Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1062 E. 2022/1809 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1062 Esas
KARAR NO: 2022/1809 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2020/79 Esas – 2021/568 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/12/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, Davalı şirket ile müvekkili banka arasında Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi düzenlendiğini, diğer davalının ise müşterek ve müteselsil kefil olduğu, genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi kapsamında davalıların nakit ve gayri nakit borçları doğduğunu, davalılara, Gebze … Noterliğinin 18.10.2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin çekildiğini, hesapların kat edilerek borcun ödenmesinin ihtar edildiğini, borç detaylarının ihtarnamede, müşteri hesap özetinde ve banka kayıtlarında mevcut olduğunu, hesap kat ihtarına rağmen de borcun ödenmemesi nedeni ile bu defa davalılar aleyhine İstanbul … İcra müdürlüğü … Esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibine geçildiğini ve borçlular tarafından yetkiye ve borca itiraz edildiğinden takibin durduğunu, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak üzere; davalıların yetki itirazlarının reddine, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyasına haksız ve kötü niyetli olarak yapılan itirazların iptaline, davalıların asıl alacağın yüzde yirmisinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı taraflara dava dilekçesi ve tensip zaptı usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, ancak davalılarca davaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 15/09/2021 tarih 2020/79 Esas – 2021/568 Karar sayılı kararında; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün 12.11.2020 tarihli … sayılı yazısı, Gebze … Noterliği’nin … yevmiye nolu 18/10/2019 tarihli tebliğ şerhli ihtarname, Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi, Kefalet Protokolü, Davalı tarafın Ticaret Sicil Kayıtları, Banka Kayıtları, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosya, Bilirkişi İncelemesi İstanbul … İcra Dairesi’nin … E. Sayılı icra dosyasının dosyamız arasına girmiş olduğu, incelenmesinden; … A.Ş vekilince … Ltd Şti ve … aleyhine 24.10.2019 tarihinde kredi taahhütnamesi, sözleşmesi, ihtarname ve hesap özeti sebeplerine dayalı olarak 134.279,72-TL asıl alacak, 1.047,39-TL işlemiş gecikme faizi, 52,36-TL faizin gider vergisi, 454,27-TL masraf olmak üzere toplamda 135.833,74-TL üzerinden icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin …’a 25.10.2019 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, borçlular vekilince 31.10.2019 tarihinde süresinde borca, yetkiye ve faize itiraz edildiği, yetkili icra dairelerinin Bakırköy İcra Daireleri olduğunun beyan edildiği, itiraz ile icra takibinin durmuş olduğu anlaşılmıştır. Mahkememizce taraflar arasındaki uyuşmazlıkla ilgili olarak bu konuda uzman olduğu anlaşılan Bankacı Bilirkişi …’a dosya tevdi edilmiş ve kendisince hazırlanmış olan Bilirkişi Raporuna göre özetle; “…Davacı banka ile davalı asıl borçlu …SAN.TİC.LTD.ŞTİ arasında 07.02.2018 tarihinde 1.000.000.00 TL limitli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi imzalandığı,(sözleşme kasada) Davalı kefil …’da iş bu sözleşmeleri müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığından doğan borçtan kefalet limiti kapsamında sorumlu olduğu, Davacı banka KREDİ ALACAKLARINA ilişkin, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasına yapımış oldukları itiraz nedeniyle sayın mahkemenizce de kabul edilmesi halinde 23.10.2019 takip tarihi itibarı ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile 131.134.38 TL asıl alacak 393.42 TL işlemiş faiz ve 19.67 TL BSMV ve 454.27TL masraf olmak üzere toplam 127.770.40 TL alacaklı olduğu, Davacı bankanın Asıl alacak yönünden 3.145.39 TL İşlemiş faiz yönünden 653.97 TL BSMV yönünden 32.69 TL fazla talebinin yerinde olmadığı,131.018.19 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 39 oranında temerrüt faizi ve bu faizin %5 BSM nin davalıdan istenebileceği, 116.19 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 24 ve TCMB tarafından 3 ayda bir deklere edilen değişen oranlarda temerrüt faizi ve bu faizin %5 BSM nin davalıdan istenebileceği,…” hususlarında görüş bildirilmiştir. Bilirkişi Raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir. Bilirkişi Raporu hüküm kurmaya uygun bulunmuştur. Taraflar arasındaki ihtilafın tespiti; İcra takibinden dolayı davacının alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı, davalıların icra takibine itirazlarında haklı olup olmadığı, alacağın likit olup olmadığı hususlarında toplanmıştır. Tüm dosya kapsamından; davacı banka ile davalı şirket arasında 07.02.2018 tarihinde 1.000.000,00-TL limitli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi imzalandığı, davalı gerçek kişinin bu sözleşmeleri müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığı, doğan borçtan kefalet limiti kapsamında sorumlu olduğu, taraflar arasındaki sözleşmesinde banka kayıtlarının kesin delil olarak kabul edildiği, söz konusu genel kredi sözleşmesinde yetki şartı bulunduğu, dolayısıyla ön inceleme duruşmasında davalı tarafın icra takibine yapmış olduğu yetki itirazının yetki şartından dolayı reddedildiği, davalı kefilin sözleşmenin akdedildiği tarihte şirket ortağı olduğu, bundan dolayı verilen kefaletler için eşin rızasının aranmadığı, davacı banka tarafından davalı asıl borçluya ve davalı kefile Gebze … Noterliğinin 17.10.2019 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edildiği, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 12nci maddesinde iade edilse bile tebligatın ve ihtarnamenin yapılmış sayıldığının bildirildiği, davalı banka ve davalı kefile gönderilen ihtarnamenin 22.10.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalılara gönderilen ihtarnamenin tebliğ edilmesi karşısında temerrütlerin ihtarname ile verilen 1 günlük sürenin sonunda 24.10.2019 tarihinde gerçekleşmiş sayıldığı, TCMB üçer aylık dönemlerdeki basın duyurularına göre 01.10.2019 tarihinden geçerli olmak üzere gecikme faizinin yıllık %24 olarak belirlendiği, ihtarname ile 24.10.2019 tarihinde temerrüde düşüldüğü, ancak davacı banka tarafından yasal süre beklenmeksizin icra takibine geçildiği, uygulanacak faiz oranının temerrüt tarihine kadar akdi faiz oranı, 24.10.2019 temerrüt tarihinden itibaren temerrüd faiz olacağı, 17.10.2019 tarihinden 23.10.2021 tarihine kadar işleyecek akdi faiz oranı ile 116,58-TL asıl alacak hesaplandığı, hükme esas alınan Bilirkişi Raporu’nda hesap edilen asıl alacağın 131.134,38-TL olduğu, bu nedenle davalıların İstanbul … İcra Dairesi’nin … E sayılı icra takibine yapılmış olan itirazlarının iptali ile davacının davasının kısmen kabulüne, İstanbul … İcra Dairesi’nin … E sayılı icra takibinin 131.134,38-TL asıl alacak, 393,42-TL işlemiş faiz ve 19,67-TL BSMV ve 454,27-TL masraf olmak üzere toplamda 132.002,64-TL üzerinden devamına, 131.018,19-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren %39 oranında temerrüt faizi ve bu faizin %5 BSMV’nin işletilmesine, 116,19-TL asıl alacağa takip tarihinde itibaren yıllık %24 ve TCMB’ce 3 ayda bir deklare edilen değişen oranlarda temerrüt faizi ve bu faizin %5 BSMV’nin işletilmesine, 132.002,64-TL alacağın %20’si icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya dair taleplerin reddine…”gerekçesi ile, “1-)Davalıların İstanbul … İcra Dairesi’nin … E sayılı icra takibine yapılmış olan İTİRAZLARININ İPTALİ ile davacının davasının KISMEN KABULÜNE, İstanbul … İcra Dairesi’nin … E sayılı icra takibinin 131.134,38-TL asıl alacak, 393,42-TL işlemiş faiz ve 19,67-TL BSMV ve 454,27-TL masraf olmak üzere toplamda 132.002,64-TL üzerinden DEVAMINA,131.018,19-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren %39 oranında temerrüt faizi ve bu faizin %5 BSMV’nin İŞLETİLMESİNE, 116,19-TL asıl alacağa takip tarihinde itibaren yıllık %24 ve TCMB’ce 3 ayda bir deklare edilen değişen oranlarda temerrüt faizi ve bu faizin %5 BSMV’nin İŞLETİLMESİNE132.002,64-TL alacağın %20’si icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ÖDENMESİNE FAZLAYA DAİR TALEPLERİN REDDİNE, ” karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, mahkeme tarafından verilen kısmen kabul kararının usul ve yasaya aykırı olup istinaf kanun yoluna başvurmaları gerektiğini, Mahkeme tarafından bankacı bilirkişinin hatalı ve hukuki dayanaktan yoksun yanlış hesaplamaya dayalı olarak hazırlamış olduğu hüküm kurmaya elverişsiz raporun esas alınarak karar verildiğini, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda müvekkil banka tarafından hesabın katı ile talep edilebilecek olan tutarın bilirkişi tarafından hatalı olarak tespit edilmiş olduğunu, mahkeme tarafından müvekkilin alacağının eksik olarak hesaplandığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda bilirkişi tarafından temerrüdün başlangıç tarihi ile faiz yönünden hatalı olarak hazırlanan raporda aleyhe olan hususların tamamına itiraz ettiklerini, müvekkil banka tarafından hesabın kat edildiği 17.10.2019 itibariyle davalıların temerrüde düşürülmüş olduğunu, davalıya her ne kadar ihtarname ile süre verilmişse de müvekkili bankanın verilen sürenin geçmesini beklemek ile yükümlü olmadığını, Borçlar Kanunu Madde 117’de – “Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer.”denilmiş olduğunu, Davalının, Genel Kredi Teminat Sözleşmesinin Temerrüt Başlıklı 11. maddesine göre kredinin kat edilmesi halinde temerrüde düşmüş olacağını ve bu durumda bankanın dilediği takdirde kredilerinin tamamını ya da bir kısmını kapsayarak kanuni takibe geçmeye yetkili olduğunu kabul ettiğini, Hesabın kat edildiği tarihten itibaren davalıya temerrüt faizi işletilmesi gerekirken akdi faiz işletilerek hesaplama yapılmasının ve yapılan hesap doğrultusunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesabın kat edilmiş olduğu 17.10.2019 tarihi ile 24.10.2019 tarihleri arasındaki alacağa konu krediye uygulanan %18 akdi faiz ve konu kart borcuna uygulanan %19,20 akdi faiz uygulamış olup yapılan bu hesaplamanın hatalı olmuş olduğunu, Bilirkişi raporunda temerrüt faiz hesabını da hatalı yapmış olduğunu, her ne kadar %39 oranında temerrüt faiz oranı talep edebileceğini beyan etmişse de uygulanacak temerrüt faizi oranının %46,80 olup icra takibinde talep edilen faiz oranının hukuka uygun olduğunu, Şöyle ki; Genel Kredi Sözleşmesinin ilgili maddesinde ” Müşteri, temerrüt halinde belli vadeli borçlarda bu vade tarihinden; hesap kapatma (hesap kesme, kat etme) ihtarı ile muaccel hale gelen hesaplarda hesap kapatma tarihinden; bu sözleşmedeki özel hükümler gereği ihbarsız (kendiliğinden) muaccel hale gelen borçlarda ise bu borcun kendiliğinden muaccel hale geldiği tarihten itibaren, bunları BANKA’ya bu sözleşme koşullarında tamamen geri ödeyeceği tarihlere kadar geçecek günler için, kredilerin cins ve niteliğine bakılmaksızın kullanmış olduğu tüm kredilere, mevzuata farklı bir faiz oranının uygulanması zorunlu kılınmadıkça; BANKA’nın mevzuat gereğince TCMB’ye bildirdiği kredi faiz oranlarından muacceliyet tarihinde yürürlükte olan en yüksek kredi faiz oranına, bu oranın %30 (yüzde otuz) ilavesi ile bulunacak oranda temerrüt faizi tatbik edilebileceğini ve bu temerrüt faizi ile fon ve gider vergisini ayrıca bir ihtar ve merasime hacet kalmaksızın ödeyeceğini kabul, beyan ve taahhüt eder. Temerrüt faiz oranının tespitinde TL borç için, BANKA’nın TCMB’ye TL krediler için bildirmiş olduğu, muacceliyet tarihi itibari ile geçerli olan, en yüksek kredi faiz oranının %30 (yüzde otuz) fazlası ve yabancı para (döviz) borcu için, BANKA’nın TCBM’ye yabancı para (döviz) krediler için bildirmiş olduğu, muacceliyet tarihi itibari ile geçerli olan en yüksek kredi faiz oranının %30 (yüzde otuz) fazlası dikkate alınacaktır. MÜŞTERİ’ye uygulanacak temerrüt faizi hiçbir durumda; bu Sözleşme’nin faiz maddesinde belirtilen azami kredi faiz oranlarına; bu oranın %100 (yüzde yüz) ilavesi ile bulunacak oranı aşmayacaktır.” denilmiş olduğunu İleri sürerek; açıklanan ve re’sen göz önüne alınacak nedenlerden ötürü; tehiri icra talebimizin kabulü ile hükmün icrasının kesinleşme tarihine kadar durdurulmasına, mahkeme tarafından verilen kısmen red kararının istinaf itirazları doğrultusunda kaldırılmasına, davanın kabulüne, yargılama gideri ile vekâlet ücretinin karşı taraf üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; genel kredi ve kefalet sözleşmesinden doğan alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece yukarıda belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dava konusu İstanbul .. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası kapsamından; davacı tarafından davalılar aleyhine 134.279,72-TL asıl alacak, 1.047,39-TL işlemiş temerrüt faizi, 52,36-TL BSMV ve 454,27-TL masraf olmak üzere toplam 135.833,74-TL nakdi alacağın, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek %46,80 oranında temerrüt faizi ile birlikte ödetilmesi talebi ile 24/10/2019 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı/takip borçluları tarafından 31/10/2019 tarihli dilekçe ile borca yetkiye, faiz oranına ve faiz türüne itiraz edildiği, takibe itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ edilmediği, takibe itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır. Davacı ile davalı şirket arasında 07/02/2018 tarihli 1.000.000,00-TL limitli, genel kredi sözleşmesi yapıldığı, davalı …’ın sözleşmeyi aynı limitle ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, kefalet sözleşmesi tarihi itibariyle davalı şirket ortak ve yetkilisi olduğu anlaşılan kefilin kefaletinin TBK’nun 583 ve 584 maddeleri uyarınca geçerli olduğu anlaşılmıştır. 18/05/2018 tarihinde yıllık %18,00 akdi faiz oranı ile 24 ay vadeli 250.000,00-TL taksitli ticari kredi kullandırıldığı, ayrıca kredi kartı verildiği, davalı şirketin ticari kredinin 14. Taksidine kısmi ödeme yaptığı kalan taksitleri ödemediği, bunun üzerine davacı tarafından hesabın 17/10/2019 tarihinde kat edildiği, kat ihtarının davalıların sözleşmedeki adreslerine tebliğe çıkarıldıkları ve 22/10/2014 tarihinde iade edildikleri, davacı yanın kat ihtarında tanınan mehil solmadan 24/10/2019 tarihinde davalılar aleyhine takibe giriştiği, bu nedenle temerrüt tarihinin takip tarihi olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda; takip konusu kredi kartı ve takstili ticari alacaklarına temerrüt tarihi olan takip tarihine dek akdi faiz işletilmiş, mahkemece de bu tespit hükme esas alınmış olup, davalı yanın alacağa temerrüt tarihinden itibaren temerrüt faizi yürütülmesine yönelik istinaf sebebi yerinde değildir. Bilirkişi tarafından akdi faiz oranlarının da doğru tespit ediliği, taksitli ticari kredi için temerrüt/takip tarihine dek yıllık %18 akdi faiz, kredi kartı alacağı için, kat tarihinde yürürlükte olanki TCMB tebliğine göre azami akdi faiz oranı olan yıllık %19,20 oranı uygulanmıştır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, takip tarihinden iitbaren işletilecek temerrüt faiz oranı taksitli ticari kredi alacağı için, davacının dosyaya TCMB’ye bildiridği en yüksek faiz oranını ibraz etmemiş olması nedeniyle avans faiz oranının iki katı hesabı üzerinden %39, kredi kartı alacağına uygulanacak temerrüt faiz oranı ise, kredi kartı alacakların azami temerrüt faiz oranını belirleyen TCMB tebliğine göre yıllık %24 olarak tespit edilmiştir. Taraflar arasındaki genel kredi sözleşmelerinin 11 maddesinde; “Müşteri, temerrüt halinde belli vadeli borçlarda bu vade tarihinden; hesap kapatma (hesap kesme, kat etme) ihtarı ile muaccel hale gelen hesaplarda hesap kapatma tarihinden; bu sözleşmedeki özel hükümler gereği ihbarsız (kendiliğinden) muaccel hale gelen borçlarda ise bu borcun kendiliğinden muaccel hale geldiği tarihten itibaren, bunları BANKA’ya bu sözleşme koşullarında tamamen geri ödeyeceği tarihlere kadar geçecek günler için, kredilerin cins ve niteliğine bakılmaksızın kullanmış olduğu tüm kredilere, mevzuata farklı bir faiz oranının uygulanması zorunlu kılınmadıkça; BANKA’nın mevzuat gereğince TCMB’ye bildirdiği kredi faiz oranlarından muacceliyet tarihinde yürürlükte olan en yüksek kredi faiz oranına, bu oranın %30 (yüzde otuz) ilavesi ile bulunacak oranda temerrüt faizi tatbik edilebileceğini ve bu temerrüt faizi ile fon ve gider vergisini ayrıca bir ihtar ve merasime hacet kalmaksızın ödeyeceğini kabul, beyan ve taahhüt eder. Temerrüt faiz oranının tespitinde TL borç için, BANKA’nın TCMB’ye TL krediler için bildirmiş olduğu, muacceliyet tarihi itibari ile geçerli olan, en yüksek kredi faiz oranının %30 (yüzde otuz) fazlası ve yabancı para (döviz) borcu için, BANKA’nın TCBM’ye yabancı para (döviz) krediler için bildirmiş olduğu, muacceliyet tarihi itibari ile geçerli olan en yüksek kredi faiz oranının %30 (yüzde otuz) fazlası dikkate alınacaktır. MÜŞTERİ’ye uygulanacak temerrüt faizi hiçbir durumda; bu Sözleşme’nin faiz maddesinde belirtilen azami kredi faiz oranlarına; bu oranın %100 (yüzde yüz) ilavesi ile bulunacak oranı aşmayacaktır.” düzenlemesi yer almaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/19-1650 esas, 2019/507 karar sayılı ve 02/05/2019 tarihli ilamında da belirtildiği üzere; 6102 sayılı TTK’nın 8/1. maddesinde ticari işlerde faiz oranının serbestçe belirleneceği düzenlenmiş, aynı Kanunun 9. maddesinde, ticari işlerde kanuni, anapara ile temerrüt faizi hakkında ilgili mevzuat hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Bu hükümde atıf yapılan mevzuat 3095 sayılı Kanun hükümleri olup, 3095 sayılı Kanunda akdi faiz oranı yönünden bir sınırlama mevcut değildir. 6102 sayılı TTK’nın 8. ve 9. maddeleri ticari işler bakımından özel hüküm niteliğinde olduğundan, ticari işlerde 6098 sayılı TBK’nın 88. ve 120. Maddeleri uygulanamaz. Öte yandan bankaların Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’na bildirdikleri ancak müşterilerine uygulamadıkları akdi faizlerin temerrüt faizinin tespitinde esas alınamayacağı yukarıda anılan Hukuk Genel Kurulu kararında belirtilmiştir. Temerrüt faizi hesabında esas alınacak akdi faiz oranının TCMB’ye bildirilmiş olması yeterli olmayıp, bu oranın, temerrüt tarihi itibariyle dava konusu kredi türünde emsal krediler için bankaca fiilen uygulanıp uygulanmadığı, yürürlükte olup olmadığının da tespiti gerekmekte olup, Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihadı da bu yöndedir(18/06/2019 tarih 2018/2511 E.2019/3854 K. sayılı emsal kararı). Somut olayda bankanın TCMB’ye bildirdiği en yüksek kredi faiz oranlarına ilişkin dosyaya hiçbir bilgi sunulmamış olup, bilirkişi incelemesi esnasında da bu kayıtlar ibraz edilmemiştir. Şu halde davacının taksitli ticari kredi için, davacının uyguladığı akdi faiz oranı olan %18 oranına %30 ilave ile temerrüt faiz oranının yıllık %23,40 olarak belirlenmesi gerekirken, bilirkişi tarafından avans faiz oranına %100 ilave ile temerrüt faizinin yıllık %39 olarak belirlenmiş olması ve mahkemece bu oranın esas alınmış olması hatalı olmuş ise de; davacının takipte %46,80 oranında temerrüt faizi talep ettiği, istinaf dilekçesi ile de bu oranda temerrüt faizi uygulanmamış olmasını istinaf sebebi olarak ileri sürdüğü, davalıların rapora itiraz etmedikleri gibi, istinaf kanun yoluna da başvurmadıkları nazara alınarak, aleyhe istinaf engeli nedeniyle davacının bu yöndeki istinaf başvurusu da yerinde görülmemiştir. Kredi kartı alacağı bakımından ise; 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununun 26 ncı maddesi uyarınca TCMB tarafından belirlenen azami oranları geçemez” hükmü gereği kredi kartı borçlarına TCMB nca belirlenen kredi kartlarına uygulanan azami akdi ve temerrüt faizi oranlarının uygulanmasının gerektiği, kredi kartı alacağı yönünden bilirkişi tarafından tespit edilen ve mahkemece de hükme esas alınan yıllık %24 azami temerrüt faiz oranının, kat tarihinde yürürlükte bulunan TCMB tebliğine uygun olduğu, kredi kartı alacağı işin davacının yıllık %46,80 oranında temerrüt faizi işletilmesi gerektiği yönündeki istinaf sebebinin de yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Yukarıda yapılan tüm açıklamalar neticesinde; mahkeme karar ve gerekçesi usul ve yasaya uygun olup kamu düzenine aykırılık da saptanmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 01/12/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.