Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/908 E. 2023/1116 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/908 Esas
KARAR NO: 2023/1116 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/842 Esas – 2021/19 Karar
TARİHİ: 11/01/2021
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/07/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin davalıya aksesuar vs. ürünler satarak teslim ettiğini, müvekkilinin davalıdan ticari satımdan kaynaklanan faturalardan dolayı cari hesap alacağının bulunduğunu, bu alacağına istinaden Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyası ile takip başlattığını, davalının zaman kazanmak için borca haksız şekilde itiraz ettiğini, taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu beyanla Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, takip miktarının %20’sinden az olmayacak şekilde icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi’nin 11/01/2021 tarih ve 2019/842 Esas 2021/19 Karar sayılı kararında; “Dava, ticari ilişkiden kaynaklanan fatura alacağının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Usulüne uygun duruşma açılmış, ön inceleme aşamasında uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır. takibe konu icra dosyası, faturalar ve ticari defter kayıtları dosyamız içerisine alınmıştır. Yapılan inceleme neticesinde; davacının 2018 ve 2019 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre takip tarihi (27/08/2019) itibariyle davacının davalıdan 43.186,71-TL alacaklı olduğu, davalının 2018 ve 2019 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi (27/08/2019) itibariyle davalının davacıya 44.786,71-TL borcunun bulunduğu, takip tarihi ile davacının ticari defterlerine göre 43.186,71-TL davacının davalıdan alacaklı olduğu, takip tarihi itibariyle taraf ticari defterleri arasındaki cari hesap farkının 1.600-TL olduğu, bu farkın sebebinin davalının davacıya yapmış olduğu davacı ticari defterlerinde kayıtlı olan 27/07/2018 tarihli 1.600-TL’lik ödemenin davalının davacıya yapmış olduğu ödemenin davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmasından kaynaklı olduğu, takip tarihi itibariyle takip konusu faturaların davalı ticari defterlerinden kayıtlı olduğu ve taraf ticari defterlerinin birbiri ile uyumlu olduğu anlaşılmıştır. Gelinen aşamada taraf defterlerinin birbirini doğrulaması nedeniyle ispat yükü davalı üzerine geçmiş, cevap dilekçesi sunmayıp, davayı inkar etmiş sayılan davalının toplanan delillerin aksine herhangi bir yasal delil ileri süremediği, alacağın likit olduğu ve “bürhân ile isbât olan ıyânen sâbit olunmuş gibidir” (delil ile ispat edilen gözle görülmüş gibidir-Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye) kuralı dikkate alınarak bilirkişi raporu neticesinde belirlenen bedel üzerinden aşağıdaki şekilde karar vermek gerkemiştir. “gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; davacının müvekkiline karşı Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasından takip başlattığını, usul ve yasaya uygun yapılan itiraz neticesinde takibin durdurulduğunu, davacı tarafından davalı müvekkiline karşı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/482 Esas sayılı dosyasından itirazın iptali davası açıldığını, ödemenin hukuken yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceğini, konuyla ilgili olarak Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 15.1.2018 tarihli 2017/9510 Esas 2018/90 Karar sayılı ilamında; ”Ödeme itirazı yargılamanın her aşamasında ileri sürülebilir. Kural olarak, yargılama aşamasında sunulmayan deliller, temyiz veya karar düzeltme aşamasında sunulamazlar. Ancak borcu ortadan kaldıran deliller yargılama aşamasında ileri sürülmek ve teminine dair nedenler bildirilmek suretiyle temyiz aşamasında da ileri sürülebilir.” ifadelerine yer verdiğini; … Bankası, Akdeniz/ANTALYA Şubesi’ne ait, keşidecisi … olan, … çek numaralı, 30.06.2019 keşide ve 01.07.2019 ibraz tarihli, 10.000,00 TL bedelli çeki 16/11/2020 tarihli dilekçe ile Mahkemeye bildirmelerine rağmen Mahkemece herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmadan hüküm kurulduğunu, oysaki tasdikli fotokopisi banka şubesinden istenseydi müvekkili tarafından ciro edilerek davacıya verildiğinin ve müvekkilinin cirosundan sonra davacının cirosu ile tahsil edildiğinin görüleceğini, bu nedenle istinaf incelemesinde bahsettikleri çek ve çekin ödeme belgelerinin bankasında celbi ile istinaf incelemesinde dikkate alınmasını talep ettiklerini; Müvekkilinin davacı tarafa, yukarıda bilgileri verilen müşteri çekini ciro ederek, cari hesap borcundan düşülmek üzere verdiğini, davacı taraf bu çek için çek tahsil makbuzu göndermediği için, müvekkilinin muhasebecisinin kayıtlara almadığını, bilirkişi raporu ile davacının çeki kendi kayıtlarına da işlemediğinin anlaşıldığını, bu nedenle bilirkişi raporunda hatalı bir sonucun ortaya çıktığını, ayrıca müvekkilinin davacıya yaptığı 27.07.2018 tarihli ve 1.600,00 TL tutarlı tahsilatın makbuzu verilmediği için müvekkilinin muhasebecisince kayıtlara alınmadığını, ancak bu ödemenin davacının kayıtlarında yer aldığını, taraflar arasında resmi kayıtlara girmeyen ödemeler olduğunun anlaşıldığını, Yerel mahkemece yapılan yargılama neticesinde taleplerinin dikkate alınmadığını ve davacı şirketin davasının kabulüne ve icra dosyasındaki itirazlarının iptaline karar verildiğini, açıklanan nedenlerle Yerel mahkeme kararına karşı istinaf yoluna başvurma zorunluluğunun hasıl olduğunu beyanla Yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, fatura ve bakiye açık hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir. Davacı tarafça davalı aleyhine, Bakırköy … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile toplam 43.186,71 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatılmış, davalının süresi içerisinde borca ve ferilerine itirazı üzerine takip durmuş, davacı somut dava ile davacının borcunu ödemediğini iddia ederek itirazın iptalini talep etmiş, davalı tarafça süresi içerisinde davaya cevap verilmemiş, Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş ve verilen karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Tek başına fatura düzenlenmesi alacağın ispatı için yeterli değildir. Fatura içeriği malın teslim edildiğinin/hizmetin verildiğinin, düzenleyen tarafça ispat edilmesi gerekir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesi uyarınca ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması ile diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması, diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi (Ek cümle: 22/7/2020-7251/23 md.) veya defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanak ve gerekçe içeriğine göre; ticari defterler üzerinde inceleme yapılmak suretiyle düzenlenen bilirkişi kök raporunda, tarafların usulüne uygun şekilde tutulan ticari defterlerinde davalı adına düzenlenen takip konusu faturaların kayıtlı olduğunun, davacının ticari defterleri uyarınca takip tarihi itibariyle davalıdan 43.186,71 TL, davalının ticari defterleri uyarınca ise 44.786,71 TL alacaklı olduğunun, aradaki 1.600,00 TL’lik farkın davalı tarafından yapılan ödemenin kendi defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığının tespit edildiği, ticari defterlerde davalı tarafından çek ile ödeme yapıldığına dair bir kayıt bulunmadığı, davalı tarafça süresi içerisinde cevap dilekçesi ve ödeme yapılmış olduğuna dair çek sureti, çek tevdi bordrosu, çek bilgisi vs herhangi bir delil de sunulmamış ise de, ödeme iddiasının her aşamada ileri sürülebileceği, bununla birlikte çekin sebepten mücerret bir ödeme aracı olduğu, davacı vekilinin 22.12.2020 tarihli dilekçesi ile çekin taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle verilmediğini beyan ettiği ve çek suretini sunduğu, bu minvalde çekin taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında verildiğini ispat yükünün davalıda olduğu ve davalı tarafından bu hususu ispata yarar bir delil sunulmadığı, sonuç olarak davacının takipte talep ettiği 43.186,71 TL alacağını HMK madde 222’de sayılan şartları sağlayan ticari defter ve kayıtları ile ispat ettiği, davalı tarafından ticari defterlerde yer alan kayıtların aksini ispata yarar kesin delil sunulmadığı ve Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.950,08 TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 738,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.212,08 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 13/07/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.