Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/978 E. 2023/1325 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/978 Esas
KARAR NO: 2023/1325 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2017/539 Esas – 2021/29 Karar
TARİHİ: 20/01/2021
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 21/09/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin, dava dışı Portekiz firması olan … firması ile … marka tekne motorunun ithalatı için anlaştığını, söz konusu motorun üzerine herhangi bir emtia yüklenmeden karayolu ile taşınması işini dava dışı … üstlendiğini, bununla birlikte emtianın taşınması sırasında hasarlanması ihtimaline karşın davalı sigortacı ile 09.06.2015 tarihinde, … poliçe no.lu Nakliyat Emtia Sigorta Sözleşmesi’nin imzalandığını, daha sonra emtia bedelinin değiştirilmesi için poliçe numarası … ve emtia bedeli de 32.618,26 Euro olan yeni poliçe düzenlendiğini, davalının nakliyat sigortasını sağladığı dava konusu motorun nakliye sürecinde hatalı istifleme nedeniyle hasarlandığını, oluşan hasarın alt yüklenici … sahibi olduğu … plakalı aracın şoförü … tarafından da imzalanan tutanak ile kayıt altına alındığını, olayın davalıya bildirildiğini ve davalının hasarın ihbarı üzerine … sayılı hasar dosyasını açtığı halde müvekkilinin zararını tazmin etmediğini, müvekkilinin hasarlı motorda gerekli onarımı yapıp kendi müşterisine gönderdiğini, ancak nakliye sürecinde oluşan ve ayıplı mal haline geldiği mahkeme kararıyla saptanan dava konusu motorun bedelini müvekkilinin müşterisine iade etmek zorunda kaldığını, davalı ile müvekkili arasında imzalanan poliçe gereği taşıma sırasında oluşan zararı davalının karşılaması gerektiğini beyanla taşıma sırasında hasarlanan sigortalı ürünlerde meydana gelen zararlara karşılık 33.618,26 Euro’nun hasar tarihinden itibaren davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; dava konusu … nolu poliçede sefer başlangıç yerinin Portekiz olarak gösterildiğini, oysa davaya konu olan seferin başlangıç yerinin İngiltere olduğunu, uyuşmazlığa konu olan hasarın 15.06.2015 tarihinde meydana geldiğini, davacı tarafın hasardan yaklaşık 2 ay sonra 20.08.2015 tarihinde sefer yerini İngiltere olarak değiştirdiğini, dolayısıyla zeyilname hasar tutanağından sonra düzenlettirildiğinden hasarın meydana geldiği 15.06.2015 tarihinde sefer başlangıç yeri İngiltere olan bir poliçenin bulunmadığını, kaldı ki dayanak poliçenin istisnalar bölümü kapsamında istif hatası sebebi ile oluşan hasarların zaten sigorta güvencesi ve teminatının kapsamı dışında olduğunu, davacının tazminini talep ettiği hasarın ise müvekkiline 14.08.2015’de ihbar edildiğini, dava konusu motorun ayıplı olması nedeniyle davacıya iade edilmesi yüzünden ortaya çıkan zararın tazmininden müvekkilinin mesul tutulamayacağını, işbu davanın taşıyıcılara da ihbar edilmesi gerektiğini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi’nin 20/01/2021 tarih ve 2017/539 Esas – 2021/29 Karar sayılı kararında;”Dava hukuki niteliği itibariyle nakliye esnasında meydana gelen hasarın tazminine ilişkindir. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava hukuki niteliği itibariyle nakliye esnasında meydana gelen hasarın tazminine ilişkin olup, tarafların delilleri toplanarak, dosya taşıma konusunda uzman bilirkişi ile sigorta konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilerek düzenlenen ve mahkememizce de benimsenerek hükme esas alınan rapor da dikkate alınarak, davacının tazminat talebini dayandırdığı Nakliyat Sigorta Poliçesinde, ve poliçenin istisnalar başlığı altında sigortalı emtianın mutad evsafına göre yetersiz veya uygun olmayan ambalajlama yahut istiflemesinin neden olduğu hasar, ziya ve masraflar ile yanlış yükleme ve/veya istifleme sonucu birbirini etkileme özellikleri bulunan emtianın oluşturacağı hasarlarla ilgili tazminat taleplerinin poliçe teminatı dışında olduğu, bu düzenlemeye göre davalının poliçede kararlaştırılan şartlarla çelişen hasarın telafisi için davalının davacıya tazminat ödeme yükümlülüğünün bulunmadığı davalının davacıya, davacı tarafın tazminat talebini dayandırdığı nakliyat emtia sigorta poliçesi teminatından somut olay için tazminat ödeme mükellefiyeti altında olmadığı kanaatine varılarak davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.”gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ve verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; davalı yanın dava konusu olayı olduğundan farklı bir şekilde anlatarak Mahkemeyi yanıltmak istediğini, bu anlatımla, sanki davacı müvekkili taşıma işinde yeterli tedbirleri almamış, dava konusu emtianın taşınması ve yüklenmesi bizzat müvekkilince yapılmış gibi gösterilmeye çalışıldığını, taşıma işini üstlenen … Tic. Ltd. Şti. ile alt yüklenicisi … Tic. Ltd. Şti.’nin aradaki taşıma sözleşmesinin açık hükümlerine, genel taşıma kurallarına ve basiretli tacir ilkesine açıkça aykırı hareket ederek ayıplı hizmet vermesi yüzünden oluşan hasarın, bu haliyle sigorta teminatı kapsamında olmadığının ileri sürülmesinin hukuk mantığıyla bağdaşmayacağını, dosya kapsamındaki taşıma sözleşmesinde görüleceği gibi taşıyıcı firma … ile yapılan anlaşma gereği, dava konusu emtianın tırın tabanında, üstüne herhangi bir yük yüklenmeksizin taşınması konusunda anlaşıldığını ve söz konusu hizmet için de ekstra ücret ödendiğini, nakliyat esnasında tır içerisinde (gerek istifleme nedeniyle olsun, gerekse de yol şartları, ani fren, keskin viraj nedeniyle aracın sert manevra yapması nedeniyle olsun) devrilen malın hasara uğradığını, bu durumun poliçe kapsamında olmadığını iddia etmenin hakkaniyete uygun düşmeyeceğini, Nakliyat Emtia Sigorta Poliçesi’nin yegane fonksiyonunun, nakliye esnasında malın zarara uğraması durumunda zararın karşılanması olduğunu, sigortalının, söz konusu sigorta poliçesinden başkaca herhangi bir beklentisinin olmadığını; Davalı şirketin dava öncesi süreçte kazaya ilişkin ilgili belge ve beyanların sunulmuş olmasına rağmen 16.10.2015 tarihli cevabi yazısında “hasarın nakliye esnasında oluştuğunu gösteren bir belge olmaması” şeklinde bir gerekçe sunduğunu, daha sonraki harici görüşmelerde ise sadece 35.000,00 TL “jest ödemesi” yapılabileceğinin belirtildiğini, bu husus açık olmasına rağmen cevap dilekçesinde hasarın 16.06.2015 tarihinde meydana gelmiş olmasına rağmen, 14.08.2015 tarihinde ihbarda bulunulduğunun, yeterli bilgi ve belge aktarımı yapılmadığının beyan edildiğini, motorda arıza olması nedeniyle üretici … firmasından destek istendiğini, üretim hatasının olabileceği belirtilerek müvekkili şirkete ödeme yapılmadığını, dava dosyası münderecatı ile sabit olduğu üzere davalı tarafın ödeme yapmamasının haksız olduğunu, davalı tarafın 28.07.2017 tarihli cevap dilekçesinde, poliçede sefer başlangıç yerinin Portekiz olarak belirtildiğini, esas başlangıç yerinin İngiltere olması nedeniyle sefer başlangıç yerinin İngiltere olduğu bir poliçenin olmadığından bahsedilerek davanın reddini talep ettiğini, bilirkişilerce de benimsenen bu iddianın kötü niyetli olduğunu, söz konusu maddi hata ile alakalı düzeltmenin sigorta şirketinin kabul ve muvafakati ile yapıldığını, sigorta poliçesindeki maddi hatanın giderilmesi amacıyla yapılan zeyilnamenin düzenlenmesinin tek taraflı bir işlem olmadığını, davalının kendi tasarrufunda olan bu işlemi gerekçe göstererek teminat kapsamında ödeme yapılamayacağını iddia etmesi mümkün olmadığı gibi bu durumun hukuki himaye görmesinin de düşünülemeyeceğini;Yerel Mahkemenin kararına esas aldığı bilirkişi raporunda “uygun istifleme yapılmaması, yanlış yükleme yapılması nedeniyle zarar gören… motordaki hasarın telafisi için davalının davacıya tazminat ödeme yükümlülüğünün olmadığını.”, “riziko tarihinden sonra düzenlenen poliçenin ve bu poliçeye bağlı zeyilnamenin geçerli olduğunu söyleyebilmek mümkün görünmemektedir.” şeklindeki değerlendirmenin raporun dayanaktan yoksun olduğunu gösterdiğini, gerek kök rapora gerekse ek rapora yaptıkları itirazların Yerel Mahkemece göz ardı edilerek istinaf konusu hatalı karar verildiğini beyanla İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20.01.2021 tarih, 2017/539 E.-2021/29 K. Sayılı kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştşir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, uluslararası taşıma sırasında meydana geldiği iddia olunan zararın nakliyat emtia sigorta poliçesi kapsamında sigorta şirketinden tazmini talebine ilişkindir.Davacı taraf, dava dışı bir şirketten ithal ettiği tekne motorunun Türkiye’ye taşınması sırasında oluşabilecek hasar ihtimaline binaen davalı nezdinde, 09.06.2015 tarihli ve … nolu nakliyat emtia sigorta poliçesinin düzenlendiğini, satıcı şirketin bedel değişikliği yapması üzerine poliçenin zeyl edildiğini ve … nolu poliçenin düzenlendiğini, sigorta konusu motorun dava dışı taşıyıcı şirket tarafından kararlaştırıldığı şekilde tırın tabanında ve üzerine herhangi bir yük yüklenmeksizin taşınmaması nedeniyle nakliyesi sırasında hasara uğradığını, bunun üzerine kendi müşterisinin açtığı davada motorun ayıplı olduğundan bahisle bedel iadesine karar verildiğini ve motor bedelini müşterisine ödediğini, davalı sigorta şirketine yapılan başvurunun reddedildiğini beyan ederek sigorta bedelinini tazminini talep etmiş, davalı taraf kendisine hasarın meydana gelmesinden 2 ay sonra bildirimde bulunulduğunu ve hasarın taşıma sırasında meydana geldiğine dair hiç bir evrak ibraz edilmediğini, bu nedenle tazminat talebinin reddedildiğini, hasarın taşıma sırasında meydana geldiğini ispatlar bir delil bulunmadığını, kaldı ki istif hatası nedeniyle oluşan hasarın poliçe teminatı kapsamında olmadığını beyanla davanın reddini savunmuş, Mahkemece davacı tarafından yurt dışından ithal edilen motorun taşıyıcı tarafından yapılan yanlış istif nedeniyle hasara uğradığı ve söz konusu hasarın poliçe teminatının kapsamı dışında olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dosya kapsamından; davacı ile davalı arasında 06/04/2015 tarihinde imzalanan abonman nakliyat sigorta poliçesi kapsamında dava konusu taşıma özelinde ilk olarak 09/06/2015 başlangıç tarihli ve … nolu poliçenin düzenlendiği, bu poliçede taşınan emtia bedelinin 19.234,73 GBP, sigorta bedelinin 23.081,68 GBP, sefer başlangıç yerinin Portekiz olduğu, daha sonra bu poliçenin iptal edildiği ve 16/06/2015 başlangıç tarihli ve … nolu poliçenin düzenlendiği, anılan poliçede emtia bedelinin 27.181,88 Euro, poliçe teminatının 32.618,26 Euro, sefer başlangıç yerinin Portekiz olduğu, anılan poliçede nakliyat emtia sigorta poliçesi genel şartlarına atıf yapıldığı ve ayrıca … A klozu kapsamında teminat verildiği, söz konusu poliçe ile ilgili olarak sigorta başlangıç tarihinin 20.08.2015 ve sefer başlangıç yerinin İngiltere olarak düzeltildiği 20.08.2015 tarihli risk bilgileri değişiklik zeyilnamesinin düzenlendiği, dava konusu emtianın yurtdışı yükleme deposundan yanlış yükleme neticesinde devrilerek hasar gördüğüne dair 15.06.2015 tarihli tutanak tutularak hasarın davalıya 14.08.2015 tarihinde ihbar edildiği, davacının müşterisi tarafından açılan dava neticesinde emtianın ayıplı olduğundan bahisle bedel iadesine karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.TTK’nın 1409/1. maddesi uyarınca; sigortacı, sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumludur. 1490/2. maddesi uyarınca; sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükü sigortacıya aittir. Emtia Nakliyat Sigortası Genel Şartları’nın 5. maddesi uyarınca mallarin geregi veçhile hazirlanmamis veya tertiplenmemis olmasindan veya ambalaj kifayetsizliginden ileri gelen ziya ve hasarlar sigorta teminatının kapsamı dışındadır. Davalı nezdinde düzenlenen nakliyat emtia sigorta poliçesinin özel şartlar bölümünün istisnalar başlıklı kısmında; “sigortalı emtianın mutad evsafına göre yetersiz veya uygun olmayan ambalajlama yahut istiflemesinin neden olduğu hasar, ziya ve masraflar ile yanlış yükleme ve/veya istifleme sonucu birbirini etkileme özellikleri bulunan emtianın oluşturacağı hasarlarla ilgili tazminat talepleri” poliçe teminatının kapsamı dışında tutulmuştur.Somut dosyada uyuşmazlığın, Emtia Nakliyat Sigortası Genel Şartları’nın 5. maddesi ile sigorta poliçesinin özel şartlar bölümünde belirtilen teminat dışı hallerin mevcut olup olmadığı noktasında toplandığı, davacı tarafça dava dilekçesi ile hasarın taşıyıcı tarafından motorun nakliye aracına anlaşmaya aykırı olarak istiflenmesinden kaynaklandığının kabul edildiği, bu hususun sunulan deliller ve dosyada mübrez teknik bilirkişi raporu ile de sabit olduğu, poliçe özel şartlar bölümünde yer alan istisna düzenlemesinin açık olduğu ve basiretli tacir olan davacı tarafından kabul edildiği, istisna hükmünde istifi yapacak kişi yönünden de herhangi bir ayrıma gidilmediği, dolayısıyla hatalı istif nedeniyle oluşan hasarın poliçe teminatının kapsamı dışında olduğu ve bu minvalde Mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55‬ TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 21/09/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.