Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/918 E. 2021/1078 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/918 Esas
KARAR NO: 2021/1078 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/205 Esas (Derdest Dava Dosyası)
TARİH: 30/03/2021
DAVA: Menfi Tespit (Alım Satım)
KARAR TARİHİ: 08/07/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, taraflar arasında 15/12/2018 tarihli satış sözleşmesi imzalandığını, sözleşmede … marka … model “bant kesme makinesi ve konveyör sisteminin” alıcı müvekkiline 150.000 Euro bedelle satışının kararlaştırıldığını, satış bedeline karşılık her biri 5.000 Euro bedelli 30 adet çeşitli ödeme tarihli senet düzenlendiğini, davalı tarafın söz konusu makine için 20/03/2019 tarihli 932.189,97 TL bedelli fatura düzenlediğini (euro döviz kuru=6,2145998 TL), dava tarihi itibarıyla vadesi gelmemiş toplam 40.000 Euro bedelli 8 adet senet bulunduğunu, müvekkilinin ödemelerini gerçekleştirmesine rağmen davalının teslim etmesi gereken konveyörü teslim etmediğini, konveyör bedelinin, satış bedelinden indirilmesi gerektiğini, müvekkilinin dava tarihine kadar satış sözleşmesi gereğince toplam 831.731,50 TL ödediğini, fatura bedeli olan 932.189,97 TL’den ödediği miktar ile teslim edilmeyen konveyör bedelinin düşülmesi halinde müvekkilinin davalıya söz konusu satış sözleşmesinden kaynaklı borcu kalmadığı gibi fazla ödemesinin de ortaya çıkacağını belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, öncelikle iş bu huzurdaki dava dosyası kapsamında yapılacak yargılama neticesinde verilecek mahkeme kararının kesinleşmesine kadar, gerek davalı gerekse de üçüncü kişiler nezdinde hüküm doğuracak şekilde, ekteki “senet listesi”nde bilgileri yer alan senetlerin ödenmesini engeller mahiyette ve muhtemel icra takiplerinin durdurulması amacıyla teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesine, mahkeme aksi kanaatte ise takdir edilecek uygun bir teminat mukabilinde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 30/03/2021 tarih 2021/205 Esas sayılı ara kararında; “İhtiyati tedbir talebi kapsamında, davacı vekilinin ve davalı tarafın beyanları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacı tarafından davalıya bir kısım ödemeler yapıldığı anlaşılıyor ise de, karşı savunmaya göre, iddianın yargılamayı gerektirdiği ve bu hali ile yaklaşık ispat şartının gerçekleşmiş kabul edilemeyeceği, davacının ihtarname içeriğinde kur dalgalanmasına dair davalı taraftan görüşme talep ettiği, bunun da ayrı bir dava konusu olacağı değerlendirilmekle, ihtiyati tedbir talebinin, istinaf yolu açık olmak üzere reddine dair karar verilmiştir….”gerekçesi ile, Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin bu aşamada reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, İhtiyati tedbirin bütün koşullarının gerçekleştiğini, (Bölge Adliye Mahkemesi Kararı – İstanbul BAM, 12. HD., E. 2018/1580 K. 2018/1115 T. 1.10.2018) İhtiyatî tedbirin ilk koşulunun kanunda “davanın esası yönünden haklılığı” olarak ifade edildiğini, (m. 390/3). Davalının işbu esaslı edimi ifa etmediğini sözleşme uyarınca belirlenen ödeme ediminin ifasını eksiksiz şekilde talep ettiğini, birbirinin karşılığı olan edimlerden birinin ifa edilmemesinin taraflar arasındaki menfaat dengesini bozacağını, hem teslim borcunu ifa etmeyen hem de ödemenin tamamını isteyen davalının haksız olduğunu, Somut olayda müvekkili şirketin mağdur olduğunu, davalının herhangi bir dayanak göstermeksizin sözleşmeye aykırı davranış sergilemesi, teslim etme edimini ifa etmemesi ve bunlarla birlikte müvekkili şirketin tüm ödemelerini vadesinde gerçekleştirilmiş olmasının yaklaşık ispatın gerçekleştiğinin kanıtı olduğunu,
İhtiyatî tedbirin diğer bir şartının ise bir ihtiyatî tedbir sebebinin mevcut olması olduğunu, kanunda bu hususun genel olarak düzenlendiğini, (m. 389/1). bu hüküm dikkate alındığında, mevcut durumun değişmesi hâlinde; •hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması, •hakkın elde edilmesinin tamamen imkânsız hâle gelmesi, •gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddî bir zararın doğması, tehlikesi varsa ihtiyatî tedbir sebebi var kabul edileceğini, Davalının hem makineyi teslim etmemekte hem de ödemeleri tam olarak talep etmekte olduğunu, sözleşme uyarınca verilen senetlerin davalı tarafından sürekli olarak icra takibine konulduğunu, müvekkili şirketin icra takiplerine konu olan meblağları ödemek zorunda kaldığını, görüleceği üzere müvekkili şirketin hem sözleşme ile kararlaştırılan makinesini teslim alamadığını hem de senet bedellerini ödemeye zorlandığını ve ödediğini, müvekkili şirketin finansal olarak zor duruma düşmesine sebebiyet verdiğini, zira üretim yapmak amacıyla siparişini verdiği makinenin teslim edilmemesi sebebiyle üretimi gerçekleştiremediğini ve haksız olarak talep edilen meblağları ödemek zorunda kaldığını, (Bölge Adliye Mahkemesi Kararı – İstanbul BAM, 12. HD., E. 2019/2373 K. 2019/1660 T. 27.12.2019) Konveyör sistemi bedelinin 20/03/2019 tarihli faturadan düşürülerek hesaplamaların yapılması gerektiğini, müvekkili şirkete teslim edilmemiş olan konveyör sisteminin bedelinin müvekkili şirket tarafından ödenmesinin beklenmesinin gerek hakkaniyete ve hukuka aykırı olduğunu, Senetler hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini, İleri sürerek, yerel mahkeme ara kararının kaldırılmasını ve essatan inceleme yapılarak talep doğrultusunda karar verilmesini, teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesine, takdir edilecek uygun bir teminat mukabilinde ihtiyati tedbir kararı verilmesine , zarar, ziyan talebi dâhil fazlaya ilişkin dava ve talep haklarının saklı tutulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, menfi tespit davasında ihtiyati tedbir istemine ilişkindir. İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, taraflar arasında 15/12/2018 tarihli satış sözleşmesi imzalandığını, sözleşmede … marka … model “bant kesme makinesi ve konveyör sisteminin” alıcı müvekkiline 150.000 Euro bedelle satışının kararlaştırıldığını, satış bedeline karşılık her biri 5.000 Euro bedelli 30 adet çeşitli ödeme tarihli senet düzenlendiğini, davalı tarafın söz konusu makine için 20/03/2019 tarihli 932.189,97 TL bedelli fatura düzenlediğini (euro döviz kuru=6,2145998 TL), dava tarihi itibarıyla vadesi gelmemiş toplam 40.000 Euro bedelli 8 adet senet bulunduğunu, müvekkilinin ödemelerini gerçekleştirmesine rağmen davalının teslim etmesi gereken konveyörü teslim etmediğini, konveyör bedelinin, satış bedelinden indirilmesi gerektiğini, müvekkilinin dava tarihine kadar satış sözleşmesi gereğince toplam 831.731,50 TL ödediğini, fatura bedeli olan 932.189,97 TL’den ödediği miktar ile teslim edilmeyen konveyör bedelinin düşülmesi halinde müvekkilinin davalıya söz konusu satış sözleşmesinden kaynaklı borcu kalmadığı gibi fazla ödemesinin de ortaya çıkacağını belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, yargılama sonunda verilecek kararın kesinleşmesine kadar, gerek davalı gerekse 3. Kişiler hakkında hüküm doğuracak şekilde ekdeki “senet listesinde” bilgileri yer alan senetlerin ödenmesini engeller nitelikte ve muhtemel icra takiplerinin durdurulması amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiş, mahkemece şartları oluşmadığı gerekçesi ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. HMK’nın 390/3 maddesine göre tedbir talep eden davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. İlk derece mahkemesi gerekçesinde de belirtildiği üzere, davacı iddiaları yargılamayı gerektirmekte olup, yargılamanın bu aşaması itibarıyla davacı tarafça sunulan deliller yaklaşık ispata yeterli değildir. Uyuşmazlığı esastan çözecek olan ilk derece mahkemesinin takdirine göre ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik ara karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep eden davacı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, fazla yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının talep halinde davacıya iadesine, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep eden davacıdan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı, istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, fazla yatırılan 59,30.TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden taraf üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 08/07/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.