Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/95 E. 2023/298 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/95 Esas
KARAR NO: 2023/298 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/743 Esas – 2020/352 Karar
TARİHİ: 29/06/2020
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/02/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirket tarafından … numaralı Karayolu Nakliyat Emtia Sigorta Poliçesi ile sigortalanan dava dışı … Limited Şti.’ye ait 3 adet Yamazaki Muhtelif Tip CNC Tezgahları 8 farklı tıra yüklemesi yapılarak İstanbul Kartal’da bulunan sigortalının işyeri ve …’de bulunan … Lojistik Deposuna sevk edilmek üzere … Nakliyat ve Tic. Aş. ile anlaşıldığını, Tüyap Fuar Merkezinde. … / … plakalı tıra yüklemesi yapılan 1 adet … Seri no’lu tezgahın araca sabitleme / bağlama spanzetlerinin fazla sıkılması sonucu saç kapaklarının üst kısmında ezilme, eğilme şeklinde hasar meydana geldiğinin tespit edildiğini, emtianın araçtan tahliyesi esnasında, emtianın hasarlı olduğu fark edildiğini hasar tespit tutanağı düzenlendiğini, davalı … Nakliyat’a taşıyan sıfatıyla fatura düzenlendiği üzere emtiaların taşıma sorumluluğu kendisinde olduğu için dava açıldığını, … Nakliyat’ın taşıma işi için anlaştığı davalı …’e kendisinin yapmış olduğu hatalı ve gereğinden sıkı bağlanma sonucu tezgahlara zarar vermesi sebebiyle, … Nakliyat’a ise taşıma işleminin gerçekleştiği tırın sahibi olmasından dolayı dava açıldığını belirterek, müvekkilinin davalıdan olan 16.469,94-TL. alacağına ilişkin icra takibine yapılan itirazın iptali ile yasal faizi ile birlikte tahsiline, % 20 den az olmayan oranda icra inkar tazminatı ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … Nakliyat ve Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının dava dışı sigortalısı … Limited Şti. ile müvekkili şirket arasındaki anlaşma gereği taşıma hizmeti verildiğini, dava dışı davacının sigortalısı tarafından taşıma konusu eşyanın müvekkilinin kusuru nedeniyle hasarlandığına ilişkin icra takibi başlatıldığını, takibe itiraz edildiğini, davacı konusu poliçenin 3. sayfasına göre “ambalaj yetersizliği, istifleme hatası, açık kasa araç taşımaları teminat haricidir” ifadesinin yer aldığını, bu sebeple davacının sigortalısına yapacağı ödemenin sigorta eden de edilen arasındaki iyi ilişkilerden kaynaklanan ödeme olduğunu, poliçede düzenlenen teminat dışı olduğunu, davacının taraf sıfatı bulunmadığını, dosyadaki belgelerden yaklaşık 3 ton ağırlığında olduğu anlaşılan makinelerin yükleme, istifleme, bağlama ve sabitlemesinin müvekkili şirket tarafından gerçekleştirilmediğini, dava dışı sigortalı şirketin çalışanlarının talimatı ile yükleme yapıldığını, yükleme, istifleme, bağlama ve sabiti eme için müvekkiline ödenmiş herhangi bir ücret de bulunmadığını, müvekkili tarafından sadece navlun faturası kesildiğini, müvekkil tarafından başkaca bir anlaşma söz konusu olmadığını, başkaca iş ve işlemler müvekkilinin yetki ve sorumluluğunda olmadığını, dava konusu makine için tarafların üstü açık araç taşıması olarak anlaştığını, taşımaya konu mal üzerinde hiç bir ambalajları olmadan taşındığını, dava dışı sigortalının yükleme sırasındaki talimatları da müvekkilinin sorumlu kılınamayacağını, eşyanın niteliği en azından karton ile dış güçlere karşı ambalajlama gerektirdiğini, dava dışı sigortalı şirketin bu önlemi almadığını belirterek davasının reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … İnş. Tic. ve San. Ltd. Şti vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı tarafından dava dosyasına sunulan poliçenin 3. sayfasına göre ‘’ambalaj yetersizliği, istifleme hatası, açık kasa araç taşımaları teminat haricidir.” ifadesinin ye aldığını, bu sebeple davacının sigortalısına yaptığı ödeme … (Lüfut Ödemesi) olduğunu, teminat dışı olduğunu, dava konusu olayda 3 ton ağırlığındaki makinelerin yükleme, istifleme, bağlama ve sabitlemesinin Şoför … tarafından yapılmadığını, yükleme- istifleme, bağlama, sabitleme için ödenmiş herhangi bir ücret bulunmadığını, sadece navlun faturası kesildiğini, sadece taşıma işi için gönderici ile anlaşıldığını, diğer işlemlerin taşıyıcının yükümlülüğünde olmadığını, kesinlikle ikrar anlamına gelmemek kaydı bir an için için bu işlemlerin şoför tarafından yapıldığı kabul edilse dahi burada şoförün göndericinin yardımcı şahsı konumunda olacağını, kusur yine göndericide olacağını, dava konusu makine için taraflar üstü açık araç taşıması olarak anlaştığını, işbu dava konusu taşımanın haricinde davacının ekspertiz raporunda bahsedilen diğer 7 taşımada açık araç ile yapıldığını, taşımaya konu malın üzerinde hiçbir ambalajlama olmadan taşımaya sokulduğunu davacının ekspertiz raporundaki parça değişimi onarım ve işçilik masraflarının piyasanın çok çok üstünde olduğunu” belirterek; davanın reddine, yargılama harç ve giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle, meydana gelen olayda bir kusuru ve kabahati bulunmadığını, davacı tarafın açıkça kendisinin şoför olduğunu beyan ettiği halde malzemelerin sıkı bir şekilde bağlanmasında kendisini sorumlu olarak tuttuğunu, oysa kendilerinin de beyan ettiği üzere kendisinin hamal değil şoför olduğunu, görevinin aracı kullanmak olduğunu, malzemeleri yükleyenin kendisi olmadığını, bağlamasını yapanın kendisi olmadığını, bu hususları gerçekleştiren şahıs veya şahısların malzemeyi yüklemekle görevli olan ve şoför olmayan şahıslar olduğunu düşündüğünü, bu malzemeleri araca yükleyenin, bağlayanın kendisi olduğuna dair herhangi bir video kaydı, resim, mahkemece yapılmış bir tespit de bulunmadığını belirterek, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 29/06/2020 tarih 2018/743 Esas – 2020/352 Karar sayılı kararında;” Dava, nakliyat emtia sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemi sebebiyle yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Bu açıklamalar ışığında davacı ve davalının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasında15.714,36-TL asıl alacak 755,58-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 16.469,94-TL takip yapıldığı, davalı borçluların borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği , dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür. Davalı …’in icra dairesinin yetkisine itirazı yönünden; İtirazın iptali davasının öncelikle görülme şartı; yetkili icra müdürlüğünde usulüne uygun yapılıp süresinde itiraz ile durmuş bir icra takibinin bulunmasıdır. İcra müdürlüğünün yetkisine itiraz edildikten sonra itirazın iptali davası açılması halinde, mahkemece öncelikle (mahkemenin görev ve yetkisinden önce) icra müdürlüğünün yetkili olup olmadığı incelenmeli, icra müdürlüğü yetkisiz ise dava, dava şartı yokluğundan HMK 114/2.maddesi uyarınca usulden reddine karar vererek işten el çekmesi gerekir. İtirazın iptaline bakan mahkemenin icra dairesini yetkili daireye göndermek gibi bir karar vermesi mümkün değildir. İİK’nın 50/1. maddesi uyarınca, para veya teminat borcu için takip hususunda HMK’nın yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile uygulanır. 6100 sayılı HMK’nun 6. maddesi gereğince davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinde açılması gerekir. Aynı Yasanın 7/1 maddesi gereğince de davalı birden fazla ise dava bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Takip dosyasının incelenmesinde davalı borçlu … Nakliyat’ın adresinin Beyoğlu/İstanbul olduğu, bu halde davacının yetkili icra dairesinde takip yaptığının kabulü gerekir. Poliçenin incelenmesinde; Davacı … tarafından düzenlenen 3054363 poliçe nolu Nakliyat Emtia Sigorta Poliçesinin 3. sayfasında ” ambalaj yetersizliğinden veya uygunsuzluğundan ve/veya istifleme hatasından kaynaklanan ziya , hasar veya masraflar , işbu sigorta teminatı dışındadır “, hükmünün bulunduğu görülmektedir. Makine Yüksek Mühendisi ve Taşıma uzmanı bilirkişiden oluşan 05/02/2020 tarihli 5 sayfadan ibaret bilirkişi heyetinin raporunda özetle; dosya içindeki belgeler incelendiğinde, taşınan yük olan CNC makinelerinin sac malzemeden yapılmış kapaklarının, araca yükleme sonrasında spanzet ile bağlanıp şıklaştırılırken eğildiğinin anlaşıldığını, dosya içinde yer alan fotoğraf fotokopiler ve tutanağın da bu durumu doğruladığını, bu tür makinaların nakliyesi sırasında, eğilme ihtimali bulunan ve makine gövdesine göre daha dayanıksız olduğu bilindiğinden saç kapak kısımlarından bağlanmaması ve özellikle de bu kısımlardan sıkılaştırılmaması gerektiğini, makine gövdesinden, varsa döküm kısımlardan bağlanması eğilme şeklinde ortaya çıkacak hasarların önüne geçeceğini, CNCV makinası kapak kısımlardan oluşan hasarın bağlama elemanı olan spanzetlerin sıklaştırılması ile oluştuğunu, genelde araç şoförlerinin yükleme sonrası yaptıkları bu işlemin davalı şoför tarafından yapılmadığı yönünde şoförün beyanları ve itirazlarının bulunduğunu, oluşan hasar bağlama ile ilgili kontrol ve uygun teknik kullanılmasından oluştuğu için, dosya kapsamında şoförün de bağlamayı kendisinin yapmadığı beyanı ve kimin yaptığının net bir şekilde dosya içinden anlaşılamaması sebebiyle, spanzetleri bağlayan kişi ya da kişilerin oluşan hasarda % 100 oranında kusurlu olacakları kanaatinin onaya çıktığını, CNC tezgahının kapağında onarım yapılması halinde satışında karşılaşılacak problemler ve değerinin ikinci el olarak görülmesiyle oluşacak maddi kayıp göz önüne alındığında kapakların değişiminin ürün değerini koruma açısından uygun olacağı kanaatinin oluştuğunu, dosya kapsamındaki eksper raporu ile tespit edilen kapakların değişimi ve işçilik ücreti ile ilgili maddi zarar miktarının zarara uygun tespit olduğunu, taşınan malda ortaya çıkan zararın 1.1714,36 TL. olduğunu, eğer spanzet sıklaştırma ve bağlama davalı şoför … tarafından yapılmış bile olsa bunun onun görevi olduğu, taşıyıcının ifa yardımcısı sıfatı ile bunu yapmak durumunda olduğunun davacı yanca ispatı gerektiğini, eğer akdi olarak böyle bir üstlenme varsa sürücü …’ in kusurundan taşıma işlerini üstlendikleri anlaşılan davalı … Nakliyat İnş. Tic. Ve San. Ltd. Şti. Ve davalı … Nakliyat ve Tic. A.Ş’nin TTK m.879 gereği müştereken ve müteselsilen sorumlulukları olacağını, ancak halen davalı …’in haksız fiil mertebesinde kusuru olmadığı için sorumlu tululamayacağını, dosya kapsamında ise TTK m.863 gereği meydana gelen zararın sigortanın sorumluluk alanında olduğunu, spanzetlerin aşırı sıkılması sebebiyle makine kapaklarının değişimi gerektiğini ve dosya kapsamına göre bu işlem için belirlenen 15.714,36 TL. tutarındaki hasar tazminatı değerinin oluşan zararla uyumlu olduğunu, meydana gelen zararın açık taşıtla taşıma riskine dayanmadığını, bu tür emtianın kısa mesafe taşımalarda açık taşıtla taşımasının ticari taşımacılık uygulamasına uygun olduğunu belirtmiştir. Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, davacı … şirketince, sigorta poliçesi kapsamında sigorta şirketinin nakliye sigortasında malın hasara uğraması halinde hangi durumlarda ödeme yapılacağı ve hangi durumlarda ise yapılmayacağı belirtilmiş olup davacı … şirketince yükleme ve istifleme hatası halinde bu hatanın sigorta teminatı kapsamında olmayacağına dair şart konulduğu ve mahkememizce alınan bilirkişi raporu ve ekspertiz raporunda bu şartın gerçekleştiğinin belirlendiği, bu şartın gerçekleşmesine karşın davacı … şirketince dava dışı sigortalıya ödeme yapıldığı ve daha sonrasında bunun rücuen talep edildiği anlaşılmış olup bu durumda davacı … şirketince yapılan ödeme sözleşme kapsamında borçlu olunmayan halde yapılan ödemenin davalıdan rücuen tahsili talebi halinde olup, içeriğine itibar edilen bilirkişi raporlarından da anlaşılacağı üzere sigorta şirketince yapılan lütuf ödemesinin borç olunmayan şeyin ödenmesi mahiyetinde olup hukuken korunamayacağından davacı … şirketinin yerinde görülmeyen davasının açıklanan gerekçe ile reddine dair aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.”gerekçesi ile, Davanın REDDİNE karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, müvekkilinin, TTK madde 1472 kapsamında aktif husumet ehliyeti ve davalılara rücu hakkının bulunduğunu; müvekkilin aktif husumet ehliyetinin varlığının bilirkişi raporu ve ilk derece mahkemesinin kararı ile sabit olduğunu, Bilirkişilerin tespitleri ile dava konusu yükün , dava konusu taşıma bakımından nakliye rizikolarına karşı sigorta himayesi altına aldığının anlaşıldığını; müvekkili sigorta şirketinin aktif husumet ehliyetine ilişkin taraflar arasında ihtilaf olmadığı, sigortalıya; dosyada bulunan dekonta istinaden ödenen tazminat için TTK. m. 1472 uyarınca sigortalının haklarına halef olduğu bilirkişi raporununda tespit edildiğini; bu tespite katılmakla birlikte müvekkilinin dava dışı sigortalıya ödediği zararın tümünü davalılara rücu hakkının bulunduğunu, Müvekkili sigorta şirketinin sigorta ilişkisi dışında temlik (TBK m. 183 vd.) hükümleri uyarınca üçüncü kişilere karşı kazanmış olduğu dava ve icra haklarına bağlı olarak talep hakkının bulunduğunu, bilirkişiler tarafından bu hususun göz ardı edildiğini; dava dışı sigortalı ile ayrı bir sözleşme yapılmasına gerek olmadığını; ibranamede dava dışı sigortalının; haklarını müvekkile temlik ettiğini açıkça beyan ettiğini; bu sebeple müvekkilinin akdi halef sıfatını kazandığını, Yargıtay 11. HD E. 2015/15447 K. 2016/4944 T. 2.5.2016, T.C. Yargıtay 11. HD E. 2014/1024 K. 2014/8041 T. 29.4.2014, T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2012/11-1602 K 2013/712 T. 15.5.2013 kararlarının da bu hususa işaret edildiğini, Bilirkişilerin müvekkil tarafından dava dışı sigortalıya ödenen zararın kadri maruf olduğuna ve davalıların müteselsilen sorumlu olduğuna ilişin tespitlerine rağmen ilk derece mahkemesinin red kararı verdiğini, hatalıdır. Davalıların işbu hasar nedeniyle ilgili mevzuatlar ve dosyaya sundukları Yargıtay içtihatları doğrultusunda bilirkişilerce de tespit edildiği üzere ve TTK’nun 888/1-3 maddesi uyarınca müteselsilen sorumlu olduklarını, zararın taşıma esnasında ve davalıların sorumluluğunda meydana geldiğinin sabit olduğunu, bilirkişilerce bu hususun göz ardı edildiğini, Bilirkişi raporunda davalı tarafın ispat etmesi gereken hususların sanki davacı tarafın ispatlaması gerekirmiş gibi bir ifade kullanıldığını, Yargıtay 11. HD E. 2014/8720 K. 2014/17039 T. 6.11.2014 kararı ve Yargıtay 11. HD. E. 2015/817 K. 2015/2126 T. 18.2.2015 kararında da, taşıyıcının sorumluluğuun, ispat külfeti ters çevrilmiş bir kusur sorumluluğu- olduğunun, taşıyıcının, eşyanın kendisine teslim edildiği tarihten gönderilene teslim edildiği tarihe kadar geçen sürede uğradığı ziya ve hasardan sorumlu olup, bu mesuliyetten ancak kendisinin kusuru olmadığını ispatladığı takdirde kurtulabileceğinin belirtildiğini, Davalılar tamamen soyut vakalar üzerinden savunmada bulunduklarını bu iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, CMR m. 17 uyarınca, taşıyıcının eşyayı taşımak üzere teslim aldığı andan teslim edeceği ana kadar meydana gelecek hasarlardan sorumlu olduğunu; bu sorumluluk kapsamında taşıyıcının TTK m. 879 uyarınca yardımcıların kusurlarından da sorumlu olduğunu, CMR M.17/1’de “Taşımacı yükü teslim aldığı andan teslim edilinceye kadar, bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumludur”, CMR m.9/2’de “Sevk mektubunda, taşımacı tarafından beyan edilmiş çekince yok ise aksi kanıtlanmadıkça tesellümde yükün ve ambalajların iyi durumda olduğu, sayılarının, marka ve numaralarının sevk mektubunda yazılı olanlara uyduğu varsayılır.” düzenlemelerinin yer aldığını, Davalının meydana gelen hasarda ağır kusurlu olduğunu; taşıma hukuku temel prensipleri gereği taşıyıcının ters çevrilmiş ispat yükünün bulunmasından kaynaklı aksi yöndeki davalı itirazlarının soyut beyanlardan ibaret olduğunu, herhangi bir ispat vasıtasının bulunmadığını; bu nedenle davalarının kabulüne karar verilmesi taleplerinin olduğunu, Bilirkişilerin akdi üstlenmeye ve işletme güvenliğine ilişkin olarak yaptığı tespitlere itiraz etmekte olduklarını; freıght forwarder konusunda bilirkişilerin eksik incelemede bulunduklarını, müvekkili sigortalısına ait emtianın nakliyesi için 1 nolu davalı …’ın navlun faturası düzenleyerek taşıma sürecinin tamamını gerçekleştirmeyi taahhüt ettiğini, bu kapsamda 1 nolu davalının taşıma işleri komisyoncusu sıfatını taşıdığını; TTK madde 918’de taşıma işleri komisyoncusunun sorumluluklarının düzenlendiğini; forwarder, yani davalı …’ın “anahtar teslim” mahiyetinde sorumluluğunun bulunduğunu, davalının Forwarder sıfatıyla birlikte iç taşıma, taşıma, depolama, gümrükleme, yükleme vb. sorumluluklarının da bulunduğunu; davalının taşıma işlemini organize eden forwarder firması olduğunu, ücret veya komisyon karşılığında malın teslim alınmasından varış noktasında yetkili kişiye teslim edilmesine kadar tüm taşıma organizasyonunu üstlenen kişi veya şirketlere freight-forwarder denildiğini, Forwarder firmalarının kendi sorumluluğunda ne kadar fazla taşıyıcı olursa olsun, taşımanın tamamından sorumlu tutulduklarını; bu sebeple malın alıcısına hasarlı teslim edildiğinin kanıtlanması durumunda hasarın taşımanın hangi aşamasında ve hangi taşıyıcının sorumluluğunda meydana geldiğinden bağımsız olarak freight forwarder firmasına rücu imkanı bulunduğunu, Yükün taşınma süresince taşıyanın bakım ve muhafazası altında bulunmasının navlun sözleşmesinin esaslı unsurlarından olduğunu; bu nedenle davalının, yükün iyi bir halde muhafazası ve gideceği tam ve sağlam olarak teslimi için gerekli tüm tedbirleri almakla yükümlü olduğunu, ayrıca TTK m. 929 kapsamında da davalıların müteselsilen sorumlu olduğu hususunun sabit olduğunu, İki nolu davalının CMR ve TTK ilgili hükümlerinde yer aldığı üzere fiili taşıyan sıfatıyla, meydana gelen hasardan müteselsilen sorumlu olduğunu, bir ve iki nolu davalılar arasındaki sözleşmenin dosyaya ibraz edilmediğini, bu nedenle kendi aralarındaki iç ilişkinin bilinmediğini, davalılar tarafından taşıma sözleşmesi sunularak aksi durum söz konusu ise bunu ispat etmekle yükümlü olduğunu; bu yükümlülük karşısında, bilirkişilerin sözleşme bakımından eksik inceleme gerçekleştirerek bir sonuca ulaştığını, (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 1997/11-64 K. 1997/278 T. 2.4.1997) Davalılar’ın şoför … yönünden adam çalıştıran ve araç işleten sıfatı ile sorumluluğu bulunduğunun TBK 66, KTK 85 hükümleri uyarınca sabit olduğunu, Davalıların işbu hasardan sorumlu tutulabilmesi için kusurunun mevcudiyetine gerek olmamasına rağmen, açık bir şekilde kusurlu olduğunun da taraflarınca ispat edildiğini ancak davalı tarafın, sorumsuzluğunu ispat edecek herhangi bir delil öne sürmediğini, bilirkişilerin tarafların bu işlem ve sıfatlarını dikkate almaksızın yüzeysel bir değerlendirme ile sonuca ulaştıklarını; öncelikle taşıma sözleşmesi, devamında ise taraflar arasındaki bu ilişkilerin dikkate alınarak değerlendirme yapılması taleplerinin olduğunu, Davalıların eşyanın istifi, bağlanması, sabitlenmesine ilişkin gözetim yükümlülüğünün bulunduğunu, buna ilişkin T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2013/11-2206 K. 2015/1324 T. 13.5.2015 kararında da belirtildiğini, emtiaya gelen hasarın ambalaj hatasından kaynaklandığına ilişkin herhangi bir delil bulunmamakta olduğunu ve bu hususin taraflarınca da kabul edilmediğini; ekspertiz raporunda, “Hasarın; sürücü ile sigortalı arasında yapılan müşterek tutanağa ve hasar fotoğraflarına göre CNC tezgâhının üzerinden geçirilen araca sabitlenmesinde kullanılan spanzetlerin sürücü tarafından çok gergin ve gereğinden fazla sıkılarak bağlanması- hatalı lashing sonucu tezgâh kapaklarının üst kısımlarının üst kısımlarında ezilme oluştuğu” yönünde görüş bildirildiğini; burada sürücünün kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermeksizin kendisinden kaynaklı hata sonucu emtialara zarar verdiğini, İlk derece mahkemesinin ambalaj ve yükleme ile sorumluluğa/ sorumluluğun sınırlandırılmasına ve hatır ödemesine ilişkin değerlendirmesinin hatalı olduğunu; aksi hususta Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarının bulunduğunu, Aksinin davalı tarafça ispat edilmedikçe, hasarın yüke elverişli olmayan taşımadan, özen yükümlülüğünü de yerine getirmeyen taşıyıcı kusurundan kaynaklı meydana geldiğinin olayın gidişatından anlaşıldığını, Somut olaylarında emtianın “taşıyanın hakimiyet alanında” iken hasara uğradığını, dolayısıyla taşıyanın mutlak sorumluluğunun bulunduğunu, İlk derece mahkemesinin”EX-GRATİA” tespitine itiraz ettiklerini; sigortalıya yapılan ödemenin teminat dahilinde yapıldığını; ambalaj ve istif hususunda bilirkişlerce yapılan tespite karşın, kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için hasarın bu nedenlerle gerçekleştiği kabul edilse dahi taşıyıcının sorumluluğunun devam edeceğini, İlgili Yargıtay kararlarında taşıyıcının sorumlu olmadığını ispat etmesi gerektiğini, hasarın ambalaj ya da istiflemeden kaynaklandığı kabul edilse dahi taşıyıcının sorumluluğunun ortadan kalkmayacağı kanaatine varıldığını; sunmuş oldukları Yargıtay kararlarının emsal niteliğinde olduğunu, (T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2012/11-68 K. 2012/244 T. 28.3.2012, T.C. Yargıtay 11. HD. E. 2014/14730 K. 2015/36 T. 12.1.2015, T.C. Yargıtay 11. HD E. 2009/12168 K. 2011/5275 T. 2.5.2011, Yargıtay 11.HD E. 2008/4235 K. 2010/521 T. 19.1.2010.) Sigortacılık Kanunu’nun 22. maddesinin 17. fıkrasında; aynı maddenin 13. fıkrası uyarınca tarafsız olmak zorunda olan eksperlerin düzenlediği raporun “delil” niteliğinde olduğunun belirtildiğini, davalının nakliye işlemini basiretli bir taşıyıcıdan beklenen özeni göstermeyerek gerçekleştirmesi sebebiyle, davalı taşıyanın sorumluluğunda çalışan şoförün hatalı davranışı sebebiyle hasarın gerçekleştiğini, bu hususun ekspertiz raporunda da geçen ifadelerden anlaşılacağını, hasarın meydana gelmesinin kaçınılmaz olduğunu; davalı sorumluluktan kaçmak için emtiayı araca yükleme işlemini kendi çalışanı …’in yapmadığını iddia etse de hasarın taşıyıcının kusurundan kaynaklı olduğunun olayın gidişatından anlaşıldığını; bu konudaki iddiasını ispat külfetinin davalıya ait olduğunu, Faize ilişkin olarak ise; müvekkilinin dava dışı sigortalısına ödeme tarihi itibariyle faiz talep haklarının bulunduğunu; Yargıtay uygulamalarının da bu yönde olduğunu, (T.C. Yargıtay 11. HD E. 2014/14207, K. 2015/768, T. 21.1.2015, T.C. Yargıtay 11. HD E. 2013/15004 K. 2014/4037 T. 4.3.2014; T.C. Yargıtay 11. HD E. 2005/13424 K. 2007/181 T. 15.1.2007) İleri sürerek, yukarıda anlatılan sebeplerle; istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalarının kabulüne, davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; davacının Karayolu Nakliyat Emtia Sigorta Poliçesine istinaden sigortalısına yaptığı ödemenin davalılardan rücuen tahsili amacıyla başlattığı ilamsız takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, sigortalıya ait emtiada meydana gelen hasarın davalıların sorumluluğunda ve teminat kapsamında olduğunu ileri sürmüş, davalılarca hasarın TTK’nun 863/1 maddesi uyarınca gönderen sigortalının kusuru ile ortaya çıktığı, öte yandan hasarın teminat kapsamında olmadığı ve yapılan ödemenin de lütuf ödemesi olduğu, bu nedenle davacının sigortalısının haklarına halef olamayacağı savunulmuş, mahkemece ödemenin teminat kapsamında olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı tarafından bu karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf önüne gelen uyuşmazlık, hasarın poliçe teminatı dahilinde olup olmadığı, sigortalıya yapılan ödemenin, hatır ödemesi/… ödeme olup olmadığı, hasar poliçe teminatı kapsamında ise yükleme, istifleme, bağlama ve sabitleme yükümlülüğünün taşıyıcı üzerinde olup olmadığı hususlarındadır. Dava konusu karayolu taşıması ile sigortalıya ait emtianın Tüyap Fuar alanından Kartal’a nakliyesi sağlandığından, uyuşmazlığa TTK’nun taşımaya ilişkin hükümleri uygulanacaktır. Davalı … Nakliyat, akdi taşıyıcı, davalı … Nakliyat fiili taşıyıcı, davalı … ise şoför olup, her üç davalının da uyuşmazlık bakımından pasif husumeti bulunmaktadır. Hasar dosyasında bulunan ekspertiz raporu ile mahkemece alınan bilirkişi heyet raporu kapsamından; sigortalıya ait CNC makinelerinin sac malzemeden yapılmış kapaklarında meydana gelen hasarın, makinelerin araca yükleme sonrasında spanzet ile bağlanıp şıklaştırılırken kapakların eğilmesi sonucu meydana geldiği, hasarın bağlama ile ilgili kontrol eksikliği ve uygun teknik kullanılmamasından kaynaklandığı, diğer ifade ile hasarın yükleme, istifleme, bağlama ve sabitleme hatası nedeniyle ortaya çıktığı anlaşılmış olup, bu husus taraflar arasında ihtilaf konusu değildir. Dosyaya mübrez Karayolu Nakliyat Emtia Sigorta Poliçesinin üçüncü sayfasında ve 19. madde altında; ambalaj yetersizliği veya uygunsuzluğundan ve/veya istifleme hatasından kaynaklanan ziya, hasar ve masrafların sigorta teminatı dışında olduğu düzenlenmiştir. Dava konusu hasarın yükleme sonrası makinenin uygun olmayan şekilde bağlanması ve sabitlenmesi nedeniyle ortaya çıktığı sabit olup, davacının sigortalısına yaptığı ödeme poliçe teminatı dışındadır. Bu nedenle davacı vekilinin hasarın poliçenin sapladığı teminat kapsamında olduğuna yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Mal sigortalarında sigortacının ödeme yaptığı sigortalısının haklarına TTK’nun 1472 maddesi/1 fıkrası uyarınca halef olabilmesi için, ödemenin teminat kapsamında olması zorunludur. Teminat kapsamına ve poliçe hükümlerine uygun olmayan ödemeler … ödeme(hatır ödemesi) mahiyetinde olduklarından, halefiyet kapsamında değerlendirilemezler. Ancak bu ödemeyi yapan sigortacı sigortalısından, zarar sorumlusuna karşı olan dava hakkını TBK’nun 183 ve devamı maddeleri kapsamında alacağın temliki yoluyla devralmışsa rücu hakkına sahip olabilir ( bkz.Yargıtay HGK 2018/17-156 esas, 2020/868 karar sayılı, 10/11/2020 tarihli kararı). Somut olayda; davacı tarafından, sigortalıya yapılan ödemeye ilişkin ödeme dekontu dosyaya sunulmuş ise de; sigortalıdan zarar sorumlusuna karşı olan dava hakkının TBK’nun 183 ve devamı maddeleri kapsamında alacağın temliki yoluyla devralındığına dair, ibraname, temlikname vb hiçbir delil sunulmamıştır. Yaptığı ödeme teminat kapsamında olmadığından hatır ödemesi mahiyetinde bulunan davacı, TTK’nun 1472 maddesi uyarınca sigortalısının haklarına halef olmadığı gibi, bu hakları alacağın temliki yoluyla devraldığını da ispat edememiştir. Bu nedenle davacı vekilinin hem halefiyet hem de alacağın temliki nedeniyle davalılara rücu hakkı bulunduğu yönündeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Yukarıda izah edilen gerekçelerle; ilk derece mahkemesi karar ve gerekçesi usul ve yasaya uygun olup, kamu düzenine aykırılık da tespit edilemediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 54,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50.TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 23/02/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.