Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/983 E. 2021/882 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/983 Esas
KARAR NO : 2021/882 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/01/2021
NUMARASI : 2020/501 Esas 2021/21 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 10/06/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile,davalı taraf ile yapılan satım sözleşmesi gereği yapılan hizmetin tamamlanması ile birlikte ödemekle yükümlü olduğu 160.484,00 TL’yi ödemesi için 24/08/2020 tarihinde Bakırköy … Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle ihtar çekildiğini, ödemenin yapılmaması nedeniyle taraflar arasında ticari ilişki gereği arabuluculuğa başvurma zorunluluğu gereği arabulucu görüşmesinin anlaşamama tutanağı ile sonlandırıldığını, müvekkili davacı şirket ile davalı … arasında 13/04/2020 tarihli satım sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin ekinde yer alan malzemelerin eksiksiz ve ayıpsız bir şekilde davalının yapılmasını talep ettiği Özel … Lisesinde yapıldığını, davacının sabit olan alacağının alamamak durumuyla karşı karşıya kalan davacı müvekkilinin alacağının güvence altına alınabilmesi ve mağdur duruma düşmesinin önlenebilmesi için davalıya ait kayıtlı taşınmaz, taşınır ile iş yerinde bulunan menkul mallar üzerinde ihtiyati tedbir konulmasını, sonuç olarak ayrıntılı olarak açıklanan nedenlerle; ihtiyati tedbir taleplerinin teminatsız olarak kabulünü, davanın kabulünü, müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğu 160.484,00 TL alacaklarının 30/06/2020 tarihinden itibaren hesaplanacak avans faiz ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, yetkili Mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, sözleşmede davacı şirketin satıcı müvekkilinin alıcı olarak anılacaklarının belirtildiğini, davacı tarafından teslim edilen ve yapılması gereken imalatlarda bir çok eksik hatalı ve teslimi gerekli bir kısım ürünlerin de hiç teslim edilmediğinin görülmesi üzerine davacıya karşı yapılan bir çok şifahi başvurularında akim kalması karşısında sözleşmenin 6.2-2 maddesine dayanarak fesih etme imkanları var iken açılacak okulun eğitim süresinin yakın tarihte başlaması dikkate alınarak ve iyi niyetli olarak davacı yana sözleşmede tebligat adresi olarak belirtilen adrese Gaziosmanpaşa …. Noterliği’nin 21/07/2020 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamenin tebliğ edildiğini, KDV taleplerinin yasal olmadığını ve sözleşmeye aykırı olduğunu, taraflar arasında bir sözleşme mevcut olduğunu ve sözleşme gereğince her iki tarafa da yükümlülükler yüklediğini, sonuç olarak ayrıntılı olarak açıklanan nedenlerle; davanın reddini, mahkeme masrafları ve avukatlık ücretinin de davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 14/01/2021 tarih ve 2020/501 Esas – 2021/21 Karar sayılı kararında;”Dava, taraflar arasındaki eser sözleşmesi uyarınca davacı yanca yapıldığı iddia edilen işin bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Anılan sözlemenin incelenmesinden davacı ve davalı arasında doğacak ihtilaflarda Bakırköy Mahkemeleri’nin yetkili olduğunun kararlaştırıldığı görülmüştür.Mahkememizce İstanbul Ticaret Odası üzerinden yapılan araştırmada davalının birçok şirkette eski ve yeni yönetim kurulu üyeliği bulunduğu; tacir olduğu belirlenmiştir.6100 sayılı Kanun’un “Yetki sözleşmesi” başlığını taşıyan 17. Maddesi “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” şeklindedir.Yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı olarak yapılması, uyuşmazlığın kaynaklandığı hukuki ilişkinin belirli veya belirlenebilir olması ve yetkili kılınan mahkeme veya mahkemelerin gösterilmesi şarttır.Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir.Davalı tarafça sunulan cevap dilekçesinde Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğundan bahisle yetki ilk itirazında bulunulduğu görülmektedir. Gerçekten dava dilekçesine ek olarak sunulan sözleşmede anılan sözleşmeden kaynaklanan ihtilafların Bakırköy Mahkemelerinde çözümleneceğine dair madde bulunduğu görülmektedir. HMK’nın 17. Maddesi gereği taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça davanın sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılması gerekir. Taraflarca aksinin kararlaştırılmadığı, davalının süresi içinde yetki ilk itirazında bulunmasından anlaşılmaktadır. Hal böyle iken davalı ile davacı arasında akdedilen sözleşmenin 8.2 md gereğince sözleşmenin uygulanmasından doğacak tüm ihtilafların çözümlenmesinde Bakırköy Mahkemelerinin yetkili olduğu anlaşılmakla…”gerekçesi ile, 1-Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, davanın HMK 114/1-c ve 115/2.maddeleri uyarınca görev yönünden USULDEN REDDİNE, 2-Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın yetkili olan BAKIRKÖY ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Davacı tacir müvekkili ile davalı tacir olmayan davalı arasında okul malzemelerine ilişkin taraflar sözleşme akdedildiğini, müvekkili davacı sözleşme edimlerini yerine getirmesine rağmen, davalı tarafından bakiye alacağının ödenmemesi nedeniyle alacak davası açıldığını, davanın yetkili İstanbul Ticaret Mahkemelerinde açıldığını, İstanbul 21.Asliye Mahkemesi’nin 14/01/2021 tarih ve 2020/501 Esas. 2021/21 Karar sayılı kararı ile taraflar arasında yapılan sözleşmede yetki hususunun belirlendiği ve yetkili ve görevli mahkemenin Bakırköy Ticaret Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verdiğini, Yerel mahkemenin vermiş olduğu usul ve yasalara aykırı kararın kaldırılması ve yetkili mahkemenin İstanbul 21.Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna karar verilmek üzere istinaf etme zorunluluğu hasıl olduğunu, HMK ve TTK hükümleri uyarınca; yetki sözleşmesinin yapılmasının koşulu her iki tarafında tacir olması gerekmekte olduğunu, her ne kadar taraflar arasında yapılan iş ticari nitelikte ise de yetki konusunda her iki tarafında tacir olmaması nedeniyle sözleşme hükümlerine dayanarak davalının yetkisizlik itirazı dikkate alınarak yerel mahkemece yetkisizlik kararı verilmesi hukuka aykırı olduğunu, Yetki sözleşmesi 6100 sayılı HMK’nın 17. Maddesinde :”Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilirler.” şeklinde yer almakta olduğunu, Yetki sözleşmesinin taraflarının tacir veya kamu tüzel kişisi olması gerekmekte olduğunu, tacirden anlatılmak istenen, işin ticarî nitelikte olması değil, tarafların kanunlarda tacir olarak tanımlanan kişiler olması olduğunu, sözleşmenin konusunun ticarî iş olması gerçek kişilere yetki sözleşmesi yapma imkanı vermediğini, HMK m.17 ve m.18 hükümleri dikkate alındığında yetki sözleşmesinin geçerlilik şartlarının “Yalnızca tacirler veya kamu tüzel kişileri yetki sözleşmesi yapabilirler. İŞBU ŞART YERİNE GETİRİLMEDİĞİNDEN YETKİSİZLİK KARARI VERİLEMEZ.” şekilde tespit etmek mümkün olacağını, Davalı tarafın tacir sıfatına haiz olmaması ve bu sebeple yetki sözleşmesinin şartı olan tarafların tacir olmaları unsurunun gerçekleşmediğinden ; Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesiyle verilen kararın bozulması gerekmekte olduğunu, Taraflardan biri için işin ticari olması diğer taraf için de ticari olduğu TTK 4. Ve 5. Maddelerinde açıkça yazılmakta olduğunu, ancak; bu işin taraflara tamamen tacir sıfatı yüklediği anlamına gelmediğini, davalı her ne kadar okul için sözleşme yapmışsa ticari iş nedeniyle tacir sıfatına haiz olduğunu, Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin niteliği gereği İstanbul Ticaret Mahkemeleri yetkili olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yetki hususunda İstanbul 21.Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğuna, Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olmadığına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taraflar arasında 13/04/2020 tarihinde imzalanan ALIM-SATIM SÖZLEŞMESİ başlıklı sözleşmeden kaynaklı alacak davasıdır.Mahkemece, yetkisizlik kararı verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Taraflar arasında 13/04/2020 tarihinde imzalanan ALIM-SATIM SÖZLEŞMESİ başlıklı sözleşmenin 8.2 maddesinde, sözleşmenin uygulanmasından çıkacak ihtilafların çözümlenmesinde Bakırköy Mahkemelerinin tek yetkili olduğu düzenlenmiştir.HMK’nın 17. maddesinde; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” düzenlemesi yer almıştır.Yargıtay 20 HD.nin 17/06/2019 Tarih ve 2019/2392 Esas, 2019/4106 Karar sayılı içtihadında da belirtildiği üzere yetki sözleşmesi kesin yetki değildir.Mahkemece verilen karar gerekçesinde, İstanbul Ticaret Odası üzerinden yapılan araştırmada davalının birçok şirkette eski ve yeni yönetim kurulu üyeliği bulunduğu; tacir olduğu belirlendiğinin belirtildiği halde dosya içerisinde davalının tacir olduğuna dair kayıt ve belge olmadığı tesbit edilmiştir.Ayrıca sermaye şirketlerinin ortağı tacir olarak adlandırılmamaktadır. Zira, işletme faaliyeti tüzel kişiliği olan şirket adına yapılır. Buna göre somut olayda davalının tacir olduğuna dair dosya kapsamı itibariyle delil olmadığı, mahkemece TTK’nın 11/2, 12. ve 15. md. hükümleri ile Yargıtay 11. HD’nin 06/03/2018 T. 2016/11515 E. – 2018/1718 K. sayılı ilamında gösterilen ilkeler doğrultusunda davalının tacir /esnaf olup olmadığına dair herhangi bir araştırma yapılmadığı tesbit edilmiştir.Bu itibarla, mahkemece yukarıda yapılan açıklamalar ve Yargıtay ilamındaki kriterler nazara alınmak suretiyle davalının faaliyetinin esnaf faaliyeti olup olmadığı, işin hacmi itibariyle ticari muhasebeyi gerektirip gerektirmediği, ticari faaliyet boyutuna erişip erişmediği değerlendirilip davalının tacir-esnaf olduğunun kesin bir şekilde belirlenmesinden sonra yetki sözleşmesi ve mahkemenin yetkisi değerlendirilip ona göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi yerinde olmayıp davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmüştür.Sonuç itibariyle, davacı vekilinin istinaf talebi yerinde görülmekle, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda ilk derece mahkemesi kararının, HMK 353/1-a3,6 maddeleri uyarınca kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/01/2021 tarih ve 2020/501 Esas 2021/21 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a3,6 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 59,30.TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde, avansı yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 10/06/2021 tarihinde HMK’nın 353/1-a3,a6 maddeleri gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.