Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/988 E. 2023/1429 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/988 Esas
KARAR NO: 2023/1429 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2017/701Esas – 2020/711 Karar
TARİHİ: 23/12/2020
DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/10/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin dava dışı …’in önerileri ve bu kişiye duydukları güven ile davalı şirket ile bir araya gelerek şasi nosu …, motor seri nosu … olan, 2006 model … paletli ekskavatör ile şasi nosu …, motor seri nosu … olan, 2005 model … paletli ekskavatör için 140.000,00 TL elden ödeme yaptığını, kalan miktar için … Bankası Sangazi Şubesine ait 31/05/2017 tarihli, 135.000,00 TL bedelli, … seri nolu ve 30/06/2017 tarihli, 135,000,00 TL bedelli ve … seri nolu keşidecisi müvekkili şirket olan çekleri davalı şirkete verdiğini, davalı şirketin elden almış olduğu meblağı hiç katmadan sadece çekler varmış gibi bedeli KDV dahil 135,000,00 TL’den iki fatura düzenleyerek müvekkiline verdiğini, faturalar kabul görmeyerek davalı şirkete ulaşılmaya çalışılmışsa da hiçbir aşama kaydedilmediğini, faturaların sahte olduğundan bahisle savcılığı suç duyurusunda bulunulduğunu, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 28. maddesi ve 36. maddesi uyarınca araçların Noter aracılığı ile satışlarının sağlanamadığını, müvekkilinin çalışmayan ve kullanamadığı makineler ile mağdur edildiğini, … seri nolu çek için İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/619 esas sayılı dosyası ile dava açarak icraya konu çekin iptalini talep ettiğini ve teminat yatırmak sureti ile tedbir kararı istediğini, davalı … lehine müvekkiline hacze gelindiğini, bu müvekkilinin çekin kimde olduğunu öğrendiğini, davalı …’ın çeki kötü niyetli olarak iktisap ettiğini, hali hazırda makinelerin davalı adına kayıtlı olduğunu, maliki kendisi olan bir kimse tarafından makinelerin haczedilmesinin kötü niyeti ortaya koyduğunu, müvekkilinin maliki olmadığı makinelerin bedelini ödemek zorunda bırakıldığını, teslim edilen makinelerin arızalı olduklarını, mülkiyetin müvekkiline geçirilmediğini, davalı şirket ile yapılan satış sözleşmesinin geçersiz olduğunu, bu nedenle de müvekkiline herhangi bir yükümlülük yüklenemeyeceğini beyanla müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından yapılan takibin tedbiren durdurulmasına, çekin iptali ile müvekkiline iadesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili 06/09/2017 tarihli davaya cevap dilekçesi ile; müvekkilinin davalı şirketin yetkilileri ile arasında şasi nosu …, motor seri nosu … olan, 2006 model … paletli ekskavatör ile şasi nosu …, motor seri nosu … olan, 2005 model … paletli ekskavatörün 270.000 TL’ye satışı için anlaşma sağlandığını, karşılığında dava konusu çekin ciro edilerek müvekkiline verildiğini, kalan bedelin Noter’de yapılacak devir sırasında ödeneceğinin kabul edildiğini, davacı ile müvekkili arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, çekin müvekkiline diğer davalı şirket tarafından ciro edilerek verildiğini, iş makinelerinin davalı şirkete teslim edildiğini ancak ihtiyatlı davranılarak bedelin bir kısmı ödenmediğinden devir işleminin yapılmadığını, çek hakkında tedbir kararı verildiğini, çek bedelini tahsil edemeyen müvekkilinin iş makinelerinin davacı uhdesinde olduğunu öğrendiğini, alınan ihtiyati haciz kararı üzerine makinelerin haczedildiğini, müvekkilinin çekin meşru ve yetkili hamili ve davacı şirketten alacaklı durumda olduğunu, davacı tarafın iddialarının TTK 599 maddesi gereğince müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini beyanla davanın reddine, davacı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Ltd. Şti. davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi’nin 23/12/2020 tarih ve 2017/701 Esas – 2020/711 Karar sayılı kararında;”Dava, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … dosyasından yapılan takibin tedbiren durdurulması, çekin iptali ile davacıya iadesine, dava dosyasının istanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/619 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesi talebinden ibarettir. ….Davacı vekili davanın kabulünü, davalı vekili de davanın reddini talep etmiştir. Dava menfi tespit davası ise de davanın dayanağının TTK 780 ve devamı maddelerinde düzenlenen çeke dayalı menfi tespit davası olduğu,davalı … tarafından İstanbul …İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile 31.05.2017 keşide tarihli … nolu 135.000,00 TL lik çek için davacı ve diğer davalı hakkında kambiyo senetlerine mahsus yolla takip başlatıldığı, takip konusu çekin TTK 780 maddesindeki zorunlu unsurları içerdiği, davacı tarafından takibe konu çekin kendileri taraından verildiğinin dava dilekçesi ile belirtildiği,söz konusu çekin veriliş amacı olarak 2adet iş makinesinin alınışının bildirildiği, takip konusu çekin incelenmesinden davacı tarafından diğer davalı …San ve Tic.Ltd.Şti lehine düzenlendiği, çek arkasında … Makina cirosu ile davalı alacaklıya geçtiği, davalı tarafından ibras süresi içinde bankaya ibraz edildiği ve çek hesap bakiyesinin “0” olup İstanbul Anadolu 6.As.Tic.Mah.2017/619 E. Sayılı kararı ile çek için ödeme yasağı konulduğu, İstanbul Anadolu Asilye Ticaret Mahkemesinin 2017/619 E. Sayılı dosyasının incelenmesinden davacısının dava dışı … olduğu ve hasımsız Kıymetli Evrak İptaline ilişkin olduğu, çekin ibraz edilmiş olması nedeni ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İstanbul ….İcra Müd…. E. Sayılı dosyasının incelenmesinden , takip dosyasından Şile İcra Müd…. Tal dosyasında haçiz uygulandığı ve satışa konu edilen makinelerin davacı şirket yetkilisinin hazır bulunduğu adreste ihtiyaten haczedildiği, davacı tarafından verilen ihtiyati hacze itiraz dilekçesinde makinelerin kendi ellerinde bulunduğunu beyan ettiği, tarafların tacir olması nedeni ile kayıtlar üzerinde inceleme yapılmasına karar verildiği, davalı borçlu … Makine tarafından davacı adına fatura düzenlendiği ancak faturalar ve çekin davacı kayıtlarında yer almadığı, davalı … Kartalın elinde bulundurduğu çekin yetkili hamili olduğu, HMK 190 maddesi gereğince ispat yükü kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça , iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu,2 fıkrasında kanuni bir karineye dayanan tarafın sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altında olduğu, karşı tarafın kanuni karinenin aksini ispat edebileceği, davacı tarafından çeklerdeki imzaya yönelik bir itirazda bulunulmadığı, çeklerin ileride gerçekleşecek ticari ilişkiye dayalı olarak verildiğine ilişkin yerine getirilmeyen bir hukuki ilişkinin varlığı için verildiğinin ispat külfetinin davacı çek borçlusunda olduğu, toplanan mevcut delillere göre davanın ispatlanamadığı anlaşılmakla davanın reddine, her ne kadar davalı tarafından tazminat talep edilmiş ise de teminat yatırılarak takip durdurulmamış olduğundan davalının şartları bulunmayan tazminat talebinin de reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçesi ile, davanın reddine karar verilmiş ve verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; Yerel Mahkemece davanın reddine dair verilen karar usul ve yasaya aykırı olup kaldırılması gerektiğini, dava konusu olayda davalıların birlikte hareket ederek müvekkilinden borçlu olmadığı bir parayı tahsil etmeye çalıştıklarını, mevcut davada müvekkili şirketin, davalı … San. Ve Tic. Ltd. Şti. ile dava konusu iş makinalarını almak için görüştüğünü ve iki adet iş makinasının müvekkiline devri konusunda anlaştıklarını, tarafların anlaşması üzerine davalı şirketin, diğer davalı …’dan aldığını söylediği … şasi nolu, … motor seri nolu, 2006 model … 345 Paletli Ekskavatör ile … şasi nolu, … motor seri nolu, 2005 Model … Paletli Ekskavatörü müvekkiline verdiğini, karşılığında da müvekkilinin 140.000,00 TL elden ödeme yaptığını ve kalan miktar için keşidecisinin müvekkili şirket, lehtarının ise davalı … San. Ve Tic. Ltd. Şti. olduğu, … Bankası Sarıgazi şubesine ait, 31.05.2017 tarihli, 135.000,00 TL bedelli … seri nolu çek ile … Bankası Sarıgazi şubesine ait, 30.06.2017 tarihli, 135.000,00 TL bedelli … seri nolu çeki verdiğini; Söz konusu çeklerin teslimi ile birlikte davalı şirketten makinaların mülkiyetinin noterde resmi şekilde müvekkiline devrinin talep edildiğini, davalı şirketin bu taleplerine olumlu bir cevap vermediğini, ancak davalı şirketin çekleri aldıktan sonra elden almış olduğu meblağı hiç katmadan, sadece çekler varmış gibi, bedeli KDV dahil 135.000,00TL den 2 adet fatura düzenleyerek müvekkiline verdiğini, davalı şirketten ısrarla makinaların mülkiyetinin noterde devri talep edilmiş ise de, bu taleplerine olumlu bir yanıt verilmediğini, Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 28.maddesi uyarınca, bütün motorlu araçlar ile ilgili Yönetmelik’te tescili zorunlu kılınan motorsuz araçların sahiplerinin araçlarını, yetkili kuruluşa tescil ettirmek ve tescil belgesi almak zorunda olduklarını, Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 36. maddesi uyarınca araçların satış ve devirlerinin noter aracılığı ile yapılmasının zorunlu olduğunu, bunun dışında yapılan her türlü satış ve devirlerin geçersiz olduğunu, müvekkili basiretli bir tacir gibi, aracın noter aracılığı ile satış ve devrini talep etmekte ise de; davalı firmanın, çekleri aldıktan sonra tüm ısrar ve aramalarına rağmen müvekkilini sürekli oyaladığını ve bu işlemden imtina ettiğini, taraflarınca yargılama sürecinde öğrendiklerine göre, davalının söz konusu makinaların mülkiyetine dahi sahip olmadığını, söz konusu makinaların bu süreçte diğer davalı …’ın mülkiyetinde bulunduğunu, davalı şirket tarafından sözkonusu makinaların hiçbir şekilde mülkiyetinin devredilemediğini; Makinaların devri yapılmadığı gibi, müvekkiline teslim edilen makinaların hiç çalışmıyor olduğunun görülmesi üzerine müvekkilinin sürekli davalı firmayı aradığını, parasının ve çeklerin iadesini ve bozuk olan makinaların geri alınmasını talep etmişse de davalı firmanın müvekkilin makinaların devrini gerçekleştirmeyip, ödediği meblağı geri ödemediğini ve çekleri iade etmediğini, müvekkilinin çalışmayan ve kullanamadığı makinalar ile mağdur edildiğini, davalı firmaca elden yapmış olduğu ödemesinin ve çeklerinin iade edeceğini beklerken, çeklerin iade edilmediğini ve çekler sorulduğunda gizlendiğini, davalı şirketin bununla kalmayıp, taraflarınca verilen çeki, makinaların asıl sahibi olan diğer davalı …’a ciro ettiğini, makinaların asıl sahibi olan …’ın söz konusu makinaların mülkiyetini davalı şirkete teslim etmediğini, davalı şirketten aldığı çek hakkında ihtiyati haciz yaptığını, davalıların birlikte hareket ederek hem müvekkilinden nakit ve çek ödemesi aldıklarını, hem de makinaları devretmediklerini; Söz konusu olayda en tuhaf olan kısmın müvekkili şirkete makinaları davalı şirket … teslim etmesine rağmen, müvekkilinin şirket kayıtlarında görünmeyen bir adrese davalı … tarafından hacze gelinmesi olduğunu, kendisine ciro edilen çeke ilişkin ihtiyati haciz kararı alan davalı …’ın, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından Şile İcra Müdürlüğü’ne talimat yazdırarak müvekkilinin resmi kayıtlarında hiçbir şekilde görünmeyen Şile Karakiraz köyü mevkiindeki adresine geldiğini ve dava konusu makinaları eliyle koyduğu gibi haczettiğini, müvekkilinin adresi dava dosyasındaki adres iken, davalının nasıl olup da Şile Karakiraz Köyü mevkiinde müvekkilinin bu makinaları bulundurduğunu bildiğini anlayamadıklarını, bu durumun tek başına davalıların birlikte hareket ettiğini, önce makinaları bırakıp çekleri aldıklarını, ardından makinaları geri almak için hacze geldiklerini gösterdiğini, söz konusu olayda davalı …’ın iyiniyetli olduğundan bahsedilemeyeceğini; Bir kimse eğer iyi niyetli 3. kişi ise, o kişinin alacağına ulaşması için İcra ve İflas Kanunu’nun izlenecek yolu açıkladığını, bu doğrultuda, kişilerin mal varlığı sorgusu yapılarak, bu mallar üzerine alacaklı görünenin alacağı oranında ihtiyati haciz kararı mahkemece verildi ise işlem yapabileceğini, müvekkiline davaya konu olan makinaların devri hiç yapılmamasına ve mal varlığı sorgulamasında hiç bu makinaların görülme ihtimali olmamasına rağmen, yani müvekkili malik değilken, müvekkilinin … Köyü mevkiindeki adresine gelinerek işbu makinaların ihtiyati hacze konu edildiğini, Yerel Mahkemenin tüm bu hususları göz ardı ederek taraflarının dava konusunu ispatlayamadığını ileri sürdüğünü, olayın bu kadar açık ve net olmasına rağmen davanın reddinin taraflarınca anlaşılamadığını; Müvekkil şirketin borçlu olmadığının somut delillerle sabit olduğunu, taraflarınca yukarıda açıklanan hususların mevcut davada haklı olduklarını göstermeye yettiğini, dava konusu olayda bununla da kalınmadığını, yargılama sürecinde davalıların davranışlarının müvekkili şirketin ne denli mağdur edildiğini gözler önüne serdiğini, mevcut davada Yerel Mahkemece tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verildiğini, bu kapsamda bilirkişi incelemesinin yapıldığını, davalılardan … San. Ve Tic. Ltd. Şti. yargılamanın hiçbir safhasına katılmadığı gibi ticari defterini de sunmadığını, davalı …’ın defterlerini sunmaktan kaçındığını, müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtlarında yapılan inceleme sonucunda 08.10.2019 tarihli rapor ile davalılara herhangi bir borcunun bulunmadığının tespit edildiğini; Bunun üzerine Mahkemece, taraflardan 12.02.2020 tarihli 5. celsede dava konusu makinaların kimde ve nerede olduğu konusunda beyanda bulunulmasının istendiğini, taraflarınca makinaların müvekkili şirkette olmadığından bahisle somut bir cevap verilemediğini, davalı …’ın Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün .. Esas sayılı talim.at dosyası ile araştırma yaptırdıklarını, dava konusu makinalardan … şasi nolu, … motor seri nolu, 2005 Model … San. Tic. Ltd. Şti.’de olduğunu tespit ettiklerini bildirdiğini; Taraflarınca davalının beyanından sonra haricen edinilen bilgiye göre söz konusu makinayı … San. Tic. Ltd. Şti.’e satan kişinin davalı … olduğunun öğrenildiğini, makinanın … San. Tic. Ltd. Şti tarafından … Metal San. Tic. Ltd. Şti’ye satıldığını, söz konusu satış sözleşmesi incelendiğinde, davalı …’ın, aynı zamanda cihazın satışını yapan … İnş. Nak. İhr. San. Tic. Ltd. Şti.’nin yetkili temsilcisi ve tek ortağı olduğunun görüleceğini, taraflarınca Yerel Mahkemeye noter satış sözleşmesi, çek fotokopileri ve … ve … San. Tic. Ltd. Şti.’ne ilişkin ticaret sicil kayıtlarının sunulduğunu, davalı …’ın hem müvekkili şirkete karşı çeki icraya koyduğunu, hem de çek konusu makinayı üçüncü bir firmaya dava süreci devam ederken sattığını, davalı …’ın, mahkemeyle alay edercesine makinanın tespitini uzun uğraşlar sonucunda bulduklarını beyan ettiğini, davalı …’ın bununla kalmayıp İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile yediemine muhtıra gönderilmesini istediğini, bu muhtırada müvekkili şirket yetkilisi …’e, kendisine yediemin olarak bırakılan makinaların (uyuşmazlık konusu makinalar) nerede bulunduğu hususunda bilgi verilmesinin talep edildiğini, bu olay bile tek başına taraflarının haklılığını ortaya koymasına rağmen Mahkemece dava konusunun ispatlanamadığından bahsedildiğini, davalı …’dan söz konusu makinayı nerden, ne zaman ve kimden aldığının dahi sorulmadığını, bu beyanları üzerine Yerel Mahkemece söz konusu makinaların mülkiyetinin kimde olduğunun İstanbul Ticaret Odası ve İstanbul Sanayi Odası’ndan sorulmasının istendiğini, gelen cevaplar üzerine dosyanın yeniden bilirkişiye tevdi edilmesine karar verildiğini; Yerel mahkemeye 08.07.2020 tarihinde sunulan raporda “… Marka, 2006 Model 345 Tipli, … Motor ve … Şasi Nolu Ekskavatör’ün Ankara Ticaret Odası tarafından29.07.2019 tarih, … tescil sıra no ve “…” plaka no.su ile … SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. adına” … Marka 2005 Model, … Tipli, … Motor ve … Şasi No.lu Ekskavatör’ün ise, Oda tarafından 27.11.2019 tarih, … tescil sıra no ve “…” plaka no.su ile … SAN. TİC. LTD. ŞTİ. adına tescil edilmiş olduğunun saptandığına” tespitinde bulunulduğunu; Bilirkişi marifetiyle tespit edildiği üzere makinalardan birinin mülkiyeti davalının yetkilisi olduğu şirkette olup diğerinin de davalı …’ın şirket yetkilisi olduğu … firması tarafından dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti.’ye satıldığını, söz konusu olayın başından beri makinaların davalı …’da olmasına ve yargılama sürecinde üçüncü firmalara makinalardan birini satmasına rağmen davalı tarafın ısrarla dava konusu olayla bir ilgisinin olmadığını savunduğunu, davalının beyanları dikkate alınacak olursa iyiniyetli olmadığının görüleceğini, bunlara ek olarak söz konusu makineleri önce müvekkiline satmış gibi gösterip ardından hacze gelen ve hiçbir karşılığı olmayan çeki tahsil etmeye çalışan davalılar hakkında dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, hırsızlık ve bedelsiz senedi kullanma suçlarından suç duyurusunda bulunulmuş olup soruşturmanın halihazırda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … nolu dosyası üzerinden devam ettiğini, tüm bunlar mevcut davada müvekkilinin davalılara hiçbir şekilde borçlu olmadığını göstermekte ise de, Yerel Mahkemece iddialarının ispatlanamadığından bahisle davanın reddine karar vermiş olup son derece hatalı olan bu kararın itirazları doğrultusunda kaldırılması gerektiğini; Müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının bilirkişi raporları ile kesin bir şekilde ispatlandığını, mevcut davada Yerel Mahkemece tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verildiğini, müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtlarında yapılan inceleme sonucunda 08.10.2019 tarihli raporda, müvekkili şirket ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede, dava konusu çekin, davalı şirket faturalarının kayıtlı bulunmadığı, ayrıca bunların dışında davacı şirket ile davalı şirket arasında borç alacak ilişkisi olduğunu gösteren herhangi bir kayda rastlanmadığının, ayrıca davalılarca usulüne uygun tebligata rağmen ticari defterlerin sunulmadığının tespit edildiğini; Davalı …’ın makinaların iadesi halinde çeki geri vereceğini beyan ettiğini, davalı … vekilinin 06.07.2017 tarihli cevap dilekçesinde “Sayın mahkeme, yukarıda izah ettiğimiz durumlar çerçevesinde sözleşmenin şekle aykırılığından bahisle geçersiz olduğu kanaatinde ise tarafların yerine getirdikleri edimleri aynen iade yükümlülüğü sonucu doğacaktır. Bu durumda müvekkil tarafından davalıya ve davalıdan davacıya teslim edilen makinelerin müvekkile iadesi gerekmektedir. Makinelerin iadesi mukabilinde … Bankası Sarıgazi Şubesine ait … seri numaralı 31.05.2017 tarihli 135.000 TL bedelli çek müvekkil tarafından davacıya iade edilecektir.” diyerek makinaların iadesi halinde çeki geri vereceğini beyan ettiğini, mevcut yargılama sürecinde makinalardan biri davalı …’ın yetkilisi olduğu şirket tarafından üçüncü bir firmaya satılmış olup diğerinin halihazırda davalı …’ın yetkilisi olduğu şirketin mülkiyetinde olduğunu, bu açıdan davalı taraf makinalarını geri almış ise de müvekkili şirkete çeki iade etmediğini, davalı …’ın beyanının bile mevcut davada taleplerinin haklılığını gösterdiğini, yargılamanın başında davalı …’ın, her ne kadar davadan kendisini soyutlamaya çalışsa da mevcut davada makine ve çeklerin asıl muhatabının kendisi olduğunu, buna rağmen Yerel Mahkemece davanın ispatlanamadığından bahisle red kararı verildiğini; Gerekçeli kararın eksik ve hatalı hususlar içerdiğini, taraflarınca açılan mevcut davanın konusu menfi tespit olup müvekkili şirketin davalılara borçlu olmadığının tespiti olduğunu, söz konusu taleplerinin herhangi bir icra takibine dayanmadığını, davalı tarafından müvekkili aleyhine icra inkar tazminatının talep edildiğini ve yargılama neticesinde mahkeme kararında davalının bu talebinin reddedildiğini, mevcut davanın itirazın iptali ya da İcra İflas Kanununda düzenlenen menfi tespit davası olmadığını, davalının bir talepte bulunabilmesi için karşı dava açması gerektiğini, böyle bir dava açılmamış olup davalı tarafından tazminat talep edilmesinin mümkün olmadığını, Yerel Mahkemece sanki karşı dava varmış gibi hüküm tesis edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, buna ek olarak söz konusu kararın gerekçeden yoksun olduğunu, 4 sayfalık gerekçeli kararda yalnızca “toplanan mevcut delillere göre davanın ispatlanamadığı anlaşılmakla davanın reddine” kısmının gerekçe olarak belirtildiğini, söz konusu makinaların davalı … tarafından alındığını ve hatta üçüncü kişilere satıldığını, Mahkeme makinaların kimde olduğunu tespit ettirmişse de makinalar müvekkilindeymiş gibi hüküm tesis ettiğini, bu durumda Mahkemece taraflarınca ispat yükünü nasıl yerine getirmediğini açıklanması gerektiğini, mevcut kararın gerekçeden yoksun olduğunu, söz konusu kararda talep konusunun hangi sebeple kabul görmediği hususunda herhangi bir açıklık olmadığını beyanla Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, çek nedeniyle borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir. Davacı taraf, davalı … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. ile aralarında iki adet iş makinesinin satışı konusunda anlaşma sağlandığını, bu kapsamda davalıya bir kısım elden ödeme yapıldığını ve dava konusu çek ile dava dışı bir çekin verildiğini, davalı şirketin gerçek satış miktarından düşük tutarda düzenlediği faturaların kabul edilmediğini ve davalıdan fiilen teslim edilen iş makinelerinin Noter’de resmi şekilde satışının gerçekleştirilmesinin istendiğini, davalının Noter satışı ile iş makinelerini kendisine devretmediğini, resmi şekilde yapılmayan satış işleminin geçersiz olduğunu, ayrıca iş makinelerinin arızalı olduklarını, çekin bedelsiz kaldığını, diğer davalı …’ın çeki kötü niyetli olarak iktisap ettiğini ve müvekkili nezdinde satış konusu iş makinelerini icra kanalı ile haczettirdiğini beyanla borçlu olmadığının tespitine ve çekin istirdadına karar verilmesini talep etmiş, davalı şirket davaya cevap vermemiş, davalı …, diğer davalı şirketin yetkilileri ile arasında davacının bahsettiği iki adet iş makinesinin satışı konusunda anlaşma yapıldığını, bir kısım bedel karşılığı dava konusu çekin ciro edilerek kendisine verildiğini, bir kısım bedelin de devir sırasında ödeneceğini, çekin ibrazı ile tahsil edilmesi mümkün olmadığından ihtiyati haciz kararı alınarak davacı nezdinde iş makinelerinin haczedildiğini, davacının diğer davalı ile arasındaki hukuki ilişkiden kaynaklanan savunmaları kendisine karşı ileri süremeyeceğini, iyi niyetli hamil olduğunu beyanla davanın reddini savunmuş, Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davalı … tarafından davacı ile diğer davalı … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. aleyhine dava konusu … Bankası Sangazi Şubesi’ne ait 31/05/2017 tarihli, 135.000,00 TL bedelli, … seri nolu çeke dayalı olarak toplam 149.685,13 TL alacağın tahsili talebiyle kambiyo senetlerine özgü ilamsız icra takibi başlatıldığı ve takibin kesinleştiği, çekin davacı tarafından davalı … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. adına keşide edildiği, davalı şirket tarafından da ciro edilerek davalı …’a verildiği, davalı …’ın çekin yetkili hamili olduğu anlaşılmıştır. Dava, menfi tespit ve istirdat talebine ilişkin olup, menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıdadır. Ancak alacak kambiyo senedine dayanıyorsa, kambiyo senetleri sebepten mücerret olduğundan ispat yükü davacı borçludadır. Somut olayda da alacak kambiyo senedine (çeke) dayandığından ispat yükü davacıda olup, davacı davalı şirket ile aralarında iki adet iş makinesi satışına dair anlaşma yapıldığını, dava konusu çekin bu sebeple verildiğini ancak resmi satışın yapılmaması sebebiyle bedelsiz kaldığını iddia etmiş, davalı şirket ise davaya cevap vermeyerek tüm iddiaları inkar etmiştir. Davacı tarafından dosyaya, davalı şirketin düzenlemiş olduğu iki adet fatura sunulmuş ise de, bu faturaların ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı ve hatta davacının faturaların sahte olabileceğini beyan ettiği, ayrıca dava konusu çekin de davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, tek başına fatura düzenlenmiş olmasının davacı ile davalı şirket arasında iddia edildiği şekilde iş makinesi alım satımına dair bir hukuki ilişkinin var olduğunu ispat etmeyeceği, taraflar arasında adi veya resmi şekilde yapılmış bir satış sözleşmesi bulunmadığı gibi, böyle bir sözleşmenin varlığı ispat edilse bile dava konusu çekin bu satım sözleşmesi nedeniyle verildiğini ispata yarar bir yazılı delilin olmadığı, davalı şirketten satın alındığı iddia edilen iş makinelerinin davalı şirket adına kayıtlı olmadıkları, her ne kadar davalı … tarafından bahse konu iş makinelerinin davalı şirkete satıldığı ancak resmi satış sözleşmesinin yapılmadığı, bu sebeple davalı şirket tarafından çekin ciro edilerek kendisine verildiği beyan edilmiş ise de, davalının bu iddiasının ispatı yönünde herhangi bir delil sunmadığı, kaldı ki dosyada mübrez yazı cevaplarından iş makinelerinin davalı … adına kayıtlı olmadıklarının anlaşıldığı, iş makinelerinin davalı … tarafından diğer davalı şirkete ve davalı şirketçe de davacıya fiilen teslim edildiğine dair yazılı bir teslim belgesinin bulunmadığı, bu noktada iş makinelerinin davacıda olup olmamasının da işin esasına etkili olmadığı, davacının çekin davalı şirkete satın alınan iki adet iş makinesi bedeli olarak verildiği ve iş makinelerinin resmi şekilde devrinin yapılmaması nedeniyle bedelsiz kaldığı iddiasını ispat edemediği, Mahkemece davalı … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. yönünden menfi tespit talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacının davalı … ile arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunduğunu iddia etmediği, çekin diğer davalı şirkete iş makinesi satışı nedeniyle verildiği, resmi satışın ve devrin yapılmaması sebebiyle bedelsiz kaldığına yönelik iddiasının ise, davalı … Ticaret Ltd. Şti. ile arasındaki ticari ilişkiye dayandığından şahsi defi niteliğinde olduğu, TTK’nın 818/1-e maddesinin atfı ile 687. maddesi uyarınca davalı …’a karşı bu defi’nin ileri sürülebilmesi için anılan davalının çeki bilerek davacı zararına olacak şekilde iktisap ettiğinin ispat edilmesi gerektiği, bu noktada davacı taraf, bedelsizlik iddiasını ispat edemediğinden davalı …’ın çeki bilerek davacı zararına iktisap edip etmediğinin tartışılmasına gerek olmadığı ve Mahkemece davalı … yönünden menfi tespit talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır. Davalı … çekin yetkili hamili olup davacının TTK madde 792’ye göre iddiasını ispat edemediği, çekin elinden rızası dışında çıktığını değil bedelsiz olduğunu iddia ettiği, dolayısıyla anılan madde uyarınca çekin istirdadını talep edilemeyeceği, davacı ile davalı … arasında resmi şekle uyulmadan yapılmış bir satım sözleşmesi bulunduğu ve çekin bu sözleşme nedeniyle verildiği hususunda bir iddia sebebi ileri sürülmeyip bir ispat vasıtası da sunulmadığından, davacının geçersiz sözleşme nedeniyle sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca da davalı …’dan çekin istirdadını talep edemeyeceği, bu şekilde Mahkemece davanın tümden reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, ayrıca her ne kadar davacı tarafça menfi tespit talebinin icra takibine dayanmadığı ve Mahkemece davalının tazminat talebi hakkında karşı dava açılmış gibi karar vermiş olmasının hatalı olduğuna yönelik istinaf sebebi ileri sürülmüş ise de, davanın çekin konu edildiği icra takibinden sonra açıldığı ve İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına konu takibinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talep edildiği, ayrıca icra dosyasına menfi tespit davası açıldığının davacı tarafça bildirildiği, dolayısıyla Mahkemece davalı …’ın İİK’nın 72. maddesine dayanan tazminat talebinin icra takibinin tedbiren durdurulmadığı gerekçesi ile reddine karar vermesinde bir isabetsizlik olmadığı, davacı vekilinin istinaf başvurusunun tümden haksız olduğu anlaşılmıştır. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar harcından, istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 05/10/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.