Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1143 E. 2022/1006 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1143 Esas
KARAR NO: 2022/1006 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/12/2021
NUMARASI: 2019/490 Esas 2021/886 Karar
DAVANIN KONUSU: Tespit
KARAR TARİHİ: 16/06/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, İstanbul Ticaret Odası Başkanlığı tarafından … Ltd. Şti’ye 17/08/2019 tarihine kadar geçerli olacak şekilde ekli Yerli Malı üvanı kullanma hakkı veren belgeleri verildiğini, ancak aynı işi yapan bir üretici olarak müvekkili davacının yaptığı tespit kapsamında belgelerde adı geçen makinelerin tamamına tek seferde Yerli Malı Belgesi verilmesi yerli malı katılımları ve oranları açısından mümkün olmadığını, bu durumun yerli malı belgesinde adı geçen makinelerin tamamı ile ilgili SMK kapsamında hak sahibi olarak üretim yapan müvekkili açısından haksız rekabet arz ettiğini, her ürün için ayrı ayrı belge verilebileceği, aynı gurupta bulunan birden fazla ürün için tek tek yerli malı belgesi düzenlenebileceğini ileri sürerek ekli yerli malı belgelerine konu makineler üzerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasını, yerli malı belgelerinin üsüle ve yerli malı belgesi verilen makinelerin münferid olarak yerli malı hakkı tanınması için tebliğdeki teknik şartlara uygun olup olmadığının tespitine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir. Davalı İTO vekili cevap dilekçesi ile, davalı Oda tarafından diğer davalı şirkete 17/08/2019 tarihine kadar geçerli olmak üzere … ve … numaralı yerli mali belgeleri verildiğini, bahsi geçen ürünler için ayrı ayrı yerli malı belgesi düzenlendiğini, davacının iddialarının yerli malı belgesini yanlış okumaktan kaynaklandığını, yerli malı belgesi formatı Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın onayı ile TOBB tarafından hazırlandığını, müvekkili odanın ilgili formlarla ilgili bir sorumluluğu bulunmadığını, ilgili firma adına düzenlenen söz konusu 2 adet yerli mali belgesinin TOBB tarafından kontrol edilerek uygun bulunduğunu, … Tic. Ltd. Şti’ne kendileri tarafından düzenlenen yerli malı belgelerinin ilgili tebliğ ve uygulama esaslarına uygun olarak düzenlendiğini, usul ve esas yönünden mevzuata aykırı bir durumun bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesi ile, Davalı müvekkilinin 2013 yılından itibaren kendi dizaynı olan su jeti kesim makinasını yerli imkanlarla imal ettiğini, ithal yüksek basınç pompaları ile entegre ederekyurt içinde satışını yapmakta ve Avrupa ülkeleri başta olmak üzere birçok ülke de ihraç ettiğini, davacının itiraz ettiği yerli malı belgelerinin tüm parçaların entegre edildiği waterjet kesim makineleri için alındığını, davalının makine için gereken pompayı bayisi olduğu Amerika Birleşik Devletlerindeki … firmasından ithal ettiğini, Max.6 eksenli su jeti kesim makinaları için 21/12/2018 yılında 2018/20101 numaralı Türk Patent Enstitüsüne yapmış oldukları başvurunun halen işlemde olduğunu, bu durumunda davalının yerli makine ürettiğini ve yerli mali belgesi almaya hakkı olduğu yönünde ispat olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 07/12/2021 tarih ve 2019/490 Esas – 2021/886 Karar sayılı kararında; “Davacı huzurdaki dava ile davalı İstanbul Ticaret Odası tarafından diğer davalı lehine düzenlenen yerli malı belgesinin dayanak tebliğ koşullarına uygun olmadığını ileri sürerek tespit talebinde bulunmuş, tarafların aynı faaliyet alanında iştigal etmeleri sebebiyle davalı lehine düzenlenen belgenin davacı aleyhinde haksız rekabet oluşturması nedeniyle tespit isteminde hukuki menfaat bulunduğunu ileri sürmüştür. İddianın ileri sürülüş şekline bakıldığında, davacı talebinin haksız rekabetin tespitin istemine ilişkin olmayıp, geçen beyanın tespit isteminde hukuki yararı açıklamak üzerine dile getirilmiş olduğu, talebin davalı şirket lehine düzenlenen ve idare tarafından yayımlanan dayanak tebliğ koşullarına uygun olmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu, neticede ”Yerli Malı Tebliğine” dayanılarak idari karar ile verilen belgenin tebliğ koşullarına uygunluğunun değerlendirilmesine yönelik uyuşmazlığın idari yargı yerinde görülmesi gerektiği anlaşıldığından, 6100 Sayılı HMK 114/1-b ve 115/2 maddesi gereği yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle …”gerekçesi ile, Davaya konu talebin ”Yerli Malı Tebliğine” ilişkin idari işleme yönelik olduğu, uyuşmazlığın idari yargı yerinde görülmesi gerektiği anlaşılmakla; Davanın 6100 Sayılı HMK 114/1-b ve 115/2 maddesi gereği yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle USULDEN REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Dosyada mübrez yerli malı belgeleri … Ltd. Şti. ‘ye 17/08/2019 tarihine kadar geçerli olacak şekilde verildiğini, ancak aynı işi yapan bir üretici olarak müvekkilinin yaptığı tespit kapsamında belgelerde adı geçen makinelerin tamamına tek sertifikada Yerli Malı Belgesi verilmesi yerli malı katılımları ve oranları açısından mümkün olamayacağını, bu durumun yerli malı belgesinde adı geçen makinelerinin tamamı ile ilgili SMK kapsamında hak sahibi olarak üretim yapan müvekkili için haksız rekabet arz ettiğini, Bu kapsamda; Belgelerde adı geçen makinelerin tamamına yada üretim safhaları itibariyle münferit olarak ayrı ayrı her birine Yerli Malı Belgesi verilmesi, yerli malı katılımları ve oranları açısından mümkün olmadığını. (Tebliğ Madde-7 (5) ve Uygulama Usul ve Esasları Madde 15 (5) aşağıdaki gibidir. “Her ürün için ayrı ayrı belge verilebileceği gibi, aynı grupta bulunan birden fazla ürün için tek Yerli Malı Belgesi düzenlenebilir. Bu durumda her bir ürün ile ilgili bilgiler Yerli Malı Belgesi’nde yer alır.” Bu maddenin anlamı; Yerli Katkı Oranları aynı olan ürün gruplarına tek belge verilebileceği gibi, ayrı ayrı da verilebilir. Ancak farklı yerli katkı oranı veya farklı ürün koduna sahip olan ürünlerden her birine ayrı belge verilir.) Bu kapsamda HMK 106 kapsamında bir hakkın tespiti talep edilebileceğinden; Muhatap 1 ‘in belgeyi bu şartlarla verebilme, Muhatap 2 nin de belgeyi alabilme hakkının olup olmadığının tespiti amacı ile, haksız rekabete mağruz kalan müvekkilinin hukuki yararı olması nedeni ile yerli malı belgelerine konu makineler üzerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak, Yerli Malı Belgelerinin usule ( tek belge ile birden çok makineye yerli malı hakkı tanınması ) ve yerli malı belgesi verilen makinelerin münferid olarak yerli malı hakkı tanınması içinb tebliğde ki teknik şartlara uygun olup olmadığının tespiti talep edilmiş ise de mahkeme işlemin idari işlem olduğu gerekçesi ile yargı yolunun caiz olmaması nedeni ile davamızın usulden reddine karar verildiğini, Bu kararın yasaya aykırı olduğunu, İlgili belgeyi düzenleyen İTO kamu idaresi olmadığını, olsa idi dahi HMK 106 gereği açılmış tespit davasında konu idari olsa bile arz ettikleri Yargıtay kararında görüldüğü üzere tespit davası yargı yeri adli yargı olduğunu, (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Esas : 2016/16018 Karar : 2017/587 Tarih : 26.01.2017, HMK 106.mad.) İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına ile toplanmayan delillerin toplanması ve esasa ilişkin karar verilmek üzere ilgili mahkemeye iadesine, tüm yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davalı oda tarafından diğer davalı … Şti’ye 17/08/2019 tarihine kadar geçerli olmak üzere yerli malı belgesi verildiği, yerli malı belgelerinin yerli malı tebliğine uygun olup olmadığının tesbiti talep edilmiştir. Mahkemece, davanın 6100 Sayılı HMK 114/1-b ve 115/2 maddesi gereği yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle USULDEN REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı dava dilekçesi ile, davalı oda tarafından diğer davalı … Makina..Şti’ye 17/08/2019 tarihine kadar geçerli olmak üzere yerli malı belgesi verildiği, ancak söz konusu makinelerin tek sertifikada Yerli Malı Belgesi verilmesinin yerli malı katılımcıları ve oranları açısından mümkün olmadığı, bu hususun SMK kapsamında hak sahibi olarak davacı yönünden haksız rekabet anlamına geleceği, bu nedenle yerli malı belgelerine konu makineler üzerinde keşfen bilirkişi incelemesi yapılarak yerli malı belgelerinin usule ve tebliğdeki teknik şartlara uygun olup oladığının tesbiti talep edilmiştir. Mahkemece, idari karar ile verilen belgenin tebliğ koşullarına uygunluğunun değerlendirilmesine yönelik uyuşmazlığın idari yargı yerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle davalı İstanbul Ticaret Odası Başkanlığına yönelik açılan dava yönünden istinafa konu karar verilmiş ise de, davalı şirket yönünden idari yargının görevli olduğuna ilişkin verilen kararın gerekçesinin yazılmadığı anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK’nın 106. maddesinde tespit davası düzenlenmiştir. Bu maddeye göre “Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir.” Dosya incelendiğinde, davacının istemi HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davası niteliğindedir. Buna göre, davanın görüm ve çözüm yeri adli yargıdır. Mahkemece, yerinde olmayan gerekçeyle yargı yolu nedeniyle görevsizlik karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmüştür. Sonuç itibariyle, davacı vekilinin istinaf talebi yerinde görülmekle, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda ilk derece mahkemesi kararının, HMK 353/1-a4 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/12/2021 tarih ve 2019/490 Esas – 2021/886 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a4 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 16/06/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.