02/04/2004 tarihinde sicil kaydının kapatıldığı anlaşılmıştır. Dava 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 547. maddesinde düzenlenen, tasfiye işlemlerinin eksik sonuçlandırılması halinde ticaret sicilinden terkin edilerek tüzel kişiliği ortadan kalkmış bulunan şirketin ek tasfiye işlemlerinin yapılması için tüzel kişiliğinin ihyası talebine ilişkindir. Davanın niteliği gereği husumetin Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne ve tasfiye memuruna yöneltilmesi gereklidir. Somut olayda ise dava, ihyası talep edilen şirkete yöneltilmiştir. Bir hakkın kendisinden istenebilecek durumda olan yani hakka uymakla yükümlü kişi borçlu kişi olup, buna pasif husumet denilir. Bir davada pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı mahkemece öncelikle ve re’sen gözetilecek hususlardandır ve şayet husumet ehliyeti yok ise dava bu sebep ile reddedilir. HMK’nun 114. maddesi uyarınca husumet-taraf ehliyeti dava şartları arasında sayılmıştır. HMK 115. maddesinde dava şartlarının yargılamasının her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerektiği ifade edilmiştir. HMK 138. maddesinde ise dava şartları ile ilgili olarak dosya üzerinden karar verilebileceği açıklanmış olmakla, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine…”gerekçesi ile, Pasif husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Davalı … Limited Şirketi şirketi ile müvekkili arasında, İstanbul 21. İş Mahkemesinin 2018/350 E. Sayılı dosyasında görülen hizmet tespiti davası halihazırda derdest olduğunu, yargılama devam ederken nolu celsede davalı şirketin sicil kaydının kapalı olduğu anlaşıldığını, bunun üzerine mahkemece davalı şirkete ihya davası açmak için tarafımıza süre verildiğini, Bunun üzerine esas numarası yazılı dosyada davalı olarak “… Limited Şirketi” gösterildiğini, ancak ihya davalarında konusu itibari ile hasım olarak Ticaret Sicil Müdürlüğünün gösterilmesi gerekmekte olduğu, kabul edilebilir yanlışlık mahkemeye bildirildiği ve tarafta değişiklik talebinde bulunulduğunu, Mahkemece taraf değişikliği talepleri hiçbir şekilde değerlendirilmeden dava husumet nedeni ile reddedildiğini, söz konusu karar hukuka aykırı olup taleplerinin kabul edilerek HMK’nın ilgili maddesi uyarınca, hatadan kaynaklanan, dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin kabulü ile Fatsa Ticaret Sicil Müdürlüğünün davaya davalı olarak eklenmesinin kabul edilmesi gerektiğini, 6100 sayılı HMK – Tarafta iradi değişiklik MADDE 124’ün “(1) Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. (2) Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır. (3) Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edilir. (4) Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hakim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” şeklinde olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunca kaldırılmasına, öncelikle 6100 sayılı kanun 353. Madde 1/a-4-5-6 fıkrası gereğince kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, aksi halde 6100 sayılı kanun 353. Madde 1/b-2-3 fıkrası gereğince düzelterek yeniden esas hakkında karar verilerek talebimizin kabulüne, aksi halde 6100 sayılı kanun 356. Madde gereğince duruşmalı olarak yargılama yapılarak taleplerinin kabulüne, karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, tasfiye suretiyle ticaret sicilden terkin edilmiş şirketin ek tasfiye işlemlerinin tamamlanması için TTK 547. maddesine göre ihyası talebine ilişkindir. Mahkemece, Pasif husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine dosya üzerinden karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. TTK’nın 547. maddesinde tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğunun anlaşılması halinde şirketin yeniden tescilinin istenebileceği düzenlenmiştir. …, tasfiye sonunda 02/04/2004 tarihinde ticaret sicilden kaydının terkin edildiği ve 07/04/2004 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği anlaşılmıştır. Şirket ihya davası, TTK. ‘nın 547 maddesi uyarınca açılan ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu durumlarda ticaret sicilden terkin edilmiş şirketin eksik tasfiye işlemlerinin tamamlanması için yeniden ticaret sicile tescilini sağlayarak tüzel kişiliğin geçici olarak tesisini sağlamayı amaçlayan davadır. İhya davalarında işlemi yapan ticaret sicil müdürlüğü yasal hasım olup, ticaret sicil müdürlüğü yanında tasfiye işlemlerini eksik bıraktığı ileri sürülen şirketin son tasfiye memurununda hasım gösterilmesi gerekir. İlgili şirket ticaret sicilden terkin edilmekle tüzel kişiliği sona erdiğinden ihya davalarında şirketin hasım gösterilmesine olanak bulunmamaktadır. Somut olayda, işlemi yapan ticaret sicil müdürlüğü ve tasfiye işlemlerini eksik bıraktığı ileri sürülen şirketin son tasfiye memurunun dava dilekçesinde hasım (davalı) olarak gösterilmediği, dava dilekçesinde ticaret sicilden terkin edilmekle tüzel kişiliği sona eren şirkete karşı davanın açıldığı, yasal hasım olan İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün HMK 124. Maddeye göre davaya dahil edilmesinin de mümkün olmadığı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 22/03/2022 tarih ve 2021/1630 Esas – 2022/2194 Karar sayılı kararı ile 14/10/2014 tarih ve 2014/8884-15541 esas – karar sayılı içtihatlarının da bu yönde olduğu anlaşılmakla, mahkemenin kabul ve gerekçesine göre davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 30/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.