Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/99 E. 2023/91 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/99 Esas
KARAR NO: 2023/91 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/334 Esas – 2020/230 Karar
TARİH: 11/03/2020
DAVA: İstirdat
KARAR TARİHİ: 26/01/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacının uzun süredir işlettiği … işletme adını taşıyan işyerinde özellikle tekstil alanında faaliyet gösteren firmalara kaynak suyu satışı yaptığını, bu kapsamda … Tic. Ltd. Şti ile aralarında cari hesap ilişkisi bulunduğunu, adı geçen firmadan yaptığı su satışında; … Bankası Firuzköy şubesine ait; a-28/02/2018 keşide tarihli, … numaralı ve 21.586,90 TL bedelli, b-31/03/2018 keşide tarihli, … numaralı ve 19.930,00 TL bedelli, c-30/04/2018 keşide tarihli, … numaralı ve 21.381,60 TL bedelli, ç-31/05/2018 keşide tarihli, … numaralı ve 23.165,70 TL bedelli, d-30/06/2018 keşide tarihli, … numaralı ve 24.780,00 TL bedelli beş adet çek fatura, tahsilat makbuzunun teslim tutanağı karşılığında teslim alındığını, muhafaza için eşi …’na teslim ettiğini, ancak eşi tarafından muhafaza edilen yerde çeklerin bulunmadığını, çeklerin çalındığını tespit ettiklerini, belirtilen hırsızlık olayı nedeniyle Savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu, aynı zamanda çek iptali davası açarak ödemeden men kararı çıkardığını, bu aşamada kendisine 12/04/2018 tarihinde yapılan tebligat üzerine, yukarıdaki çeklerden; … Bankası Firuzköy şubesine ait; 28/02/2018 keşide tarihli, … numaralı ve 21.586,90 TL bedelli çeke istinaden İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığını öğrendiğini, ödeme emri incelendiğinde, lehdar ciranta sıfatı ile adı soyadı yazılarak altına sahte imza atıldığını ve çekin … Dış. Tic. Ltd. Şirketine ciro edildiğini, ciranta … Dış. Tic.şirketi tarafından çekin … Tic. Ltd. Şti’ne ciro edildiğini, ciranta … Tic. Ltd. Şti tarafından ise çekin davalı şirkete ciro edildiğinin anlaşıldığını, yaptığı araştırmalar sonucunda; şahsına ait ciro altında yer alan … Dış. Tic. Ltd. Şirketine ait cironun da sahte olduğunu, bu cirantanın da takibin iptali için dava açtığını, bir sonraki ciranta olan … Tic. Ltd. Şti’nin paravan bir şirket olduğunu, her iki ciranta şirket arasında ticari bir ilişkinin bulunmadığının saptandığını, davalı şirketin çeki ciro ile devralırken çek keşidecisinden ve muhatap bankadan bilgi almadığını, ayrıca fatura talep edilmediğini, davalının basiretli bir iş adamı gibi davranma yükümlülüğünü ihlal ederek çekin iktisabında ağır kusurlu davranarak davacının mağduriyetine sebep olduğunu iddia ile, kendisinin lehdarı ve yetkili hamili olduğu, keşidecisinin … olan … bankası Firuzköy şubesine ait; 28/02/2018 keşide tarihli, … numaralı ve 21.586,90 TL bedelli çekin çalınması ve sonrasında ağır kusurlu olarak çeki iktisap eden davalı şirketin eline geçmesi nedeni ile dava konusu edilen çekin TTK 792 maddesi uyarınca davalıdan alınarak tarafına verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, her ne kadar davacının dava dilekçesinde müvekkili şirket hususunda “basiretli bir iş adamı gibi davranma yükümlülüğü” çerçevesinde yükümlü bulunduğunu iddia etmiş ve ileri sürmüş olsa da aksine; söz konusu takibe konu çeki çantaya koyup devamında 06.02.2018 tarihinde aracın bagaj kısmına koyması ve 08.02.2018 tarihinde çekleri kontrol etmek için bagajı açtığı ve çantasının dağıtılmış olduğu yönündeki iddiasının iptidaen kendisinin ifade ettiği “basiretli bir iş adamı gibi davranma yükümlülüğü” hususuna uygun davranmadığını gösterdiğini, dava dilekçesinde ileri sürüldüğü üzere Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen çek iptali davasında da çekin ibrazı halinde ödenmemesi yönünde tedbir kararı verildiği, takip yapılmaması yönünde verilen bir kararın da bulunmadığını, ödeme yasağına ilişkin tedbir kararının yetkili hamil müvekkili bağlayıcı nitelikte olmadığını, çekin incelenmesinde; keşidecisinin … Tic. Ltd. Şti. lehtarının davalı taraf olduğu, daha sonra gerçekleştirilen ciro silsilesiyle takip alacaklısı müvekkil … A.Ş.’ye geçtiği ve alacaklı müvekkilin yetkili son hamil olduğunun görüleceğini iddia ile, davacı tarafın açmış olduğu haksız ve hukuki dayanaktan yoksun iş bu davanın karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 11/03/2020 tarih ve 2018/334 Esas – 2020/230 Karar sayılı kararında; “…Tüm dosya kapsamı, İstanbul 21. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/485 ve 2018/476 Esas sayılı dosyalarda alınan bilirkişi raporları, soruşturma dosyası gözönüne alındığında; dava konusu … Bankası Firuzköy Şubesine ait 28/02/2018 keşide tarihli, … nolu, 21.586,90TL bedelli çek üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığı bilirkişi raporları ile tespit edildiğinden davacı davasında haklı görülmüş, açıklanan nedenle davacının davasının kabulü ile dava konusu çekin davalıdan alınarak davacıya iadesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur…”gerekçesi ile, 1-Davanın kabulü ile; … Bankası Firuzköy Şubesine ait 28/02/2018 keşide tarihli, … nolu, 21.586,90TL bedelli çekin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının eksik incelemeye dayandığını, hukuka ve kanuna aykırı olduğunu, (Yargıtay 11. H. D. 2016/ 5701 E.-2018/30 K. Sayılı ilamı) Davalı müvekkili şirketin tamamen hukuka uygun ve iyi niyetle hareket ettiğini, takibe konu çekte de görüldüğü üzere ciro silsilesinin düzgün olduğu veçhile yetkili hamil sıfatını haiz müvekkilinin hukuka aykırı ve kötü niyetle herhangi bir işleminin olmadığını, İleri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini, aksi halde talep doğrultusunda karar verilmesi amacıyla yerel mahkemeye gönderilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesi uyarınca açılmış bulunan çek istirdadı istemine ilişkindir. Dava tarihi olan 16/04/2/18 tarihinden sonra çek bedelinin keşideci tarafından 17/04/2018 tarihinde ödenmesi nedeniyle davanın çek bedelinin istirdadı davasına dönüştüğü anlaşılmıştır.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Uyuşmazlık, dava konusu çekte ciro silsilesinin bozulup bozulmadığı, Davalının yasal hamil olup olmadığı, mahkemece verilen kararın dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasındadır. Davalı vekilinin yerel mahkemece eksik incelemeye dayalı, hukuka ve kanuna aykırı karar verildiği ve müvekkili şirketin yetkili hamil sıfatını haiz olduğuna yönelik istinaf sebepleri incelendiğinde;Somut olayda, dava konusu … Bankası Firuzköy şubesi’ne ait 28.02.2018 keşide tarihli, … seri numaralı, 21.856,90TL. Bedelli çekin keşidecisinin … Tic. Ltd. Şti. , lehtar-birinci cirantanın davacı …, ikinci cirantanın … Tic. LTD. ŞTİ, üçüncü cirantanın … LTD. ŞTİ. Olup bu şirket tarafından davalı …’e ciro edilmesi üzerine Davalı Faktoring Şirketinin ciro yoluyla hamil olduğu görülmüştür. Olayla ilgili Küçükçekmece C.B.S.’ nin 2018/25263(eski soruşturma no: 2018/8313) soruşturma sayılı dosyası üzerinden açılan soruşturmada, şüphelisinin faili meçhul olduğu,15/02/2018 tarihinde kovuşturma yapılmasına yer olmadığına yönelik karar verildiği, müşteki …’nun itirazı üzerine Bakırköy 3 SCH.’nin 03/05/2018 tarih ve 2018/3011 D.İş sayılı kararı ile itirazın kabulü ile kararın kaldırılmasına karar verildiği ve soruşturmanın devam ettiği anlaşılmıştır.Davalı tarafından dava konusu çek ile ilgili keşideci ve cirantalar hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 10/04/2018 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, dava konusu çekte ikinci ciranta … TİC. LTD.ŞTİ tarafından davalı hakkında İstanbul 21 İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/476 Esas sayılı dosyası ile 13/04/2018 tarihinde icra memurunun muamelesini şikayet davası açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonucunda 09/04/2019 tarih ve 2018/476 Esas-2019/280 Karar sayılı kararı ile davanın kabulü ile davacı yönünden takibin durdurulmasına karar verildiği, … tarafından davalı hakkında İstanbul 21 İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/485 Esas sayılı dosyası ile 16/04/2018 tarihinde imzaya-icra takibine itiraz davası açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonucunda 14/05/2019 tarih ve 2018/485 Esas-2019/424 Karar sayılı kararı ile davanın kabulü ile davacı yönünden takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. 6102 sayılı TTK’nin 792. maddesi, “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” hükmünü haiz olup, davacı, zikredilen madde gereği üzerine düşen ispat külfetini yerine getirmesi halinde çek bedelinin istirdadını çeki kötüniyetle veya ağır kusurlarıyla iktisap etmiş olan hamilden talep edebilecektir. Davacı lehtar, çekin rızası hilafına elinden çıktığını ileri sürerek işbu davayı açmış, Davalı Fakoring Şirketi ise çekin yetkili hamili olduğunu savunmuştur.Yargıtay 11 Hukuk Dairesi’nin 2018/5363 Esas, 2018/7977 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere davalının yetkili hamil olması için ciro silsilesinde yer alan imzaların gerçek cirantalara ait olup olmadığını tahkik zorunluluğu bulunmayıp, 6102 sayılı TTK’nın 686. maddesi hükmüne göre, bu hususta, ciro silsilesinin görünüşte düzgün olması yeterlidir. Yargıtay 11 HD.nin 2019/4107 Esas-2020/1903 Karar sayılı içtihadında da belirtildiği üzere somut uyuşmazlığın, TTK’nın kambiyo senetlerine ilişkin genel hükümlerine nazaran faktoring işlemleri bakımından özel bir hüküm niteliğinde olan ve uyuşmazlığın çözümünde öncelikle uygulanması gereken 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu ve buna ilişkin Yönetmelik ile BDDK Genelgeleri çerçevesinde değerlendirilip, çözüme kavuşturulması gerekmektedir. 6361 sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketler Kanunu’nun 9/2. maddesine göre; “faktoring şirketi kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilemeyen alacaklar ile kurulaca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamaz ve tahsilini üstlenemez,” hükmü düzenlenmiştir. Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik, BDDK. Tarafından 04/02/2015 tarihli ve 29257 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandığı ve Yönetmelik 11 maddeye göre yürürlük tarihi 01/01/2015 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe girmiştir. 04.02.2015 tarih ve 29257 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “faktoring işlemlerinde uygulanacak usul ve esaslar hakkında yönetmelik” 8/1 madesinde ise; “faturalı alacağa istinaden kambiyo senedi veya diğer senetlerin alınması halinde alınan kambiyo senedi veya diğer senetteki ciro silsilesinde kuruluşa kambiyo senedi ve diğer senedi ciro edip veren kişinin, devralınan faturada alacaklı olarak gözüken kişi ve bu kişiden bir önceki cirantanın veya keşidecinin de faturadaki borçlu ile aynı kişi olması gerekir. Fatura ile kambiyo senedi veya diğer senetteki tutarın uyumlu olmasına dikkat edilir” düzenlemesine yer verilmiştir. 04.02.2015 tarih ve 29257 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “faktoring işlemlerinde uygulanacak usul ve esaslar hakkında yönetmelik”in İstihbarat çalışması başlıklı 5 madesinde ise;”(1) Kuruluş tarafından müşteriyi yeteri kadar tanıyacak şekilde istihbarat çalışmalarının yapılması, sadece müşterilerin beyanı veya sözlü teyidi ile işlem yapılmaması gerekir. İstihbarat çalışması;a) Öncelikle ilgili mevzuatta yer alan faturanın tarifi, şekli ve nizamına ilişkin düzenlemeler de dikkate alınarak faturadaki bilgilerin kontrol edilmesi,b) İç kontrol sisteminin devralınan faturalara ilişkin gerekli istihbarat ve araştırma yapılmasını sağlayacak ve Merkezi Fatura Kaydı Sisteminde bu faturaların mükerrer olmadığının kontrolü tamamlanmaksızın kullandırım yapılamayacak şekilde oluşturulması,c) Müşterilerin mali durumlarının değerlendirilerek bunların itibarı ve işlem geçmişleri de dikkate alınmak suretiyle gerektiğinde fatura borçlusu ve kambiyo senedi veya diğer senedin keşidecisine de başvurularak borcun teyit edilmesini sağlayacak yöntemler geliştirilmesi ve ulaşılabilmesi mümkün olan ilgili veri tabanlarından yararlanılması yoluna gidilmesi hususları dâhil olmak üzere asgari olarak yukarıda belirtilen usul ve esasları içerecek şekilde yapılır ve bunların yetersiz kalması durumunda ilave yöntemlere başvurulur,” hükmü düzenlenmiştir. Bu açıklamalar karşısında somut olayın değerlendirilmesine gelince, dava konusu çekin davalı faktoring şirketine, dava dışı … Tic. LTD. ŞTİ. tarafından faktoring sözleşmesi kapsamında temlik edildiği, davalı vekilince delil olarak faktoring sözleşmesi, alacak bildirim formunu bildirdiği halde mahkemece bu delillerin ibrazı sağlanarak incelenmediği anlaşılmıştır. TBK’nın 74. maddesi uyarınca ceza mahkemesince saptanacak maddi vakıalar hukuk hakimini de bağlayacağından, bu itibarla mahkemece, söz konusu hırsızlık olayı ile ilgili ceza soruşturma dosyasının getirtilip incelenmek suretiyle ve Yargıtay 11 HD. nin 2019/4611 Esas – 2020/3330 Karar sayılı içtihadı , Yargıtay 11 HD.nin 2019/4107 Esas-2020/1903 Karar sayılı içtihadı , Yargıtay 11 HD.nin 2015/7185 Esas – 2016/3507 Karar sayılı içtihadındaki tespitler doğrultusunda ve yukarıda açıklanan mevzuat hükümleride dikkate alınarak bu doğrultuda, davalı taraftan faktoring sözleşmesi, dava konusu çeke ait çek tevdi bordrosu, temlike konu alacağa ilişkin fatura, alacak bildirim formunun ibrazının sağlanarak ibraz edilecek faturanın sözleşmenin tarafı dava dışı … Tic. LTD. ŞTİ. tarafından BA formu ile ilgili vergi dairesine bildirilip bildirilmediği, davalı faktoring şirketinin dava konusu çeki alırken gerekli istihbarat çalışmasını yapıp yapmadığı, şirketin mali durumlarına ilişkin değerlendirme yapıp yapmadığı ve diğer yükümlülükleri yerine getirip getirmediği hususlarında araştırma yapıldıktan sonra açıklanan hususlar ve davaya konu çeke dayalı alacağın sahih fatura ile tevsik edilip edilmediğinin araştırılması, bu çerçeve de tarafların ticari defter ve kayıtlarının uzman bilirkişi aracılıyla incelenerek gerçek bir ticari alım satım olup olmadığının tespiti, oluşacak sonuca göre davalı faktöring şirketinin çeki iktisabında ağır kusurlu veya kötüniyetli olup olmadığı, çekin istirdadına karar verilip verilmeyeceği yukarıda açıklanan mevzuat çerçevesinde değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma inceleme doğrultusunda ve davanın çek bedelinin istirdadına dönüştüğü de gözetilmeksizin yukarıdaki gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmüştür. HMK.nın (Değişik:22/07/2020-7251/35md.)353/1-a6 maddesinde; “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” hali, kararın kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesi sebepleri arasında gösterilmiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/03/2020 tarih ve 2018/334 Esas – 2020/230 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde, avansı yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 26/01/2023 tarihinde HMK’nın 353/1-a6 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.