Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1068 E. 2022/1626 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1068
KARAR NO: 2022/1626
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/02/2022
DOSYA NUMARASI: 2021/122 Esas – 2022/196 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/11/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı ile müvekkili şirket arasında ticari ilişki olduğunu, bu ilişkinden kaynaklanan ödenemeyen olan faturaların söz konusu olduğunu, bu faturalar nedeniyle müvekkili şirket tarafında davalı şirkete 17/08/2017 tarihinde mutabakat mektubu gönderildiğini, davalı şirket tarafından mutabıkız şeklinde onay verilip imzalandığını, davalının davaya konu icra takibine itirazında müvekkile borcu olmadığını belirtmesine rağmen takibe konu borcun ödendiğine ilişkin herhangi bir belge de sunmadığından bahisle davanın kabulüne, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile ( 26.758,15 TL asıl alacak açısından), takibin asıl alacağa işleyecek ticari reeskont avansı faizi ile birlikte devamına, davalının % 20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davaya konu icra takibinin mükerrer olduğunu, davacı tarafın İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyasına konu ettiği alacağı, daha evvel İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyası ile de müvekkili aleyhine icra takibine konu ettiğini, huzurdaki davaya konu alacak takibinin mükerrer olduğunu, usulüne uygun bir takip bulunmadığından huzurdaki davanın usulen reddinin gerektiğini, tacir olan davacı taraf aynı alacak iddiasını iki kere takibe konu ederek kötü niyetli davrandığını, bu sebeple takibe konu miktarın %20’sinden az olmamak üzere davacı tarafın kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep ederek, müvekkili tarafın davacı tarafa borcunun bulunmadığını, takip öncesi ve sonrası dönemler için işletilen faiz miktar ve oranlarına itiraz ettiğini, bu nedenlerle haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, davacı tarafın % 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, vekalet ücretini de içerir yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 25/02/2022 tarih 2021/122 Esas – 2022/196 Karar sayılı kararında; “…Somut olayda davacının, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile başlatmış olduğu takip mükerrer bir takip olduğu için usulüne uygun bir takip olmadığından itirazın iptali davası için dava şartı gerçekleşmemiştir. Dosyaya sunulan bilirkişi raporu da bu hususu teyit etmiş olup, rapordaki tespitlerin gerekçeli, denetime elverişli ve hükme esas alınabilir nitelikte bulunması sebebiyle ek rapor alınması cihetine gidilmeyerek, icra takibinin mükerrer olmasından kaynaklı dava şartının yerine getirilmemiş olduğu kanaatine varılarak ve 6100 sayılı yasanın 114/2 maddesinde düzenlenen yasal düzenleme de göz önünde bulundurularak aynı yasanın 115. maddesi uyarınca icra takibinin mükerrer olması sebebiyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Öte yandan davalı tarafça davacıdan kötü niyet tazminat talebinde bulunulmuş olup, tarafların tacir olmalarından kaynaklı basiretli tacir gibi hareket etme yükümlülükleri olduğu, bu çerçevede, davacı tarafça fatura alacağından kaynaklı mükerrer olarak başlatılan takibin iyi niyetli olarak başlatılmadığı, 2004 sayılı İİK’da yer alan kötü niyet tazminatının yasal koşulları oluştuğundan talebin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur….”gerekçesi ile icra takibinin mükerrer olması sebebiyle davanın usulden reddine, İİK 67/2. maddesi gereğince 26.758,15 TL asıl alacak üzerinden %20 oranında belirlenen 5.351,63 TL kötü niyet tazminatının davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; Yerel mahkeme tarafından “İcra takibinin mükerrer olması sebebiyle davanın usulden reddine” karar verilmiş olduğunu, derdestlik itirazına konu takiplerin sebepleri ve miktarları farklı olup, derdestlik bulunmadığını, davacının derdest olduğunu ileri sürdüğü davaya konu icra takibinin dayanak belgesinin taraflar arasında imzalanmış 06.10.2017 tarihli mutabakat mektubu olduğunu, İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında ise cari hesap ekstresinin alacak sebebi olduğunu, ayrıca İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine takibi yapılan alacak miktarı 33.259,05 TL iken, İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasındaki asıl alacak miktarının toplam 26.758,15 TL olduğunu, iki dosyanın takip miktarlarının da birbirinden farklı olduğunu, borçlu davalının, icra takibine itirazında derdestlik itirazında bulunmamış olduğunu, derdestlik yönünden verilen usulden red kararının hukuka aykırı olduğunu, davalının emsal olarak dosyaya sunduğu Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin ilgili kararında borçlu tarafından borca itiraz dilekçesinde ve süresinde mükerrerlik iddiasında bulunulmuş olup, somut olayda İİK madde 62/1 gereği süresinde ileri sürülmüş bir mükerrerlik iddiasında bulunmadığından emsal kararlar doğrultusunda dosyadaki bilirkişi raporu ile alacağının ispat edilmiş olması nedeniyle yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiğini, tahsilde tekerrür olmamak üzere birden fazla icra takibi başlatılmasında yasal bir engel bulunmadığını, İİK hükümleri gereği müvekkili tarafından başlatılan İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına ait takip talebinde “tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla” şeklinde belirtildiğini, kapalı olan icra takibi sebep gösterilerek müvekkili aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takibi kapalı olup, hiçbir şekilde icrai işlem yapılmayan, kapalı olan icra takibi sebep gösterilerek derdestlik ileri sürülemeyeceği gibi, kapalı olan bir icra dosyası nedeniyle mükerrer takip iddiasıyla müvekkili aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Yargıtay içtihatlarına göre ilama dayalı mükerrer takip yapıldığına ilişkin karar verildiği halde dahi kötü niyet tazminatına hükmedilmez iken; hali hazırda kapalı gözüken bir icra dosyası nedeniyle müvekkilin kötü niyetli kabul edilmesinin de hukuken mümkün olmadığını, müvekkili şirket ve davalı şirketin ticari defter kayıtları, B/A B/S formları, imzası inkar edilmeyen mutabakat doğrultusunda ispat edilmiş olan alacağı için davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiğini beyanla açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/122 E. 2022/196 K. sayılı kararının kaldırılmasına ve alacakları doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, mutabakata dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir. Mahkemece, yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın usulden reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı taraf, davaya konu İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ile davalı aleyhine 08.10.2020 tarihinde, “26.758,15 TL’lik 17.08.2017 vade tarihli hesap mutabakatı alacağı” açıklaması ile asıl alacak 26.758,15 TL ve işlemiş faiz 12.856,56 TL olmak üzere toplam 39.614,71 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatmış, ödeme emrinin tebliği ile davalı vekili tarafından 30.11.2020 tarihli dilekçe ile borca ve ferilerine itiraz edilmiş ve takip durmuştur. Davacı tarafından davalı aleyhine 01.12.2017 tarihinde başlatılan İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile “30.11.2017 tarihli cari hesap alacağı” açıklaması ile asıl alacak 33.259,05 TL, işlemiş faiz 8,88 TL olmak üzere toplam 33.267,93 TL alacağın tahsili talep edilmiş, davalı vekilinin 14.12.2017 tarihli dilekçesi ile borca ve ferilerine itirazı üzerine takip durmuş, itiraz dilekçesi davacı tarafa 06.11.2022 tarihinde tebliğ edilmiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporu ile tespit edildiği üzere her iki takip konusu alacağın aynı alacak olduğu anlaşılmıştır. İİK’nın 68. maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinde “Bu süre içerisinde itirazın kaldırılması istenilmediği takdirde yeniden ilamsız takip yapılamaz.” hükmü ile itirazın hükümden düşürülmemesi halinde, ikinci kez ilamsız takip yapılamayacağı açıkça belirtilmiştir. Bu hüküm kıyas yolu ile İİK’nın 67. maddesine de uygulanmaktadır. Bu nedenle aynı alacakla ilgili takip yapıldığı takdirde bu takip itiraza uğramış ve itirazın kaldırılması veya iptaline ilişkin bir talepte bulunulmamış ise, bu madde hükmüne istinaden yeni bir takip yapılamayacaktır. Somut davaya konu takip tarihi itibariyle İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki itirazın kaldırılması ve iptali davası süresi geçmemiş olduğundan derdestlik söz konusudur. Usulüne uygun takip yapılmış olması itirazın iptali davası yönünden bir dava şartı olduğu ve somut davaya konu takip derdestlik nedeniyle usulüne uygun yapılmamış olduğundan Mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yok ise de, dosya kapsamı itibariyle yapılan takipte davacının kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusu kısmen haklı bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, mahkemece deliller toplanılmış olup, yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, Dairemizce esas hakkında yeniden karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile; İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/02/2022 tarih ve 2021/122 Esas – 2022/196 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA ve dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurularak; İcra takibinin mükerrer olması sebebiyle davanın usulden REDDİNE, Davalının şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 258,90 TL’den mahsubu ile bakiye 178,20 TL harcın talep halinde davacıya iadesine, 3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-Davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 5-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. maddeleri ile AAÜT uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 7-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 8-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 9-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 10-Davacı tarafından sarf edilen 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve 40,00 TL dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gidiş- dönüş gideri olmak üzere; toplam 260,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 11-Bakiye gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 12-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 10/11/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.