Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/971
KARAR NO : 2023/1822
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/12/2020
DOSYA NUMARASI : 2017/1300 Esas – 2020/701 Karar
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ : 23/11/2023
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu taşımada, göndericisi ve alıcısı yani taşıtanın … olduğunu, Köln Almmanya ‘dan Türkiye ‘ye gönderilen otomotiv parçası yüklü olan trenin içinde bulunan 4371, 4378, 585-9, 4378, 591-1 ve 4378, 4378, 598-2 nolu vagonların 07/11/2011 tarihinde Kabakca tren istasyonunda deray etmesi sonucu bahse konu kaza olayın 100 deverli kurpta dahili ray aşınması ile iki vagondan oluşup tek numarayla çalışan özel tip vagonun kasarak tırmanması sonucu oluştuğunu, kazanın nedeni deray olmadığını, bandajın beton traverse çarpması sonucu vagon deraylı vaziyette inerken ve saatin gece yarısı olması ve çıkan kıvılcımlardan ve yol güzergahının 295 yarıçaplı kurp olması ve etraftaki yoğun çalılıklardan makinistin deray durumunu görme imkanının ortadan kalktığını, 1984 yapımı ve 295 yarıçaplı kurp olan raylara rağmen makinistin gerekli önlemleri aldığını ve hız kısıtlamasını yaptığını, bu doğrultuda meydana gelen derayın nedeninin yol kaynaklı olup olmadığının tespiti için dosyada mübrez 02/02/2015 tarihli Teftiş Kurulu raporunda da belirtildiği gibi müvekkili TCDD’nin kusurunun bulunmadığını, kusurun asıl davada ibra edilen … olduğunu, davacı … ve ihbar olunan … ‘e göre kaza ile ilgili CİT 20 tutanağını ve CİM sözleşmesi B Ana eki 43. Maddesindeki belgeleri ibraz etmediğini, dava konusu hasarlı malzeme tespitlerini boşalma istasyonu Köseköy ‘de TCDD yetkili alıcı ve gümrük yetkililerinin huzurunda yapılması gerekirken yapılmadığını, tazminat ödemelerinin eşyanın hasarlı ve noksan ağırlığı üzerinden yapılmakta olduğunu, bu nedenle CİT 20 tutanağı düzenlenmesi gerekirken düzenlenmediğini, hasarlı malzemenin tespitine ilişkin TCDD görevlilerinin imzalarının bulunmadığı hiçbir belgeyi kabul etmediklerini, neredeyse davacı … talepleriyle birebir örtüşen bilirkişi raporunu ve ekspertiz raporunu kabul etmediklerini, mahkemenin hükmüne bu iki raporu esas aldığını, davacının tazminat talebinde bulunabilmesi için CİM 53 maddesi gereği taşıma belgesi bir nüsha aslının ve eşyaya ait faturanın ibraz edilmesinin gerektiğini, ayrıca PİM 29 ve 30 sayılı tutanağın düzenlenmesi gerektiğini, bunların dava dosyasında bulunmadığını, TTK hükümlerine göre … ‘ın taşıtan durumunda olmadığını, dosyada mübrez evraklara göre taşıtan durumunda… Otomotiv San. A.Ş.olduğunu, bu nedenle davanın aktif husumet yönünden reddinin gerektiğini, COTİF md.13 ‘e göre gönderici ve taşımacı eşyanın kime ait olduğuna karar vereceğini, böyle bir sözleşme olmaması halinde gönderici eşyanın hatalı yüklemesinden sorumlu olacağını, COTİF md.14 ‘e göre göndericinin ambalajı gözle görülür kusurlu yapması halinde taşıyıcıya karşı sorumlu olacağını, eşyaların gönderici tarafından yüklenmesi veya alıcı tarafından boşaltılması halinde yapılan tespitte hatalı durumlardan taşıtıcı ve alıcı taşıyana karşı sorumlu olacağını, bu durumların tespitinin COTİF e PİM talimatlarına göre kısmi kayıp ve hasar durumundaki işlemlerin PİM-317 tespit zaptına göre vagonların yüklenmesi ve emniyeti ile ilgili olarak TCDD mevzuatına ve RİV talimatına ve 502 sayılı genel emrin 17/g maddesine göre emniyetli bağlanma, takozlanma, muşamba olaylarından göndericinin sorumlu olacağını, yine COTİF 13/2, 23 ve 14 ‘üncü maddelerine göre göndericinin ambalaj kusuru ve gözle görülür teslim alma anında yapılan kusurlardan taşıyana karşı sorumlu olacağını, vagonların uluslar arası trafikte karşılıklı kullanılmasına ilişkin yönetmeliğin (RİV) ilgili maddelerinde, “Paletli yük birimlerinin oluşturulmasının ne şekilde yapılacağı, yükleme şekli, emniyete alma metotlarında, palet ayaklarının sallanmayacak ve eğilmeyecek şekilde sabitleneceği, paleti oluşturan kutuların çelik çember ile yatay ve dikey olarak bağlanması gerektiğini, COTİF 36 ve COTİF/CİM 36 ve 19/4 maddelerinde ise yüklemenin gönderici ve boşaltma işlemeni alıcı tarafından hatalı yapılması hallerinde gönderici, alıcı ve taşıtanın sorumluluklarının belirlendiğini belirterek Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/471 Esas – 2015/605 Karar sayılı ve 09/09/2015 tarihli ilamının ve birleşen birleşen İstanbul Anadolu 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin :2013/282 Esas – 2014/170 Karar sayılı ve 13/05/2014 tarihli ilamına ilişkin olarak davacı aleyhine icra takibi başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı ilamlı icra takip dosyasına tediye edilen toplam 728.000,06 TL tazminatın fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla rücuen tazminine, ödeme tarihleri itibariyle değişen oranlarda avans faiz oranı üzerinden faiz işletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazada sorumluluğun davacı tarafa ait olduğunu, taleplerinde haksız olduğunu, dava dışı … San. A.Ş.tarafından satın alınan 694 adet aksın ve motor bloğu emtialarının Avusturya – Macaristan – Romanya – Bulgaristan güzergahı üzerinden Türkiye ‘ye girişin müteakip Kabakça köyü yakınlarında 05/11/2011 tarihinde tren vagonları, vagonun raydan çıkması sonucu devrilmiş ve içindeki emtiaların zarar gördüğünü, kazaya ilişkin olarak yapılan tüm inceleme, tahkikatlar, tanzim edilen raporlar ve hukuki mevzuat sorumluluğunun davacının kusur ve ihmalinden kaynaklandığını, dava konusu kazanın meydana geldiği vagonların, Köln-Köseköy arasında seyreden dava dışı … ‘ya ait 205 adet vagondan biri olup 2004 yılında Köln-Köseköy arasında işletilmeye başlandığını, nitekim işletilmeye başlanmadan önce teknik özellikleri ülkelerin demiryolu idarelerine gönderildiğini, davacı TCDD Genel Müdürlüğü dahil 16 ülke Demiryolu idaresinden vagonların işletilebileceğine dair uygunluk onayı alındığını, davalı … ‘ın işlettiği yedi yıllık sürede 2325 ve 35276 vagonda hasar meydana getiren deray dışında başka deray meydana gelmediğini, bunun da … ‘ın TCDD ‘nin verdiği uygunluk belgesine göre işlem yaptığını gösterdiğini,…vagonlarının, bojisiz, iki akslı, iki ayrı vagonun birleşmesinden meydana geldiğini, vagonların 2004 yılından itibaren TCDD tarafından kullanılmakta ve onay verilmiş vagonlar olduğunu, ayrıca birleşim noktasında kanca sistemi bulunmadığı belirtilmekte ise de, ikiz vagonlardaki iki parça vagon arasındaki bağlantı sisteminin diğer vagonlardan farklı olduğunu, ikiz vagonun başı ve sonunda normal vagonlarda olduğu gibi kanca ve aynı tampon sistemi bulunduğunu, normal vagonlarda 25-30 cm. esneklik payı olduğu halde bu vagonlarda 10 cm ‘lik esneme payı olduğu ile ilgili iddianın kabulünün ilgili yasal düzenlemelere aykırı olacağını, 06.11.2011 tarihinde meydana gelen deray hadisesi tamamen davacı yandan kaynaklanan yol kusurundan meydana gelmiş olduğunu, vagonlara yüklü emtialar ile vagonlardaki hasarın tümünün tazmininden asli kusurlu olarak davacı tarafın sorumlu olduğunu, meydana gelen kazanın davacı yanın mevzuattaki yükümlülüklerini ihlal etmesi, zamanında gerekli bakım ve onarımları yaptırmaması, yapılması gereken denetimleri gerçekleştirmemesi sebepleriyle ve zararın önlenmesinde rol oynamayarak asli kusuruyla ortaya çıktığını, davacının dilekçesinde öne sürdüğü mevzuat hükümlerinin hasar veya zıyanın ambalaj/yükleme hatası olması durumunda uygulanacak hükümler olduğunu, dava konusu uyuşmazlıkta uygulama yeri bulunmadığını, Uluslararası Demiryolu ile Eşya Taşıma Sözleşmesine İlişkin Tek Tip Kurallar (CIM) ve Uluslar arası Demiryolu Taşımalarına İlişkin Sözleşme (COTIF) hükümleri gereğince taşıma belgesi ile eşyayı taşımayı kabul eden demiryolu, teslime kadar tüm parkurlarda taşımanın yapılmasından sorumlu olduğunu, eşyayı kabulden teslime kadar meydana gelen kısmen veya tamamen kaybolması ve hasarlanmasından doğan zararlardan da sorumlu olacağını, sorumluluktan kurtulmak isteyen davacının kendi sorumluluğunu doğurmayacak nedenlerden biri sebebiyle meydana geldiğini ispat etmesi gerektiğini, gerek bakım ve onarım çalışmalarının zamanının geçirilmesi, gerek tüm onayların davacı şirket tarafından verilmesi, gerek denetim yükümlerinin yerine getirilmemesi, gerekse davalı şirket tarafından işletilen vagonlarda 7 yıllık süreçte hiçbir deray hadisesi yaşanmaması sebebiyle, meydana gelen hasardan davacı TCDD ‘nin tek başına sorumlu olduğunu, davacı tarafça sunulan mahkeme ilamında müvekkili şirketin sorumluluğu, taşıma belgesi ile eşyayı taşımayı kabul eden davacı demiryoluna karşı olmadığını, müvekkil şirketin sorumluluğunun, taşıtan sıfatıyla dava dışı müşteri …. A.Ş.’ye karşı olduğunu, bu sorumluluğun davacıya rücu imkanı vermediğini, aksine davalı müvekkil şirketin davacıya karşı rücu hakkı bulunduğunu, dava konusu vak’ada asli kusurlu tarafın davacı TCDD olduğundan bahisle, müvekkil şirket aleyhine hükmedilen ve müvekkil şirket tarafından İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosya borcu gereğince ödenen 77.350,02 TL tutarın davacı TCDD’ye rücu edileceğini, ödemeye ilişkin sigorta şirketine başvuru yapıldığını, sonucunun beklendiğini, sigorta şirketinin dönüşüne göre bu ödemeye ilişkin dava açmak haklarını saklı tuttuklarını, davacı tarafça ödeme tarihleri itibariyle değişen oranlarda avans faiz oranı üzerinden faiz işletilmesini talep edilmiş ise de, uluslararası karayolu ile yapılan taşımalarda uygulanan CMR Konvansiyonu’nun 27. maddesi gereğince bu faiz yıllık %5 oranıyla sınırlı olduğunu, CIM’in 58. maddesinin açık hükmü gereğince, işbu davadaki taleplerin zamanaşımına uğradığını belirterek davanın … A.Ş., … ve … ihbarına, Zamanaşımı def’imiz uyarınca davanın usulden reddine, mahkeme aksi kanaate ise davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 16/12/2020 tarih ve 2017/1300 Esas – 2020/701 Karar sayılı kararı ile; ” Dava, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/471 Esas (Birleşen İstanbul Anadolu 18 ATM’nin 2013/282 Esas) 2015/605 Karar sayılı 09/09/2015 tarihli kararı uyarınca 06.11.2011 tarihinde meydana gelen tren kazası sonucu dava dışı … San A.Ş’ye ait emtianın zarar görmesi nedeni ile sigortacısının yaptığı ödemenin dosyamız davacı ve davalısından tahsili talepli davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karar uyarınca davacının dava dışı sigortacı … A.Ş’ye icra takibi sonucunda yaptığı ödemenin rücuen akdi taşıyıcı davalıdan tahsili talebine ilişkindir. Tarafların tüm delilleri celp olunarak dava dosyası üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak raporlar alınmıştır.Somut olayda bir kamu iktisadi kuruluşu olan T.C.D.D işletmesi genel müdürlüğünün statüsü 28.10.1984 gün ve 18559 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmış olup, bu statünün 3. maddesinde “T.C.D.D Yolları tüzel kişiliği sahip, faaliyetinde özerk ve sorumluluğu sermayesi ile sınırlı özel hukuk hükümlerine tabii bir kuruluş” olduğu açıklanmıştır. Statünün 4. Maddesi bu kuruluşu tam bir ticari işletme olarak görmüş, yolcu taşıma yanında liman, iskele, ambar, antrepo, sundurma, silo, akaryakıt deposu, umumi mağazalar kurup işletebileceği, kiraya verebileceği, sigorta acenteliği yapabileceği belirtilmiştir. Bu ve benzeri iktisadi kuruluşlarının A.Ş ‘ler gibi hisse senedi çıkartabileceği yasa ile benimsenmiştir. T.C.D.D Yollarının Türkiye çapında yolcu ve yük taşıma işleri yanında, iskele ve liman işlettiği, Türkiye’nin bu konuda en büyük müesseselerinden biri olduğu tartışılmayacak bir gerçektir. T.C.D.D Yolları işletmesinin 3. Şahıslar ile yaptığı taşıma sözleşmesi umumi mağaza işletmesi, kira akdi yapması v.s gibi sözleşmesel ilişkilerde, bu kuruluşun hususi hukuk hükümlerine tabi olması nedeni ile tacir sayıldığından işbu davayı görmeye mahkememizin görevli olduğu anlaşılarak esasa girilmiştir. Davaya dayanak yapılan Bakırköy 5. ATM’nin 2012/471 Esas (birleşen İstanbul Anadolu 18 ATM nin 2013/282 Esas ) – 2015/605 Karar sayılı dava dosyasının UYAP üzerinden celp olunarak yapılan incelenmesinde; asıl ve birleşen davada dosyamız davacısı T.C.D.D işletmesi ile dosyamız davalısı … A.Ş aleyhine (asıl davada sadece T.C.D.D aleyhine dava açıldığı dosyamız davalısının o dava dosyası yönünden ihbar olunan konumunda bulunduğu, birleşen davada da her ikisi aleyhine dava açıldığı) dava dışı nakliyat sigorta poliçesi ile … A.Ş’ye sigorta teminatı sağlayarak poliçe kapsamında ödeme yapan … A.Ş tarafından yapılan ödemenin rücuen tahsilinin talep edildiği, yapılan yargılama sonucunda mahkemece; “…davacı şirkete nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan … Otomotiv San ve Tic A.Ş firması tarafından İngiltere’den … Firmasından satın alınan muhtelif otomotiv yedek parçalarının Türkiye’ye nakliyesi sırasında Türkiye’ye girişine takiben Kapıkule Sirkeci arasında Çatalca İlçesi Kabakça Köyü yakınlarında bulunan tren istasyonunda 06.11.2011 tarihinde 5 adet vagonun tren rayından çıkarak devrilmesi sonucu davacı şirkete sigortalı otomotiv yedek parçalarının hasar gördüğü, davacının her iki davada da sigorta sözleşmesinde aldığı temlik hükümlerine göre akdi halefiyet ilkesi gereği halefiyete dayalı rücuen tazminat talebinde bulunabileceği ve olayın oluşuna göre taşıma işini gerçekleştiren T.C.D.D ve ihbar olunan … firmasının somut olayda taşıyıcı sıfatları ile meydana gelen hasardan sorumlu olduğu, hasarda emtia brüt kilogram miktarı üzerine brüt kilogram başına 17 SDV sorumlu olacağı, ona göre hasarlı yüküm yapılan tespitlere göre; brüt 97.884,85 kg olduğu ve buna göre sorumluluk üst sınırının somut olayda talep edilen ve gerçekleştiği belirlenen hasar zararından çok daha yüksek olduğu tespit olunmuş ve zararın taşıma süreci içerisinde gerçekleştiği ve zarardan da taşıyıcı olarak davalıların sorumlu olduğu tanzim etmesi gerektiği kanaatine varılmış, sözleşmede belirlenen muafiyet miktarları da düşürüldükten sonra, davalının sorumlu olduğu miktar belirlenmiş ve belirlenen değer üzerinden ana davada ; T.C.D.D ile birleşen davada T.C.D.D ve … firmasının sorumlu olduğu ve buna göre meydana gelen zarardan sorumlu oldukları, meydana gelen kaza nedeni ile davalıların taşıyıcı sıfatı nedeni ile sorumlu oldukları belirlenmiş ve ana davada toplam hasar bedeli; 386.302,92 TL ve birleşen davada 40.001,92 TL lik rücuen davacının talep hakkı olduğu kanaatine varılmış…” gerekçesi ile asıl davanın kabulüne birleşen davanın kısmen kabulüne karar verildiği işbu kararın temyiz incelemesi istemi üzerine Yargıtay 11 HD’nin 2016/7565 Esas – 2017/4672 Karar sayılı 25.09.2017 tarihli kararı ile; ” kararı birleşen dava yönünden davalı … Lojistik A.Ş vekili ile asıl ve birleşen dava yönünden davalı T.C.D.D vekili davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Temyiz dilekçesinin verilme usulü HUMK 434 maddesinde açıklanmış olup, buna göre harca tabi ile temyiz dilekçesinin temyiz defterine kaydettirilip, temyiz harcının yatırılmış olması gerekmektedir. Mahkemece verilen karar davalı … Lojistik A.Ş vekiline 07.12.2015 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından 23.12.2015 tarihinde temyiz edilmiş olup, süresinde değildir. HUMK 432/4 maddesine göre süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 Esas 1990/4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı’nda, Yargıtay tarafından da bir karar verilebileceği öngörüldüğünden davalı vekilinin HUMK 432/4 maddesi uyarınca davalı …. Lojistik A.Ş vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı T.C.D.D vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 3-dava, demiryolu taşımasından kaynaklanan hasar tazminatının rücuen tahsiline yönelik alacak ve itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. İİK 67. Maddesine göre, icra inkar tazminatı, borca itirazında haksız olan davalıdan talep edilmesi halinde hükmedilir. Davacı şirketin birleşen itirazın iptali davasında icra inkar tazminatı talebi olmamasına rağmen mahkemece davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle temyiz isteminde bulunan davalı T.C.D.D lehine bozulması gerekmiştir…” gerekçesi ile bozulduğu, bozma ilamına karşı asıl ve birleşen davanın davalısı T.C.D.D Genel Müdürlüğü vekili tarafından karar düzeltilmesi talebinde bulunulmuş, Yargıtay 11. H.D’nin 2017/5223 Esas 2019/4145 Karar sayılı kararı ile yapılan inceleme sonucunda; “… Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, asıl ve birleşen davanın davalısı T.C.D.D Genel Müdürlüğü vekilinin HUMK 440 maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteminin reddi gerekir…” gerekçesi ile karar düzeltme talebinin reddedildiği, dolayısıyla işbu dava dosyamıza dayanak yapılan Bakırköy 5 ATM’nin 2012/471 Esas 2015/605 Karar sayılı kararı esasına ilişkin olarak kesinleştiği anlaşılmıştır.Davalı taraf husumet itirazı ve zamanaşımı def’inde bulunmuştur. Somut uyuşmazlıkta dava konusu taşımada davalı …. Lojistik A.Ş’nin hukuki durumu T.T.K’nın ilgili maddelerine göre taşıtan durumundadır, yani akdi taşıyıcıdır. Davacı ise fiili taşıyıcı konumundadır. Davacı ve davalı akdi ve fiili taşıyıcı olarak taşınan emtianın sahibine karşı müştereken ve müteselsilen sorumluluğu sabittir. Bakırköy 5 Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen kararın dayanağı da tarafların akdi ve fiili taşıyıcı olarak müşterek ve müteselsil sorumluluğudur. Akdi ve fiili taşıyıcı taşımadan kaynaklı meydana gelen zarardan dolayı kusurları oranında birbirlerine karşı rücu hakkına sahiptir. Davacı da bu rücu hakkını kullanarak yapılan taşımada meydana gelen kazada, meydana gelen zararın davalının sorumluluğundan kaynaklandığını iddia ederek ödediği bedelin iadesini talep etmektedir. Bu nedenle; davalı yanın husumet itirazı mahkememizce nazara alınmamıştır. Davalı yan yine zamanaşımı def’inde bulunmuştur. TTK 855. Maddesi zamanaşımı başlığını taşımakta olup 1. Fıkrasında; ” bu kitap hükümlerine tabi taşımalarda, yolcunun bir kaza sonucu ölmesi veya bedensel bütünlüğü zedeleyen bir zarara uğraması halinde istem hakları on yılda; diğer zararlarda ise bir yılda zaman aşımına uğrar” üçüncü fıkrasında; “rücu haklarına ilişkin zaman aşımı, rücu alacaklısının, zararı ve rücu borçlusunu öğrendiği tarihten itibaren 3 ay içinde zarar hakkında rücu borçlusuna bildirimde bulunmuş olması şartı ile; rücu alacaklısına karşı mahkeme kararının kesinleştiği günden, kesinleşmiş mahkeme kararı bulunmayan hallerde ise rücu alacaklısının borcu ifa ettiği tarihten itibaren işlemeye başlar.” hükümleri düzenlenmiştir. Somut uyuşmazlıkta rücu alacaklısı davacıya karşı açılan ve işbu davaya da dayanak yapılan Bakırköy 5 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/471 Esas 2015/605 Karar sayılı dava dosyasında verilen kararın yargılama sırasında 10.06.2019 tarihinde kesinleştiği, davacı tarafından yine İstanbul 18. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı takip dosyasında da ödemenin 25.09.2017 tarihinden sonra işbu dava 12.12.2017 tarihinden önce ödendiği, dolayısıyla ödeme yönünden de 3 ay içerisinde işbu davanın açılmış olduğu anlaşıldığından davalı yanın zaman aşımı yönündeki def’inin reddi gerekmiştir. Somut uyuşmazlıkta zararın meydana geldiği olayda akdi ve fiili taşıyıcı olarak tarafların kusur oranlarının tespiti için mahkememizce resen seçilen 3 kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır, alınan raporda özetle; “…dava konusu somut olayda T.C.D.D’nin taşıyan sıfatı ile kazanın oluşumunda yük katarının drey (raydan çıkma) ve kurp (demir yolu ray eğiliminin hesaplanması) olayında gerekli teknik önlemleri almamasından dolayı asıl sorumlu olduğu, davalı … A.Ş ise taşıtan sıfatı ile; vagon altlarında ve etrafında dağılmış halka şerit çemberlerin, ahşap palet takozlarının, mukavva ambalajlarının bulunduğu… Vagon içerisindeki emtianın bir kısmının plastik kasalarda, bir kısmının ahşap palet üzerinde mukavva karton ambalajı ve şerit çemberli olduğu… Muhtelif emtianın bir kısmının da ambalajlarının ıslanmış olduğu, muhtelif ambalajların dağılmış bazı emtianın ambalajsız dağılmış halde kaza yerinden toplanmış halde olduğu, bazı motor bloklarının paslandığı, muhtelif paket ambalaj ve emtia üzerinde ıslaklık, çamur ve toprak olduğu, karton kolilerin üst üste konulmuş halde olduğu, kutuların ıslanmış olması nedeni ile mukavemetlerini kaybettiği ve iç içe geçtiği, sağa sola, öne arkaya yattığı, plastik kasaların kırılarak iç içe geçtiği… sebeplerinden ötürü sorumlu olduğu, bu bağlamda dosyada mevcut T.C.D.D teftiş ve ekspertiz raporu dışında alınmış bir bilirkişi raporu bulunmadığından kusur oranları konusunda, heyetimizce bir oran tespit edilip, ölçü verilemediğinden… Rücuen tazminat davasında hüküm altına alınabilecek rücuen tazminat miktarının sayın mahkemece tayininin uygun olacağı görüş ve kanaatinde olduğumuza…” şeklinde belirtildiği görülmüştür. Yapılan yargılama sonucunda dosya kapsamındaki tüm delillere, alınan bilirkişi raporlarına göre; davacının kullanımına onay verdiği ikiz vagona istiflenmek sureti ile ve yüklendiği hali ile Almanya’dan Türkiye’ye kadar taşındıktan sonra … nolu vagonun bağlı olduğu yük katarının 06.11.2011 tarihinde Kapıkule – Sirkeci Hattında Çatalca/Kabaca Tren İstasyon’u 300 mt geçtiği sırada raydan çıkıp devrilmesi nedeni ile hasar görmüş, vagonun raydan çıkmasına ise hatalı yükleme, kifayetsiz ambalaj ve sabitleme hatasının değil, rayların altyapısının yetersizliği, gerekli bakım ve onarımın yapılmamasının sebep olduğu belirlenerek oluşan hasarın nitelik ve niceliği de Bakırköy 5 ATM’nin 2012/471 Esas sayılı dava dosyasında tartışılarak değerlendirildiği, her ne kadar somut olay nedeni ile maddi yönden menfaati zarar gören hak sahibine veya onun sigortacısına karşı derdest davanın tarafları taşıyan ve taşıtan sıfatı ile müştereken sorumlu olsalar da müşterek ve müteselsil sorumluluğun gereği olarak hak sahibine tazminat ödeyen tarafın tazmin etmek zorunda kaldığı bedeli diğerinden ancak kusur oranı nispetinde talep edebilmesinin mümkün olduğu, hal böyle olmakla birlikte somut uyuşmazlıkta davacının asli kusuru nedeni ile tazmin etmek zorunda kaldığı hasara bağlı zarar ile davalının tali kusurlu sayılmasını gerektirecek nitelikte bir eylemi arasında sebep sonuç ilişkisi olduğuna dair bir tespitin dosya kapsamında bulunmadığı, bir başka ifade ile Almanya’dan Türkiye ‘ye demiryolu ile sevk edilen dava konusu oto yedek parçaları davacının asli kusurlu olduğu maddi hasarlı kaza olmadan, orijinal ambalajında vagona yüklenerek istiflendiği hali ile alıcısı emrine teslim edilebilmiş olsa idi; … nolu vagonun bağlı olduğu katarın Kapıkule – Sirkeci hattında Çatalca / Kabaca tren istasyonu 300 mt geçtiği sırada raydan çıkıp devrilmesine, vagondaki yükün savrulup dağılmasına, plastik kasaların kırılmasına, bazı motor bloklarının ıslanıp paslanmasına bağlı zararlarda söz konusu olmayacağından davalı …’ın hak sahibine karşı tali kusuru da söz konusu olmayacağından işbu davanın reddi gerektiği vicdani kanaatine varılarak işbu davanın aşağıdaki şekilde reddi gerekmiştir. ” gerekçeleri ile; ” 1.Davalı tarafın zamanaşımı ve husumet itirazının reddi ile davanın ESASTAN REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davaya esas mesnet dava konusu eşyanın teslimi ve hasarın tespiti ile olayın oluş şekline ilişkin olarak; Hükme konu dava konusu taşımada, göndericisi ve alıcısı yani taşıtanı ….A.Ş. olup Köln/Almanya’dan Köseköy/Türkiye’ye gönderilen otomotiv parçası yüklü olan blok trenin içinde bulunan 4371 4378 585-9, 4371 4378 589-1 ve 4378 4378 598-2 numaralı vagonların 07.11.2011 tarihinde 83015 tren teşkilatındayken Kabakça Tren İstasyonunda deray etmesi neticesinde bahis konusu olayın, klm 86+600’de bulunan 295 yarı çaplı-100 deverli kurpta tolerans dahili ray aşınması ile iki vagondan oluşup tek numarayla çalışan özel tip vagonun kasarak tırmanması sonucu oluşmuş olduğunu, taşıtanın tercih ettiği vagonların TCDD’ye ait yollara uyumsuzluğu nedeniyle dava konusu olayın meydana geldiğini, dava konusu olayda müvekkili TCDD’nin asli kusuru bulunmadığını, Hükme konu olayın tetkikinden de anlaşılacağı üzere davanın reddine sebep olarak gösterilen hüküm gerekçesinin yerinde olmadığını, Dava konusu olayın meydana gelmesine sebep teşkil eden hususların deray sebepleri olmadığını, bandajın beton traverse çarpması derayın meydana gelişinden sonra vagon deraylı vaziyette giderken bandajın her traverse çarpması ile meydana gelen çarpma sonucunda çıkan kıvılcımın deray saatinin 01.00. civarında ve havanın karanlık olması nedeniyle makinist tarafından görülmesi gerektiği ancak yol güzergahının 295 yarı çaplı kurp ve çalılık ve ağaçların olması nedeniyle makinist tarafından bu durumun görülme imkanının olmadığı, derayın meydana geldiği yol kesimi 1984 yılında yapılmış yol, 295 yarı çaplı kurp ve raylarda yanal aşınma olmasına rağmen, trenlere sürat kısıtlaması yapılarak trenlerin emniyetli seyri için gerekli emniyet tedbirinin alınmış olduğunu, yapılan sürat kısıtlamasının yolun mevcut durumu itibariyle trenlerin emniyetli seyri için yeterli olduğunu, Bu doğrultuda meydana gelen derayın sebebinin yol kaynaklı bir sebep olmadığını vurgulamak için yapılan 02.02.2015 tarihli mübrez Teftiş Kurulu Raporunda da belirtildiği gibi müvekkili teşekkülün bu konuda asli bir kusuru bulunmadığını, kusurun asıl davada ihbar edilen ve kesinleşen davada davalı olan taşıtana ait olduğunu, hükme konu davada Almanya’nın Köln Garından 06.11.2011 tarihinde Köseköy’e gönderilen 43714378589-1, 43714378585-9 ve 43714378599-2 nolu vagonların deray etmesi sonucunda Çerkezköy Lojistik Şefliğince 83,84,85 nolu CIT 20 tutanakların düzenlenmiş olduğunu, söz konusu tutanaklarda da eşyanın kesin hasarı ile ilgili olarak varışta tespit yapılacağının belirtilmekte olduğunu, Söz konusu hasar tazminat ödemelerinin, eşyanın hasarlı ve noksan ağırlık üzerinden yapılmakta olduğunu, uluslararası taşımalarda eşyanın hasarı ve noksanlığı gibi durumlar için CIT 20 tutanak düzenlenmekte olduğunu, yine eşyanın ne kadarının (kg olarak) hasarlı olduğu alıcısına ne şekilde teslim edildiği ile ilgili kesin hasar durumunun varış garında TCDD yetkilisi alıcı ve gümrük yetkilileri huzurunda tespit edilip CİT 20 Tutanak düzenlenmesi gerektiğini, Davalı firmanın, COTİF’e göre teşekküllerine ibraz etmesi gereken belgeleri ibraz etmediğini, bu belgelerin taşıma belgeleri asılları, söz konusu vagonlarda yüklü eşyaya ilişkin fatura ve alıcı ….A.Ş.’den alınacak devir yazısı (muhataplarının taşıtan olması nedeniyle) ibraz edilmeden mevzuat gereği ödeme yapılmasının mümkün olmadığını, nitekim Uluslararası Demiryolu Eşya Taşıma Sözleşesine İlişkin Tertip Kurallar CIM-Sözleşmenin B Ana eki 43. maddedeki düzenlemenin bu şekilde olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu husuların hiçbirinin değerlendirilmediğini, Dava konusu hasarlı malzemenin tespitlerinin boşaltma istasyonu olan Köseköy’de TCDD yetkilisi alıcı ve gümrük yetkililerinin katıldığı bir heyetçe yapılması gerekirken yapılmadığını, bu durumda düzenlenmesi gereken CİT 20 Tutanağın düzenlenmemiş olduğunu, hasar tespitinin mal sahibi olan … A.Ş.nin fabrikasında yapılmış olduğunu, tazminat ödemelerinin eşyanın hasarlı ve noksan ağırlık üzerinden yapılmakta olduğunu, CİT 20 Tutanağının bu sebeple düzenlenmesi gerekmekte olduğunu, bu tutanakta eşyanın ne kadarının (kg.) olarak hasarlı olduğunun tespiti gerektiğini, bu tespitlerin hiçbirinin yapılmadığını, tazminatın hesabında eşyanın (kg.) olarak miktarının tazminatın tavanının hesabında önemli olduğunu, bu hususun hem mer’i mevzuata aykırı olduğunu hem de suistimale açık bir durum olduğunu, olayda Kuruluşlarının asli kusur sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini, dava konusu talebe ilişkin vakanın müvekkili kuruluşun sebep olmadığı ve sorumluluk sınırlarının dışında meydana gelmiş olup davanın ihbarının haklı nedene dayanmakta olup sorumluluğun ilk davanın diğer davalısı ve birleşen davanın ihbar olunanının davalı …. A.Ş. olduğunu, Bu sebeple mesnet davada; hasarlı malzemenin tespitine ilişkin Teşekkülleri görevlilerinin imzalarının bulunmadığı evrak ve her türlü belgeyi kabul etmeseler de mesnet davada bilirkişi tarafından davacı belgeleri esas alınmak suretiyle neredeyse mesnet dava davacısının talebiyle tıpatıp bir hesaplama yapıldığını, hükme esas alınan bilirkişinin raporunda sigorta firmasının davacının expertiz raporunu esas almasının yerinde olmadığını, müvekkili mesnet davada bu raporu kabul etmediğini beyan etmiş ise de mahkemece bilirkişi raporunun hükme esas alınmış olup bu hususun yasa ve usule aykırı olduğunu, bu sebeple mesnet davada gerek denetime açık olmayan bilirkişi raporunu ve gerekse davacı taleplerinin yerinde olmamasına rağmen hükme esas alınmasına dair mahkeme ilamını yerinde bulmadığını ve müvekkili aleyhinde olan işbu hükme esas alınan hasarla ilgili olarak hesap edilen bedellerin yüksek olduğu savunması ile hasarlandığı iddia edilen her bir parça için ayrı ayrı değerlendirmenin yapılması ve kaza ile ilgili olmayan hasarların bedellerinin düşülmesi ve bu nedenle hükmün bozulmasına karar verilmesi talep edilmiş ise de esnet dava hükmünün aleyhlerinde neticelendiğini,
Dava dosyasına konu 24.02.2019 tarihli bilirkişi raporu hakkında müvekkili teşekkül aleyhindeki görüşün davalı itiraz dilekçesinde belirtilen hususlarla örtüşmesinin yerinde olmadığını, Nitekim yapılan inceleme neticesinde bilirkişi raporundaki hususlarla ilgili kazanın nedeni ile ilgili olarak teknik konuların; Olayın sebebinin … ve … firma yetkililerince sorulması üzerine gerçek sebebin altyapı yetersizliği, personel hatası, vagonlardaki teknik hata ya da yükleme hatası olup olmadığının ancak teknik servislerce yapılacak idari tahkikat neticesi anlaşılacağı beyan edilmiş ise de firmaca bu durumun yanlış aksettirildiğinin anlaşıldığını, belirtilen hususlara ilişkin olarak müvekkiline kusur atfedilmesinin yasa ve usule ve olayın oluş şekline uygun olmadığını, Belirtilen nedenlerle asıl davada ihbar olunan sıfatı ile davaya dahil olan işbu davada davalı olan firma aleyhinde açılan davanın sübutu ile davalı savunmalarının reddine ve bilirkişi kusur ithafının yerinde olmadığına, bu nedenle davada kusurlu olmadıklarına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini, Belirtilen nedenlerle mesnet asıl davada ihbar olunan sıfatıyla davaya dahil olan ve işbu davada davalı olan ….A.Ş. firması aleyhinde açılan davanın sübutu ile davanın kabulüne karar verilmesinin talep edildiğini, mahkemece yerinde olmayan hüküm gerekçelerine müsteniden davanın reddine karar verilmesinin yasa ve olaya uygun olmadığını, belirtilen nedenlerle hükmün kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, Davaya esas mesnet dava konusu eşyanın teslimi ve hasarın tespiti ile olayının oluş şekline ilişkin olarak; Dava dilekçesinde ve mesnet davada olay hakkında belirtilen vakalarda olayın oluş şeklinin izah edildiğini; “Dava konusu taşımada, göndericisi ve alıcısı yani taşıtanı ….A.Ş. olup Köln/Almanya’dan Köseköy/Türkiye’ye gönderilen otomotiv parçası yüklü olan blok trenin içinde bulunan 4371 4378 585-9, 4371 4378 589-1 ve 4378 4378 598-2 numaralı vagonların 07.11.2011 tarihinde 83015 tren teşkilatındayken Kabakça Tren İstasyonunda deray etmesi neticesinde bahis konusu olay klm 86+600’de bulunan 295 yarı çaplı -100 deverli kurpta tolerans dahili ray aşınması ile iki vagondan oluşup tek numarayla çalışan özel tip vagonun kasarak tırmanması sonucu oluşmuştur.” şeklindeki beyanlarının dava dosyasında mübrez Teftiş Kurulu Raporu ile de izah edilmiş olduğunu, Bu bağlamda davalı Taşıtanın tercih ettiği vagonların TCDD’ye ait yollara uyumsuzluğu nedeniyle dava konusu olayın meydana gelmiş olduğunu, aksi takdirde davalı tarafça savunulduğu gibi müvekkili teşekkülün işletmekte olduğu demiryollarının uluslararası demiryolu trafiğine uygun olmadığı beyanının yerinde olmadığını, konuya ilişkin hiçbir delaletin dava dosyasına ibraz edilmediğini, bilirkişi heyeti tarafından da bu hususun derç edilmediğini, belirtilen nedenlerle dava konusu olayda müvekkili TCDD’nin kusurlu olduğu iddiasının yasa ve usule ve olaya uygun olmadığını, dava konusu olayın meydana gelmesine sebep teşkil eden hususların deray sebebi olmadığını, “Bandajın beton traverse çarpması derayın meydana gelişinden sonra vagon deraylı vaziyette giderken bandajın her traverse çarpması ile meydana gelen çarpma sonucundan çıkan kıvılcımın deray saatinin 01.00. havanın karanlık olması nedeniyle makinist tarafından görülmesi gerektiği ancak yol güzergahının 295 yarı çaplı kurp ve çalılık ve ağaçların olması nedeniyle makinist tarafından bu durumun görülme imkanının olmadığı, derayın meydana geldiği yol kesimi 1984 yılında yapılmış yol, 295 yarı çaplı kurp ve raylarda yanal aşınma olmasına rağmen, trenlere sürat kısıtlaması yapılarak trenlerin emniyetli seyri için gerekli emniyet tedbiri alınmıştır. Yapılan sürat kısıtlaması yolun mevcut durumu itibariyle trenlerin emniyetli seyri için yeterlidir.” Bu doğrultuda meydana gelen derayın sebebinin, yol kaynaklı bir sebep olmadığını vurgulamak için yapılan 02.02.2015 tarihli mübrez Teftiş Kurulu Raporunda da belirtildiği gibi müvekkili teşekkülün bu konuda hiçbir kusuru bulunmadığını, kusurun asıl davada ihbar edilen ve kesinleşen davada davalı olan ve işbu davanın davalısı taşıtan ….A.Ş.’ ye ait olduğunu, Dava konusu tediyelere ilişkin olan söz konusu hükme konu mesnet davada Almanya’nın Köln Garından 06.11.2011 tarihinde Köseköy’e gönderilen 43714378589-1, 43714378585-9 ve 43714378599-2 nolu vagonların deray etmesi sonucunda Çerkezköy Lojistik Şefliğince 83,84,85 nolu CIT 20 Tutanakların düzenlenmiş olduğunu, söz konusu tutanaklarda eşyanın kesin hasarı ile ilgili olarak varışta tespit yapılacağının belirtilmekte olduğunu, Söz konusu hasarın tazminat ödemelerinin eşyanın hasarlı ve noksan ağırlık üzerinden yapılmakta olduğunu, uluslararası taşımalarda eşyanın hasarı ve noksanlığı gibi durumlar için “CIT 20 Tutanak” düzenlenmekte olduğunu, yine eşyanın ne kadarının (kg olarak) hasarlı olduğu alıcısına ne şekilde teslim edildiği ile ilgili kesin hasar durumunun varış garında TCDD yetkilisi alıcı ve gümrük yetkilileri huzurunda tespit edilip CİT 20 Tutanak düzenlenmesi gerekmekte olduğunu, Davacı COTİF’e teşekküllerine ibraz etmesi gereken belgeleri ibraz etmediğini, bu belgelerin taşıma belgeleri asıllarının,, söz konusu vagonlarda yüklü eşyaya ilişkin fatura ve alıcı … A.Ş.’den alınacak devir yazısı ( muhataplarının taşıtan olması sebebiyle ) ibraz edilmeden mevzuat gereği ödeme yapılmasının mümkün olmamakta olduğunu, nitekim Uluslararası Demiryolu Eşya Taşıma Sözleşmesine ilişkin Tertip kurallar CIM-Sözleşmenin B Ana eki 43. maddedeki düzenlemenin bu şekilde olduğunu, gerek mesnet davada ve gerekse işbu rücuen tazmin talepli davada mübrez bilirkişi raporunda bu hususların hiçbirinin değerlendirilmediğini, belirtilen nedenlerle rapora itiraz edildiğini, Dava konusu hasarla malzemenin tespitlerinin boşaltma istasyonu olan Köseköy’de TCDD yetkilisi alıcı ve gümrük yetkililerinin katıldığı bir heyetçe yapılması gerekirken yapılmadığını, bu durumda düzenlenmesi gereken CİT 20 Tutanağın düzenlenmediğini, oysa hasar tespitinin mal sahibi olan …. A.Ş.nin fabrikasında yapılmış olduğunu, tazminat ödemelerinin eşyanın hasarlı ve noksan ağırlık üzerinden yapılmakta olduğunu, CİT 20 Tutanağının bu sebeple düzenlenmesi gerektiğini, bu tutanakta eşyanın ne kadarının (kg.) olarak hasarlı olduğunun tespiti gerektiğini, bu tespitlerin hiçbirinin yapılmadığını, tazminatın hesabında eşyanın(kg.) olarak miktarının tazminatın tavanının hesabında önemli olduğunu, bu hususun hem mer’i mevzuata aykırı olduğunu hem de suistimale açık bir durum olduğunu, olayıda teşekküllerinin kusur sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini, Davaya konu rücuen tazminat taleplerine ilişkin vaka müvekkili teşekkülün sebep olmadığı ve de sorumluluk sınırlarının dışında meydana gelmiş olduğundan davada sorumluluğun mesnet asıl ilk davanın diğer davalısı ve birleşen davanın ihbar olunanı ile huzurdaki davalı … A.Ş. olduğunu, Bu sebeple hasarlı malzemenin tespitine ilişkin Teşekkülleri görevlilerinin imzalarının bulunmadığı evrak ve her türlü belgeyi kabul etmeseler de mesnet davada bilirkişi tarafından davacı belgeleri esas alınmak suretiyle neredeyse davacı talebiyle tıpatıp bir hesaplama yapıldığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda mesnet davanın sigorta firması davacının expertiz raporunu esas almasının yerinde olmadığını, müvekkili bu raporu kabul etmediğini beyan etmiş ise de mahkemece bilirkişi raporunun hükme esas alınmış olup bu hususun yasa ve usule aykırı olduğunun beyan edilmiş olduğunu, belirtilen davanın bilirkişi raporunda işbu davanın davalısının da kusurlu olduğu hususunun belirtildiğini, Bu sebeple mesnet davada gerek denetime açık olmayan bilirkişi raporunu ve gerekse mesnet dava davacısının taleplerinin yerinde olmamasına rağmen hükme esas alınmasına dair mahkeme ilamını yerinde bulmadığını ve müvekkili aleyhinde olan işbu hükme esas alınan hasarla ilgili olarak hesap edilen bedellerin yüksek olduğu savunmasıyla hasarlandığı iddia edilen her bir parça için ayrı-ayrı değerlendirmenin yapılması ve kaza ile ilgili olmayan hasarların bedellerinin düşülmesinin talep edildiğini, bu nedenle hükmün bozulmasına karar verilmesi talep edilmiş ise de hükmün aleyhlerinde neticelendiğini, söz konusu davaya esas olayda taşıtan sıfatıyla davanın davalısı … A.Ş.’nin sorumlu olduğundan davanın ikamesinin zaruret teşkil etmiş olduğunu, Bu bağlamda davaya esas alınan mübrez 24.02.2019 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği şekliyle; Dava konusu somut olayda TCDD’nin taşıtan sıfatıyla; “kazanın oluşumunda yük katarının drey (raydan çıkma) ve kurp (demiryolu ray eğiliminin hesaplanması) olayında gerekli teknik önlemleri almamasından dolayı asıl sorumlu olduğu” nun iddia edildiğini, Bilirkişi raporu hakkında müvekkili teşekkül aleyhindeki görüşün davalı itiraz dilekçesinde belirtilen hususlarla örtüşmesinin yerinde olmadığını, Yapılan inceleme neticesinde;
Dava dosyasında mübrez 24.02.2019 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen hususlarla ilgili kazanın nedeni ile ilgili olarak teknik konuların, müvekkili teşekkülün görev ve sorumluluk alanı içerisinde olmayıp, görev ve sorumluluk alanları ile ilgili alanlarda ise sadece … A.Ş. Lojistik Servis Müdürlükleri yetkilisi … atfedilen”kazanın sebebinin ray altyapısı yetersizliği olduğuna dair beyanat gerçeği yansıtmamakta olup, olayın sebebinin … ve…firma yetkililerince sorulması üzerine gerçek sebebin altyapı yetersizliği, personel hatası, vagonlardaki teknik hata yada yükleme hatası olup-olmadığının ancak teknik servislerce yapılacak idari tahkikat neticesinde anlaşılacağı beyan edilmiş ise de” şeklindeki ifade ile davalı firmaca belirtilen olaya ilişkin durumun yanlış aksettirildiğinin anlaşılmış olduğunu, Bu hususlara ilişkin olarak müvekkiline kusur atfedilmesinin yasa ve usule ve olayın oluş şekline uygun olmadığını, belirtilen nedenlerle asıl davada ihbar olunan sıfatı ile davaya dahil olan işbu davada davalı olan firma aleyhinde açılan davanın sübutu ile davalı savunmalarının reddine ve bilirkişi kusur ithafının yerinde olmadığına, bu nedenle davada kusurlu olmadıklarına ve davanın kabulüne karar verilmesinin talep edildiğini, Davalı firmanın dava konusu olaydaki kusurunun tayin ve tetkik edildiği dava dosyasına ibraz edilen 24.02.2019 tarihli bilirkişi raporunun oluşan kanaat kısmında (b) bölümünde;
“…Rücu edilen davalı …’ın taşıtan sıfatı ile meydana gelen hasardan kusurlu ve sorumlu olduğu; Sorumluluğun: aa) Teknik olarak hasara uğrayan ambalajların gerekli ve yeterli olarak yapılmadığı, Vagon içerisindeki emtianın bir kısmının plastik kasalarda, bir kısmının ahşap palet üzerinde mukavva karton ambalajı ve şerit çemberli olduğu… Muhtelif emtianın bir kısmının da ambalajlarının ıslanmış olduğu, muhtelif ambalajların dağılmış bazı emtianın ambalajsız dağılmış halde kaza yerinden toplanmış halde olduğu… Bazı motor bloklarının paslanmış olduğu, muhtelif paket ambalaj ve emtia üzerinde ıslak çamur ve toprak olduğu, karton kolilerin üst üste konmuş halde olduğu, kutuların ıslanmış olması nedeniyle mukavementlerini kaybettiği ve iç içe geçtiği, sağa sola, öne arkaya, yattığı plastik kasaların kırılarak iç içe geçtiği… bb) Hukuki olarak CİM 32 b. Madde ve COTİF ilgili maddelerinin olduğu … Anılan maddelerin yukarıda ayrıntılı olarak belirtildiği… Ayrıca Uluslararası Taşımacılıkta benzer hükümlerden özellikle CMR (Uluslararası Karayolu Anlaşması) 7.maddesinin dava konusu olayda uygulama alanı bulunduğu kanaatine varılmıştır.” denilmekle davalının söz konusu olayda kusurlu davranışları nedeniyle hasara sebebiyet verdiği ve yasal nedenlerle işbu kusurlu sorumluluğun izahının yapılmış olduğunu, belirtilen nedenlerle müvekkili üzerine asli kusurlu olduğu ithafı ile davanın külliyen reddine karar verilmesinin ve müvekkili hakkında asli kusurlu olduğu ithafının kabulünün mümkün olmadığını, mahkeme hükmünün kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, Mesnet dava esas alınarak davada husumete ilişkin yasal düzenlemeye ilişkin olarak; Davaya konu mesnet dava konusu olayın CİM 53. maddesi gereği tazminat başvurusunda bulunulması halinde (eşyanın alıcısı tarafından) taşıma belgesinin bir nüsha aslının, noksan eşyaya ait faturanın gönderilmesi gerekmekte olduğunu, eşyada eksiklik ve hasar olması halinde ise (PIM 29 veya 30 nolu Tutanağın) düzenlenmesi gerekmekte olduğunu, Dosyaya ibraz edilen deliller arasında buna uygun düzenlenmiş tutanak bulunmadığını, müvekkili aleyhinde hasar veya eksiklik iddiasının yasaya ve usule uygun olmadığını, Demiryolları ile yapılan eşya taşımalarında meydana gelen hasar noksanlıklar için hak sahiplerine ödenecek tazminatlar; “COTİF’e üye ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de 21.03.1985 tarih ve 3172 sayılı kanunla kabul edilen ve 01.06.1985 tarih ve 18771 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan ve 07.12.1993 tarih ve 3938 sayılı kanunla değişiklikleri yapılan Uluslararası Demiryolu Taşımalarına İlişkin Sözleşme (COTİF)’in “B” eki CİM hükümlerine göre değerlendirilerek yapılmakta olup bahsi geçen sözleşmenin 36.maddesinde taşımada hangi durumlarda Demiryolunun sorumluluğu olduğu hangi durumlarda sorumlu olmadığı hususları belirtilmekte, diğer taraftan 54.madde 3.paragraf “b” bendinde eşya alıcısı tarafından teslim alındığı takdirde tazminat başvuru hakkının alıcıya ait olduğu, Uluslararası Taşımalara İlişkin Anlaşma (AİM) 7.2.1.1. tazminat talebini incelemeye yetkili idarede bu taşımada Almanya Demiryollarının sorumlu olduğu tespit edilmektedir. Bununla beraber sözleşmenin 53. maddesi gereği tazminat başvurusunda bulunulması halinde taşıma belgesinin 1. nüsha aslının, noksan eşyaya ait faturanın ve Demiryolunun sorumluluğunu tespit eden Demiryolunca tutulan tutanağın hasar tespitinin yapıldığı ilgili demiryoluna ibrazı gerekmekte olduğunu, çünkü eşyaların herhangi bir intizamsızlığa maruz kalmadan sağlam ve muntazam olarak Almanya-Köseköy’de teslim edilerek davalı firmaya sevklerinin sağlandığı, bu nedenle yüklemenin tam ve sağlam şekilde icra edildiği hususlarının gerek TCDD belgeleri ve gerekse Gümrük Kayıtlarında sabit olduğu hususlarının da gözetilmesi gerektiği sonucuna varılacağını, Belirtilen nedenlerle davaya mesnet aleyhlerindeki davada; Davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de müvekkili idarenin olaydan sorumlu bulunmadığı hallerde dahi zamanaşımı süresi içerisinde yapılan sulhen başvurularda sorumlu demiryollarından rücu etme hakkına istinaden davacının irtibat kurmasında aracı olunabildiği beyan edilse de COTİF hükümleri uyarınca öncelik ilgili taşıma firmasına başvurmak şeklin de doğru uygulama olacak iken mesnet davanın aleyhlerinde neticelendiğini, davaya konu hüküm uyarınca icraen tediyelerde bulunulduğunu, Bu bağlamda; Bu taşıma işinde huzurdaki davada davalı ….A.Ş.’n in TTK.nun ilgili hükümlerine göre yasal durumunun “taşıtan” durumunda olduğunu, meydana gelen olay nedeniyle tazminat talep etmenin taşıtana ait olup taşıma evraklarına göre taraf gözükmeyen … A.Ş. ve onun halefi olduğunu iddia eden davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığından davacının davada talep ve dava hakkı bulunmadığı savunmasına binaen davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi talep edilse de mesnet davanın aleyphelerinde neticelenerek hükme konu tazminatın müvekkili tarafından tediye edildiğini, Bu nedenle taşıtan firma davalı aleyhinde yasa ve usule uygun işbu davanın taşıma sözleşmesi ve taşıma hukuku uyarınca ikame olunduğunu, konuya ilişkin Uluslararası Demiryolu Taşıma Hukuku uyarınca sorumluluğun müvekkili teşekkül üzerine sırf deray olayının meydana geldiği iddiası ile atfedilemeyeceğini, konuya ilişkin Uluslararası Demiryolu Taşıma Hukuku uyarınca sorumluluğun müvekkili teşekkül üzerine sırf deray olayının meydana geldiği iddiası ile atfedilemeyeceğini, Konuya ilişkin iddialarında belirtilen vagonların gönderen ve taşıtan tarafından tayin edildiği ve yüklemenin de yine bu taraflarca icra edildiği hususunun sabit olup işbu işlemlere ilişkin müvekkilinin beyanlarının ilgili taraflarca kabul edilmediği, bu nedenle söz konusu kaza olayın meydana geldiği sabit olduğundan sübut vakaların delaletiyle müvekkili aleyhindeki işbu asli kusurlu iddiasının reddine karar verilmesinin talep edildiğini, belirtilen nedenlerle aleyhlerindeki yerinde olmayan hükmün kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, Dava konusu COTİF Taşıma akdine ilişkin yasal düzenlemelere ilişkin olarak; Davaya mesnet dava konusu olayın uluslararası bir taşıma akdine dayanmakta olup uyuşmazlıkta uygulanması gereken hukuki dayanakların yasa hükümlerinden ibaret olmayıp işbu yasal düzenlemelere dayanarak taraflar arasında akdedilmiş uluslararası anlaşmalar olduğunu, davada bir yurtdışı taşımacılık olması nedeniyle bu tür taşımalarda geçerli yazılı dayanak olan COTİF hükümlerinin uyuşmazlığa esas alınmasının elzem olduğunu, dava konusu olayda eşyaların trene yükleme işini dava dilekçesinde de bahsedildiği üzere diğer davalı gönderici firmanın icra etmiş olduğunu, Bu tür taşımaların, Uluslararası Demiryolu Taşımalarına İlişkin Sözleşme ( COTİF ) kapsamında değerlendirileceğini ve dava konusu yapılan işbu taşımada; COTİF.md.13 Eşyanın Yüklenmesi ve Boşaltılması: Gönderici ve taşımacı eşyanın yüklenmesi ve boşaltılmasının kime ait olduğuna karar verir. Böyle bir sözleşmenin olmaması halinde, tam vagonlar için yükleme göndericiye ve teslimden sonra boşaltma alıcıya ait iken, koliler için yükleme ve boşaltma taşımacıya aittir. Gönderici kendisi tarafından yapılan hatalı yüklemenin tüm sonuçlarından sorumludur ve özellikle bundan dolayı taşımacının uğradığı zararı telafi etmesi gereklidir. Yanlış yüklemenin ispatı taşımacıya aittir. Madde 14 Ambalaj: Gönderici ambalaj kusuru gözle görülür ve teslim alma anında taşımacı tarafından bilinirken taşımacının bu konuda rezervler koymaması halinde, eşyanın ambalajının kusuru veya ambalajının olmamasının neden olduğu tüm masraf ve zararlar için taşımacıya karşı sorumludur. Fasıl III Sorumluluk madde 23 Sorumluluğun Temeli: – Taşımacı, eşyanın teslim alınışından teslim edilmesine kadar meydana gelen eşyanın kaybı veya kısmi kaybından ve hasarı ile kullanılan demiryolu alt yapısı ne olursa olsun teslim süresinin aşılmasından doğan zarardan sorumludur. – Kayıp hasar veya teslim süresinin aşılmasına, hak sahibinin bir hatası taşımacının hatasından doğmayan hak sahibinin bir talimatı, eşyanın kendi bozukluğu (içten bozulma, yolda fire vb) veya taşımacının önleyemeceği durumlar veya çare bulamayacağı sonuçlar neden oldu ise taşımacı, bu sorumluluktan kurtulur. – Nakliyeci, kayıp veya hasarın aşağıdaki olaylardan bir veya daha çoğuna bağlı özel risklerden kaynaklandığı ölçüde bu sorumluktan kurtulur. Genel taşıma koşulları gereği açık vagonlarla gerçekleştirilen taşıma veya bu taşıma belgesi üzerinde özellikle kararlaştırıldığı ve kaybedildiği takdirde; atmosfer etkileri sonucunda eşyaların maruz kaldığı zararlar saklı kalmak kaydıyla, Inter-model taşıma ünitesinde yüklü ve vagonlarla taşınan kapatılmış kara yolu araçlarındaki eşyalar açık vagonlarla taşınmış olarak kabul edilmez; açık vagonla eşya taşınmasında, gönderici muşamba kullanıyorsa taşımacı genel taşıma koşullarına göre açık vagonla taşınmayan eşyalar söz konusu olsa bile muşanmbalanmamış açık vagonlarla yapılan taşımada kendisine düşen sorumlulukla aynı sorumluluğu üstlenir. -Ambalajlanmadığı veya kötü ambalajlandığında, türleri gereği kayıp veya hasar tehlikesine maruz olan eşyalar için ambalaj yokluğu veya kusuru; – Eşyaların gönderici tarafından yüklenmesi veya alıcı tarafından boşaltılması; Hasarlı olduğu belirtilen eşya için varış garında yapılmış olan tespitte; Hasar tespit tutanağından da anlaşılacağı üzere söz konusu hasarın yükleme hatası ve yetersiz ambalajdan kaynaklandığı ve TCDD ile ilgisinin olmadığının anlaşıldığını, COTİF’in fasıl III. Madde 23 (sorumluluğun temeli) 3. paragrafta eşyanın gönderen tarafından yüklenmesi veya alıcı tarafından boşaltılması halinde taşıyıcının kayıp veya hasar sorumluluğundan kurtulacağı, ambalajlanmadığı veya kötü ambalajlandığı, türleri gereği hasar tehlikesine maruz olan eşyalar için ambalaj kusuru nedeniyle taşıyıcının yine kayıp veya hasar sorumluluğundan kurtulacağı hususlarının belirtilmiş olduğunu, Bu nedenle göndericisi tarafından yüklenen ve alıcısı tarafından tahliyesi yapılmış yeterince ambalajlanmadığı veya kötü ambalajlandığı anlaşılan eşya ile ilgili tazminat talebinin COTİF’in yukarıda belirtilen 13-14 ve 23/3-b.c,30,31,32 maddeleri kapsamında reddedilmesi gerektiği, söz konusu düzensizliğin ise yükleme işleminin veya boşaltma işleminin özensiz yapılmasından ve ambalaj yetersizliğinden kaynaklandığını, COTİF gereği Kuruluşlarının sorumluluğu ve kusuru bulunmamakta olduğunu, aynı tarihli davacı yanca sunulan tutanağa dayanarak dava açılması yapılan işlemin kesinlik arz etmemesi nedeniyle noksanlığa ve hasara ilişkin açılan davanın mesnetsiz olduğunu, Uluslararası Taşımaların COTİF ve PIM talimatlarına göre yapılmakta olduğunu, COTİF.md.35/2’de ; ”sonraki her demiryolu taşıma belgesiyle eşyanın sorumluluğunu alma işlemi ile taşıma belgesinin özel maddeleri uyarınca taşıma sözleşmesine katılır ve varış demiryolu ile ilgili olan COTİF.md.55/3 hükümlerinden ayrı olarak sözleşmeden doğan sorumluluğu üstlenir.” denilmekte olduğunu, Kısmi kayıp ve hasar durumundaki işlem tarzında ise PIM-317 Tespit zaptında; “Bir gar kısmi kayıp veya hasarı ortaya çıkarırsa veya hak sahibi tarafından böyle bir düzensizlik olduğu sanılır veya iddia edilirse, bu gar derhal Ek:30 modeline uygun bir tespit zaptı düzenleyeceğini hükme bağlamıştır.” denilmekte olduğunu, Bu nedenle, müvekkili TCDD’nin, sonraki Demiryolu Kuruluşu olarak COTİF gereği müvekkili idare taşıma sorumluluğunu eşyaların aynen teslim alındığı sayıda ve ölçüde teslim ederek yerine getirmiş olduğunu, Vagonların yüklenmesi ile ilgili olarak 502 sayılı genel emrin 17/g.n. maddelerinde; ”Yüklemelerin eşyanın kendisine ve yükleme şekli itibariyle vagona zarar vermeyecek, sefer emniyetini bozmayacak şekilde yapılması sağlanır.” “Vagonlara yüklenen eşyanın TCDD mevzuatına ve RIV talimatlarına uygun olarak emniyete alınması (bağlanması, takozlanması, muşamba) iş ve işlemleri göndericiye aittir.” denilmekte olduğunu, Uluslararası eşya taşımasına ilişkin tek tip kuralların olduğu COTİF md.23 vd ile COTİF’ın 13/2 maddesinde; “Gönderici kendisi tarafından yapılan hatalı yüklemenin tüm sonuçlarından sorumludur ve özellikle bundan dolayı taşımacının uğradığı zararı telafi etmesi gereklidir. Yanlış yüklemenin ispatı taşımacıya aittir.” ibaresinin yer almakta olduğunu, COTİF md.14; ”Gönderici, ambalaj kusuru gözle görülür ve teslim alma anında taşımacı tarafından bilinirken, taşımacının bu konuda rezervler koymaması halinde, eşyanın ambalajının kusuru veya ambalajının olmamasının neden olduğu tüm masraf ve zararlar için taşımacıya karşı sorumludur.” denilmekte olduğunu, Vagonların Uluslararası trafikte karşılıklı kullanılmasına ilişkin Yönetmeliğin (RIV) ek II, cilt 2’nin 11.1 maddesinde; “paletli yük birimlerinin oluşturulmasının” ne şekilde yapılacağı, yükleme şekli, emniyete alma metotlarında “palet ayaklarının sallanmayacak ve eğilmeyecek şekilde sabitlenir. Paleti oluşturan kutuların çelik çember ile yatay, dikey olarak bağlanması gerekir.” denilmekte olan hükümlerin uygulanmakta olduğunu, bu itibarla hasarlı tüplerin yerleştirildiği paletlerin, tutanak altına alınan varış yeri tespitinde görüleceği üzere, paletlerin sağlamlaştırma ve emniyete alınma işlemlerinin belirtilen uluslararası tarife hükümlerine göre yapılmadığından dağılma, dağınıklığın yaşandığı, sorumluluğun hatalı yüklemeyi yapan göndericiye ait olduğu tespitinin yapıldığını,Yine taşıma işleminin tabi olduğu COTİF’in 36.maddesi hükmüne göre; “yüklemenin gönderici veya boşaltma işlemlerinin alıcı tarafından yapılması veya kayıp ve hasarın ambalaj kifayetsizliği nedeni ile meydana gelmesi halinde Demiryolunun sorumluluktan kurtulacağı kararlaştırılmıştır.” Yine bu hüküm yanında, eğer eşya hasarı ambalaj yetersizliğinden meydana gelmiş ise COTİF/CİM 19/4 maddesine göre; “gönderici ambalajın yetersiz olmasından doğan tüm sonuçlardan sorumludur.” denilmekte olduğunu, Bu nedenle mesnet davanın reddine karar verilmesine ilişkin taleplerinin usul ve yasaya uygun olduğu halde müvekkili aleyhinde neticelendiğini ve İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı ilamlı icra takibi dosyasına 652.599,31.-TL ve 11.118,03.-TL teminat ile 64.282,72.-TL tahsilat olmak üzere toplam; 728.000,06.-TL tazminat tediye edildiğini, dava konusu taleplerine ilişkin iddia ve karşı savunmalarının yerinde olup bilirkişi raporunun müvekkili aleyhindeki kısımlarının reddine, bilirkişi raporunda belirtilen asıl kusurlu iddiasının yerinde olmadığına ve rapora karşı itirazlarının ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini, konuya ilişkin iddialarında belirtilen vagonların gönderen ve taşıtan tarafından tayin edildiği ve yüklemenin de yine bu taraflar tarafından icra edildiği hususlarının sabit olup işbu işlemlere ilişkin müvekkilinin beyanlarının ilgili taraflarca kabul edilmediği, bu nedenle söz konusu kaza olayın meydana geldiği sabit olduğundan sübut vakaların delaletiyle müvekkili aleyhindeki işbu asıl kusur iddiasının reddine karar verilmesinin talep edildiğini, Belirtilen nedenlerle işbu davanın reddine karar verilmesinin yerinde olmayıp müvekkili aleyhindeki hükmün haksız ve hukuksuz olarak neticelendiğinden bahisle, arz ve izah edilen istinaf nedenlerinin kabulü ile kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, Davada rücuen tazminat taleplerine esas olan mahkeme ilamına konu ilamlı icra takiplerine ilişkin işbu taleplerine ilişkin olarak; Dava konusu taleplerine mesnet dava dosyası olan Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin E:2012/471 K:2015/605 sayılı ve 09.09.2015 tarihli ilamınına ilişkin olarak müvekkili aleyhinde icra takibi başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı ilamlı icra takibine konu takip dosyasına müvekkili tarafından toplam;728.000,06.-TL tazminat tediye edildiğini, bununla birlikte asıl davanın birleşen dava İstanbul Anadolu 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin E:2013/282 sayılı dava dosyasında davalı olan işbu dava davalısı firma tarafından İstanbul Anadolu 25.İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı ilamlı icra takip dosyasına tazminat tutarı tediye edilmiş olduğunu, Belirtilen nedenlerle yasa ve usule uygun olan rücuen tazminat talepli davalarının kabulüne, bilirkişi raporunun müvekkili aleyhinde olan kısımlarının yerinde olmadığına, itirazlarına ilişkin ek rapor alınmasına karar verilmesi talep edilmiş ise de yapılan tetkikat sonucu bilirkişilerin görüşünün değişmemiş olup işbu ek bilirkişi raporuna da itiraz edildiğini, dava konusu hükmün ise müvekkili aleyhinde neticelenmiş olup hükmün yerinde olmadığı iddiası ile kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini beyanla; Açıklanan ve re’sen tespit edilecek sair nedenlere istinaden;
– İstanbul Anadolu 9.Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin E:2017/1300- K:2020/701 sayılı ve 06.12.2020 tarihli ilamının kaldırılmasına, – İstinaf taleplerinin kabulüne, mahkeme masraf ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; uluslararası demiryolu taşıması sırasında fiili taşıyıcı olan davacı tarafından zarara uğrayan emtia için ödenen zarar bedelinin akdi taşıyıcı olan davalıdan rücuen tahsili talebine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili, dava dışı …San. ve Tic. A.Ş. tarafından İngiltere’den satın alınan emtianın Türkiye’ye taşınması ve teslimi için Almanya ile Türkiye arasındaki demiryolu taşımasının davacı tarafından üstlenildiğini, davalının akdi taşıyıcı olduğunu, emtianın Türkiye’ye girişine müteakiben olay tarihinde deray (vagonun raydan çıkması) meydana geldiğini, söz konusu olayın meydana gelmesinde davalının TCDD’ye ait yollara uygun vagon tercih etmemesinden kaynaklandığını, derayın sebebinin yol kaynaklı olmadığını, davalının COTİF’e göre kendilerine ibraz etmesi gereken belgeleri ibraz etmediğini, CIT 20 tutanağının düzenlenmediğini, dava konusu emtianın ambalajında yetersizlik olduğunu, paletlerin sağlamlaştırma ve emniyete alınma işlemlerinin yetersiz olduğunu, dava konusu olayın ve zararın meydana gelmesinde davacının kusurlu olmadığını ve tamamen davalının kusurlu olduğunu, söz konusu iddia ve savunmalarının Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/471 esas sayılı dosyasında dikkate alınmadığını ve hatalı karar ile davacının zararı ödemek zorunda kaldığını, bu sebeple dava konusu olayın ve zararın meydana gelmesinde tamamen kusur olan davalıdan ödenen zararın rücuen tazminine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, dava konusu olayın ve zararın meydana gelmesinden davacının tamamen kusurlu olduğunu, olayın yetersiz ray alt yapısından meydana geldiğini, vagonların davacının demir yoluna uygun olduğuna dair davacı tarafından uygunluk onayı verildiğini, dolayısıyla vagonların demir yoluna uygun olmadığı iddiasının kabul edilemeyeceğini, olayda kendilerine atfedilecek herhangi bir kusurun bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Somut uyuşmazlıkta; davacı vekili, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/471 Esas (Birleşen İstanbul Anadolu 18 ATM’nin 2013/282 Esas) 2015/605 Karar sayılı 09/09/2015 tarihli kararı uyarınca 06.11.2011 tarihinde meydana gelen tren kazası sonucu dava dışı …San A.Ş’ye ait emtianın zarar görmesi nedeni ile sigortacısının yaptığı ödemenin dosyamız davacı ve davalısından tahsili talepli davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karar uyarınca davacının dava dışı sigortacı … A.Ş’ye icra takibi sonucunda yaptığı ödemenin rücuen akdi taşıyıcı davalıdan tahsilini talep etmektedir. Davacı vekili tarafından her ne kadar dava konusu tren kazasına ve dava dışı şirkete ait emtianın zarar görmesine davalının TCDD’ye ait yollara uygun vagon tercih etmemesinden kaynaklandığını ileri sürmüş ise de; söz konusu vagonların demir yolu ile taşınmaya başlanmasında önce davacı tarafından vagonların demir yoluna uygun olmadığı iddia edilmemiş ve taşıma yapılmasına izin verilmiştir. Bunun yanında vagonların demir yolu taşımasına uygun olduğuna dair bizzat davacı tarafından uygunluk onayı verilmiştir. Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen Bakırköy 5 ATM’nin 2012/471 Esas sayılı dava dosyasında da dava konusu tren kazasına rayların altyapısının yetersizliği, gerekli bakım ve onarımın yapılmamasının sebep olduğu tespit edilmiştir. Yine davalının COTİF’e göre kendilerine ibraz etmesi gereken belgeleri ibraz etmediğini, CIT 20 tutanağının düzenlenmediğini ve zararın doğru tespit edilmediğini, dava konusu emtianın ambalajında yetersizlik olduğunu, paletlerin sağlamlaştırma ve emniyete alınma işlemlerinin yetersiz olduğunu ve zarardan davalının sorumlu olduğu ileri sürülmüş ise de; Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen Bakırköy 5 ATM’nin 2012/471 Esas sayılı dava dosyasında da meydana gelen zararın hatalı yükleme, kifayetsiz ambalaj ve sabitleme hatasından kaynaklanmadığı tespit edilmiştir. Davacı vekili tarafından iş bu somut uyuşmazlıkta kusursuz olduğuna dair ileri sürülen tüm iddialar ve diğer iddialar Bakırköy 5 ATM’nin 2012/471 Esas sayılı dava dosyasında ileri sürülmüş ve Mahkemece somut uyuşmazlığa uygulanması tartışmasız olan COTİF-CİM hükümleri dikkate alınarak tartışılmak ve değerlendirilmek suretiyle davacı vekilinin iddialarına itibar edilmemiş ve karar Yargıtay denetiminden geçerek davacı aleyhine kesinleşmiştir. Davacı tarafından iş bu davada da davalının kazanın ve zararın meydana gelmesinde kusurlu olduğu ispat edilememiştir. Mahkemece bu hususlar gözetilerek davanın reddine karar verilmesi isabetli olup, aksi yöndeki davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre, Mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı bulunması halinde avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere 23/11/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.