Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/926 Esas
KARAR NO: 2023/1361 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2017/125 Esas – 2020/607 Karar
TARİH: 17/11/2020
DAVA: Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/09/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin yaklaşık olarak 19 yıldır … markasının yetkili servisi olarak taşra sayılabilecek Polatlı/Ankara bölgesinde faaliyet göstermekte iken çalışmalarında göstermiş olduğu başarı nedeniyle 21.12.2012 tarihinden İtibaren Afyonkarahisar’ın Emirdağ, Bolvadin, Çay ve Sultandağt İlçeleri ile Eskişehir’in Çifteler gibi ücra ilçelerinin de davalı şirketin baskı ve tek taraflı dayatması sonucu müvekkilinin sorumluluk alanına dâhil edildiğini, müvekkilinin sorumluluk bölgesine dâhil edilen Afyon ve Eskişehir illerinin ücra ilçelerine kendi maddi İmkânlarını zorlayarak servis hizmeti sunmaya devam ettiğini, bu ilçelere sunmuş olduğu servis hizmeti nedeni ile herhangi bir karının olmadığı gibi telafisi imkânsız zararlara uğradığını, davalı şirketin standart servisücretleri haricinde müvekkilinin, konaklama, yemek, araç bakım ve yıpranma giderini karşılamadığını, buna rağmen müvekkilinin işini her zaman özen göstererek, müşteri memnuniyetini her şeyin üstünde tutarak çalışmalarına devam ettiğini, davalı şirketin Üsküdar …Noterliği kanalı ile müvekkiline keşide ettiği 23.3.2016 tarihli ihtarname ile taraflar arasındaki sözleşmenin kendiliğinden sona erdiğinden bahisle sözleşmeyi tek taraflı ve haksız olarak feshettiğini, işbu fesihten önce davalının müvekkilinin yetkili servis sistemine girişini herhangi bir gerekçe göstermeksizin engellediğini, devamında da müvekkilinin faaliyet gösterdiği Polatlı/Ankara bölgesine başka bölgelerden servisleri yönlendirmeye başlayarak sözleşmeyi feshetme niyetinde olduklarını ortaya koyduğunu, müvekkilinin sorumluluk bölgesine başka servislerin yönlendirilmesi nedeniyle müvekkilinin bölgesinde ticari İtibarının sarsılmasına ve mevcut müşteri potansiyelinin olumsuz etkilenmesine neden olduğunu, davalı tarafından süresinden önce tek taraflı ve haksız olarak sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle müvekkilinin maddi ve manevi zararlara uğramasına neden olduğunu iddia ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1,000,00 TL kar kaybı ile 5.000,00 TL manevi tazminatın davalı şirket tarafından müvekkiline gönderilen İhtarnamenin tebliğ tarihi olan 30.03.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalı şirket yedinde bulunan ve sözleşme kapsamında sunulacak servis hizmetlerinin teminatını teşkil etmek amacı İle davalı şirkete verilen … Bankası Polatlı Şubesine ait 15.4.2015 tarihli 15.000,00 TL miktarlı ve 14.4.2016 geçerlilik tarihli teminat mektubunun tahsili cihetine gidilmesi halinde müvekkilinin telafisi imkansız maddi zararlara maruz kalacağını İddia ile tahsili cihetine gidilmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, ayrıca yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 14/09/2020 tarihinde harçlandırılmış ıslah dilekçesi ile kar kaybı alacağını 9.000,00 TL. Artırarak 10.000,00 kar kaybı ve 5.000,00 TL. manevi tazminatın davalı şirketten tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, taraflar arasında akdedilmiş 01.07.2013 tarihli … Yetkili Servis Sözleşmesinin 14.maddesinde taraflar arasında doğacak hukuki uyuşmazlıkların çözüm yeri olarak İstanbul Anadolu Adliyesinin yetkili kılındığını, yetki sözleşmesinin kesin olmasına rağmen davanın yetkisiz yerde açıldığını belirterek yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili istanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini talep etmiş olup, esasa ilişkin olarak da; müvekkili tarafından sözleşmenin sonlanmasına ilişkin açıklayıcı bilgilendirmenin açık bir şekilde davacı tarafa yazılı olarak bildirildiğini, sözleşmenin sona ermesi nedeniyle davacının kar kaybı gerekçe gösterilerek tazminat talebinin kabul edilmesinin mümkün olmadığını, zira davacı tarafın özgür irade ile imzalamış olduğu sözleşme hükümlerine uygun olarak sözleşmenin sona erdiğini, yinesözleşme hükümleri çerçevesinde sözleşmenin sona ermesi veya müvekkili şirket tarafından fesih edilmesi halinde tazminat veya başkaca bir ad altında alacak talep edilmeyeceğinin davacı tarafından kabul edildiğini kabul anlamına gelmemekle birlikte sözleşmenin sona ermediği kabul edilse dahi taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşme gereğince müvekkili şirketin yazılı bildirimde bulunmak kaydı ile dilediği zaman sebep ve gerekçe göstermeksizin sözleşmeyi fesih etme hak ve yetkisinin bulunduğunu, dava dilekçesinde belirtilen söz konusu yeni sorumluluk alanı tanımlamasının davacı tarafın iddialarının aksine yetkili servis yararına gerçekleştirildiğini, ancak yetkili servis tarafından sözleşme hükümlerine uygun olarak servis hizmetleri tam ve eksiksiz olarak sunulmadığını, yine sözleşme gereğince müvekkili şirketin tüketicinin korunması, hizmetin tam ve zamanında sunulması ilkeleri çerçevesinde hizmet akışının ve kalitesinin devamının temini amacıyla aynı sorumluluk alanına diğer herhangi bir servisi yönlendirme hakkının bulunduğunu, müvekkili şirket tarafından davalıya kesin sorumluluk alanları çerçevesinde yetki verilmediğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı tarafın manevi tazminat talebinde bulunabilmesi için öncelikle sözleşmenin haksız bir şekilde sonlandırılması gerektiğini, davacı tarafın kişilik hakkının ihlal edilmesi, haksız fesih haksız fiil mahiyetinde olması gerektiğini, somut uyuşmazlıkta söz konusu şartların hiç birinin gerçekleşmemiş olduğunu, manevi tazminat ve faiz taleplerinin haksız ve fahiş olduğunu ayrıca haksız ve hukuka aykırı tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuş, yargılama giderleri ve vekâlet ücretlerinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 17/11/2020 tarih 2017/125 Esas 2020/607 Karar sayılı kararında;”….Davacı vekilince 27.06.2020 tarihli talep arttırım dilekçesi sunulduğu, davalı tarafa tebliğ olduğu, dosya içeriği dosyaya kazandırılan bilirkişi raporları hep birlikte değerlendirildiğinde, Mali Müşavir bilirkişi ile Borçlar Hukuku Nitelikli Hesaplama Uzmanı bilirkişinin düzenlediği rapor dosya içeriğine uygun ve denetlenebilir olduğundan mahkemece de benimsenerek hükme esas alınmıştır. Davacı vekilince müvekkilinin manevi zararlara uğramasından dolayı davacının ticari itibarının sarsılması ve mevcut müşteri potansiyelinin olumsuz etkilenmesi nedenleri ile manevi tazminat talebinde de bulunulmuş ise de dava konusu olayda mevcut dosya kapsamında manevi tazminatın şartlarının oluşmadığı değerlendirilerek manevi tazminat talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur….”gerekçesi ile, Davanın KISMEN KABULÜ ile,1-10.000,00 TL kazanç kaybı tazminatının 30.03.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, 2-Davacı tarafın şartları oluşmayan manevi tazminat talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkemece verilen kısmen kabul kararının usule aykırı olup kaldırılması gerektiğini,Müvekkili şirket … Türkiye ve dünyada; ısıtma, soğutma ve sıcak su sektörünün öncü kuruluşları arasında faaliyet gösterdiğini, davacı …’in, müvekkili şirket ile akdetmiş olduğu VIP-S sözleşmesi gereğince, satış sonrası hizmetlerde yetkili servisi olarak faaliyette bulunduğunu ancak taraflar arasındaki sözleşmenin yenilenmemesi yönündeki irade nedeniyle sözleşme sona erdirildiğini ve bu durumu davacı tarafın da kabul ettiği gibi Üsküdar …. Noterliğinin 23.03.2016 tarih ve … yevmiye no’lu ihtarnamesi ile davacı tarafa bildirildiğini,Davacı tarafından sözleşmenin, müvekkili şirketçe haksız olarak fesih edildiğinin ileri sürüldüğünü, taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşme, müvekkili şirketin üretim ve satışını yapmakta olduğu sektörel ürünlerin satış sonrası hizmetlerini ve bu kapsamda tarafların karşılıklı hak ve yükümlülüklerini düzenlediğini sözleşmenin süre ve feshe ilişkin hükümlerini içermekte olan 7. Maddesi gereğince ,a) Taraflar arasında yazılı olarak yeni bir sözleşme imzalanmadığı takdirde sözleşmenin kendiliğinden sona ereceği, b) …’nin sözleşmenin devamı boyunca her zaman 10 gün önceden bildirmek suretiyle sözleşmeyi sebep ve gerekçe göstermeksizin fesih etme hak ve yetkisinin bulunduğu, c) Sözleşmenin süresi sonunda sona ermesi veya … tarafından fesih edilmesi halinde yetkili servisin hiçbir nam adı altında tazminat veya benzeri bir ödeme talep etmeyeceği, d) Sözleşmenin süresi sonunda yenilenmeyeceğini yetkili servisin özgür irade ile kabul ettiği,sözleşmenin sona ermesi veya fesih edilmesi halinde, yetkili servis tarafından yatırım tutarı, gelir kaybı, Pazar kaybı, Pazar geliştirmesi vs. adı altında bir tazminat talep edemeyeceği, şeklinde düzenlenmiş olduğunu, Davacı tarafın tacir olup ticari faaliyetleri kapsamında özgür irade ve sözleşme serbestîsi içerisinde hareket ederek sözleşmeyi imzaladığını, dava dilekçesi ile talep edilen alacak ve tazminat kalemlerinin haksız ve hukuka aykırı olduğu gibi taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşme hükümlerine de aykırılık teşkil ettiğini, Sözleşmenin sona ermesi nedeniyle her ne kadar davacı tarafça kar kaybı gerekçe gösterilerek tazminat talep edilmiş ise de söz konusu talebin kabul edilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafın özgür irade ile imzalamış olduğu sözleşme hükümlerine uygun olarak sözleşmenin sona ermiş olup yine sözleşme hükümleri çerçevesinde sözleşmenin sona ermesi veya … tarafından fesih edilmesi halinde tazminat veya başkaca bir ad altında alacak talep edilmeyeceği davacı yan tarafından kabul edildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla sözleşmenin sona ermediği kabul edilse dahi, taraflar arasında akdedilmiş olan … Yetkili Servis Sözleşmesi gereğince müvekkili şirketin yazılı bildirimde bulunmak kaydıyla dilediği zaman sebep ve gerekçe göstermeksizin sözleşmeyi fesih etme hak ve yetkisinin bulunduğu da göz önüne alındığında davacı tarafın bu iddiasının da hem sözleşmeye hem de usule aykırı olduğu tespit edilebileceğini, yerel mahkeme tarafından sözleşme hükümlerinin göz ardı edilerek hüküm kurulduğunu,Bilirkişi raporlarına karşı itiraz edildiğini ancak itiraz gerekçelerinin reddedilerek davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, kök ve ek raporda, yerel mahkeme tarafından aldırılan heyet raporunda ve heyet ek raporunda yapılan hesaplamalardan müvekkili şirketin hukuki mahiyette herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, Yerel mahkeme tarafından aldırılan raporda ticari defter ve kayıtlarına yönelik değerlendirme yapılması, sonrasında her iki tarafın ticari defter ve kayıtları karşılaştırılarak rapor tanzim edilmesi gerekmekte iken; hukuki değerlendirmeler içeren rapor tanzim edilmesi haksız olup mevcut raporun tesis edilecek hükme esas teşkil etmemesi gerektiği kanaatinde olduklarını,Talimat mahkemesi aracılığı ile davacı tarafın ticari defter ve kayıtları incelenerek rapor tanzim edildiğini, sonraki süreçte yerel mahkemece görevlendirilen heyet tarafından müvekkili şirket ticari defter ve kayıtları incelenerek rapor tanzim edilmesine karar verildiğini ve talimat mahkemelerince aldırılan raporlarda davacının sözleşmesel ilişkisinin devamına yönelik herhangi bir değerlendirme bulunmamasına rağmen bilirkişi heyeti tarafından öncesinde değerlendirilen ve herhangi bir görüş bildirilmeyen bir konu hakkında ek görüş bildirildiğini tek bir belgeye dayanılarak davacının şubat 2016’da da hizmet verdiği kanaatine ulaşıldığını, heyet raporu ile talimat mahkemelerince aldırılan bilirkişi kök ve ek raporu arasında açık çelişki bulunduğunu, davacı tarafın kayıtlarının değerlendirildiği her iki raporda da hizmet verilme tarihine yönelik herhangi bir değerlendirmede bulunulmadığını, Davacının somut olayda mevcut talepleri açıkça sözleşme maddesine aykırılık teşkil ettiğini, tarafların basiretli tacir sıfatları gözetildiğinde akdedilen her sözleşmenin sonuçlarını önceden öngördükleri ve sözleşme maddeleri ile bağlı bulunduklarının sabit olduğunu, tüm bu hususlara rağmen yerel mahkeme tarafından bilirkişi raporuna istinaden müvekkili şirketin 10.000,00-TL kazanç kaybı tazminatından sorumlu tutulması hakkaniyete ve sözleşme hükümlerine açık aykırılık teşkil ettiğini, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında akdedilen sözleşme maddeleri gereği atfı kabil kusuru bulunmayan müvekkili şirket yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kısmen kabul kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın tümden reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taraflar arasında imzalanan … YETKİLİ SERVİS sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı tarafça, yaklaşık olarak 19 yıldır … markasının yetkili servisi olarak taşra sayılabilecek Polatlı/Ankara bölgesinde faaliyet göstermekte iken davalı şirketin Üsküdar …Noterliği kanalı ile keşide ettiği 23.3.2016 tarihli ihtarname ile taraflar arasındaki sözleşmenin kendiliğinden sona erdiğinden bahisle sözleşmeyi tek taraflı ve haksız olarak feshettiğini, işbu fesihten önce davalının yetkili servis sistemine girişini herhangi bir gerekçe göstermeksizin de engellediğini, devamında da faaliyet gösterdiği Polatlı/Ankara bölgesine başka bölgelerden servisleri yönlendirmeye başlayarak sözleşmeyi feshetme niyetinde olduklarını ortaya koyduğunu, davalı tarafından süresinden önce tek taraflı ve haksız olarak sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle maddi ve manevi zararlara uğramasına neden olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL kar kaybı ile 5.000,00 TL manevi tazminatın davalı şirketten tahsili talep edilmiş ve 14/09/2020 tarihinde harçlandırılmış ıslah dilekçesi ile kar kaybı alacağını 9.000,00 TL. Artırarak 10.000,00 kar kaybı ve 5.000,00 TL. manevi tazminatın davalı şirketten tahsili talep edilmiştir.Davacı ile davalı arasında en son akdedilen … YETKİLİ SERVİS Sözleşmesinin 01.01.2015 tarihinde düzenlenerek imza altına alınmış olduğu, Sözleşmenin SÜRE ve FESİH başlıklı 7. maddesinin,7.1Bendinin ; İş bu Sözleşme İmza Tarihinden itibaren geçerlilik kazanacak olup, 31.12.2015 tarihinde hiçbir İhbar ve ihtara gerek kalmaksızın kendiliğinden sona erer. … Yetkili Servis ve … Sözleşme Süresinin dolmasından en az bir ay önce bir araya gelerek sözleşmeyi uzatmak üzere anlaşabilirler.”7.2Bendinin; Yukarıdaki fıkra hükmünden ve daha önce belirtilen fesih nedenlerinden ayrık olarak …’ ün Sözleşme Süresinin devamı boyunca her zaman sözleşmeyi 10 işgünü öncesinden yazılı olarak bildirimde bulunmak kaydı şartıyla, hiçbir sebep ve gerekçe göstermeksizin derhal etkili olacak şekilde tek taraflı feshetme hakkı saklıdır.”7.3Bendinin; “İşbu hakkın … tarafından kullanılması halinde … YETKİLİ SERVİS her ne nam altında olursa olsun, …’ den hiçbir şekilde tazminat ya da benzeri bir ödeme talep etmeyeceğini kabul, beyan ve taahhüt etmiştir.” Hükümleri düzenlenmiştir.Davalı Şirket Vekilince Davacı muhataba Üsküdar ….Noterliği vasıtasıyla Keşide edilen 23.03.2016 Tarih ve … YN.’lu ihtarname ile; “Taraflar arasında İmzalanan 01.07.2013 Tarihli Yetkili Servis Sözleşmesi’nin süresinin, Sözleşmenin 7.1 Maddesine göre 31.12.2014 Tarihinde kendiliğinden sona erdiğini ve tarafların sona erme tarihinden sonra sözleşmenin devamı için herhangi bir talepte bulunmadığını, İhtarname tarihi itibarıyla muhatabın Şirkete 16.927,68 TL borcu bulunduğu, bu borcun 7 (Yedi) gün içinde ödenmesi, aksi takdirde işleyecek Ticari Faiziyle birlikte yasal yollara başvurulacağının …,” ihtar ve ihbar edildiği, ihtarnamenin 30.06.2016 tarihinde bizzat Davacı muhataba tebliğ edildiği anlaşılmıştır.Mahkemece bilirkişi heyetinden rapor alınmış ve alınan rapor doğrultusunda istinafa konu kararın verildiği anlaşılmıştır.Somut olayda, taraflar arasında en son 01/01/2015 Başlangıç ve 31/12/2015 Bitiş Tarihli … YETKİLİ SERVİS Sözleşmesinin imzalandığı,sözleşmenin 7.1 bendine göre İş bu Sözleşmenin 31.12.2015 tarihinde hiçbir İhbar ve ihtara gerek kalmaksızın kendiliğinden sona ereceğinin düzenlendiği, sözleşmenin 7.1bendine göre … Yetkili Servis ve … Sözleşme Süresinin 31/12/2015 tarihinde dolmasından en az bir ay önce bir araya gelerek sözleşmeyi uzatmak üzere anlaşabilecekleri düzenlendiği halde tarafların bir araya gelerek sözleşmeyi uzatmak üzere anlaştıklarına ilişkin dosya kapsamında delil olmadığı gibi bu yönde bir iddiada olmadığı, davalı tarafça Üsküdar …Noterliği vasıtasıyla Keşide edilen 23.03.2016 Tarih ve … YN.’lu ihtarnamede her ne kadar sözleşmenin başlangıç ve bitiş tarihinde maddi hata yapılarak yanlış yazılmış ise de ihtarname içeriğinde sözleşmenin 7.1 Maddesine göre sözleşmenin sona erdiğinin ve yenilenmeyeceğinin davacıya bildirildiği, ayrıca dava dilekçesinde belirtilip davacının da kabulünde olduğu üzere işbu ihtardan önce de davalı tarafça davacının yetkili servis sistemine girişinin kapatıldığı gözetildiğinde, Şubat 2016 da davacının 1 kez servis hizmeti vermesinin sözleşmenin 2016 yılı sonuna kadar tarafların zımni iradesiyle uzatıldığı anlamına gelmeyeceği, sözleşmenin 7.1 Maddesine göre sözleşmenin 31.12.2015 tarihinde sona erdiğinin kabulü gerektiği, sözleşmenin 7 maddesi uyarınca sözleşmenin sona ermesi halinde, yetkili servis tarafından gelir kaybı vs. adı altında bir tazminat talep edemeyeceği düzenlenmiş olup bu tesbitler doğrultusunda mahkemece davacının maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yukarıdaki şekilde karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Davacı vekilince müvekkilinin manevi zarara uğramasından dolayı davacının ticari itibarının sarsılması ve mevcut müşteri potansiyelinin olumsuz etkilenmesi nedenleri ile manevi tazminat talebinde de bulunulmuş ise de dava konusu olayda mevcut dosya kapsamında manevi tazminatın şartlarının oluşmadığı anlaşılmıştır.Açıklanan nedenlerle; Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılarak, dairemizce yukarıdaki açıklamalar ışığında davacının maddi ve manevi tazminat talebinin reddine verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;A- Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile, İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/11/2020 tarih ve 2017/125 Esas, 2020/607 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurularak; 1-Davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 269,85.TL karar harcından peşin alınan 102,47.TL ve ıslah ile yatırılan 153,70.TL harç toplamı 256,17.TL harcın mahsubu ile bakiye 13,68.TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-Davalı tarafından sarf edilen 300,00 TL bilirkişi ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen maddi tazminat yönünden hesap ve taktir olunan 10.000,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, 6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan 2023/24 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10/3 ve 10/4 maddeleri gereğince reddedilen manevi tazminat yönünden hesap ve taktir olunan 17.900,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, 7-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 8-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine, 9-Davalı tarafından istinaf aşamasında sarf edilen 162,10-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 10-Bakiye gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 11-Kararın ilk derece mahkemesince tarafa tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 28/09/2023 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.