Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/919 E. 2023/1232 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/919 Esas
KARAR NO: 2023/1232 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2016/346 Esas – 2020/480 Karar
TARİH: 08/10/2020
DAVA: Tazminat
KARAR TARİHİ: 14/09/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacının 30/07/2013 tarihinde yurt dışına yapacağı seyahat öncesi kendisine lazım olan ve üzerinde taşımazı güç olan 5.000 Euro parayı uluslar arası para transferini yapan … şirketinin Türkiyedeki acentelerinden biri olan … Bankası A.Ş., İkitelli şubesinden kendi adına Fransada çekilmek üzere … kaydı ile gönderdiğini, gönderim ücreti olarak davalı tarafından 220.00 Euro’nun davacıdan tahsil edildiğini, davacının yapacağı seyahatten vazgeçtiğini, davalı banka şubesine başvuruda bulunarak paranın tekrar kendisine ödenmesini istediğini, bankanın yurt dışına talimat gönderilmesi gerektiği ve bu talimatın sonucu beklenmeden paranın iade edilemeyeceğinin söylendiğini, 05/08/2013 tarihinde davalı banka şubesini aradığında paranın yurt dışında davacı tarafından çekildiğinin bildirildiğini, o anda davacının bulunduğu yerdeki … Bankası şubesinin sistemlerinin kapalı olduğu bildirilerek davacıya bilgi verilmediğini, bankanın kusurlu olmadığı belirterek davacıya ödeme yapmayacağını bildirdiğini, davacıdan başkasına ödeme yapan davalının davacının zarara uğramasına neden olduğunu belirterek davacının uğradığı zararın yasal faizi ile birlikte tazminini istemiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, açılan davanın haksız ve yersiz olduğunu, … Şirketine karşı davanın açılmış olması gerektiğini, tüm süreçleri gerçekleştirenin … firması olduğunu, davanın taraf sıfatı yokluğu ile müvekkil banka açısından reddini , davanın … şirketine ihbar edilmesini, haksız ve mesnetsiz olan davanın reddini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 08/10/2020 tarih 2016/346 Esas 2020/480 Karar sayılı kararında; “… Bankası ile … arasındaki ilişkinin TTK m. 103/1-(b) hükmü kapsamında … Bankası’nın Türkiye Cumhuriyeti içinde merkez veya şubesi bulunmayan yabancı bir tacir olan …’un ad ve hesabına ülke içinde işlemlerde bulunduğu ve bu nedenle taraflar arasındaki hukuki uyuşmazlıklara acentelik hükümlerinin uygulanması gerektiği kanaati ve dosya kapsamında bulunan Türkiye Bankalar Birliği’nin 30.12.2011 tarihli “Hızlı Para Transferi İşlemleri İçin Kamuoyu Duyurusu” ile üye bankaların hızlı para transferleri için bankaların uyması gereken kurallardan B. 1. Başlığı altında havale bilgilerinin (Şirket) sistemine aktarıldıktan sonra şirket ve/veya ödeme noktasındaki acenteden dolayı ödemenin alıcısına ulaşmaması veya alıcıdan bir başkasına ödenmemesi ya da kısmen veya hiç ödenmemesi halinde Bankanın müşteriye karşılığı sorumlu bulunmadığına ilişkin hükmün, sözleşmede yer alan “11. YükümlüIük-…” hükmünün ve “Önemli Not” kaydı ile düşülen notun genel işlem koşulu niteliğinde olduğu. dolayısı ile davacı tarafın aleyhine veya onun durumunu ağırlaştırıcı nitelikle hükümler olduğu ve geçerli kabul edilemeyeceği açık olup, denetime elverişli bulunan bilirkişi kök ve ek raporu ile dava dışı acente … Bankası İkitelli Şubesi’nin bir kusurunun ya da sorumluluğunun bulunmadığı tespit edilmiş, … şirketinin zarardan sorumlu olduğu …’a izafeten davalıya husumet yöneltilmesinin mümkün olduğu değerlendirilmekle davanın kabulüne yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…”gerekçesi ile, 1-Davanın KABULÜ ile, 5.220,00 Euro’nun dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davacı ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, Yerel mahkemece, dava konusu işlemle ilgili olarak müvekkili … Bankası A.Ş. – İkitelli Şubesinin kusuru bulunmadığını, … şirketinin zarardan sorumlu olduğunu, … acentesi olarak müvekkili bankaya husumet yöneltilebileceği kabul edilerek, davanın kabulüne karar verildiğini, … ülkemizde … A.Ş. adı altında faaliyet göstermekte olup İstanbul Ticaret Sicil numarasının … olduğunu, yerel mahkeme kararında söz konusu şirketin Ülkemizde faaliyette bulunmadığı belirtilmiş ise de bunun hatalı olduğunu, söz konusu şirketin ülkemizde faaliyette bulunması nedeniyle müvekkili bankaya husumet yönetilemeyeceğini, müvekkili bankaya husumet yöneltilemeyecek olup, davanın husumet yokluğundan reddi gerekirken kabulünün hatalı olduğunu, davanın ilgili şirkete ihbarı gerektiğini, bankaya yönelik açılan davada da hukuki yarar bulunmadığını, dava konusu ihtilafın havale işleminden kaynaklı hatadan ziyade aslında dolandırıcılık içeren eylemlere dayandığını, dosya kapsamında suç duyurusu olup, olmadığı kapsamında bir araştırma yapılmayıp, eksik araştırma üzerine karar verildiğini, İleri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere yerel mahkemeye iadesine, taraflarına vekalet ücreti verilmesini talep etmiştir.
KATILMA YOLUYLA İSTİNAFA BAŞVURAN DAVACI VEKİLİ İSTİNAF DİLEKÇESİ İLE, davalı tarafın istinaf dilekçesindeki iddialarının hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, Yerel mahkemenin kararın 5 nolu maddesinde;..Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine.” şeklinde hüküm kurduğunu, bu hükmün hatalı olduğunu, 17/12/2021 tarihinde yerel mahkemeye sundukları tavzih dilekçesi ile; “… Yargıtay kararlarıyla da sabit olduğu üzere yabancı paranın dava konusu olması halinde ilam vekalet ücretinin, yabancı paranın karar tarihindeki T.C. Merkez Bankasının efektif satış kuru üzerinden TL’ye çevrilmesi ve çıkan sonuç üzerinden hesaplanması gerekmektedir.Dava konusu edilen ve mahkemece hükmedilen alacak tutarı 5.220 EURO ‘ dur ve T.C. Merkez Bankasının EURO efektif satış kuru, karar tarihi olan 08.10.2020 tarihinde 9.3166 TL ‘dir. Bu nedenle karar tarihinde 1 EURO = 9.3166 TL olup karar tarihi olan 08.10.2020 tarihinde hükmedilen dava değeri 5.220 EURO X 9,3166 TL = 48.632,65 TL ‘dir. Dolayısıyla dava değeri olan 48.632,65 TL üzerinden ilam vekalet ücreti hesaplanması gerekmektedir. Buna göre lehimize hükmedilmesi gereken ilam vekalet ücreti 7.122,24 TL’dir…” talep ettiklerini ancak yererel mahkeme tarafından 05/02/2021 tarihli ek kararda ; “.. vekalet ücretinin de dava değeri üzerinden belirlenmesi gerektiği bu sebeple Mahkememizce verilen 2016/346 Esas, 2020/480 Karar sayılı, 08/10/2020 tarihli kararın dava tarihindeki kur üzerinden hesaplanarak hükmedilen vekalet ücretine dair kurulan 5 nolu hüküm fıkrasının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla; davacı vekilinin hükmün tashihi ve tavzihi taleplerinin reddine dair” gerekçesiyle tavzih talebini reddettiklerini bu kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu,Yerel mahkeme dosyası kapsamından dava konusu para, yabancı para olup karar ve hükmün yabancı para üzerinden tesis edildiğini, yargıtay kararlarıyla da sabit olduğu üzere dava konusunun yabancı para olması halinde ilam vekalet ücretinin yabancı paranın karar tarihindeki T.C Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden TL’ye çevrilmesiyle hesaplanması gerektiğini,(Yargıtay 9. H.D. 2019/6569 E., 2019/16794 K., 26.09.2019 T.) bu durumun bozma sebebi olmaması, düzeltilerek onama sebebi olması nedeniyle vekalet ücretinin 48.632,65.TL üzerinden hesaplanarak müvekkili lehine hükmedilen vekalet ücretine ilişkin hesap hatasının düzeltilmesi gerekiğini, İleri sürerek yerel mahkeme kararının vekalet ücretine ilişkin kısmının düzeltilerek onanmasını, davalı tarafın istinaf kanun yoluna başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Davanın 25/10/2013 tarihinde İstanbul 4 Tüketici Mahkemesinde açıldığı, İstanbul 4 Tüketici Mahkemesince dosya üzerinden yapılan değerlendirme sonucu 31/10/2013 tarih ve 2013/1861 Esas-2013/1197 Karar sayılı kararı ile davanın AHM. nin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği, görevsizlik kararı üzerine dosyanın İstanbul 3 AHM.’ye tevzi edildiği, İstanbul 3 AHM. tarafından yapılan yargılama sonucu 10/11/2015 tarih ve 2014/88 Esas-2015/446 Karar sayılı kararı ile davanın Ticaret Mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği, görevsizlik kararı üzerine dosyanın İstanbul 12 ATM.’ye tevzi edildiği, İstanbul 12 ATM. tarafından yapılan yargılama sonucu istinafa konu kararın verildiği anlaşılmıştır. Dava, … sistemi üzerinden davalı banka aracılığıyla havale edilen paranın alıcısından başkasına ödendiği iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davacı ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Somut olayda, davacı tarafça yurt dışına yapacağı seyahat öncesi kendisine lazım olan ve üzerinde taşıması güç olduğu belirtilen 5.000 Euro parayı uluslararası para transferini yapan … şirketinin Türkiyedeki acentelerinden biri olan … Bankası A.Ş. İkitelli Şubesinden 30/07/2013 tarihinde alıcısı yine kendi olan ve adres olarak FRANSA yazılan … (…) numarası … olan … hızlı para transfer sistemi kullanılarak 5.000,00 EURO paranın gönderim ücreti olarak 220.00 Euro’nun davacıdan tahsil edildiği, ancak dava konusu bedelin davacı …’e değilde üçüncü bir şahsa ödendiği iddiasıyla uğranılan zararın tahsili talep edilmektedir.
DAVALI VEKİLİNİN İSTİNAF SEBEPLERİ İNCELENDİĞİNDE; Davalı tarafça cevap dilekçesi ile, Müvekkili bankanın, sadece işlemde aracılık etmiş olup hukuki talep konusu olayın tüm süreçlerini gerçekleştiren … firması olduğunu, davanın, taraf sıfatı yokluğu ile müvekkil Banka açısından reddine, davanın … şirketi’ne ihbar edilmesine, karar verilmesini talep ettiği halde mahkemece ihbar talebi konusunda olumlu ve olumsuz karar verilmemesi yerinde görülmemiştir. Davacı tarafça, dava dilekçesinin başlığında davalı olarak … Acentesi olarak … Bankası A.Ş. İkitelli Şubesi’ni gösterdiği, dava dilekçesinin içeriğinde … Şirketine izafeten davanın açıldığını ve bu gerekçeyle hükmün acente niteliğindeki … Bankası A.Ş. İkitelli Şubesi hakkında değil yabancı firma olan … Şirketi için hüküm kurulmasını beyan ettiği halde netice-i talep kısmında davacı zararının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiği, mahkemece verilen karar gerekçesinde … şirketinin zarardan sorumlu olduğu …’a izafeten davalıya husumet yöneltilmesinin mümkün olduğu belirtilmiş olmasına rağmen mahkemenin gerekçeli karar başlığında davalı olarak … Bankası A.Ş. gösterilmiş, yine hükümde kabul edilen tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmek suretiyle … Bankası A.Ş. hükmedilen bedelden sorumlu tutulmuştur. Oysa ki, acente aleyhine ancak müvekkiline izafeten dava açılabilecek ve hükmedilen tazminattan da acente değil asil sorumlu olacaktır. Bu suretle açıklanan husus nazara alınmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi yerinde görülmemiştir. Davacı tarafça, dava dilekçesi ekine dolandırıldığı iddiasıyla Yenişehir Polis Merkezi Amirliğinde 05/08/2013 tarihinde verdiği ifade örneğini eklediği, mahkemece 17/11/2016 tarihli duruşmanın ara kararı uyarınca davacı vekiline soruşturma dosyası mevcut ise dosya numarasını bildirmek üzere 2 hafta süre verilmesine, bildirildiği taktirde ilgili dosyanın celbi için müzekkere yazılmasına karar verildiği halde davacı vekili tarafından ara karar uyarınca beyanda bulunulmadığının anlaşıldığı ve bu yönde mahkemece sonraki duruşmada davacı vekilinin beyanının alınmadığı ve araştırma yapılmadığı anlaşılmıştır. Dosya kapsamında, para gönderi işleminin kod numaralarını içeren şifreli bir sistem dahilinde gerçekleştirildiği anlaşılmaktaysa da genel olarak sistemin nasıl işlediği, alıcıya yapılan ödeme ile birlikte imzasının alınıp alınmadığı, işlemlerin elektronik temelde yapılıp yapılmadığı hususları araştırılmamıştır. Bir başka anlatımla,bu sistemin nasıl işlediği, alıcının parayı tahsil edebilmesi için ne gibi bilgilerin arandığı, para gönderimi işleminin ne şekilde gerçekleştiği, aşamaların nelerden ibaret olduğu, sisteme müdahale olanağının bulunup bulunmadığı, alıcıya yapılan ödemenin kanıtlanmasına yönelik olarak alıcının imzası dışında başkaca yöntem olup olmadığı, davacı tarafça adına havale yapılan paranın, kim tarafından, nasıl ve ne şekilde çekildiğine dair hiç bir bilgi ve belge bulunmamaktadır. Bu husus, mahkemece araştırılıp, netleştirilmemiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü ve tarafların kusur durumlarının tespiti için; ödeme yapılan kişinin kimliğinin tespiti, ödemenin ne şekilde yapıldığı, kimlik sorgusu, test sorusu vs. ne gibi işlemler yapıldığının tespit edilmesi gerekmektedir. Bu durumda mahkemece, HMK. 31 madde uyarınca hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü kapsamında davacı tarafa ceza soruşturma dosya numarasını bildirmesi için süre verilip ilgili ceza soruşturma dosyasının akıbetinin sorulup incelenmek suretiyle bu dosyanın bekletici mesele yapılıp yapılmayacağı konusunda karar verilerek ve dava konusu para transferini gerçekleştiren dava dışı … Şirketinin yerel ofisine yazı yazılarak, yukarıda belirtilen hususların sorulması, paranın yurtdışında ödenmesine ilişkin tüm belgelerin birer örneklerinin temin edilerek, dosya arasına alınması, gerekirse, yeni gelecek belgelere göre paranın gerçek alıcısı dışında bir kişiye ödenmesinde sorumluluğun kime ait olduğu, davacı gönderenin müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı hususlarında bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak, BK’nın 44. maddesi uyarınca, hakkaniyet indirimi yapılması gerekip gerekmediği de değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken eksik incelemeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmüştür.Dairemizin kararı doğrultusunda davacı vekilinin istinaf sebepleri bu aşamada değerlendirilmemiştir.Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine, kararın kaldırılma gerekçesine göre davacı vekilinin istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/10/2020 tarih ve 2016/346 Esas – 2020/480 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2- Dairemizin kararı doğrultusunda davacının istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf talep edenler tarafından yatırılan istinaf karar harçlarının talep halinde iadesine, 5-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 6-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, 8-Dairemizce verilen kararın mahiyeti gereği İİK’nın 36.maddesi uyarınca yatırılan teminatın talep halinde yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 14/09/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.