Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1033 E. 2022/934 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1033 Esas
KARAR NO: 2022/934 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/03/2022
NUMARASI: 2019/998 Esas 2022/242 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/06/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Es, dosyası ile başlatılan icra takibine, davalı borcu olmadığından bahisle itiraz edildiğini, davalının itirazı üzerine Bakırköy Arabuluculuk Bürosunun … nolu dösyası ile zorunlu ârabuluculuk başvurusu yapıldığını ve fakat 09.12.2019 tarihli son tutanaktan anlaşılacağı üzere anlaşma söz konusu olmadığını, davalı itirazlarının hukuken haksız ve mesnetsiz olduğunu, davalının müvekkiline borcu olmadığı yönündeki itirazının hukuka aykırı olduğunu, fatura, sevk irsaliyeleri ve kargo teslim tesellüm fişlerinden anlaşılacağı üzere müvekkilinin davalıya satıp teslim ettiği malların bedelini talep ettiğini, ticari defter ve kayıtları üzerinde yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile alacağın ispat edileceğini, davalının ise borcunu ödemediği gibi haksız ve kötüniyetli olarak icra takibine itiraz ettiğini, davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Es, dosyasına yaptığı haksız itirazın iptaline, takibe haksız itiraz eden davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirket ile davacı arasında gerçekleşmiş olan ticari alış verişler neticesinde muavin defter suretleri incelendiğinde müvekkilinin kendisine yöneltilen dayanaksız alacak talebinin aksine 1.730,15 – TL alacaklı olduğunun açıkça tespit edilebileceğini, bilirkişi eliyle ticari defterler, ödeme makbuzları ve sair kayıtlar üzerinden gerçekleştirilecek inceleme neticesinde müvekkilinin borçlu olmadığının mahkemenizce tespit edileceğini, bu nedenlerle davanın reddine, kötü niyetli davacı şirket hakkında alacak talebinin %20 sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmolunmasına, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 14/03/2022 tarih ve 2019/998 Esas – 2022/242 Karar sayılı kararında; “….Davacının iddiasını yasal delillerle ispatlaması gerekmekte olup, konuya dair davacının yemin deliline dayandığı anlaşılmakla yemin delili kendisine hatırlatılmış, yemin deliline dayanacağını bildirmesi üzerine davalı şirket yetkilisi yemine davet edilmiş, davalı şirket yetkilisi davet edildiği duruşmada davacının yemin teklifini eda etmiştir. Gelinen aşamada davacının iddiasını yasal deliller ile ispatlaması gerektiği, konuya dair yemin haricinde yasal delil sunamadığı, dayanılan yeminin davalı şirket yetkilisi tarafından usulüne uygun eda edildiği dikkate alınarak davacının iddiasını ispatlayamaması nedeniyle ve ayrıca davalının kötü niyet tazminatı talebi yönünden ise davacının takip yapmada kötü niyetinin davalı tarafından ispatlanamaması nedeniyle…”gerekçesi ile, DAVANIN REDDİNE, Davalının şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile özetle, Davacının kötüniyetinin tespit edilememesi sebebiyle tazminat ödenmesi talebinin reddine dair yerel mahkeme kararının yasal dayanaktan yoksun olduğunu, Borcun ödendiği davacı tarafça da bilinmekte olup kötüniyetli olarak müvekkili firma hakkında icra takibi ikame edildiğini, bu nedenle alacağın %20 si oranında kötüniyet tazminatının davacıdan tahsili ile müvekkili davalıya ödenmesine karar verilmesini talep ettiklerini, Davacının yasal dayanaktan yoksun olarak borcun kendisine tevdi ve teslim edilen çek ve senetlerin teslimi yoluyla ödendiği hususunu göz ardı ederek mükerrer tahsilat dürtüsüyle icra takibine giriştiği ve devamında huzurdaki davanın açıldığını, Davacının bariz olan kötü niyetinin tespiti ile %20’si oranında kötü niyet tazminatının davacıdan tahsil edilerek davalıya ödenmesi gerektiğini, (Yargıtay 19. HD., 2015/14389 E. 2016/3160 K sayılı 25.2.2016 tarihli kararı, Yargıtay 19. HD., 2012/13642 E. 2013/1011 K. Sayılı 21.1.2013 tarihli kararı) İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, alacağın %20’si oranında kötüniyet tazminatının davacıdan tahsili ile davalı- müvekkiline ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya teşmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, faturaya dayalı cari hesap alacağının tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.Mahkemece, davanın reddine, davalının şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı vekilinin lehlerine kötüniyet tazminatı hükmedilmediğine yönelik istinaf sebebi incelendiğinde,Mahkemece taraf ticari defterleri inceletilmek suretiyle mali müşavir bilirkişiden alınan raporda, davacının ticari defter ve kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davalıdan 269.033,57 TL. Alacaklı olduğu, davalının ticari defter ve kayıtlarına göre ise takip tarihi itibariyle davacıdan 4.569,95 TL. Alacaklı olduğu, yapılan tespite göre taraf defterlerindeki kayıt farklılığının davacıya ödeme vasıtası olarak verilen çek ve senetlerin karşılıksız çıkması üzerine davalıya iadesinden kaynaklandığı, fakat davacı tarafça karşılıksız iade formları sunulmuş ise de, söz konusu formların üzerinde davalının teslim aldığına ilişkin olarak herhangi bir veriye rastlanmadığından davacının bu iddiasının bu aşamada ispata muhtaç olduğu belirtilmiştir. Davacı tarafın bilirkişi raporunda tesbit edilen hususta somut delilin dosyaya ibraz edilmediği anlaşılmıştır. Davacı tarafça davalıya yemin teklif edilmiş ve davalı şirket yetkilisi … 14/03/2022 tarihli duruşmada, yemini eda ettiği anlaşılmıştır. Yargıtay 13. HD.’nin 03/04/2013 tarih ve 2012/26728 Esas – 2013/8605 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, İİK 67/2 maddesi, takibin haksız ve kötü niyetli olması halinde alacaklı aleyhine tazminata hükmedileceğini hükme bağlamaktadır. Anılan kanun hükmü uyarınca alacaklı-davacı aleyhine tazminata hükmedilebilmesi için davacı alacaklı tarafından yapılan icra takibinin haksız olmasının yanı sıra takibin kötü niyetle yapılması da şarttır.Somut olaya döndüğümüzde, davacının alacağını ispat edememiş olması tek başına kötü niyetin göstergesi değildir. Dosya kapsamı itibariyle, davacının takip yapmakta ve itirazın iptali davası açmakta haksız olduğu sabit ise de kötü niyetli olduğunun kabul edilemeyeceği, davacının kötü niyetinin ispatlanamamış olması karşısında, İİK 67/2 uyarınca kötü niyet tazminatı koşulların oluşmadığı anlaşılmakla, davalı vekilince bu yönde ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince kurulan hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcın istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 09/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.