Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1041 E. 2022/925 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1041 Esas
KARAR NO: 2022/925 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/03/2022 (Ek Karar)
NUMARASI: 2022/248 D.iş 2022/248 Karar
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Hacze İtiraz
KARAR TARİHİ: 09/06/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ek karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati hacze itiraz eden vekilince; İhtiyati haciz talep eden tarafın, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/240 D.iş sayılı dosyasında derdest ihtiyati haciz talebinin reddi kararına karşı istinaf kanunun yoluna başvurmak yerine mahkemeden, tarafları ve konusu aynı olan iş bu ihtiyati haciz talebinde bulunduğunu, taraflar arasında borcun miktarı, ödeme vadesi, iade edilen mallar konusunda uyuşmazlıkların bulunduğunu, taraflar arasında yazılı bir hesap mutabakatı olmadığını, mail yazışmalarının müvekkili şirkete ait olmadığını, ihtiyati haciz talep eden tarafın alacağın varlığı ve vadesi konusunda ve müvekkilini ihtar ettiğine dair dosyaya somut bir delil sunmadığını, ihtiyati hacze ilişkin müvekkilinin herhangi kaçma ve mal kaçırma şüphesi bulunmadığını, ticari hayatına devam ettiğini, ihtiyati haciz talep eden tarafın öncelikle yaklaşık ispat kuralını yerine getirmesi gerektiğini, İİK 257. maddede sayılan koşullar gerçeklemeden ve derdest bir ihtiyati haciz talebi bulunmakta iken verilen ihtiyati haciz kararının yerinde olmadığını belirterek, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İhtiyati haciz talep eden vekili cevap dilekçesinde; borçlunun ihtiyati haczin kaldırılmasını icra mahkemesinden talep etmesi gerektiğini, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/240 D.iş sayılı dosyasında verilen ihtiyati haczin reddi kararının derdestlik oluşturmadığını, sevk irsaliyelerinin asıllarını ekleyerek yeniden talepte bulunduklarını, 10.03.2022 tarihli noter ihtarıyla borçluya yasal yollara başvurulacağının ihtar edildiğini, karşı tarafın e-faturalara herhangi bir itirazda bulunmadığını, kötü niyetle mail ve yazışmaların inkar edildiğini, mutabakat mailinin tarafların aralarındaki ticaretin başladığı andan itibaren kullandığı mail adreslerinden iletildiğini belirterek, itirazın reddine, ihtiyati haciz kararının devamına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 25/03/2022 tarih 2022/248 D.İş – 2022/248 Karar sayılı kararında;”ihtiyati haciz talep eden alacaklı, e-faturalar, sevk irsaliyeleri, cari hesap ekstresinin yanı sıra borçlu tarafın muhasebe birimi tarafından mail yoluyla taraflarına gönderilmiş mutabakat beyanını sunmuş, mahkememizce alacağın varlığı ve miktarının tespiti bakımından yaklaşık ispat olgusunun gerçekleştiği sonuç ve kanaatine varılıp, teminat karşılığı ihtiyati haciz kararı verilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden vekili ve şirket yetkilisi asil duruşmada, ihtiyati haciz talep eden tarafın dayandığı mail ortamında sunulan mutabakatı kabul etmediklerini, şirket yetkilisinin imzasını ve beyanını taşımayan mutabakata itiraz ettiklerini, kendilerinin düzenlediği bir kısım iade faturaları olduğunu, kalan alacak bakiyesinin belirli olmadığını savunmuştur. Taraflar arasında mutabakata varıldığı iddia edilen 07/03/2022 mail tarihinden sonra 08/03/2022 tarihinde itiraz eden şirket tarafından toplam 67.101,24 TL bedelli iki adet iade faturası düzenlendiğini, bu iki adet e-faturanın ihtiyati haciz talep eden tarafça 10.03.2022 tarihli noter ihtarıyla karşı tarafa iade edildiği dosyaya sunulmuş ihtarname ve iade faturası örneklerinden anlaşılmıştır. Gelinen bu aşamada taraflar arasında ticari ilişki olduğu ancak ihtiyati haczin dayandığı alacak sebebinin mahkemece yargılamayı gerektirdiği kanaatine varılmış ihtiyati haciz talep eden tarafından ihtiyati haciz borçlusunun mal kaçırdığına ilişkin somut bilgi ve belge de sunulamadığından ihtiyati hacze itirazın kabulüne karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. …”gerekçesi ile, 1-İhtiyati haciz kararına karşı yapılan itirazın KABULÜ ile, Mahkememizin 15/03/2022 tarihli 2022/248 D.iş sayılı ihtiyati haciz kararının KALDIRILMASINA, karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati haciz talep eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati Haciz Talep Eden Vekili İstinaf Dilekçesinde Özetle; Borçlu vekili ve borçlu şirket yetkilisinin tamamen kötü niyetli bir şekilde mail ve yazışmalarının borçlu firmaya ait olmadığını ve taraflar arasında imzalı mutabakat formu bulunmadığını iddia ettiğini, yine icra dosyasında da borca itiraz dilekçelerinde faturaları ve ticari ilişkiyi reddettiklerini, fakat duruşmada taraflar arasındaki ticari ilişki olduğunu kabul ettiklerini, taraflar arasında ticari ilişkinin başından itibaren yapılan mail ve yazışmalarının dosyaya sunulduğunu, mail ve yazışmalarda da görüleceği üzere davalı borçlunun ticari ilişkinin başından itibaren kullandığı mail adresi ile ticari ilişkiyi sona erdiren mailini de gönderdiği mail adreslerinin tamamının ihtiyati haciz taleplerinin ekindeki mail adresleriyle aynı olduğunu, bu sebeple mail ve yazışmalarını inkar eden davalı borçlunun iyi niyetli olmadığının açık olduğunu, borçlu vekilinin, salt yargılamayı gerektiren bir husus ortaya atmak için bu yola başvurduğunu, tüm uyuşmazlıkların yargılamayı gerektirdiğini, fakat bir uyuşmazlığın yargılamayı gerektirmesinin ihtiyati haciz tesis edilemeyeceği anlamına gelmeyeceğini, ayrıca, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için “alacağın yargılamayı gerektirmemesi” şeklinde bir koşulun kanunda öngörülmediğini, aksine, ihtiyati hacze konu her alacağın, kural olarak İİK’nın 264. maddesi kapsamında “yargılamayı gerektirmesi” olasılığının, kanunda açıkça kabul edildiğini (İSTANBUL BAM 12. HD 07.05.2018 T. 2018/304 E. 2018/536 K.) Yine borçlu vekili taraflar arasında imzalı cari hesap mutabakatı bulunmadığını iddia etmiş ise de, borçlunun ticari ilişki boyunca müvekkiline her dönem cari hesap mutabakatını aynı yollarla gönderdiğini, ihtiyati haciz talep dilekçeleri ekinde sunulan belgede de 28.02.2022 tarihli cari hesap mutabakatının borçlu tarafından müvekkiline gönderildiğinin görüldüğünü, duruşmada borçlu şirket yetkilisinin bu durumu inkar etmediğini, 01.03.2022 tarihli mailin ‘…@…com.tr’den gönderildiğini ve bu mailde müvekkilinin mailine cevaben “354.822 TL gözükmekte bende, 50 TL fark var arada” şeklinde maille cevap verildiğinin görüldüğünü, borçlu vekilinin inkar ettiği mailin uzantısının ‘…com.tr’ olduğunun açık bir şekilde görüldüğünü, borçlunun muhasebecileri tarafından gönderilen bu ve benzeri tüm maillerinin internet ve sosyal medya uzantılarının tamamı ‘…com.tr olduğunu, tüm bu hususların borçlunun mal kaçırma ihtimaline bir emare olduğunu, 28.02.2022 tarihli cari hesap mutabakatında taraflar arasında yukarıdaki yazışmalarla mutabık kalındıktan sonra borçlunun her zaman kullandığı e-mutabakat uygulaması üzerinden müvekkiline mutabakat formu iletildiğini, dolayısıyla borçlunun mikro yazılım programı ile müvekkili ile cari hesap bakiyesi hususunda mutabık kaldığının sabit olduğunu, kullanılan sistemin de … firmasının e mutabakat sistemi olduğunu, bu sistemde, …ın e-mutabakat sistemi üzerinden borçlu …nın listesine eklediği kişilere mutabakat maili atıldığını, mutabakat maili atılacak adresleri ve firmaları kullanıcı, yani borçlu … seçtiğini, sadece kullanıcının belirlediği adreslere mutabak onayı gönderildiğini, dolayısıyla borçlunun cari hesap mutabakatına dair inkarının da kötü niyetli olduğunu, Borçlu vekili ihtiyati hacze itirazında sevk irsaliyelerindeki imzaların kime ait olduğunun belli olmadığını ifade ettiğini, sevk irsaliyelerindeki imzalara ilişkin bir itiraz varsa bunu değerlendirecek olan esas yargılamayı yapacak olan mahkeme olup, ihtiyati haciz talebini değerlendirecek mahkemenin ayrıca imzaların borçluya veya mal teslim almaya yetkili kişilere ait olup olmadığını inceleme yetkisi bulunmadığını, İhtiyati haciz için yaklaşık olarak alacağın varlığının ispat edilmesinin yeterli olduğunu, bu doğrultuda gerek itiraz edilmemiş e-faturalar, gerek davalının e-mutabakat sistemi üzerinden gönderdiği 28.02.2022 tarihli cari hesap mutabakatı, sevk irsaliyelerinin asılları, mail ve yazışmalar ile alacaklarının yaklaşık olarak ispat edildiğini, her ne kadar davalı taraf alacağın muaccel olmadığını ve müvekkiline herhangi bir ihtar gönderilmediğini iddia etmiş ise de ihtiyati haciz talebinde bulunmadan evvel davalı tarafa Beyoğlu … Noterliği 10.03.2022 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesinin aynı gün borçluya tebliğ edildiğini, kaldı ki taraflar 28.02.2022 tarihli cari hesap mutabakatı ile borcun miktarı hususunda mutabık kaldıktan sonra ve e-faturalara karşı herhangi bir itiraz edilmemesine rağmen bu faturaların vadesinde ödenmemesi durumunda borçlunun temerrüde düşmesi için ayrıca bir ihtar gönderilmesine de gerek bulunmadığını, e-fatura mükellefi olan davalı borçlunun işbu e faturalara itiraz ettiğini gösteren herhangi bir delil de sunamadığını, İhtiyati haczin bir tedbir olup, yargılamanın her aşamasında toplanan delillerin niteliğine göre yeniden talep edilmesi ve bunun yeniden değerlendirilmesinin mümkün olduğunu( Emsal; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. HD 28.03.2018 tarih 2018/1340 Esas ve 2018/482 Karar ), yani İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/240 D.İş sayılı dosyadan ihtiyati haciz talebinin reddedilmiş olmasının, alacaklının yeni koşullarla yeniden ihtiyati haciz talep etmesine engel olmadığını, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/240 D.İş sayılı dosyaya sevk irsaliyelerinin asıllarının sunulmadığını, bu durumun ihtiyati haciz taleplerinin red gerekçesinde de ifade edildiğini, Yine borçlunun mal kaçırdığına ilişkin somut bilgi ve belge sunulmamasına dair gerekçenin de hukuka aykırı olduğunu, zira borçlunun ihtiyati hacze itirazlarındaki kötü niyetli tutumunun her an mal kaçırma ve müvekkilinin yargılama sonunda haklı çıkması durumunda alacağını tahsil edememesi durumunu açıkça ortaya koyduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesinin 25.03.2022 Tarih 2022/248 D.İş ve 2022/248 Karar sayılı ‘İhtiyati Haczin Kaldırılmasına’ dair ek kararın ortadan kaldırılmasına, 15.03.2022 tarihli ihtiyati haciz kararına karşı borçlunun itirazlarının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, itiraz üzerine verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına dair mahkeme ek kararının kaldırılarak, ihtiyati haczin devamına karar verilmesi istemine ilişkindir. Talepte bulunan tarafça, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalı şirket adına düzenlenen fatura alacağının ödenmediği belirterek, alacakları miktarınca borçluya ait menkul ve gayrimenkul malvarlığı ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiştir. Mahkemenin 15/03/2022 tarihli ara kararı ile talebin kabulüne karar verilmiş; karşı tarafça yapılan itiraz üzerine mahkemenin 25.03.2022 Tarihli ek kararı ile, itirazın kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Talepte bulunan vekili tarafından dosyaya, hesap mutabakatı yapıldığı belirtilen bir kısım mail yazışmaları, cari hesap ekstresi, faturalar ve sevk irsaliyeleri dosyaya ibraz edilmiştir. Somut uyuşmazlık bakımından; tek taraflı olarak düzenlenen faturalar alacağın varlığını ve muaccel olduğunu yaklaşık olarak ispata yeterli değildir. Karşı tarafça, talepte bulunanın dayandığı mail ortamında sunulan hesap mutabakatı ve mail yazışmalarının kabul edilmediği ve duruşmada da, kendileri tarafından düzenlenen bir kısım iade faturaları bulunduğunun beyan edildiği görülmektedir. Talepte bulunan tarafça dosyaya sunulan deliller, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için gerekli yaklaşık ispatı sağlamamaktadır. Karşı tarafın, mallarını kaçırmaya, gizlemeye veya kendisinin kaçmaya çalıştığını gösterir delil de sunulmamıştır. Bu hali ile, İİK 257. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden, mahkemece ihtiyati haciz kararının kaldırılması yönünde verilen ek karar isabetli olup, ihtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir. Sonuç olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, ihtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati haciz talep edenin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 09/06/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.