Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/910 E. 2022/971 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/910 Esas
KARAR NO: 2022/971 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/708 Esas – 2020/510 Karar
TARİH: 13/10/2020
DAVA: Banka Teminat Mektubunun iadesi (Tahsil İstemli)
KARAR TARİHİ: 16/06/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … Endüstrisi A.Ş’ne vermiş bulunduğu … Bankasına ait 100.000,00 TL bedelli 19.09.2006 tarihli ve 50.000,00 TL bedelli 29.11.2006 tarihli 2 adet teminat mektubunun delil listesinde belirtilen davalardaki zararlardan ötürü bozdurularak nakde çevrildiğini, bunun üzerine dava dışı … Bankasının teminat mektuplarının paraya çevrilmesinden dolayı kendisine ihtarname gönderdiğini ve teminat mektuplarındaki miktarları tazmin etme yoluna gittiğini, dava konusu teminat mektuplarının haksız yere bozdurulduğunu, dava dışı …’ın geçirdiği iş kazası nedeniyle … Endüstrisi A.Ş, … Ltd Şti ve … aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açtığını ve …’ın kazandığını, açılan bu davalarda kendisinin herhangi bir taraf sıfatı bulunmadığını, bu davalarda yetkilisi olduğu … Tic Ltd Şti’nin kusur oranının %10 olarak belirlendiğini, dava dışı …’un işbu tazminat tutarını … A.Ş’den tahsil ettiğini, … A.Ş’nin dava dışı …’a ödediği tazminat miktarları ile SGK’nın açtığı rücu davası nedeniyle yaptığı ödemeleri kendisinin bireysel olarak … A.Ş vermiş bulunduğu teminat mektuplarını paraya çevirerek haksız bir şekilde tahsil ettiğini, dava dışı …’un açmış olduğu davalarda … A.Ş’nin de taraf olmadığını, bu nedenle kendisinin bireysel olarak … A.Ş’ye vermiş olduğu teminat mektubunun … A.Ş’nin iddia ettiği alacak nedeni ile nakde çevrilmesinin mümkün olmadığını, kesinleşen maddi ve manevi tazminat davalarında … Tic Ltd Şti’nin kusur oranının %10 olarak tespit edildiğini ve kesinleştiğini, bir bedel tahsil edilecek ise bunun ancak kusur oranı nispetinde olması gerektiğini ve …Tic Ltd’ Şti’den tahsil edilmesi gerektiğini, tarafına ait şahsi teminat mektubunun … Tic Ltd Şti’nin borçlu olduğu iddia edilerek nakde çevrilmesinin mümkün olmadığını belirterek, … A.Ş tarafından haksız yere bozdurulan teminat mektuplarının bedelinin bozdurma tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin EPDK mevzuatına göre düzenlenen iletim lisansı ve 01.10.2003 tarihli Kara Yolu ile Sıvı Doğalgaz (LNG) Taşıma Anlaşması gereğince aynı grup içinde faaliyet gösteren … A.Ş’nin satışı ve dağıtımını yaptığı Likit Doğalgaz nakliye işini üstlendiğini, bu sözleşmenin 9.2 maddesine göre … A.Ş’ye yüklenecek sorumlulukların müvekkili tarafından karşılanacağının hüküm altına alındığını, bu sözleşme yürürlükte iken sözleşmeye konu nakliye işleri için davacı alt yüklenici ile 01.03.2006 tarihli nakliye sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmenin 9.5 maddesinde; nakliyecinin, … A.Ş’nin uğrayacağı zararları ödemekle mükellef olacağı hükmü bulunduğunu, davacının sıvı doğalgaz taşımacılığı ile ilgili tüm yasal düzenlemelere ve işyeri talimatlarına uyacağı, gereken tedbirleri alacağı ve buna aykırı davranışı halinde ortaya çıkacak zararlardan ötürü doğacak tüm zararı karşılamayı kabul ettiğini, sözleşmeler doğrultusunda … ve davacı ile çalışmaya devam edilirken davacı alt taşeronu … çalışanı olarak görev yapan …’ın 05.08.2006 tarihinde yaşadığı kaza neticesinde yaralandığını ve davacı tarafından gerekli ödemelerin yapılmaması nedeniyle Kocaeli 3. İş Mahkemesi 2006/943 Esas sayılı dosya ile dava açıldığını, bu davanın müvekkili açısından reddedildiğini, bu davadan sonra Kocaeli 4.İş Mahkemesinin 2009/1268 Esas sayılı dosyasından manevi tazminat davası açtığını, mahkemece verilen 2010/396 Karar sayılı kararın Yargıtay 21. Hukuk Dairesi tarafından 2011/17180 Esas 2012/3404 Karar sayılı kararı ile onandığını, sonrasında Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı ile icraya konulan tutarın … A.Ş tarafından 24.05.2012 tarihinde 49.636,00 TL olarak ödendiğini, devamında kazalıya gelir bağlayan SGK tarafından ödenen tutarın tahsili için Kocaeli 3. İş Mahkemesinin 2009/541 Esas sayılı dosyasından dava açıldığını, verilen kararın Yargıtay tarafından onanması nedeniyle Kocaeli … İcra … Esas sayısı ile icraya konulan tutarın … A.Ş tarafından 74.426,64 TL olarak icraya ödendiğini, SGK’nın son olarak ek dava açıp bakiye PSD değerinin … A.Ş den tahsilini talep ettiğini, Kocaeli 1. İş Mahkemesinin 2013/313 Esas sayılı dosyasında verilen ve kesinleşen karar neticesinde Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına … A.Ş tarafından 41.998,81 TL ödendiğini, … A.Ş’nin bu davalar ve icra takipleri nedeniyle ödemek zorunda kaldığı toplam 166.061,45 TL tutarı sözleşme gereğince müvekkilinden talep ettiğini, bunun üzerine davacının müvekkiline verdiği teminat mektuplarının müvekkilince 17.05.2015 tarihinde tazmin edildiğini ve … A.Ş hesabına yolladığını, müvekkilinin davacıya bir borcu olmadığı gibi halen davacının borcu bulunduğunu, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 13/10/2020 tarih 2018/708 Esas – 2020/510 Karar sayılı kararında; “…. davanın, davacı …’ın … A.Ş’ye vermiş olduğu … Bankasına ait 19.09.2006 tarihli 100.000,00 TL bedelli ve 29.11.2006 tarihli 50.000,00 TL bedelli iki adet teminat mektubunun haksız olarak paraya çevrildiğinden bahisle teminat mektuplarının bedellerinin iadesini talep etmesinden kaynaklandığı, yukarıda bahsi geçen İş Mahkemesi dosyalarından, dava dışı …Ltd. Şti’nin çalışanı …’un yaralanması sonucu dava dışı …AŞ’nin müteselsil sorumluluk kapsamında …’un ve SGK’nın başlattıkları icra takipleri sonucu toplamda 166.061,45 TL ödediği, davalı şirketin de dava dışı … A.Ş ile aralarında bulunan Kara Yolu İle Sıvı Doğalgaz (LNG) Taşıma Anlaşmasının 9.2 maddesi uyarınca bu bedeli …’a ödediği, davalının …’a ödediği 166.061,45 TL’yi davacı ile davalı arasında imzalanan ‘Karayolu İle Sıvı Doğalgaz (LNG) Taşıma Anlaşması’ nın 9.5 maddesinde nakliyeci …’ın, … A.Ş nin uğrayacağı zararları ödemekle mükellef olacağı hükmü karşısında zararı davacıya rücu ettiği ve davacının davalıya verdiği 2 ader teminat mektubunu bozdurduğu, anca davacının, davalının … AŞ’ye ödediği bu bedelden sorumlu olması için …’ın yaralanması olayında kusurlu olması gerektiği, zira kusuru bulunmadan zarardan tamamen davacının sorumlu olmasının düşünülemeyeceği, kesinleşen İş mahkemesi dosyalarında kazaya uğrayan …’ın … şirketinin işçisi olarak çalıştığı, … şirketinin olayda %10 oranında, … şirketinin olayda % 40 oranında, dava dışı … ın olayın oluşumunda %25 oranında, …’ın olayın oluşumunda %25 kusurlu olduğunun belirlendiği, Karayolu İle Sıvı Doğalgaz (LNG) Taşıma Anlaşması’nda tarafların davalı ile nakliyeci sıfatıyla “… Nakliyat-…” olduğu, her ne kadar davacı vekili taraflar arasındaki sözleşmede …Ltd Şti’nin taraf olmadığını, bu nedenle teminat mektuplarının nakde çevrilemeyeceğini ileri sürmüşse ve …Ltd Şti bu sözleşmede taraf olmasa da, sözleşme konusu işi fiilen …Ltd Şti’nin yaptığı, kazada yaralanan …’ın …Ltd Şti’nin çalışanı olduğu, davacının …Ltd Şti’nin sahibi ve yetkilisi olduğu ve teminat mektubunun doğrudan bu iş için verildiği anlaşıldığından, davacı teminat mektubunu davalıya şahsen vermişse de meydana gelen kaza bu sözleşme kapsamında yapılan iş sonucu meydana geldiğinden ve davacının taahhüt ettiği bu işleri fiilen …Ltd Şti yaptığından davacının, davalının …’a ödediği zarardan …Ltd Şti’nin kusuru oranında zarardan sorumlu olduğu, davacının, davalının ödediği 166.011,45 TL’den kusur oranı olan % 10’undan sorumlu olduğu ( 166.011,45 TL x % 10 = 16.606,15 TL), davacının kaza sonucu % 10 kusuruna isabet eden 16.606,15 TL’den sorumlu olduğu ve davalının ancak bu miktara isabet eden teminat mektubunu bozdurmakta haklı olduğu, taraflar arasındaki Karayolu İle Sıvı Doğalgaz Taşıma Anlaşmasının “Teminat” başlıklı 7.1 maddesine göre davacının davalıya vermesi gereken 160.000,00 TL teminat miktarından mahsup edilerek bakiye bedel olan 143.393,85 TL’yi davalının davacıya iade etmesi gerektiği (160.000,00 TL – 16.606,15 TL = 143.393,85 TL), davalı şirketin teminat mektuplarını nakde çevirmiş olması nedeniyle sözleşmenin teminatsız kaldığını belirtmişse de bu hususun davamızın konusu olmadığı anlaşıldığından bu hususta bir değerlendirme yapılmadığı, sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle davacının 143.393,85 TL’yi davalıdan talep etme hakkı olduğu, davadan önce davalıyı temerrüde düşürecek bir ihtarname olmadığından faizi dava tarihi olan 07/06/2018 tarihinden itibaren faiz işletmek gerektiği, davacı taraf dava dilekçesinde herhangi bir faiz çeşidi belirtmediğinden söz konusu alacağa yasal faiz işletilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. …”gerekçesi ile, Davanın KISMEN KABULÜNE, 1-143.393,85 TL’nin dava tarihi olan 07/06/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki sözleşmenin; 9.7. Maddesinde “… kendisi ve vazifesi personelinin … işyeri ile nakliye ameliyesi sırasında …’ce ihdas olunan prensip, usul ve yasalara kati surette riayeti, aksi halde bundan doğabilecek her türlü sorumluluğun kendisine ait olacağı hususunu peşinen ve itirazsız kabul ve taahhüt eder..” şeklinde hüküm ihdas edildiğini, 9.10. Maddesinde “Nakliyeci kiralık olarak kullandığı …’e ait tankların üçüncü şahıslara verdiği zararlarda sorumlu olup herhangi bir şekilde …’in zarar gören üçüncü şahıslara yapmak zorunda kalacağı tazminat ödemelerini ve icabında bu ödemeler sebebiyle …’in teminatı irad kaydedebileceğini kabul eder” şeklinde hüküm bulunup, taraflarca kabul edildiğini, tarafların tacir olduğunu, sözleşme serbestisi ilkesi çerçevesinde düşünüldüğünde, tacirler arasındaki sözleşmedeki açık hüküm gereğince davacının, sözleşmenin ifası sırasında müvekkili şirketin uğradığı tüm zararları tazmin etmekle yükümlü olacağını, müvekkili şirketin de oluşan tüm zararı davacıdan talep ve tahsil edebileceğini, bu amaçla da teminatlarını irad kaydedebileceği hususlarının sözleşmeye uygun olduğunu, mahkemenin aksi yönde kanaat ile davanın kısmen kabulüne karar vermesinin dosya münderecatına ve ilgili mevzuat hükümlerine aykırılık teşkil ettiğini, Mahkemece; gerekçeli kararında “Kazaya dava dışı … çalışanının sebebiyet verdiği anlaşılmaktadır” şeklindeki tespit ve mütalaaya yer verilmiş ise de, bilirkişi tarafından raporda belirtilen bu hususun tamamen yanlış olduğunu, gerek davacı Alt Yüklenicisi … ve gerekse de davacı çalışanı olan kazalının kusur oranlarına bakıldığında, bilirkişinin bu yöndeki tespitinin ve mahkemenin de bu hususu gerekçeli kararında esas almasının yanlış olduğunu, davacı çalışanı kazalının ve davacının alt yüklenicisi olan … A.Ş.nin kusur oranları esas alındığında, mahkemenin davacının sadece zararın %10luk kısmından sorumlu tutulabileceği yolundaki kararınını dosya mündericatına uygun olmadığını, Kabul anlamına gelmemek kaydı ile bir an için, … A.Ş. işçisinin kaza sonucu yaralanması ile ilgili tazminat davasında verilen hüküm gereğince müvekkilince sadece kusur oranında rücu edebileceği ve bu sebeple de davacı teminatlarının kusur oranında isabet eden miktar dışındaki tutarın irad kaydedilemeyeceği varsayılsa dahi, taraflar arasındaki sözleşmenin 12.3. maddesinde; “Mukavele hitamında NAKLİYECİ ile yeniden anlaşma yapılmayacak ise, NAKLİYECİ sigorta teftişini yaptırıp ilişiksiz kağıdını getirmedikçe mukavele teminatı kendisine iade edilmeyecektir.” şeklindeki hükmün taraflarca kabul edildiğini, dosya içeriğinden de anlaşılacağı üzere davacının müvekkili şirkete bu yönde bir belge ibraz etmediğini, bu halde de teminatının iadesinin söz konusu olamayacağını, dolayısıyla mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin usule, yasaya ve sözleşmeye aykırı olduğunu, teminatın irad kaydedilemeyeceği hüküm altına alınmış olsa dahi, teminatın iadesi şartları oluşmadığından bu yönü ile de mahkemece verilen kararın eksik inceleme ve hatalı olduğunu, Ekte sundukları müvekkili şirket ile dava dışı … Ltd.Şti. arasında imzalanan Karayolu ile Sıvılaştırılmış Sınai Gaz Taşıma Anlaşması sözleşme incelendiğinde davacının, bu sözleşme ile … Ltd.Şti.nin müvekkili şirkete olan borçları ve taahhütlerine şahsen müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladığının görüldüğünü, müvekkili ile … Ltd.Şti. arasındaki sözlemenin de halen devam ettiğini ve sözleşmenin tasfiyesinin de yapılmadığını, davacının müvekkiline karşı olan borç ve taahhütleri “müşterek borçlu müteselsil kefil” sıfatı ile henüz tasfiye edilmemiş olup bu halde de teminatın iadesinin söz konusu olmayacağını, Mahkemece verilen kararın, tacir sıfatını haiz taraflar arasında kabul edilerek imzalanan ticari sözleşme hükümlerine, usule ve yasaya aykırı olup eksik incelemeye dayalı ve hatalı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak, dava ve taleplerin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davacı …’ın … A.Ş’ye vermiş olduğu … Bankasına ait 19.09.2006 tarihli 100.000,00 TL bedelli ve 29.11.2006 tarihli 50.000,00 TL bedelli iki adet teminat mektubunun haksız olarak paraya çevrildiği iddiasından kaynaklanan teminat mektupları bedellerinin tahsili talebine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dava dışı …Ltd. Şti’nin çalışanı …’ın yaralanması sonucu dava dışı …AŞ’nin, müteselsil sorumluluk kapsamında … ve SGK’nın başlattıkları icra takipleri sonucu toplam 166.061,45 TL ödediği, davalı şirketin de dava dışı … A.Ş ile aralarında bulunan Kara Yolu İle Sıvı Doğalgaz (LNG) Taşıma Anlaşmasının 9.2 maddesi uyarınca bu bedeli …’a ödediği, davalının …’a ödediği 166.061,45 TL’yi davacı ile davalı arasında imzalanan ‘Karayolu İle Sıvı Doğalgaz (LNG) Taşıma Anlaşması kapsamında davacıya rücu ettiği ve davacının davalıya verdiği 2 ader teminat mektubunu nakte çevirdiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında imzalanan “Karayolu İle Sıvı Doğalgaz (LNG) Taşıma Anlaşması”nın 9.5. maddesinde “Nakliyeci,1445 ve TS 1449 sayılı mecburi standartlar ve parlayıcı, patlayıcı ve yanıcı maddeler hakkında ve bunların nakli hususunda ve bundan sonra çıkacak kanun, nizamname, talimatname ve emirlerin gerektirdiği bilcümle tedbirleri almakla mükellef olacağı gibi ayrıca bu tedbirleri almamaktan dolayı …’in uğrayacağı zarar ve ziyanı ödemekle mükellef olacaktır.” şeklinde, 9.10.Maddesinde de”Nakliyeci kiralık olarak kullandığı …’e ait tankların üçüncü şahıslara vereceği zararlardan sorumlu olup herhangi bir şekilde …’in zarar gören 3.şahsılara yapmak zorunda kalacağı tazminat ödemelerini karşılamayı ve icabında bu ödemeler sebebiyle …’in teminatı irad kaydedebileceğini kabul eder.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanak ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği; kazaya uğrayan …’ın olay tarihinde … şirketinde işçi olarak çalıştığı, mahkeme gerekçesinde belirtilen iş mahkemeleri dosyalarında alınan bilirkişi raporları ile; olayın oluşumunda … şirketinin %10 oranında, … şirketinin % 40 oranında, dava dışı …’ın %25 oranında, …’ın %25 kusurlu olduğunun tespit edildiği, gerek SGK tarafından açılan rücuen tazminat davalarında, gerekse kazalı … tarafından açılan manevi tazminat davasında, kazalının kusuru dışında o dosyalardaki davalılar … A.Ş, … Tic Ltd Şti ve …’ın olayın oluşumundaki toplam %75 kusur oranları dikkate alınarak hüküm kurulduğu dikkate alındığında, mahkemenin davalının … şirketinin kusuru oranında davacıdan talepte bulunabileceği yönündeki kabulünün yerinde olduğu; nakte çevrilen teminat mektuplarında, davacının davalıya karşı sair kefaletleri ve borçlarını da temin ettiğine dair ibare bulunmayıp, dosya kapsamı ile, teminat mektuplarının davacının 3. şahsın borçlarına kefaleti kapsamında doğacak borçları da temin ettiğinin ispatlanmadığı; davalı şirketin teminat mektuplarının nakde çevrilmiş olması nedeniyle sözleşmenin teminatsız kaldığı yönündeki savunmasının işbu davanın konusunu teşkil etmediği; ilk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde davalı vekilinin istinaf nedenlerinin ayrıntılı olarak karşılandığı, yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden taraftan alınması gereken 9.795,23.TL istinaf karar harcının istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan (59,30.TL + 2.389,51.TL=) harcın mahsubu ile bakiye 7.346,42.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 16/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.