Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1088 E. 2022/1542 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1088
KARAR NO: 2022/1542
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH: 07/03/2022
NUMARASI: 2022/148 Esas – 2022/159 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 27/10/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; dava dışı … A.Ş.’nin dava dışı … şirketinden satın aldığı ses sitemleri cinsi emtiayı taşıma sırasında oluşabilecek rizikolara karşı nakliyat emtia sigorta poliçesi ile teminat altına aldığını, sigortalı emtianın, İngiltere’den Türkiye’ye taşınması işinin, dava dışı … Limited Şirketi tarafından üstlenildiğini, emtianın davalının sevk ve idaresindeki … / … plakalı çekici-römorka 14/03/2019 tarihinde parsiyel olarak yüklendiğini, söz konusu aracın farklı alıcılara ait yüklerin tahliyesi için Erenköy Gümrüğüne geldiğini ve davalı sürücü …’nun, aracını parkederek ayrıldığını, araç, … firması önünde park halindeyken müvekkilinin sigortalısına ait 2 adet amfili bas kutusu emtiasının çalındığını, davalının emtia yüklü aracı olay yerinde park ederek evine gittiğini beyan ettiğini, yapılan ekspertiz incelemesinde, çalınan emtialara ilave olarak sigortalıya teslim edilen emtianın ambalajlarında ise kesik ve yırtıklar, emtianın muhtelif yerlerindede darbe izleri ve çizikler olduğunun tespit edildiğini, sigortalının 9.056,49 TL tutarındaki zararının tazmin edildiğini, sigortalının, düzenlemiş olduğu temlik ve ibraname ile tüm hak ve alacaklarını müvekkiline devrettiğini ve müvekkilinin halef sıfatına haiz olduğunu, davaya konu taşımanın, davalının sevk ve idaresinde gerçekleştiğini, davalı sürücünün, hakimiyetindeki emtianın hasarsız ve eksiksiz teslimden sorumlu olduğunu, ancak emtianın, davalının aracı güvenli bir yere park etmemesi sebebiyle çalındığını ve hasara uğradığını, davalının, zarardan TBK madde 49 ve TTK madde 875 uyarınca sorumlu olduğunu, söz konusu zararın rücuen tazmini maksadıyla İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. numaralı dosyası kapsamında icra takibi başlatıldığını, davalının ödeme emrine itirazda bulunduğunu ve takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 07.03.2022 tarih, 2022/148 Esas, 2022/15 Karar sayılı kararında; “Tüm dosya kapsamı incelendiğinde davaya konu temel uyuşmazlığın, Meydana gelen hırsızlık nedeni ile 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın davalı araç sürücüsünden rücuan tahsili isteminden ibarettir. Türk Ticaret Kanunun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk “davalarının” ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 3. maddesinde ise, ” Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlenmiştir. Bir hukuki işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir. Davacı sigorta şirketi bu davayı sigortalısına halefen açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukukî mahiyeti nazara alınır. Davacı sigortalısına ait 2 adat emtianın çalınması ve emtiadaki hasarlar rücuan tazmini için araç sürücüsünden talepte bulunmuş olup, haksız fiilden kaynaklanan davada, taraflar arasındaki uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle alakalı bir husustan kaynaklanmadığı, bu haliyle uyuşmazlığın haksız fiilinden kaynaklanan tazminat davası olduğu anlaşıldığından, davanın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. İstanbul BAM. 37. HD. 2018/1777 E., 2018/1962 K., ve 2019/773E., 2019/2207 K. Sayılı kararları da aynı doğrultudadır.. Yukarıda anlatılan nedenlerle TTK’nun 4(1) maddesindeki düzenleme nedeniyle somut davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeniyle mahkememizin görevsiz olup davaya bakmanın mümkün olmadığı, görevin dava şartlarından olduğu ve HMK nun 115(1) maddesi uyarınca davanın her aşamasında resen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine, görevli Asliye Hukuk mahkemesine gönderilmesi…”gerekçesi ile Mahkemenin görevsizliğine, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden reddine karar verilmiş ve karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; müvekkili sigorta şirketi olup TTK madde 5 uyarınca görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davanın taşıma sırasında oluşan zarara ilişkin olması sebebiyle de Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu, müvekkili sigorta şirketi olarak ticari faaliyette bulunmakta olup TTK madde 3 uyarınca işlemleri, ticari iş niteliğinde olmakla birlikte sorumluluğunun Türk Ticaret Kanunu’nunda düzenlenen sigorta hukuku hükümlerinden doğduğunu, bu kapsamda söz konusu dava, TTK madde 4 uyarınca ticari dava olup görevli mahkemenin TTK madde 5 uyarınca Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davanın, hem sigortadan kaynaklı rücu davası olması hem de taşımaya ilişkin olması nedeniyle TTK’da düzenlendiğinden, tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın ticaret mahkemelerinin görev alanına girmekte olduğunu, davanın, taşıma sırasında oluşan zarara ilişkin olması sebebiyle de Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu, dava, sigortalanan emtiada taşıma nedeniyle meydana gelen hasar ve zarar bedelinin poliçe kapsamında ödenmesi nedeniyle hasardan sorumlu olanlardan rucuen tahsili talebine ilişkin olup davalının, TTK madde 879 uyarınca dava dışı taşıyıcının ifa yardımcısı konumunda olduğunu, TTK 875/1. maddesinde, taşıyıcının sorumluluğunun, 879. maddeye göre de taşıyıcının kendi adamlarının, taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin sorumluluğunun düzenlenmiş olduğunu, emtianın, taşıma sırasında zarara uğramış olduğunu, müvekkilinin TTK’nın 1472. maddesi gereğince sigortalısının haklarına halef olduğunu, taşımaya ilişkin hükümler, Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiş olup meydana gelen zarar nedeniyle taşıyıcının sorumluluğunu düzenleyen maddeler somut olaya uygulanacağından görevli mahkemenin, Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu beyanla İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/148 E. 2022/159 K. 07.03.2022 tarihli kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, sigorta şirketi tarafından taşıma sırasında çalınan ürünler için nakliyat emtia sigorta poliçesi kapsamında sigortalıya ödenen tazminatın TTK’nın 1472. maddesi ve halefiyet ilkesi uyarınca araç şoföründen rücuan tahsili talebi ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı talebine ilişkindir. Mahkemece davada görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesinde sigortacının, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçeceği, sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal edeceği, sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacının, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebileceği hüküm altına alınmıştır. Dava, sigorta şirketi tarafından sigortalısının halefi olarak açıldığında, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınacaktır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.Bir davada görevli mahkeme tarafların sıfatı ile uyuşmazlığın çözümünde uygulanacak kanun maddeleri uyarınca belirlenir. Somut davada, davalı fiili taşıyıcı konumunda olup, davalı ile dava dışı sigortalı arasındaki ilişki taşıma ilişkisi olduğundan, uyuşmazlığın çözümünde uygulanacak olan mevzuat hükümleri TTK’nın taşıma hukukuna ilişkin maddeleri ve mutlak bir ticari dava söz konusu olduğundan görevli mahkeme de Asliye Ticaret Mahkemesi’dir. Bu nedenle mahkemece verilen görevsizlik kararı usul ve yasaya aykırıdır. Açıklanan nedenlerle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-3 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/03/2022 tarih ve 2022/148 Esas – 2022/159 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27/10/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.