Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1102 E. 2022/947 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1102 Esas
KARAR NO: 2022/947 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/317 (Derdest Dava Dosyası)
TARİH: 29/04/2022
DAVA: Menfi Tespit (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/06/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili firma yetkilisi … ile davalı şirket yetkilisi davalı … arasında ticari ilişki bulunduğu, müvekkilinin yurt dışından getirteceği ürünlerin nakliye ve taşımacılık hizmeti kısmi ön ödemesi olarak avans çekini davalı şirkete ciro ederek verdiğini, ancak çekin firma yetkilisi davalı … tarafından kötüniyetli olarak herhangi bir ticari ilişki içinde olmadığı davalı …ye ciro edildiğini, …’nin de söz konusu çeke dayalı olarak ihtiyati haciz kararı aldığını ve icra takibi başlattığını, müvekkili hesapları ile malvarlığı üzerine haciz konulduğunu, oysa bedelsiz olan çek karşılığında müvekkilinin borcunun bulunmadığını ileri sürerek müvekkilinin söz konusu çek nedeniyle davalılara borçlu bulunmadığının tespiti ile çekin iptaline, dava sonuçlanıncaya kadar icra takibinin tedbiren durdurulmasına, icra dosyasından müvekkil aleyhine gönderilen tüm hacizlerin dava sonuna kadar kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, 29/04/2022 tarihli dilekçesinde ise, dava nihayetine değin, İİK.72/3 maddesi gereğince teminat karşılığında icra dosyasına yatan paraların alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 29/04/2022 tarih ve 2022/317 Esas sayılı Ara Kararı ile; ” …İİK 72/3 madde uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında takibin durdurulması yönünde tedbir kararı verilemeyeceğinden ve HMK 390/3 madde uyarınca yaklaşık ispat hususu yerine getirilmediğinden,…” gerekçeleri ile; “Davacının icra takibinin durdurulması yönündeki talebinin REDDİNE, Hacizlerin kaldırılması talebi, takip hukukuna ilişkin olup Mahkememiz görev alanına girmediğinden REDDİNE,” dair verilen karara karşı ve, İlk Derece Mahkemesi 29/04/2022 tarih ve 2022/317 Esas sayılı diğer Ara Kararı ile; ” Davacı vekili 29/04/2022 tarihli dilekçesinde özetle; Sayın Mahkemenizin 24/04/2022 tarihli ara kararı gereğince;”Davacının icra takibinin durdurulması yönündeki taleplerinin İİK72/3madde uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında takibin durdurulması yönünde tedbir kararı verilemeyeceğinden ve HMK390/3madde uyarınca yaklaşık ispat hususu yerine getirilmediğinden REDDİNE”, karar verilmiş olup, dava nihayetine değin, İİK.72/3 Maddesi gereğince; Çek bedelinin %15’i oranında veya Sayın Mahkemenizin taktir edeceği teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilerek , İstanbul Anadolu …icra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yatan paraların alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmesini ,talep ve dava etmiştir.” gerekçeleri ile; “Mahkememizce tedbir talebi hakkında karar verildiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına,” dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Alacaklının icra takip alacağının tamamı depo edildiğinden hiçbir riskinin söz konusu olmadığını, dolayısıyla teminat karşılığında takibin durdurulması yönündeki ihtiyati tedbir koşullarının mevcut olduğunu, İİK.72/3 maddesi gereğince icra dosyasına yatan paraların alacaklıya ödenmemesi yönündeki tedbir talepleri hakkında ise karar verilmesine yer olmadığı kararı verildiğini, Dava konusu çek bedelsiz olup taraflarına iadesinin gerektiğini, davalıların çekten dolayı alacaklı sıfatlarının bulunmadığını, Mahkemenin hacizlerin kaldırılması yönündeki taleplerinin reddi yönündeki kararın da hatalı olduğunu belirterek 29/04/2022 tarihli ara kararın kaldırılmasını ve ihtiyati tedbir taleplerinin kabulünü istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, bedelsiz kaldığı ileri sürülen icra takibine konu çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemiyle açılan davada, icra takibinin durdurulması veya icra veznesine ödenen paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir istemine, ayrıca icra dosyasındaki hacizlerin kaldırılması istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle taleplerin reddine karar verilmiştir. İİK 72/2 m.”İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.” hükmünü, Aynı Yasanın 72/3 m. ise “İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.”hükmünü haizdir. Menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir koşulları değerlendirilirken İİK 72 maddesi yanında, HMK 389 vd. maddelerinin de gözönünde bulundurulması gerekir. HMK’nın 389. m., “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. “düzenlemesini, Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Somut olaya döndüğümüzde, iddia ve dosya kapsamında mevcut dava konusu çek sureti dikkate alındığında, dosyanın geldiği aşama itibariyle, davacı tarafın iddiasının yaklaşık olarak ispatı koşulunun sağlanmadığı, dolayısıyla ihtiyati tedbir koşullarının oluşmadığı sonuç ve kanaatine varılmış, yargılamanın ilerleyen aşamalarında değişen ihtiyati tedbir koşullarının mahkemece yeniden değerlendirilebileceği de dikkate alınarak verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, 7-Dava dosyası dairemize UYAP sistemi üzerinden elektronik dosya olarak gönderildiğinden, ilk derece mahkemesine UYAP sistemi üzerinden iade edilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 09/06/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.