Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/973 E. 2021/881 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/973 Esas
KARAR NO : 2021/881 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/02/2021
NUMARASI: 2020/470 Esas 2021/158 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/06/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili ile davalı … Projesinde 6/F blok- 22 nolu bağımsız bölüm için, düzenleme şeklinde İstanbul …. Noterliğinin 08 Kasım 2017 tarihli ve … yevmiye no’lu konut satış vaadi sözleşmeleri yapıldığını, yine aynı projedeki değişik bağımsız bölümler için davalı … Toplu Konut şirketi ile davacının yetkilisi olduğu …ün yetkilisi olduğu diğer şirketler arasında da sözleşmeler yapıldığını, bu çerçevede toplam 5 adet bağımsız bölümün, davacı şirkete ve … yetkilisi olduğu diğer şirketlere devrinin yapılması kararlaştırıldığını, davalılardan Demand şirketinin davacıya borçlu olduğunu, aynı zamanda diğer davalı … şirketinin …Projesindeki konutları pazarlamaya tek yetkili firma olduğunu, … şirketi borcunu … firmasının söz konusu projesindeki dairelerle ödemeyi teklif ettiğini ve bu çerçevede Satış Vaadi sözleşmeleri yapıldığını, yani, sözleşmelerin amacının … A.Ş.’nin, … yetkilisi olduğu davacı şirket ve diğer şirketlere olan borcunu satış vaadi sözleşmesine konu bağımsız bölümlerin tapu devri ve teslimi şeklinde ifa etme amacı oluşturduğunu, buna göre, taraflarca davacıya teslim edilecek dairelerin toplam satış bedeli olan yaklaşık 12 milyon TL’nin büyük bir kısmı olan 9 milyon TL’sinin, Kuzu Konut şirketinin projeyi pazarlamaya yetkili kıldığı … A.Ş. tarafından ödenmesi kararlaştırıldığını, davalı … şirketi tarafından, davacının yapacağı ödemeler için çek ve senetler alındığını, … şirketi’ nin … A.Ş.’de kullanılabilir hesabı olduğuna ilişkin belgeleri davacıya verdiğini, ödeme gücü olduğu hususunda güven uyandırdığını ve ayrıca diğer davalı … şirketine de … çekleri verdiğini, … şirketi ile yapılan sözleşmeler uyarınca … tarafından ödenecek tutar dışında kalan 5 adet bağımsız bölüme karşılık toplamda 3.000.000 TL tutar, davacı tarafından davalılara ödenerek taşınmazların tapu devrinin yapılmasının amaçlandığını ve bu kapsam da davacının yetkilisi olduğu şirketlerce … Konut firmasına çeşitli tarihlerde ödemeler yapıldığını, davacı şirketin bu kapsamda … Projesinde … yevmiye no’lu sözleşmeye konu 22 nolu bağımsız bölüm için 13.12.2017 tarihinde 5.490,76 USD, 8.1.2018 tarihinde 5.489,75 USD,12.2.2018 tarihinde 5.490,03 USD, 8.3.2018 tarihinde 5.490,03 ve 11.4.2018 tarihinde 49.410,07 USD,10.5.2018 tarihinde 7.320,04 USD ve 12.6.2018 tarihinde 7.320,04 olmak üzere toplamda 86.010,72 USD ödendiğini, davacı şirketin ödemelerini iyiniyet çerçevesinde yapmış olmasına karşın, … şirketi … firmasının bakiye ödemeleri tarafına yapmadığını gerekçe göstererek, davacıya gönderilen ihtarname ile sözleşmeye konu senetlerin ödenmediğini, temerrüde düşüldüğünü, bu nedenle satış vaadi sözleşmesinin feshedildiği ve yapılan ödemelerin cezai şart, kullanım bedeli vs. bedeller için mahsup edildiğinin belirtildiğini, davalı şirketlerin davacıya karşı birlikte hareket ettiklerini, …. şirketi diğer davalı … şirketinin davaya konu projedeki taşınmazların pazarlanması hususunda ticari ortağı ve yetkili kılınan firma olduğunu, davalıların iç ilişkisinin davacı firmayı ilgilendirmemekle birlikte, … ile …şirketi arasında yapılan 10.4.2018 tarihli tutanakta davacıya devri gereken dairelerin borcunun olmadığı ve tapu devrinin yapılacağı açıkça davalılarca kabul edildiğini, hal böyle iken, … şirketi tarafından tamamen kötü niyetli şekilde sözleşmenin feshedilmesi ve davacı tarafından yapılan ödemelerin alıkonulması hukuka ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, davalılardan …, bakiye ödemelerin davacı tarafından yapılamayacağına ilişkin beyan verilmesi sonrasında taraflarına verilmiş çek ve senetlerin iadesi ve yapılmış ödemelerin ödeneceğini belirtmiş olmasına ve davacıyı oyalamasına karşın bugüne kadar ödemeler yapılmadığını, hatta kendi fiili ile meydana getirdiği durumdan yararlanarak ödemelerin davacı tarafından yapılamayacağının beyan edildiği gerekçesi ile sözleşmeyi feshettiğini belirttiğini, davalılar birlikte hile yaparak davacıya borçlarını ifa etmek bir yana davacının zararının daha da fazla artmasına neden olduklarını, davalı … şirketine davacı tarafından keşide edilen Beyoğlu … Noterliğinin 4 Ocak 2019 tarihli ihtarnamesi ile her türlü yasal hakları ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren 3 gün içinde, 86.010,72 USD’nin ödeme tarihlerinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca işleyen faizi ile birlikte davacının belirtilen hesabına ödenmesi, aksi halde yasal hakların kullanılacağı bildirildiğini, iş bu ihtarımız 7 Ocak 2019 tarihinde davalı … şiketine tebliğ edildiğini, ancak davalılar tarafından ödeme yapılmadığını, davalıların ödenen tutarını cezai şart olarak alıkoymasının maddi ve hukuki dayanaktan yoksun olup kabul edilemez olduğunu, davalıların sözleşmeyi haksız feshettiği, sözleşmeye konu taşınmazları üçüncü kişilere devrettiği ve davacının yapmış olduğu ödemeler nazara alındığında … Projesinde davalılar üzerinde yer alan taşınmazlar üzerine teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesine, İstanbul …. Noterliğinin 08 Kasım 2017 tarihli ve … yevmiye no’lu konut satış vaadi sözleşmelerinin haksız feshi ve davalıların edimlerini ifa etmemesi nedeniyle, davacı tarafından söz konusu sözleşme gereği davalılara ödenmiş olan 86.010,72 USD’nin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, şimdilik, 1.500 USD’sinin, ödeme tarihlerinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca işleyen faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, yargılama masraf ve giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı – Karşı Davacı … vekili cevap dilekçesi ile; taraflar arasında akdedilen sözleşmede İstanbul Çağlayan Merkez Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili kılındığını, HMK 17.maddesi kapsamında yapılan yetki sözleşmesi gereğince mahkemenin yetkisiz olduğu ve yine aynı sözleşme gereği sadece müvekkili şirket defter ve kayıtlarına itibar edilmesi gerektiğini bildirmiştir. Davalı – Karşı Davacı … vekili Karşı dava dilekçesi ile; taraflar arasındaki 08/11/2017 tarihli sözleşmenin alıcının temerrüdü … A.Ş. tarafından sözleşmenin feshi ve sonuçları başlıklı 5.maddesinin 1.fıkrasının a ve e bendlerinde sayılan fesih nedenlerinin gerçekleştirilmiş olması dolayısıyla 06/08/2018 tarihinde sözleşmenin feshedildiğinin, fesih sonucu sözleşmede satış bedelinin %15’i oranında cezai şartın, taşınmazın davacı zilliyetliğinde bulunduğu her ay için satış bedelinin %1’i oranında ecrimisil bedeli, satış bedelinin %1’i oranında koruma kollama bedeli, ödenmemiş site yönetim giderleri ile aidatlarının alıcı(davacı) tarafından ödeneceğinin düzenlendiğini, bu düzenlemeler doğrultusunda şimdilik 100.000,00 TL’lik kısmının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 10/02/2021 tarih ve 2020/470 Esas – 2021/158 Karar sayılı kararında;”….Davacı ile davalı … A.Ş. arasında düzenlenen 08/11/2017 tarihli Satış Vaadi Sözleşmesinin 15.maddesinde İstanbul Çağlayan Merkez Mahkemeleri ve İcra dairelerinin yetkili olduğuna ilişkin yetki sözleşmesi yapılmış olup, HMK 17.maddesinde tacirler veya kamu tüzel kişileri aralarında bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilecekleri taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça davanın sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemede açılacağı hükme bağlanmıştır. HMK’nun 19/2. maddesinde yetkinin kesin olmadığı davalarda yetki itirazının cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerektiği belirtilmiş olup, davalı … tarafından usulüne uygun şekilde, yetki itirazının cevap dilekçesi ile ileri sürüldüğü ve davaya konu uyuşmazlığın gayrimenkulün aynına ilişkin bir dava olmayıp, satış vaadi sözleşmesinin feshi nedeniyle ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olduğu, karşı davadaki talebin ise yine sözleşmenin feshi nedeniyle talep edilen cezai şart ve ecrimisil bedeline ilişkin olup, gayrimenkulün aynına ilişkin bir dava olmadığı dikkate alınarak yetki itirazının kabulü ile mahkememizin dava ve karşı dava yönünden yetkisizliğine İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğuna dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur….”gerekçesi ile, Davacının açtığı davada, davalı … Anonim Şirketi yönünden dosya tefrik edilmiş olmakla, davalı-karşı davacı … yönünden mahkememizin yetkilili olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(ç) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Yerel Mahkeme tarafından yukarıda esas ve karar numarası belirtilen dosyaya ilişkin olarak davalılardan … için yetkisizlik kararı verildiğini, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Müvekkili ile davalı … Konut arasında .. Projesinde 6/F blok-22 nolu bağımsız bölüm için, düzenleme şeklinde İstanbul …. Noterliğinin 08 Kasım 2017 tarihli ve … yevmiye no’lu konut satış vaadi sözleşmeleri yapıldığını, Davalılardan … şirketi davacı müvekkile borçlu olup, aynı zamanda diğer davalı … şirketinin … Projesindeki konutları pazarlamaya tek yetkili firma olduğunu, … şirketi borcunu … firmasının söz konusu projesindeki dairelerle ödemeyi teklif ettiği ve bu çerçevede Satış Vaadi sözleşmeleri yapıldığını, yani, sözleşmelerin amacını, … A.Ş.’nin, … yetkilisi olduğu müvekkili şirket ve diğer şirketlere olan borcunu satış vaadi sözleşmesine konu bağımsız bölümlerin tapu devri ve teslimi şeklinde ifa etme amacı oluşturmakta olduğunu, buna göre, taraflarca davacı müvekkile teslim edilecek dairelerin toplam satış bedeli olan yaklaşık 12 milyon TL’nin büyük bir kısmı olan 9 milyon TL’sinin, … şirketinin projeyi pazarlamaya yetkili kıldığı …A.Ş. tarafından ödenmesi kararlaştırıldığını, … şirketi ile yapılan sözleşmeler uyarınca … tarafından ödenecek tutar dışında kalan 5 adet bağımsız bölüme karşılık toplamda 3.000.000 TL tutar, müvekkili tarafından davalılara ödenerek taşınmazların tapu devrinin yapılması amaçlandığı ve bu kapsam da müvekkilinin yetkilisi olduğu şirketlerce … firmasına çeşitli tarihlerde ödemeler yapıldığını, müvekkili şirket bu kapsamda … Projesinde … yevmiye no’lu sözleşmeye konu 22 nolu bağımsız bölüm için toplamda 86.010,72 USD ödendiğini, Müvekkili şirket ödemelerini iyiniyet çerçevesinde yapmış olmasına karşın, … şirketi … firmasının bakiye ödemeleri tarafına yapmadığını gerekçe göstererek, müvekkiline gönderilen ihtarname ile sözleşmeye konu senetlerin ödenmediği, temerrüde düşüldüğü, bu nedenle satış vaadi sözleşmesinin feshedildiği ve yapılan ödemelerin cezai şart, kullanım bedeli vs. bedeller için mahsup edildiği belirtildiğini,
Tüm bu yaşananların üzerine beraber hareket etmek suretiyle müvekkili zarara uğratan davalılara karşı alacak davası açmak zorunluluğu doğduğunu, ilk derece mahkemesince davalı … Anonim Şirketi yönünden dosya tefrik edildiği, diğer davalu … yönünden yetkisizlik kararı verildiğini, Verilen yetkisizlik kararı yasaya ve hakkaniyete aykırı olduğunu, zira dava dilekçesinde ayrıntısı ile belirttildiği üzere müvekkilinin zarara uğramasında davalıların beraber ve planlı biçimde hareket etmeleri en büyük etmen olduğunu, dolayısıyla davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğunu, (Yargıtay 10.Hukuk Dairesi 17/03/2014 Tarihli 23823/5954 K. Sayılı kararı, Yargıtay 7.Hukuk Dairesi 10/05/2016 Tarihli 2016/10455 K. Sayılı kararı, )Yargıtay Kararları’nda da belirtildiği üzere somut olaydaki gibi davalılara karşı tek hüküm verilmesi gerekli hallerde zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğunu, ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu karar dosyanın tefriki sebebiyle farklı mahkemelerde davalılar adına farklı kararların verilmesine sebebiyet vereceğini, halbuki davalıların birisi hakkında verilecek kararın diğerine de etki edeceğini, bu itibarla verilen karar hatalı olup, istinaf incelemesi neticesinde kaldırılması gerekmekte olduğunu, Öte yandan sözleşmenin ifa yeri Bakırköy olup, davalının yerleşim yeri de Bakırköy olduğunu, bunun yanında HMK m.12 uyarınca taşınmazın aynına ve zilyetliğe ilişkin davaların taşınmazın bulunduğu yer mahkemelerinde görülmesi zorunlu olduğunu, hal böyle olunca ilk derece mahkemesince yetkisizlik kararı hatalı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin yetkisizlik ve dosyanın tefrik kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, Bakırköy Mahkemelerinin yetkili olduğuna, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Asıl Dava, taraflar arasındaki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin haksız feshedildiği ve davalıların edimlerini ifa etmediği iddiasıyla açılan kısmi alacak davasıdır.Karşı dava ise, sözleşmenin feshi nedeniyle cezai şart, ecrimisil ve sözleşmede kararlaştırılan diğer alacakların tahsili istemine ilişkin alacak davasıdır.Mahkemece, davacının açtığı davada, davalı … Anonim Şirketi yönünden dosya tefrik edilmiş olmakla, davalı-karşı davacı … yönünden mahkememizin yetkilili olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(ç) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine, mahkememizin yetkisizliğine karar verilmiş ve karara karşı asıl davada davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Uyuşmazlık, ilk derece mahkemesince verilen kararın dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olup olmadığı ve mahkemenin yetkili olup olmadığı noktasındadır.Davacı vekilinin mahkemenin kabulüne yönelik istinaf sebepleri incelendiğinde,Somut olayda davacı vekili dava dilekçesi ile, davalılardan … şirketinin davacıya borçlu olduğunu, aynı zamanda diğer davalı … şirketinin … Projesindeki konutları pazarlamaya tek yetkili firma olduğunu, … şirketi borcunu … firmasının söz konusu projesindeki dairelerle ödemeyi teklif ettiğini ve bu çerçevede Satış Vaadi sözleşmeleri yapıldığını, yani, sözleşmelerin amacının …A.Ş.’nin, … yetkilisi olduğu davacı şirket ve diğer şirketler ile imzalanan Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi uyarınca müvekkiline teslim edilecek dairelerin bedeli olan 12.000.000,00 TL.’nin 9.000.000,00 TL.sinin … Şirketi tarafından ödenmesinin kararlaştırıldığını, 3.000.000,00 TL. Sinin müvekkilinince … Şirketine ödenmeye başlandığını ve 86.010,72 USD. Nin müvekkilince ödendiğini, … Şirketinin … Şirketine ödemeleri yapmadığı,temerrüde düşürüldüğü ve akabinde sözleşmenin feshedildiği belirtilip yapılan ödemelerin cezai şart ve vb. Bedellere mapsup edildiği belirtilip fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, şimdilik, 1.500 USD’sinin, ödeme tarihlerinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca işleyen faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesi talep edilmiştir. Taraflar arasında satış sözleşmesi, davacı ile davalı … Konut arasında …Projesinde 6/F blok- 22 nolu bağımsız bölüm niteliğindeki taşınmaza ilişkindir.Davacı şirket ile davalı ….şirketi arasında imzalanan İstanbul … Noterliğince düzenlenen 08/11/2017 tarih ve … yevmiye nolu … A.Ş. ÖN ÖDEMELİ SATIŞ VAADİ SÖZLEŞMESİ başlıklı sözleşmenin 15 maddesinde yetki şartı düzenlenmiş olup sözleşmenin tatbik ve tefsirinden doğan anlaşmazlıklarda İstanbul Çağlayan Merkez Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olacağı düzenlendiği, taraflar arasındaki uyuşmazlık taşınmazın aynından kaynaklanmadığı gibi kesin yetkinin söz konusu olduğu bir uyuşmazlık da bulunmamaktadır. Uyuşmazlık sözleşmenin feshi uyarınca yapılan ödemelerin iadesi talepli alacak davası olup tacirler arasında imzalanan sözleşmedeki yetki şartı HMK’nın 17. Maddesi gereğince tarafları bağlayacaktır.Hakkında tefrik kararı verilen diğer davalı … Anonim Şirketi’nin davaya cevap vermediği gibi taraflar arasında zorunlu dava arkadaşlığı da bulunmamaktadır. Bu nedenle, mahkemece verilen tefrik ve yetkisizlik kararı dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olup davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.Sonuç itibariyle, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olup davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 10/06/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.