Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/984 E. 2023/1326 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/984 Esas
KARAR NO: 2023/1326 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/1133 Esas – 2021/105 Karar
TARİHİ: 10/02/2021
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/09/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacı ile davalı dışı … Gıda ve Lokanta Sanayi Ticaret Limited Şirketi arasında imzalanan 22/04/2016 tarihli 500.000,00 TL bedelli, 16/02/2018 tarihli 1.000.000,00 TL bedelli ve 06/04/2017 tarihli 1.000.000,00 TL bedelli çerçeve Genel Kredi Sözleşmesi gereği dava dışı şirkete ticari krediler açılıp kullandırıldığını, davalının da Genel Kredi Sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, kredi sözleşmeleri hükümlerinin ihlal edilmesi ve bakiye borcun ödenmemesi üzerine hesap kat edilerek borçlulara Beşiktaş … Noterliği’nin 12.06.2018 tarihli, … yevmiye numaralı borcun ödenmesi ihtarlarını ve kullanılan kredilere ilişkin hesap özetlerini içeren ihtarnameler keşide edilerek gönderildiğini, ihtara rağmen borcun ödenmemesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak üzere icra takibi başlatıldığını, ödeme emrini tebliğ alan davalı borçlunun tüm borca, faiz ve ferilerine itiraz ettiğini, davalının derdestlik itirazında ileri sürdüğü ve bonoya dayalı takibin, borçlunun itirazı üzerine iptal edildiğini, dolayısıyla derdest bir takip bulunmadığını, Arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunduğundan arabuluculuk başvurusu yapıldığını ancak görüşme neticesinde anlaşma sağlanmadığını, kefaletin geçerli olduğunu, sözleşmeye göre faiz oranı üzerinden hesaplama yapıldığını, ihtarnamenin davalının ticaret sicili adresine tebliğe gönderildiğini ve usulüne uygun olduğunu beyanla davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasına yaptığı haksız itirazın iptaline, takibin takip talebindeki şartlarla aynen devamına, davalılar aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, vekalet ücreti ve dava giderlerinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi’nin 10/02/2021 tarih ve 2019/1133 Esas – 2021/105 Karar sayılı kararında; “Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklı başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir. Davalı şirketin müteselsil kefil olduğu, kefalet limitinin toplam 2.500.000,00TL olduğu anlaşılmıştır. Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda, davacının alacağının toplam 1.073.506,39 TL nakdi ve çek teminat bedeli olarak 9.600,00TL olduğu, iki adet çekin bankaya ibrazı ile teminat bedellerinin 3.200,00TL olarak davacı tarafından hamile ödendiği anlaşılmıştır. Rapora yönelik itirazlar mahkememizce yerinde görülmemiş ve rapor hükme esas alınmıştır. Alınan bilirkişi raporu, dosya kapsamı ve icra dosyasından anlaşıldığı üzere davacı tarafın bilirkişi raporu ile tespit edilen alacak miktarının krediden kaynaklı asıl alacak kalemi hariç diğerlerinin sözleşmeye uygun olduğu, kefaletin geçerli olduğu, faizin ve oranının yerinde olduğu, bu miktarlar üzerinden davacının talebinin haklı olduğu, hisep kat ihtarının şirketin sicil adresine gönderildiği ve temerrüdün oluştuğu, davanın belirtilen bu miktarlar yönünden kabulüne, geri kalan kısma ilişkin istemin ise reddine, davalı tarafın takipten ve davadan sonra yapmış olduğu ödemelerin infaz aşamasında icra müdürlüğünce değerlendirilmesine, karar vermek gerektiği vicdani kanat hasıl olmuş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; Yerel Mahkeme tarafından davada bilirkişi raporu alınmış olup 19/10/2020 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alındığını, hükme esas alınan bilirkişi raporuna karşı taraflarınca ayrıntılı beyanda bulunulmuş olup bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaya itiraz edildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılmış olan asıl alacak hesaplamasının yanlış olduğunu ve raporda yapılmış olan takip miktarı hesaplamasının icra takip miktarından eksik olduğunu, davaya konu İstanbul 23. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibinde 28/11/2018 takip tarihi itibariyle talep edilen alacak miktarının 1.078.257,73 TL olduğunu, bilirkişi raporunda ise alacağın 1.073.506,39 TL olarak tespit edildiğini, Yerel Mahkeme tarafından hükme esas alınan 19/10/2020 tarihli bilirkişi raporunda asıl alacağın eksik ve yanlış hesaplama yapılması nedeniyle tekrar bilirkişi incelemesi yapılması talep edilmişse de, bu talebin yerinde görülmeyerek dosyanın karara çıkarıldığını, bu rapora dayanılarak verilen hükümde takip alacak talebinden düşük kabul edilmiş olup; davanın tam kabulüne karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/1133 Esas 2021/105 Karar sayılı ve 10/02/2021 tarihli kararının tetkik edilerek kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, genel kredi sözleşmesinden doğan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve takibin devamı talebine ilişkindir. Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davacı vekili tarafından reddolunan alacak yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 29906 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı kanunun 41. maddesi ile değişik HMK’nın 341/2 madde hükmü uyarınca miktar ve değeri 3.000,00 TL’yi geçmeyen mal varlığına ilişkin davalar kesin olup yeniden değerleme oranındaki artış sonucu yerel mahkeme hükmünün verildiği 2021 yılı için HMK’nın 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 5.880,00 TL olmuştur. Dava değeri 1.078.257,73 TL, kabul olunan alacak miktarı 1.073.506,39 TL ve reddolunan miktar 4.751,34 TL’dir. Davacı vekilince reddolunan miktar istinaf konusu edilmekle, istinafa konu edilen miktar 5.880,00 TL’den düşük olup buna göre ilk derece mahkemesi kararı kesin niteliktedir. Miktar olarak kesin nitelikteki karar ile ilgili olarak yerel mahkemece karara karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesinin de sonuca bir etkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 341 ve 352/1 maddesi gereğince usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 341/2, 352/1 maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55‬ TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 21/09/2023 tarihinde HMK’nın 341 ve 352/1. maddeleri gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.