Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/943 E. 2023/1120 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/943 Esas
KARAR NO: 2023/1120 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2016/284 Esas – 2020/771 Karar
TARİHİ: 24/11/2020
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 13/07/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirket ile davalı-borçlulardan … arasında Tüplü LPG Bayilik Sözleşmesi ve Tesellüm ve Taahhütnamesi akdedildiğini, bu sözleşme gereğince davalardan …’e 1 aylık taahhüdü kadar LPG’nin kredi olarak verileceğini ve sözleşme sona erdiğinde kredinin müvekkili şirkete geri ödeneceğinin kabul edildiğini, müvekkilinin yükümlülüğünü eksiksiz şekilde yerine getirdiğini, davalı … ile yapılmış olan sözleşmenin süresi dolmuş olduğundan kredi tutarı olan 284.555,58 TL borcun muaccel hale geldiğini, davalı-borçlulardan … ile müvekkili şirket arasında akdedilen sözleşme ve taahhütname nedeniyle doğmuş ve doğacak alacakların teminatını oluşturmak üzere davalı …’in maliki olduğu taşınmaz üzerinde müvekkili lehine 100.000,00 TL ipotek tesis edildiğini, davalılara 284.555,88 TL tutarındaki kredi borcunun ödenmesi için ihtarname gönderildiğini, ihtarnameye rağmen borcun ödenmediğini, bu nedenle davalılar aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçildiğini, davalıların takibe haksız olarak itiraz ettiklerini beyanla itirazın iptaline, dava konusu edilen tutar likit ve belirlenebilir olduğundan davalıların ayrıca takip tutarının % 20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; huzurda açılan davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, sözleşmede bulunan yetki şartının geçersiz olduğunu, alacağın zamanaşımına uğradığını, davacıya Şanlıurfa … Noterliğinin 16/06/2014 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edildiğini, tüplü LPG Bayilik sözleşmesinin taraflar arasında 06/12/2007 tarihinde imza altına alındığını ve bayilik ilişkisinin fiilen başladığını, müvekkili tarafından en son 29.11.2008 tarihinde davacıdan LPG temin edildiğini, bu tarihten sonra davacı ile müvekkili … arasında ticari bir ilişkinin bulunmadığını, bayilik ilişkisinin de fiilen bu tarihte sona erdiğini, davacı tarafın bu hususu kabul ettiğini, tacir sıfatını taşıyan davacı tarafın TTK hükümleri gereğince basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğünde olduğunu, bayilik ilişkisinin davacı ile … Ltd. Şti. arasında imzalanan 27.02.2009 tarihli sözleşme çerçevesinde devam ettirildiğini, müvekkili … ile imzalanan sözleşmenin kendiliğinden fesholduğunu, davacının geçerli olmayan bir sözleşmeye dayanarak alacak talep edemeyeceğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı ile müvekkili … arasında rakamı üzerinde mutabakata varılmış olan bir borç bulunmadığını, davacının talep ettiği rakamı nasıl belirlediğinin anlaşılamadığını, müvekkili …’in ise haksız yere müşterek ve müteselsil kefil konumuna sokulmak istendiğini, usul ve yasaya uygun bir kefaletinin olmadığını beyanla davanın reddine, davacının % 20 oranında tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi’nin 24/11/2020 tarih ve 2016/284 Esas – 2020/771 Karar sayılı kararında; “Dava, bayilik sözleşmesine dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olup, İİK.’ nun 67 ve devamı maddelerine dayanmaktadır. Davaya konu İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünü’ nün … esas sayılı takip dosyasının celp olunarak yapılan incelenmesinde ; davacı tarafından davalılar aleyhine toplam 100.000,00 TL alacağın ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla tahsili için icra takibi başlatıldığı, davalıların davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını belirterek itiraz ettiği, icra takibinin durduğu görülmüştür. Tarafların tüm delilleri celp olunarak konunun teknik uzmanlık gerektirir bir alan olması nedeni bir bilirkişi heyet raporu dosyaya kazandırılmıştır. Yapılan yargılama ile taraflar arasında bayilik sözleşmesinin akdedildiği sözleşme kapsamında davalıya 1 aylık taahhüdü olan 40 ton LPG’nin kredi olarak verileceği sözleşme süresinin sonunda bu bedelin davacıya geri ödeneceği, davalılardan …’in ise işbu bayilik sözleşmesi kapsamında davalı …’in davacıya karşı doğacak olan borçları için kefil olunup takibe konu taşınmazı ipotek olarak verildiği anlaşılmıştır. Davalı …’in ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için talimat yazılmış fakat defterler incelemeye ibraz edilmemiştir. Mahkememizce davacı şirketin ticari defter ve kayıtları incelenmiştir. İncelenen ticari defterler kapsamında davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 229.639,42 TL alacaklı olarak göründüğü anlaşılmıştır. Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 15. Maddesi gereğince delil anlaşması yapılmış ve davacının ticari defter ve kayıtlarının delil olarak kullanılacağı kararlaştırılmıştır. Bu nedenle davalı defter ve kayıtlarının tekrardan incelenmesi için işlem yapılmasına gerek görülmemiş olup davacı defter ve kayıtları tek başına esas alınmıştır. Yapılan hesaplama neticesinde davacının 40 ton LPG’ye karşılık gelen alacak miktarı hesaplandığında 115ö640,43 TL olduğu görülmüş ve davacının davalılardan bu tutar üzerinden alacağını talep edebileceği ve takibe konu taşınmazı ipotek miktarı kadar alacağını tahsil edebilmek adına paraya çevirebileceği görülmüştür. İzah olunan gerekçeler ile davacının davasının sübut bulduğu anlaşıldığından davanın kabulü ile İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünü’ nün … sayılı takip dosyasında; yapılan itirazın 100.000,00 TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden aynen devamına, İİK.nun 67/2.maddesi uyarınca dava konusu alacağın likit niteliği gözetilerek asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine dair karar vermek gerekmiş olmakla; aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. “gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ve verilen karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili istinaf dilekçesi ile; müvekkili …’in tacir olmadığını, 29.11.2008 tarihi itibariyle ticaret hayatından el çektiğini, 29.02.2009 tarihinde … Ltd. Şti. ile bayilik ilişkisinin devamının sağlandığını, davacı şirketin basiretli bir tacir gibi hareket etme yükümlülüğü altında olduğunu ve müvekkili … adına yapılan işbu takibin, … Ltd. Şti. ile bayilik ilişkisinin devam ettiğine ilişkin yeni sözleşmeye davacı şirketin imza atmasının bayilik ilişkinin devamına yönelik zımni kabul beyanı olması sebebiyle, 4721 sayılı TMK madde 2’de öngörülen dürüstlük kuralına da aykırı olduğunu, alacağın likit alacak olmadığını ve Yargıtay kararlarına uygun bir kefaletname örneği alınmadığını belirttiklerini, dosya kapsamında sundukları vakıalara göre bir inceleme yapılmamış olup doğrudan bilirkişi raporunda 40 tonluk LPG’nin faturalardaki tutara göre tespit edilmiş satış değeri üzerinden tespit edilen değerin belirlenerek ipotek miktarı üzerinden takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedildiğini; Müvekkili …’in ticari faaliyetlerine son verdiğini, bunun akabinde 29.02.2009 tarihinde … Ltd. Şti. ile bayilik sözleşmesi akdedildiğini beyan etmelerine rağmen bu doğrultuda bir değerlendirme yapılmadığını, eksik inceleme ve araştırma neticesinde karar verildiğini, bu kararı kabul etmediklerini, … ile … Ltd. Şti.’nin iş yeri adresinin aynı olduğunun dosya kapsamı ile sabit olduğunu, bu durum 14.07.2017 tarihli bilirkişi raporu ile de tespit edilmiş olup anılan raporda taraflar arasındaki ilişkinin 2007-2008 yıllarına ilişkin olduğunun tespit edildiğini, bu durumun haricinde anılan iş yerine aynı iş ile iştigal eden başka bir kişinin geçmiş olmasının, aradan geçen kısa süre ve taraflar arasındaki ilişki de göz önüne alındığında … Ltd. Şti. ile yapılan 29.02.2009 tarihli sözleşmenin niteliğinin sözleşmenin devri olduğunu, bu durum davacı şirketin de bilgisi dahilinde olup yeni sözleşme akdedilmesi hususunun bayilik sözleşmesinin … Ltd. Şti.’ye devredildiğine ilişkin kabul beyanı olarak değerlendirilmesi gerektiğini, bayilik sözleşmesi için ayrıca şekil şartı da öngörülmemiş olması sebebiyle taraflar arasında sözleşmenin devrine ilişkin üçlü bir protokol hazırlanmasına gerek olmayıp davacı şirketin basiretli bir tacirin göstermesi gereken özeni göstermekle yükümlü olduğunu, anılan 29.02.2009 tarihli sözleşme ve sonrasında düzenlenen diğer anlaşmalarda bu hususa ilişkin hiçbir red beyanı bulunmadığını, anılan sebeplerle devreden … ile devralan … Ltd. Şti. arasındaki anlaşmanın … Ltd. Şti. ile davacı şirket arasındaki anlaşma ile bayilik sözleşmesine zımnen rıza gösterdiği sonucuna varılmasının TBK m.205/2’ye ve borcun dış üstlenilmesine ilişkin hükümlere de uygun bir yorum olacağını, anılan sebeplerden ötürü bayilik sözleşmesinin … Ltd. Şti.’ye devredildiğinin, ayrıca borcun da üstlenildiğinin ve taraflar arasındaki devrin davacı şirketçe kabul edildiği hususunun sabit olduğunu, bu durumda ilk olarak bayilik sözleşmesinin devam etmesi sebebiyle … Ltd. Şti. ile davacı şirket arasındaki bayilik sözleşmesi sona erdikten sonra davacı şirketin … Ltd. Şti.’ye başvuru yapması gerektiğini, sözleşmenin devri ve borcun üstlenilmesi ile bayilik sözleşmesinden kaynaklanan tüm hak ve borçların devralana geçtiğini, ikinci olarak ise bu durumda müvekkili …’i borçluymuş gibi değerlendirip ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız icra takibi başlatılmasının da isabetsiz olduğunu, bu durumda müvekkili …’in borçlu sıfatını taşımadığı hususunun sabit olduğunu, anılan doğrultuda yorum yapılmasının üçüncü sonucunun ise TBK m.198/2’ye göre borcun teminatı olarak verilen rehin ve kefaletin ancak üçüncü kişinin borcun dış üstlenilmesine yazılı onay vermesi halinde devam edeceğine ilişkin hükme göre müvekkili …’in taşınmazı üzerindeki ipotek hakkının hükümsüz kalmış olması olduğunu, TBK m.198/2’nin yorumlanması sonucunda müvekkili …’in borcun dış üstlenilmesine yazılı olarak onay vermemiş olması sebebiyle borca ilişkin verilen güvencenin herhangi bir hükmünün de kalmadığını, bu durumda ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yoluna da gidilemeyeceğini; Alınan kefaletnamenin geçerlilik şartlarını taşımadığını, TBK madde 583-584’e göre değerlendirme yapıldığında ve uygulamadaki yerleşik kararlar da değerlendirildiğinde beyanlarının doğruluğunun ortaya çıkacağını, kefaletin şekil şartlarına uyduğu varsayılsa dahi adi kefalet/müteselsil kefalet ayrımına gidilmeksizin doğrudan işbu gerekçeli karara göre hüküm kurulmasının eksik araştırma ve inceleme yapılmasının bir sonucu olduğunu, yapılmış bulunan taahhütname ile bu şekilde verildiği ve geçerli olduğu iddia edilen taahhüdün 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun’un 4. maddesine aykırı olup ayrıca Rekabet Kurumu tarafından yayınlanmış bulunan Tebliğ hükümlerine de aykırı bir durum olduğunu; Alacağın nitelik itibariyle likit alacak olmadığını, sözleşmeye göre verildiği iddia edilen kredinin, düzenleniş itibariyle müvekkilinin kolayca hesaplayabileceği bir niteliğe sahip olmadığını, her ne kadar bilirkişi raporu alınmasına gerek olmaması alacağın likit olarak değerlendirilmemesi yolunda çok ciddi bir emare ise de, ayrıca alacak miktarının belirli olmamasının ve hesaplama yapılmadan alacak miktarının belirlenebilir olmasının mümkün olmaması sebebiyle likit alacak kavramından bahsetmenin mümkün olmadığını, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamalar eksik ve hatalı olup gerçeği yansıtmadığını, sözleşmedeki hüküm dahi incelenmeksizin yapılmış özerk hesaplama gereği istinaf kanun yoluna başvurma zorunluluğu doğduğunu beyanla açıklanan nedenlerle ve resen dikkate alınacak hususlarla Mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takibe vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir. Davacı tarafından, davalılar aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile 100.000 TL alacağın tahsili amacıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibi başlatılmış, davalıların süresi içerisinde borca ve ferilerine itirazları üzerine takip durmuş, davacı somut dava ile, davalı … ile aralarında akdedilen Tüplü LPG Bayilik Sözleşmesi ve eki taahhütname uyarınca davalıya 1 aylık alım taahhüdü karşılığı LPG’nin kredi olarak verildiğini, sözleşmenin sona ermesi sebebiyle kredinin iade edilmesi gerektiğini, davalı …’e ait taşınmaz üzerinde anılan sözleşme nedeniyle doğmuş ve doğacak alacaklarının teminatı olmak üzere ipotek tesis edildiğini, davalılara borcun ödenmesi için ihtarname gönderildiğini ve takip başlatıldığını, takibe yapılan itirazın haksız olduğunu beyan ederek itirazın iptalini talep etmiş, davalı taraf, davacı ile davalı … arasında imzalanan bayilik sözleşmesinin, davacının dava dışı … Ltd. Şti. ile imzaladığı bayilik sözleşmesi nedeniyle fiilen sona erdiğini, davacının aynı yerde bayilik faaliyetini dava dışı şirket ile devam ettirdiğini, dolayısıyla sona eren sözleşme nedeniyle bir talepte bulunamayacağını, aksi halde de bayilik sözleşmesi devralınmış olduğundan borçtan dava dışı şirketin sorumlu olacağını, davalı … tarafından verilen kefaletin geçersiz olduğunu, davacının kredi olarak LPG teslim ettiğini ispat etmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddini savunmuş, Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dosya kapsamından; davacı ile davalı … arasında 06.12.2007 tarihli Tüplü LPG Bayilik Sözleşmesi ile aynı tarihli Teslim ve Taahhütname’nin akdedildiği, sözleşme ve taahhütnamenin davalı … tarafından garanti ve taahhüt eden sıfatı ile imzalandığı, sözleşme gereği davalı …’in, davacının marka, işaret ve rengini taşıyan tüplerde satışa sunulan LPG’nin Şanlıurfa İli içerisinde abonelere satılması, dağıtılması ve servis hizmetlerinin sağlanması konusunda bayilik faaliyetini üstlendiği, sözleşmenin süresinin 5 yıl olduğu, Teslim ve Taahhütname’nin 1. maddesi ile davalının, sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren davacıdan ayda 40 ton LPG satın almayı, 3. maddesi ile de davacının, davalıya 1 aylık taahhüdü kadar LPG’yi kredi olarak vermeyi taahhüt ettiği, maddenin devamında kredinin sözleşme süresi sonunda davacıya geri ödeneceğinin ve geri ödemenin kredilendirme yapıldığı zamandaki fiyatlar üzerinden olacağının, vade farkı uygulanmayacağının kabul edildiği, davalı …’e ait Şanlıurfa İli, Merkez İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın … Kat, … nolu bağımsız bölümü üzerine; “davalı … ile davacı arasında bayilik sözleşmesi yapılması için …’in gayri maddi haklar bedeli veya intifa hakkı bedeli adı altında düzenlediği fatura karşılığı davacı …’nin ödediği, ödeyeceği paralar ile cezai şart ve/veya bayilik sözleşmesi gereğince LPG alımına başlanmasından sonra davalı …’in satın aldığı ve alacağı malların bedellerinin ve davacı …’nin ariyeten verdiği ve vereceği demirbaş malların bedellerinin, davalı …’in keşideci veya avalist olarak imzaladığı kambiyo senetlerinin hamili olması nedeniyle ve davacı … ile davalı … arasında yapılmış ve yapılacak olan sözleşme, taahhütname, protokol ve diğer işler nedeniyle doğmuş ve doğacak mal bedeli, tazminat, cezai şart ve diğer bütün alacaklarının teminatı olmak üzere”, davalı …’in de doğmuş ve doğacak borçlara müteselsil kefaleti ile 100.000 YTL bedelli ve süresiz olarak, 1. derecede ipotek tesis edildiği, davacı tarafından davalılara 27.05.2014 tarihli Noter ihtarnamesi gönderilerek, bayilik sözleşmesinin sona ermiş olması sebebiyle kredi tutarı olan 284.555,88 TL tutarındaki borcun ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 gün içerisinde ödenmesinin, aksi halde ipoteğin paraya çevrileceğinin ihtar edildiği, davacı tarafından icra takip dosyasına davalı … adına düzenlenmiş 34 adet LPG satışına dair irsaliyeli faturanın sunulduğu, faturaların 2007 ve 2008 yıllarında düzenlendikleri ve 31 tanesinde teslim alan olarak …’in kaşe ve imzasının, 3 adedinde ise … isim ve imzasının bulunduğu, Mahkemece davalı …’in ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmak üzere yazılan talimat gereği düzenlenen bilirkişi raporunda; davalıya ait ticari defterlerin bulunduğu beyan edilen mali müşavir tarafından davalının, 2008 yılı sonunda ticari faaliyetini … Limited Şirketi’ne devrettiğinin, ticari faaliyetini sonlandırdığının ve ticari defterlerin davalı …’e verildiğinin beyan edildiğine dair tespit yapıldığı ve raporun mali bir inceleme içermediği, davacının ticari defterleri ile dosya kapsamı üzerinde inceleme yapılarak düzenlenen bilirkişi heyet raporunda ise, davacının ticari defterleri uyarınca 2012 yılına kadar devam eden fatura ve ödeme kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davalıdan 229.639,42 TL alacaklı olduğu beyan edilerek, davacı tarafından icra dosyasına sunulan irsaliyeli faturalar uyarınca davalıya 40 tondan fazla LPG’nin kredi olarak verildiğinin kabulü ile iadesi gereken kredi miktarı yönünden bir hesaplama yapıldığı, davalı tarafın bilirkişi raporuna, davacı ile arasında yalnızca 2007 ve 2008 yıllarında ticari faaliyet olduğu, bayilik sözleşmesinin devredilmiş olması sebebiyle bu yıllardan sonra herhangi bir cari hesap ilişkisinin olmadığı ve irsaliyeli faturalarda kredi açıklamasının bulunmadığı, davacının cari hesap hareketlerinin sunulması gerektiği yönünde itiraz ettiği, itiraz üzerine alınan ek raporda da heyet tarafından, irsaliyeli fatura miktarlarının ortalaması alınarak 40 ton LPG bedelinin hesaplandığı, dosyada bulunan davacının ticari defterlerinden alınan hesap dökümünün davalı …’e ait olmadığı, 17.03.2009 tarihinden başladığı ve tamamının … Limited Şirketi ile olan ticari ilişkiye ait olduğu, buna göre bilirkişi heyeti tarafından davacının 2007 ve 2008 yıllarına ait ticari defterlerinin incelenmediği, davacının, davalı tarafın iddia ettiği ticari ilişkinin 2009 yılından itibaren dava dışı şirket ile devam ettiğini ikrar eder mahiyette kendi defterlerindeki dava dışı şirkete ait hesap kayıtlarını sunduğu ve bilirkişi heyeti tarafından da dava dışı şirket ile davacı arasındaki ticari ilişkinin, davacı ile davalı … arasındaki ticari ilişkinin devamı olduğu kabul edilerek inceleme yapıldığı, yine raporda davacı tarafından sunulan irsaliyeli faturaların davacının 2007 ve 2008 yıllarına ait ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadıkları, ne şekilde kayda alındıkları, karşılıklarının ödenip ödenmediği hususunda bir incelemenin olmadığı, davalı tarafın sözleşme ve bayilik ilişkisinin 2009 yılında dava dışı şirkete devredildiği iddiası ve dosyadaki bu veriler ışığında Mahkemece, davalı … ile yürütülen bayilik ilişkisinin 2008 yılı sonunda sonlandırılıp sonlandırılmadığı, dava dışı … Limited Şirketi ile bayilik sözleşmesinin imzalanıp imzalanmadığı, bayilik sözleşmesinin veya TBK’nın 202. maddesi uyarınca işletmenin devrinin bulunup bulunmadığının araştırılmadığı ve bu kapsamda davalı …’in vermiş olduğu garanti taahhüdü ile verilen ipoteğin ve ipotek senedinde yer alan kefaletin kapsamının da değerlendirilmediği, eksik inceleme, araştırma ve yetersiz gerekçe ile karar verildiği anlaşılmıştır. Buna göre Mahkemece, HMK’nın 31. maddesi uyarınca davacı tarafa, davalı … ile arasındaki bayilik ilişkisinin 2009 yılında dava dışı … Limited Şirketi ile yapılan bayilik sözleşmesi uyarınca adı geçen şirkete devredilip devredilmediği, dava dışı şirketin bayilik faaliyetini hangi adreste sürdürdüğü, davalı … ile dava dışı şirket arasında işletme devri yapılıp yapılmadığı, icra takip talebine eklenen irsaliyeli faturalardan hangilerinin davalı …’e kredi olarak verilen LPG’ye ilişkin olduğu konusunda açıklama yapmak ve dava dışı … Ticaret Limited Şirketi ile imzalanan bayilik sözleşmesinin onaylı örneğini sunmak üzere süre verilmesi, dava dışı şirketin ortak ve temsilcileri ile adres bilgisini içerir ticaret sicil kayıtlarının celp edilmesi, daha önce rapor düzenleyen bilirkişi heyetinden davacı şirket ile, gerekli olması halinde dava dışı … Limited Şirketi’nin 2007 ila 2012 yıllarına ait ticari defterleri incelenmek suretiyle; davacı ile davalı … arasındaki ticari ilişkinin hangi tarihte başladığı, hangi tarihte sona erdiği, dava dışı şirket ile davacı arasındaki ticari ilişkinin hangi tarihte başladığı ve davalı … ile dava dışı şirketin aynı hesap altında takip edilip edilmediği, davalı …’e ait borç ve alacakların dava dışı şirket hesabına aktarılıp aktarılmadığı, davacı tarafından icra takip talebine eklenen irsaliyeli faturaların ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, kayıtlı ise hangi açıklama ile kayıt altına alındığı, fatura karşılıklarının ödenip ödenmediği ve taahhütname uyarınca verilmiş 40 ton LPG var ise, karşılığının verildiği tarihe göre belirlenmesi hususunda rapor alınması, alınacak rapor ile dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek işletmenin ve/veya bayilik sözleşmesinin davalı … tarafından dava dışı şirkete devredilip devredilmediğinin, taahhütname uyarınca verilmiş kredi olup olmadığının, var ise her iki davalının hukuki durumu ile ipoteğin kapsamının değerlendirilmesi ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalıların istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/11/2020 tarih ve 2016/284 Esas – 2020/771 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalılar tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde kendilerine iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 13/07//2023 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.