Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1052 E. 2022/862 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1052 Esas
KARAR NO: 2022/862 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/127 Esas (Derdest Dava Dosyası)
TARİH: 17/02/2022 (Ara Karar)
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/06/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin faaliyetleri kapsamında … A.Ş. ile gerçekleştirdiği anlaşma gereği manuel iş makinelerinin otonom hale getirilmesi için yazılım üretmiş olduğunu, bu yazılım dahilinde seri üretime geçebilmek adına ise davalı ile üretim aşamasında gereken materyallerin sağlanması hususunda anlaşma sağlandığını, anlaşma gereği müvekkiline ürün tedarik etmekle yükümlü olan davalı şirket tarafından müvekkiline toplam 2.172.471,62 TL miktarlı 3 adet fatura düzenlenmiş olduğunu, müvekkili tarafından borçlu şirket hesabına işbu faturalar karşılığında toplam 2.082.586,40 TL ödeme yapıldığını, ancak ödemelerin üzerinden 1 yıl geçmiş olmasına rağmen faturalarda belirtilen hizmetlerin hiçbirinin yerine getirilmediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu, taraflarınca ilgililer hakkında nitelikli dolandırıcılık suçunu işledikleri gerekçesi ile suç duyurusunda bulunulmuş olup soruşturmanın derdest olduğunu, davalı taraftan dava konusu alacak dışında müvekkilinin şahsi alacaklarının da mevcut olduğunu, davalı şirket yetkilisine müvekkilinin şahsi banka hesabından nakit olarak borç açıklaması ile gönderilen 1.642.000TL resmi banka ödemesi nedeni ile doğan alacak için yapılan icra takibine dahi itiraz edilmiş olduğunu, bu durumun da davalının malvarlığını eksiltmek için zaman kazanma çabasını gösterdiğini, …com internet sitesi aracılığı ile davalı borçlu firmanın merkezinin bulunduğu işyerinin mülk sahibi tarafından satışa çıkarıldığını, davalının yurtdışına kaçma ihtimalinin de mevcut olduğunu belirterek öncelikle alacak miktarınca borçlunun malvarlıklarına ihtiyati haciz konulmasına, yargılama neticesinde ise davalının itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 17/02/2022 tarih ve 2022/127 Esas sayılı Ara Kararı ile; ” Mahkemece asıl uyuşmazlığı çözecek nitelikte ihtiyati haciz kararı verilmesine hukuken imkan bulunmadığı gibi taraflar arasındaki uyuşmazlık yargılamayı gerektirdiğinden istemde İİK 257 ve devamı madde hükümlerinde ön görülen koşullar gerçekleşmediği ” gerekçeleri ile; “İhtiyati haciz talebinin REDDİNE, ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilin davalı firma ve yetkililerinden yaklaşık olarak 2.333.937,46- TL para alacağı mevcut olup bu alacağın rehinle teminat altına alınmamış olduğunu, …com internet sitesi üzerinden görüldüğü üzere davalı firmanın merkezinin bulunduğu iş yerinin mülk sahibi tarafından satışa çıkarılmış olduğunu, bu durum dahi davalının alacaklılarından mal kaçırmak maksadında olduğunu gösterir nitelikte olup ilgili iş yerinin ihtiyaten haczedilmeden satılması durumunda müvekkil açısından büyük bir mağduriyet yaşanacağını, Davalı firma yetkililerinin müvekkilin firma yetkilisinin şahsi banka hesabından gönderdiği borçları dahi kabul etmemekte ve haksız olarak borçlara itiraz etmekte olduklarını, bu durumun da davalının malvarlığını eksiltmek için zaman kazanma çabasını gösterdiğini, Müvekkilin savcılık şikayeti, alacak miktarının yüksek olması, alacağın yaklaşık ispatla ispatlamış olması ve işyerinin bulunduğu mülkün satışı da, borçlu firma yetkililerinin malvarlığını eksiltme ve yurt dışına kaçma ihtimali dikkate alınarak, telafisi mümkün olmayan sonuçlar ve hak kaybına uğramamaları için alacak miktarı kadar ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini belirterek 17/02/2022 tarihli ara kararın kaldırılmasını ve ihtiyati haciz taleplerinin kabulünü istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, satış avans bedeli olarak verilen tutarın istirdatı için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemli davada, borçlunun malvarlığının ihtiyaten haczi istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle istemin reddine karar verilmiştir. İİK’nın 257.m. “(1)Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. (2)Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa, 2- Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa; bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” hükmünü , İİK 258.m. ise “…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur.” hükmünü haizdir. Somut olaya döndüğümüzde, iddia ve dosya kapsamında mevcut deliller dikkate alındığında, dosyanın geldiği aşama itibariyle, davacı tarafın iddiasının yaklaşık olarak ispatı koşulunun sağlanmadığı, bu nedenle İİK 257/2 m. koşullarının değerlendirilmesine gerek görülmediği, tarafların hak ve menfaatleri de gözetildiğinde ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı sonuç ve kanaatine varılmış, yargılamanın ilerleyen aşamalarında değişen ihtiyati haciz koşullarının mahkemece yeniden değerlendirilebileceği de dikkate alınarak verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, 7-Dava dosyası dairemize UYAP sistemi üzerinden elektronik dosya olarak gönderildiğinden, ilk derece mahkemesine UYAP sistemi üzerinden iade edilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 01/06/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.