Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/974 Esas
KARAR NO: 2023/1270 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2017/1023 Esas – 2021/52 Karar
TARİHİ: 19/01/2021
DAVA: İtirazın İptali(Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 14/09/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili … Sigorta A.Ş. tarafından … nolu Makine Kırılma Sigorta Poliçesi ile … San. Ve Tic. A.Ş.’nin”,4.0rg.San.Böl … nolu Cad. No:… Şehitkamil/Gaziantep” adresindeki işyerinde bulunan … San. Ve Tic. A.Ş., … San. Ve Tic. A.Ş., … San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne ait makinelerin sigorta poliçesindeki şartlar ve limitler dahilinde sigortalanmış olduğunu, müvekkili … Sigorta A.Ş. tarafından sigortalanan ve yukarıdaki adreste bulunan işyerinde kullanılmakta olan ve davalı/borçlu şirket tarafından üretimi/satımı ve servis hizmeti verilen yangın söndürme sisteminin; 07/03/2016 tarihinde yapılan rutin kontroller esnasında sistemin kendi ayıbından kaynaklanan sebeplerden dolayı turbo kısmının ısınması ve siyah duman çıkartması sonucu hasara uğramış olduğunu, meydana gelen hasarın Makine Kırılması Sigorta Poliçesinden karşılanması için sigorta ettiren tarafından müvekkili şirkete yapılan hasar ihbarı üzerine … nolu hasar dosyası üzerinden düzenlenen Ekspertiz Raporunda; “Hasarın makinenin üretici firması olan … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ne rücu imkanı bulunduğunu, yangın söndürme sisteminin devreye alındığı tarihten bu yana hiç yangın çıkmadığının öğrenildiği, sistemin kontrol amaçlı ayda sadece 30 dk çalıştırıldığı göz önüne alındığında 6 yılda 36 saat kullanılmış olduğunun öğrenildiği, hasar tespitinin öğrenilmesi için düzenlenen servis raporunda; “tüm enjektörlerin çalışma ayarlan ve püskürtme açılarının bozuk olduğunun belirtildiği, sistemin hasardan önce düzenlenen bakım formları incelendiğinde sistemin bakımının sigortalı firma personeli tarafından hasar tarihine kadar enjektör ile ilgili değişim yada onarım yapılmadığının görüldüğü, bu kadar az kullanılan ve bakımı yapılan sistemin kendi ayıbından dolayı hasarlanmış olduğu, hasarın makinenin üretici firması olan … Sistemleri Taah. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ne rücu imkanı bulunduğu, hasar miktarının 74.154,91-TL olduğu”nun belirtildiğini, müvekkili … Sigorta A.Ş.’nin davaya konu olay nedeniyle sigortalısına 23/09/2016 tarihinde 74.154,91 TL tazminat ödemiş olduğunu, müvekkili şirketin rücu hakkının doğduğunu, davalının davaya konu yangın söndürme sistemini üreten ve dava dışı …Sanayi A.Ş.’ye satan şirket olduğunu, ithalatçı, pazarlamacı, satıcı ve servis hizmeti sağlayan sıfatıyla sigortalı makinede meydana gelen hasardan dolayı sorumlu olduğunu, dosya kapsamı bilgi ve belgelere göre yangın söndürme sisteminin gizli ayıplı olduğunu, zira dava konusu yangın söndürme sisteminin düzenli periyotlarla bakımı yapıldığı halde, aktif olarak bir yangın anında kullanılmamasına rağmen, rutin bakımı sırasında kullanıcı hatası veya başka bir etken yok iken tamamen kendi ayıbı nedeniyle hasarlanmış olduğunu, ekspertiz raporunda da yangın söndürme sisteminin imalat hatası nedeniyle hasarlandığının tespit edildiğini, sigortalının kullanım kusuru da bulunmadığı sabit olduğundan davaya konu zarardan dolayı davalı sorumlu olup, zararı tanzimle yükümlü olduğunu beyanla fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyle davalı/borçlunun İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına karşı yaptığı itirazların iptaline, %20 den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatı ve yagılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile; öncelikle dava dosyası içerisinden de anlaşıldığı gibi müvekkili şirketin dava konusu “dizel motorlu yangın pompasının” üreticisi, distribütörü, satıcısı olmadığını, dizel motorlu yangın pompasını .. San. Ve Tic. A.Ş.’nin yurt dışından … firmasından doğrudan satın almış olduğunu, müvekkili şirketin … Tic. A.Ş. firmasına doğrudan bir dizel motorlu yangın pompası satışı veya temini olmamış olduğunu, müvekkili şirketin, … San. Ve Tic. A.Ş.!nin talebi üzerine motorun tamirini yapmış olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesinde ve ekspertiz raporunda müvekkili şirketin üretici firma olarak değerlendirilmesinin yanlış olduğunu, bu nedenle mevcut zaranın müvekkili şirkete rücu edilmesinin mümkün olmadığını, … San. Ve Tic. A.Ş. personelinin verdiği bilgiye göre … San. Ve Tic. A.Ş.’nin dizel motorlu yangın pompasını … firmasından proforma karşılığı CİF Mersin Limanı’ndan satın almış ve gümrükleme ve nakliye işlemlerini kendisi yerine getirmiş olduğunu, pompanın teslim zamanının CİF Mersin limanı olarak 2010 yılı olduğunu, buna ilişkin … San. Ve Tic. A.Ş.’nin ticari defter vc kayıtlarının incelenmesini talep etmekte olduklarını, …San. Ve Tic. A.Ş. personelinin verdiği bilgiye göre dizel motorlu yangın pompa grubu … San. Ve Tic. A.Ş.nin montaj ekibi ve /veya taşeronları tarafından monte edildikten sonra … yetkili servisi tarafından devreye alınmış ve fonksiyon testlerinin yapılmış olduğunu, pompanın çalışmasında veya performansında herhangi bir sorun tespit edilmemiş olduğunu, tesiste ikinci bir pompa grubunun da mevcut olduğunu, bu grubun da … İnş. A.Ş. tarafından satın alınmış ve montajının yapılmış olduğunu, … İnş. A.Ş.’nin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesini talep etmekte olduklarını, … Ürünleri San. Ve Tic. A.Ş. personelinin verdiği bilgiye göre, biri … A.Ş.’nin deposunda, bir adedi de …San. Ve Tic. A.Ş.’nin deposunda olmak üzere iki küçük yangın çıkmış olduğunu ve bu yangınların sistemin çalışması sonucu herhangi bir hasar oluşmadan söndürüldüğünü, sistemdeki pompaların yangın anında çalışmış olduğunu, … San. Ve Tic. A.Ş. personelinin verdiği bilgiye göre dizel motorlu yangın pompa grubunun devreye alındığı 2010 yılından 07/03/2016 tarihine kadar sorunsuz çalışmış olduğunu, söz konusu sürenin 6 yıl olduğunu, bu nedenle ekspertiz raporundaki çalıştırılmadığı iddiasının doğru olmadığını, hasar oluştuktan sonra tamir için müvekkili şirkete durumun bildirilmiş olduğunu ve müvekkili şirketin teknik ekibi ve …n yetkili servisinin sahaya gönderildiğini ve inceleme sonucunda … Ambalaj San. Ve Tic. A.Ş.’ye tamirat ile ilgili teklif gönderildiğini, adı geçen şirket tarafından teklif yüksek bulunarak onarımın müvekkiline yaptırılmadığını, kendi imkanlarıyla pompayı tamir ettirdiklerini ve dizel motoru bir süre daha bu şekilde kullandıklarını, sorunun çözülemediğinin … San.ve Tic. A.Ş. yetkilileri tarafından müvekkiline bildirildiğini, müvekkili şirketin tekrar sahaya giderek ön tespitlerde bulunduğunu ve 09 Mart 2016 tarihli tespit raporu hazırladığını, bu ön tespiti takiben dizel motor ve pompa grubunun … firmasının tamir atölyesine getirildiğini, atölyede yapılan inceleme sonucu hasarın, pompanın kuru çalıştırılması ve/veya soğutma suyu hattının kapalı kalması sebeplerinden, yani kullanıcı hatasından kaynaklandığının müvekkili şirket tarafından raporlandığını, daha sonra müvekkili şirket tarafından arızanın giderildiğini ve bedelinin müvekkili şirkete ödendiğini, müvekkili şirketin arızalanan yangın söndürme sistemi ile ilgili hiçbir sorumluluğunun bulunmadığını, bu nedenle müvekkili şirkete rücu edilmek istenmesi hukuki mesnetten yoksun olduğunu beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi’nin 19/01/2021 tarih ve 2017/1023 Esas – 2021/52 Karar sayılı kararında;”Dava hukuki niteliği itibariyle, makine kırılma sigorta poliçesi kapsamında davacı tarafından dava dışı sigortalısına yapılan ödemenin halefiyete bağlı olarak davalıdan rücuen tahsili istemiyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın İİK 67. Maddesi kapsamında iptali davasıdır. …. Dava konusu uyuşmazlık; taraflar arasında davacı tarafından makine kırılma sigorta poliçesiyle sigortalı dava dışı sigortalıya ait yangın söndürme sisteminin hasara uğrama uğraması sebebiyle davacı tarafından sigortalısına ödenen bedelin T.T.K. 1472 maddesi kapsamında halefiyete istinaden başlatılan takip tarihi itibariyle davacının davalıdan alacağının olup olmadığı, hasarın neden kaynaklandığı, söz konusu hasardan davalının sorumlu olup olmadığı bu kapsamda icra inkar tazminatı hüküm koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında toplanmaktadır. Tüm dosya kapsamında ve alınan bilirkişi raporlarında yapılan tespitlere göre; davacı tarafından makine kırılma sigorta poliçesi ile teminat altına alınan dava dışı sigortalı … San. ve Tic. A.Ş.’ye ait iş yerindeki makinelerden davalı tarafından satış ve hizmet servisi sunulan yangın söndürme sisteminin 07/03/2016 tarihinde yapılan rutin kontrolü esnasında kısmının ısınması sebebiyle hasara uğradığının iddia edildiği, davacı tarafından görevlendirilen bağımsız eksper tarafından sunulan raporda özetle; sistemin kendi ayıbından dolayı hasarlanmış olduğunun belirtilmesi üzerine davacı tarafından sigortalısına 23/09/2016 tarihinde 74.154,91 TL ödeme yapıldığı, davacının söz konusu ödeme miktarı kadar dava dışı sigortalısının haklarına halef olduğu, denetime elverişli görülerek hükme esas alınan bilirkişi raporlarında; teknik bilirkişiler tarafından bildirilen kanaatte ise dosyaya sunulan deliller kapsamında dizel motorun ve pompa grubunun arızalanması test ve bakımının eksik kaldığı, uygun yapılmadığı, meydana gelmiş olan arızanın sisteminin pompa emiş hattının kapalı unutulması veya motor soğutma suyunun yetersiz veya hiç olmaması, soğutma suyunun iklim gereği donmuş da olabileceği sonucu çalıştırılmış/test edilmiş olabileceği, motor soğutma suyunun eksik veya hiç olmadığı bu durumda da dizel veya elektrikli motorun otomatik devreye girmesi sonucu çalışmada kalmış ve piston, piston yuvası, segman, motor üst bloğu arasında devreye girmesi gereken motor ve makine elamanlarını soğutmak amacıyla zorunlu olarak kullanılan sıvının yetersiz veya olmaması motor çalışmasında aşırı ısınmaya ve piston sarmasına dolayısıyla hasara sebebiyet verebileceği ve hasarın bu sebeple meydana gelmiş olduğu, arızanın malın gizli ayıbından kaynaklanmadığı, yetkili kişilerce yapılması gereken periyodik bakımların yapılmamasından kaynaklandığı, davalının davaya konu hasarın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığının belirtildiği, bilirkişiler tarafından yapılan yukarıda yazılı değerlendirmenin davacı tarafından yapılan ödemenin lütuf ödemesi niteliğinde olduğunun gösterildiği, halefiyet hakkına dayalı olarak rücu istemi ile açılan huzurdaki davada davacının yapmış olduğu ödemeyi davalıdan talep edemeyeceği, makine kırılma sigorta poliçesi özel şartlarında da söz konusu teminatın sigorta konusu cihazların periyodik bakımlarının düzenli olarak yapılması kaydıyla verileceğinin ve cihazın yeterli teknik bilgi ve beceriye sahip kişilerce kullanılması yönündeki özel şart sebebiyle davacının takip ile talep etmiş olduğu sigortalısına yaptığı ödemeyi davalıdan halefiyete istinaden talep edemeyeceği bir an için davacı sigortacı tarafından sunulan 19/09/2016 tarihindeki belgenin alacağın devri niteliğinde olduğu ve bu kapsamında davacının takip başlattığı düşünüldüğünde ise; yine söz konusu hasarın meydana gelmesinde davalının sorumlu olup olmadığı hususunun tartışılması gerektiği, bilirkişi heyetinde yer alan makine mühendisi bilirkişiler tarafından yapılan teknik değerlendirmeler kapsamında söz konusu arızanın gizli ayıp sebebiyle değil, makinenin periyodik bakımlarının yapılmamasından kaynaklandığı anlaşıldığından davacının temlik kapsamında da ödediği bedeli talep edemeyeceği kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.”gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ve verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; Yerel Mahkeme huzurunda yargılama devam ederken alınan bilirkişi raporlarında yapılan hatalı değerlendirmelerin esas alınarak davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yargılamaya konu olayda, sigortalı iş yerinde meydana gelen hasarda davalı şirketin sorumluluğunun tam olduğunu, davalı şirket, sigortalı işyerinin bulunduğu yerdeki yangın söndürme sisteminin montajına ilişkin işin yüklenicisi olan bir mühendislik firması olup bu sistemden kaynaklanan zararlardan dolayı sorumluluğunun bulunduğunu, Yerel Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporlarında yapılan değerlendirmelerin eksik incelemeye dayalı olarak ortaya konulduğundan bahisle bu raporların hükme esas alınmasının ve davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporlarında yangın pompa grubunun bir yangın anında veya farklı amaçla kullanıldığına dair tamamen bilirkişilerin ortaya koyduğu ihtimallere göre davalı şirketin sorumlu olmadığının belirtildiğini; Yerel Mahkemece yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlarında yangın pompa grubunun ya yangın anında kullanıldığı ya da farklı bir amaçla kullanıldığı yönünde değerlendirmeler yapıldığını, bu değerlendirmeleri destekler mahiyette dosya kapsamında herhangi bir delil bulunmamakta olup bu değerlendirmelerin tamamen soyut nitelikte çıkarımlar ve ihtimaller olduğunu, yapılan bu değerlendirmelerin herhangi bir dayanağı bulunmaz iken soyut nitelikte ve ihtimaller üzerinden yapılmış bu değerlendirmelerin esas alınarak davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, dava konusu yangının yangın pompa sistemindeki kullanım hatasından kaynaklandığına dair yapılan değerlendirmelerin de hükme esas alınan bilirkişi raporlarının eksik incelemeye dayalı olarak hazırlandığını gösterir mahiyette olduğunu, dosya kapsamında yer alan bilirkişi raporlarında yangın pompa sisteminde gerekli bakım ve denetimin yapılmadığının, 15 dk lık test süresinin bu yangın pompa sistemi için yeterli olmadığının, yetkili kişilerce bakımın yapılmadığının belirtildiğini, bu değerlendirmelerin yine bilirkişi raporunda yapılan değerlendirmelerin eksik incelemeye dayalı olarak ortaya konulduğunu gösterdiğini, dosyada mevcut bakım formlarına bakıldığında yangın pompa sisteminin bakımının yalnızca 15 dakika değil belirli bir süre 30 dk-60 dk arası sürede yapıldığının görüleceğini, sistemin bakımına dair bakım formları dosya kapsamında yer alan evraklarda olmasına rağmen bu bakım formlarının dikkate alınmadan kullanım kusurunun bulunduğuna dair yapılan değerlendirmelerin de yine hükme esas alınan bilirkişi raporlarının yeterli inceleme yapılmadan ortaya konulduğunu gösterir nitelikte olduğunu; Bilirkişi raporlarında yangın pompa sisteminin üretim şekline aykırı değerlendirmeler de yapıldığını, dosya kapsamında hazırlanan bilirkişi raporlarında pompa emme hattı vanasının kapalı unutulup kuru çalıştırılması ile veya soğutma suyunun olmadığı durumda, dizel motor ve elektrik motorunun otomatik çalışmada kalması durumunda sistemin yangın var gibi algılayarak çalışacağının ve çalışmayı kesmeyeceğinin belirtildiğini, bu husustaki değerlendirmeler ihtimallere dayalı olarak yapılmış olup aynı zamanda yangın pompa sisteminin üretim şekline de aykırı olduğunu, söz konusu makine Amerika menşeili olup NFPA ( National Fire Protection Association- Amerikan Yangından Korunma Birliği) standartlarına uygun olarak üretilmiş bir ekipman olduğunu, NFPA (Amerikan Yangından Korunma Kurumu)’nın yangın pompaları ile ilgili standardı olup; yangın pompaları ve pompa gruplarının, motor kumanda sistemlerinin ve kullanılması gereken yan elemanların özelliklerini, performanslarını ve montaj kurallarını belirleyen standart olduğunu, yangın anında tesisteki yangın söndürme sistemine su basması gereken sistemin susuz çalıştı diye arızalanmasının beklenemeyeceğini, NFPA standartları gereği bu ekipmanın susuz çalışmayacak şekilde dizayn edildiğini, bu hususun da göz ardı edilerek hazırlanan bilirkişi raporları doğrultusunda verilen davanın reddine dair kararın kaldırılması gerektiğini; Davalı şirket, sigortalı işyerindeki yangın söndürme sisteminin kurulmasına ilişkin işin yüklenicisi olan mühendislik firması olarak sorumlu iken Yerel Mahkeme tarafından bu yönde hiçbir değerlendirme yapılmadığını, davalı şirketin sigortalı işyerinin de bulunduğu yerdeki yangın söndürme sisteminin kurulmasına ilişkin işin yüklenicisi olan bir mühendislik firması olduğunu, TBK’nın amir hükümleri gereğince davalı şirketin yüklenicisi olduğu bir işi yerine getirirken bu işte kullandığı malzemenin veya ürünün ayıbından dolayı sorumlu olacağının aşikar olduğunu, davalının dava konusu olaya ilişkin sigortalı işyerindeki kurulumunu üstlendiği yangın söndürme sistemindeki ayıptan dolayı sorumluluğunun olmadığının düşünülemeyeceğini, TBK’nın yüklenicinin borçları başlıklı 472. Maddesinin; “2.Malzeme bakımından Malzeme yüklenici tarafından sağlanmışsa yüklenici, bu malzemenin ayıplı olması yüzünden iş sahibine karşı, satıcı gibi sorumludur.” şeklinde olduğunu, anılan hükümden anlaşılacağı üzere yüklenicinin üstlenmiş olduğu işi meydana getirirken kullanmış olduğu malzeme bakımından bu malzemenin ayıplı olması yüzünden iş sahibine karşı satıcı gibi sorumlu olacağını, davalı şirket dava konusu olaya ilişkin yangın pompa sisteminin montajını üstlenen yüklenici şirket olduğundan bu yangın pompa sisteminden kaynaklı ayıplardan satıcı gibi sorumlu olacağını, yani bir işi üstlenen mühendislik firmasının kullanmış olduğu malzemelerden dolayı sorumluluğu açık olmasına karşın bu sorumluluktan söz konusu yangın sisteminin üreticisi olmadığından bahisle kurtulmasının mümkün olmadığını; Sonuç olarak davalı şirketin sigortalı işyerinde yer alan yangın söndürme sisteminin kurulumunu üstlendiğini ve bu iş için de bu yangın söndürme cihazını temin ettiğini, dolayısıyla üstlenmiş olduğu bu işteki yangın söndürme sisteminin ayıbından kaynaklı meydana gelen zarardan satıcı gibi sorumlu olacağını, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2017/482 E. 2017/2712 K. Sayılı ilamının da yüklenicinin eser sözleşmesindeki malzeme tedariğine ilişkin sorumluluğunun açıkça gösterildiğini; Yukarıda belirtilen istinaf sebepleri saklı kalmak kaydıyla davalı vekili lehine hükmedilen vekalet ücretinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne aykırı şekilde belirlendiğini, istinaf başvurusuna konu edilen İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19.01.2021 tarih, 2017/1023 E., 2021/52 K. sayılı ilamının “HÜKÜM” başlıklı kısmında; “Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 10.745,78 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” şeklinde karar verilmiş olup davalı vekili lehine avukatlık asgari ücret tarifesine aykırı şekilde hükmolunan vekalet ücreti miktarının da usul ve yasaya aykırı olduğunu; 07.12.2019 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tarife”de;”MADDE 2 – Aynı Tarifenin 13 üncü maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir. (3) Maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez. (4) Maddi tazminat istemli davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur.” “MADDE 4 – Bu Tarife yayımı tarihinde yürürlüğe girer.” hükümlerinin düzenlendiğini, 07.12.2019 tarihli değişiklikle birlikte Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesinin 4. fıkrası uyarınca maddi tazminat davalarında davanın tamamının reddi durumunda hükmedilmesi gereken vekalet ücretinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin ikinci kısmının ikinci bölümü uyarınca maktu vekalet ücreti olması gerektiğini, başka bir deyişle istinaf sebepleri saklı kalmak ve hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemesi kaydıyla Yerel Mahkeme tarafından davanın reddine dair karar gereğince davalı vekiline karar tarihi itibariyle 4.080,00 TL maktu vekalet ücretine hükmolunması gerekmekte iken 10.745,78 TL nisbi vekalet ücretine hükmolunmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasına, talepleri gibi davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davacı … şirketi tarafından poliçe kapsamında olduğu iddiası ile sigortalısına ödenen hasar bedelinin, hasara uğrayan makinenin üreticisi olduğundan bahisle davalıdan rücuan tahsili talebiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve takibin devamı taleplerine ilişkindir.Davacı tarafından davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile; “üretimi davalı şirket tarafından gerçekleştirilen ve sigortalı yangın söndürme sisteminde oluşan arıza sonrası meydana gelen hasar nedeniyle ödenen sigorta tazminatının rücuen tazmini” açıklaması ile toplam 76.506,02 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatılmış, davalı tarafından süresi içerisinde sunulan itiraz dilekçesi ile; sigortalı makinenin üreticisi, satıcısı olmadığı, tarafınca yalnızca onarım işleminin yapıldığı ve bu nedenle hasar bedelinden sorumluluğunun bulunmadığından bahisle takibe itiraz edilmiş, davacı tarafça somut dava ile; … nolu Makine Kırılması Sigorta Poliçesi ile sigortalanan yangın söndürme makinesinin 07.03.2016 tarihinde yapılan rutin kontrolleri sırasında gizli ayıplı olması sebebiyle hasara uğradığı, hasar bedelinin dava dışı sigortalıya ödendiği, davalının yangın söndürme makinesinin üreticisi, satıcısı, servis hizmeti sağlayıcısı olarak hasar bedelinden sorumlu olduğu iddiası ile itirazın iptali talep edilmiş, davalı tarafça dava konusu yangın söndürme makinesinin üreticisi, satıcısı, ithalatçısı, distribütörü olmadığı, yalnızca makinede oluşan arızanın onarımını yaptığı ve bedelini sigortalıdan tahsil ettiği, bu nedenle kendisine rücu edilemeyeceği, ayrıca hasarın kullanıcı hatasından kaynaklandığından bahisle davanın reddi talep edilmiş, davacı tarafça cevaba cevap dilekçesi ile bu kez davalının yangın söndürme makinesinin montaj ve kurulumunu üstlenen yüklenici olduğu, yüklenicisi olduğu işi yerine getirirken kullandığı malzemenin ayıplı olması nedeniyle sorumluluğunun bulunduğu iddia edilmiş, davalı tarafça ikinci cevap dilekçesi ile aynı savunma sebepleri tekrar edilmiş, Mahkemece, yangın söndürme makinesinde meydana gelen hasarın gizli ayıptan değil kullanıcı hatasından kaynaklandığı, bu nedenle sigortalıya ödenen bedelin poliçe kapsamında olmayıp lütuf ödemesi niteliğinde olduğu, davalıya halefiyet ilkesi gereği rücu edilemeyeceği gibi, hasarın meydana gelmesinde bir kusuru bulunmadığından ödeme sonrası yapılan alacağın temliki kapsamında da davalıdan talepte bulunulamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri; davalının yangın söndürme makinesinin montaj ve kurulumunu yapan yüklenici şirket olarak meydana gelen hasardan sorumlu olduğu, Mahkemece alınan bilirkişi raporlarında ihtimaller üzerinden değerlendirme yapıldığı, herhangi bir kullanıcı hatasının bulunmadığı, bilirkişi raporlarının eksik inceleme neticesinde düzenlendiği, raporlarda makinenin üretim şekline aykırı değerlendirmeler yapıldığı ve hükümde davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken hatalı şekilde nispi vekalet ücretine hükmedildiğine yöneliktir. Dosya kapsamında; davacı tarafından 06.12.2016 ila 06.12.2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 13090864 nolu sigorta poliçesi ile sigortalanan … San. Ve Tic. A.Ş.’ye ait yangın söndürme makine ve tesisatının 07.03.2016 tarihinde, haftalık test sırasında hasarlandığı, davacı tarafından dava dışı sigortalısına 23.09.2016 tarihinde 74.154,91 TL hasar bedelinin ödendiği sabittir. Bu noktada iddia, savunma ve istinaf sebeplerinin ileri sürülüş şekline göre öncelikle uyuşmazlık konusu olan, davalının söz konusu makine ve tesisatın üreticisi, satıcısı, servis hizmeti sağlayıcısı, temin ve montajını üstlenen yüklenici olup olmadığı ve bu nedenle şayet makinede herhangi bir gizli ayıp mevcut ve hasar bu nedenle oluşmuş ise, davalının bundan sorumlu tutulup tutulamayacağıdır. Her ne kadar davacı taraf, davalının yangın söndürme sisteminin satıcısı, üreticisi, servis hizmeti sağlayıcısı ve temin ile montajını üstlenen yüklenici olduğunu iddia etmiş ise de, dosya kapsamında makinenin dava dışı sigortalıya davalı tarafından satıldığına, makinenin davalı tarafından üretildiğine dair herhangi bir fatura ve üretici belgesinin, dava dışı sigortalı ile davalı arasında yangın söndürme makinesinin temini ve montajına dair yapılmış bir sözleşme ile servis hizmeti sağlanmasına dair bir sözleşmenin, makinenin montaj ve kurulumunun davalı tarafından yapıldığına dair bir delilin, davalı tarafından servis hizmeti verildiğine dair bir servis formunun bulunmadığı, aksine davalı tarafından hasar tarihinden sonra olmak üzere düzenlenen 09.03.2016 tarihli yangın dizel motoru arıza raporunun, bu rapor doğrultusunda dava dışı sigortalı adına düzenlenen onarım teklif formu ile teklif formundaki miktarlara göre düzenlenen iki adet faturanın bulunduğu ve buna göre davalının makinede oluşan arızanın onarımını yapan şirket olduğu anlaşılmıştır. Davacı taraf, davalının makinenin satıcısı, üreticisi, servis hizmeti sağlayıcısı, montaj ve teminini üstlenen yüklenici olarak 07.03.2016 tarihinde meydana gelen hasardan dolayı sorumluluğuna dayanmış ve davalının bu sıfatlardan herhangi birine sahip olduğunu ispat edememiş olup, 07.03.2026 tarihinden sonra davalının yapmış olduğu onarım ile ilgili bir ayıp iddiası ileri sürmemiş olduğundan, makinede bulunduğu iddia edilen gizli ayıp nedeniyle davalıya rücu edilmesi mümkün değildir. Bu noktada İlk Derece Mahkemesince her ne kadar iddia ve savunmanın ileri sürülüş şekline göre öncelikle davalıya yüklenmek istenen sorumluluğun dayanağının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, makinede oluşan hasar yönünden bir değerlendirme yapılarak makinenin gizli ayıplı olmadığı, hasarın kullanıcı hatasından kaynaklandığı ve davalının hasarın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş olması hatalı olmuş ise de, sonuca etkisinin bulunmaması bakımından bu husus Dairemizce kararın kaldırılma sebebi yapılmamıştır. Somut dava ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemiyle açılmış olup tazminat davası olmadığından Mahkemece davalı lehine dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin üçüncü kısmına göre belirlenen vekalet ücretine hükmedilmesinde de bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 14/09/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.