Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1036 E. 2022/894 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1036 Esas
KARAR NO: 2022/894 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/03/2022
NUMARASI: 2021/761 Esas 2022/158 Karar
DAVANIN KONUSU: Zayi Belgesi Verilmesi
KARAR TARİHİ: 01/06/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davaya konu uyuşmazlığın anonim şirkete ait ticari defterin yaşanan hırsızlık olayı sonucunda zıyaa uğraması ve bu doğrultuda ilgili ticari deftere ilişkin zayi belgesi verilmesi talebinden ibaret olduğunu, müvekkili şirketin 04.11.2021 tarihinde yaşanan hırsızlık olayı sonucunda şirkete ait Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defteri, bulunduğu çantanın çalındığını belirterek, İstanbul Ticaret Müdürlüğü’nün … Onay numaralı 39 sayfadan ibaret 02.07.2020 onay tarihli Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defteri’nin zayi olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 01/03/2022 tarih 2021/761 Esas 2022/158 Karar sayılı kararında; “…Davacı vekilinin beyan dilekçesinde Şirket’in genel olarak şirket sekretaryası işlemlerinin dava dışı …Holding A.Ş. tarafından karşılanmakta olup … ‘un …Holding A.Ş. adına Müvekkil Şirket’e genel danışmanlık hizmeti verdiği Müvekkil Şirket’e ait Genel Kurul Karar ve Müzakere Defterinin ise işbu danışmanlık sırasında …’un Çengelköy Polis Merkezi Amirliği’nde vermiş olduğu ifadeden de anlaşılacağı üzere çalındığı bilgisi paylaşılmıştır. Tacirlerin ticari kayıt ve belgelerinin şirket merkezlerinde güvenli bir yerde güvenli bir şekilde muhafaza etmeleri gerektiği, Bu itibarla basiretli bir tacirin saklamakla mükellef olduğu ticari defter ve müstenidatı belgelere gereken özen ve ihtimamın gösterilmesi gerektiği, davacının ise bu özen ve yükümlülüğünü ihlal ettiği Hal böyle olunca TTK 82/7 maddesi gereği zayi kararı verilmesi koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır. Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, Yerleşik içtihatlar birlikte değerlendirildiğinde, davada TTK 82/7 uyarınca zayi kararı verilmesi koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmış…”gerekçesi ile, Davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Davaya konu ticari defterin zayi olmasında müvekkili şirketin herhangi bir kusuru bulunmadığını, Müvekkili şirkete hukuki danışmanlık hizmeti veren ve aynı zamanda avukat olan …, kilitlediği arabasının içerisinden davaya konu ticari defterin de içinde bulunduğu çantasının ve montunun çalındığını anlayınca derhal kolluk kuvvetlerine başvurarak ifadesini verdiği ve hırsızlık anını gösteren kamera kayıtlarının araştırılmasını talep ederek, olaya karışanlardan şikayetçi olduğunu beyan ettiğini, dava dilekçesinin ekinde ibraz edilen Çengelköy Polis Merkezi Amirliği tarafından alınan şikayetçi ifade tutanağı, Av. …’un ifadelerini olduğu gibi yansıtmakta olduğu, ancak kollukça yapılan incelemede, arabanın bulunduğu sokağı gören hiçbir kameranın bulunmadığı tespit edildiğini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (“TTK”) “Belgelerin saklanması, saklama süresi” başlıklı 82 inci maddesinin 7 inci fıkrası; “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa, tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir.” hükmünü havi olup madde hükmünde zayi belgesi verilmesi için gerekli koşullar; tahdidi olarak sayılan nedenlerin mevcut olması ve hak düşürücü süre içerisinde davanın açılması olduğunu, Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere ticari defterin kaybında kusuru bulunmayan tüzel kişinin hak düşürücü süre içerisinde dava açması halinde zayi belgesi verilebilmekte olduğunu, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 13.2.2014 tarihli 2013/12412 E. 2014/2533 K. sayılı kararı) Gerçekleşen hırsızlık olayının şirket merkezi dışında yaşanmış olması müvekkili şirketin basiretli davranmadığı anlamına gelmediğini, Müvekkili şirkete hukuki danışmanlık hizmeti veren bir avukatın, yine bu hizmetler kapsamında ofis çantasında tuttuğu davaya konu ticari defterin, kilitleyerek ayrıldığı arabasından çalınması ile; alelade bir kişinin herhangi bir zaman diliminde ilgili defteri bir şekilde temin ederek kaybetmesi arasında bir fark olduğunu, bu fark müvekkili şirketin basiretli davranma müvekkili şirketin basiretli davranma yükümlülüğünde ve gösterdiği objektif özenle kendini bulmakta olduğunu, somut olayda müvekkili şirketin basiretli davranma yükümlülüğünde ve gösterdiği objektif özende kendini bulmakta olduğu, somut olayda müvekkili şirketin defterlerini zaten şirket merkezinde ve sadece belli kişilerin temin etmesine izin vererek muhafaza etmekte olduğunu, bunun kural olduğu ve bu kuralın zaten şirket kurulduğundan bu yana hiçbir zaman aşılmadığını, somut durumda, Genel kurul defteri, yine şirketin danışmanlık/genel kurul işlemleri ile ilgili olarak hizmet aldığı Av. …’a zimmetlendiğini, dolayısıyla davaya konu defter, sözde bir özensizlikle alelade birine verilmediğini, bu defterin “özen” adı altında ilanihaye Şirketin kasasında tutulması da söz konusu olmadığını, çünkü hayatın olağan akışı içerisinde Şirketin almış olduğu bir takım kararların en azından Noter kanalıyla tasdik edilmesi gerekmekte olduğunu, noterin mühürleriyle birlikte şirkete karar tasdik etmek için gelmesi mümkün olmadığından, bu defterin yetkili kimse eliyle şirket merkezi dışına çıkarılması hayatın olağan akışında bir gereksinim olduğunu, zira ticari hayat içerisinde gerek noter işlemleri gerekse de ticaret odalarında yapılması gereken işlemler için avukatlar, muhasebeciler veya diğer görevliler tarafından ticari defterler tasdiklenmek üzere şirket merkezinden çıkartılmakta olduğunu, Yukarıda örnekledikleri gibi gerekli tasdiklerin yapılması için müvekkili şirkete ait ticari defter, şirket merkezinden çıkartılmışsa da işlemler gerçekleştirilemeden kimliği tespit edilemeyen kişi/kişiler tarafından kilitli bir arabadan çalındığını, yaşanan hırsızlık olayında müvekkili şirketin kusurunun bulunmadığı hususu göz önüne alınarak, ticari defterin şirket merkezi dışına sınırlı yetkili kişiler tarafından çıkartılmasının ticari hayatın olağan akışına uygun olduğunun kabul edilmesi gerekmekte olduğunu, bu noktada müvekkil şirketin ticari defterini kaybetmesinde herhangi bir kusuru bulunmadığı gibi basiretli tacir olmadığı yönünde karar verilmesi hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, Öyle ki Yargıtay içtihatları doğrultusunda davanın kabulü ile zayi belgesi verilmesi gerekirken yerel mahkeme tarafından davanın reddine karar verilmesi hukuka aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda ortadan kaldırılmasına, davanın kabulüne, İstanbul Ticaret Müdürlüğü’nün … Onay numaralı 39 sayfadan ibaret 02/07/2020 onay tarihli Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defteri’nin zayi olduğunun tespitine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, Türk Ticaret Kanunu’nun 82. maddesi gereğince açılmış Zayi Belgesi Verilmesi talebine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. TTK 82/7. Maddesinde; “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir,” hükmü düzenlenmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili şirkete hukuki danışmanlık hizmeti veren ve aynı zamanda avukat olan …’un, kilitlediği arabasının içerisinden Müvekkil Şirket’e ait Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defterinin bulunduğu çantasının ve montunun çalındığını beyan etmiştir. Davacı basiretli bir tacir olarak ticari defter ve belgelerini işletme merkezinde muhafaza etmek ve korunması için gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür. Davacı, Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defterini mutad olarak bulunması gereken yer dışında, şirkete hukuki danışmanlık hizmeti veren ve aynı zamanda avukat olan …’un, aracında bulundurularak ve bu kişi tarafından gereken muhafaza tedbirlerini almayarak kusurlu davrandığı anlaşılmıştır. Davacı şirketin talep konusu Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defterininin saklanmasında gerekli dikkat ve özeni göstermediği ve basiretli tacir gibi davranmadığı anlaşılmakla, somut olayda TTK. 82 maddesinde düzenlenen şartların oluşmadığı anlaşılmıştır. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, mahkemenin kabul ve gerekçesine göre davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Yukarıda açıklanan gerekçelerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince tarafa tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 01/06/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-ç maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.