Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/894 E. 2023/1009 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/894 Esas
KARAR NO: 2023/1009 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/665 Esas – 2021/128 Karar
TARİHİ: 10/02/2021
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 08/06/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirket tarafından sigortalanan emtiaların Türkiye’den Polonya’ya nakliyesi işleminin davalılar tarafından üstlenildiğini, söz konusu malların sigortalı firmadan tam ve sağlam olarak teslim alındığını, varış adresinde emtiaların teslimi esnasında hasarlı olduklarının görüldüğünü, CMR belgesi üzerine hasar notu düşüldüğünü, fatura ve yapılan tespitlere uyularak 13.473,47 TL sigortalı zararının müvekkili şirket tarafından tazmin edildiğini, sigortacının TTK ve poliçe hükümleri ile ibraname içeriği gereğince temlik esasına göre sigortalısının haklarını devraldığını ve TTK’nın ilgili hükümleri gereğince davalılara rücu hakkının doğduğunu, ticari dava şartı arabuluculuk prosedürünün tamamlandığını beyanla 13.473,47 TL tazminat alacağının sigortalıya ödeme yapılan 27.11.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsiline ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Taşımacılık Limited Şirketi vekili cevap dilekçesi ile; davacı sigorta şirketinin aktif husumet ehliyetinin olmadığını, taşımanın CMR konvansiyonu hükümlerine tabi olduğunu, CMR konvansiyonu gereğince sözleşmeye göre açılacak davaların teslim tarihinden itibaren 1 yıl içinde açılması gerektiğinden davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkiline yasal süre içinde hasar ihbarı yapılmadığını, zararın neye göre belirlendiğinin anlaşılamadığını, müvekkilinin taşıma konusu malı tam ve sağlam olarak alıcıya teslim ettiğini, CMR senedine hasar kaydı düşüldüğü iddiasını kabul etmedikleri gibi bu belge toplu bir belge olduğundan hangi malda ne şekilde hasar olduğunu göstermeyeceğini, göndericinin malın ambalajlanmasından sorumlu olduğunu, davacının yükün taşıma nedeniyle hasara uğradığını ispat ile yükümlü olduğunu beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi’nin 10/02/2021 tarih ve 2019/665 Esas – 2021/128 Karar sayılı kararında; “Dava, nakliyat taşıma hizmetinden kaynaklı ticari ilişki nedeniyle oluşan hasara ilişkin tazminata ilişkindir. Dosyanın yapılan incelemesi ve değerlendirmesi sonucunda; davacının dava dilekçesi ile, Nakliyat Emtia Taşıma Sigorta Poliçesi kapsamında sigortalanan emtiaların, nakliye işlemlerinden kaynaklı hasara ilişkin sigortalısına yaptığı ödemenin rücusu isteminde bulunduğu, davalı … Lojistik şirketi tarafından süresinde sunulan cevap dilekçesi ile zamanaşımı, aktif husumet, hasar ihbarı ve taşıyıcının sorumluluğuna ilişkin itirazlarda bulunduğu, diğer davalının süresinde cevap dilekçesi sunmadığı, dosyada bilirkişi …’den rapor alındığı, davacının sunduğu poliçenin 01.06.2018-01.06.2019 tarihleri arasında geçerli olduğu, davacının sigortalısına ödeme yaptığı da dikkate alınarak aktif husumet itirazının yerinde görülmediği, davalının zamanaşımı itirazının, malın teslim edildiği tarihin 30.08.2018 tarihi olduğu, arabuluculuk sürecinin 21.08.2019-03.09.2019 tarihleri arasında olduğu, davanın 09.09.2019 tarihinde açıldığı, arabuluculuk sürecinde dava zamanaşımının işlemeyeceği, davanın süresinde açılması nedeniyle davalının bu yöndeki savunmasına itibar edilmediği, davalının ihbara yönelik itirazının hasarın CMR senedine şerh edilmiş olduğu dikkate alınarak ayrıca bildirim yapılmasına gerek olmadığından yerinde görülmediği, CMR senedinde dava dışı sigortalı … yükleri açısından hasar tespitinin şerh olarak senede işlendiği, taşımanın hasarlı tamamlandığı, CMR konvansiyonu uyarınca davalı … Firmasının akti taşıyıcı olduğu, diğer davalı … Lojistik’in müteakip taşıyıcı olduğu, ambalaj şeklinin yüke uygun olduğu bu nedenle ambalaj sorunun olmadığı, taşıma sürecinde parsiyel yük olarak taşıma nedeniyle taşıyıcıların sorumlu olduğu, davalıların sorumluluklarının müteselsilen sorumluluk olduğu, raporda CMR 23/1 uyarınca talep edilebilecek alacak miktarın 11.296,45 TL olarak hesaplandığı, mahkememizce, hesaplanan bu miktara itibar edildiği, davacının faiz talebinin CMR 27 uyarınca taşıyıcıya bildirme şartı da dikkate alındığında dava tarihinden itibaren olacağı değerlendirilerek aşağıdaki şekilde hüküm kuruldu.” gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve verilen karara karşı davacı vekili ve davalı … İnşaat Ve Taşımacılık Limited Şirketi vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; hükme esas alınmış olan raporu düzenleyen bilirkişinin, rücu talebinin ancak ödeme tarihi kurlarından 1.900 EURO karşılığı olan 11.296,45 TL ile sınırlı olabileceği şeklindeki görüşü hukuka ve hakkaniyete aykırı olup kabul edilemeyeceğini, dosyada mübrez poliçe incelendiğinde görüleceği üzere kurun 7.0913 olarak belirlendiğini ve sigorta sözleşmesi bu şekilde kurulmuş olup hasar hesaplamasında poliçede yer alan kur bedelinin esas alınması gerektiğini, eksper tarafından yapılan hesaplamada poliçe kurunun ( 7.0913 ) esas alınarak tazminat tutarının belirlendiğini ve müvekkili şirket tarafından sigortalısına 13.473,47 TL ödeme yapıldığını, hasar tutarının Euro olarak değil, TL olarak belirlendiğini ve yine TL olarak ödendiğini, hasar tutarının Euro olarak belirlenmesi söz konusu olmadığından bahisle ödeme tarihindeki kur miktarının esas alınmasının da aynı şekilde söz konusu olamayacağını, bilirkişinin aksine görüşünün haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi görüşünü esas alan Yerel Mahkeme kararının düzeltilmesi gerektiğini beyanla Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/02/2021 tarih, 2019/665 E., 2021/128 K. sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … İnşaat Ve Taşımacılık Limited Şirketi vekili istinaf dilekçesi ile; kısa karar ile gerekçeli kararın birbirine uygun olmadığını, talebin aşıldığını, Yerel Mahkemenin kısa kararında; ” 11.296,45 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline…” karar verildiğini, gerekçeli kararda asıl alacak açısından davalılardan tahsiline karar verildiği gibi asıl alacağın ferisi niteliğinde olan yargılama giderleri ve vekalet ücreti alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiğini, Mahkemece davacının dava dilekçesinde müştereken müteselsilen tahsil talebi olmadığı dikkate alınmadan asıl alacak ferileri için müştereken müteselsilen tahsil kararı verilmiş olmasının hukuka uygun olmadığını; Davacının zarar iddiasını ispatlayamadığını, dosyada alınan bilirkişi raporunun yeterli olmadığını, davacı sigorta şirketinin dosyadaki iddiasına ilişkin tek delilinin CMR belgesi üzerine düşüldüğü iddia edilen not ( not Polonya dilinde – lehçe- yazılmıştır.) ve bir ekpertiz raporu olduğunu, delil olarak dayanılan ekspertiz raporunun, hasara uğradığı iddia edilen yükün Polonya’da olduğu halde, Türkiye’de tutulduğunun, yükün görülmediğinin, tek bir adet fotoğraf ile gönderen sigortalının beyanlarına dayanmış olduğunun açık olduğunu, ekspertiz raporu incelendiğinde bu hususun çok açık şekilde görüldüğünü, gerek davaya gerekse hükme dayanak bilirkişi raporuna esas olan işbu ekspertiz raporunun, hasar iddiasını doğrulamaktan uzak, salt sigorta ettirenin beyanı üzerine oluşturulmuş bir rapor olduğunu, hasar tespiti sırasında taşıyıcının beyanının alınmadığını ve tek taraflı oluşturulduğunu, davacının ispat kuralları içinde hasarın varlığını ispatlaması gerektiğini, CMR belgesine düşüldüğü iddia edilen notun ne olduğu, kim tarafından ne zaman düşüldüğünün belirlenmesi gerektiğini, müvekkilince taşıma konusu olan ürünün tam ve sağlam olarak teslim edildiğini ve teslimle beraber CMR’nin de teslim edildiğini; Dosyada alınan bilirkişi raporunun tek taraflı olan işbu ekspertiz raporunu dayanak yaptığını, hasarın ne şekilde tespit edildiği, göndericinin yükü uygun şekilde ambalajlayıp ambalajlamadığının tartışılmadığını, bilirkişinin uzmanlık alanının kimyasal sıvı taşıması olmadığını, bilirkişinin dosya kapsamında gereken teknik uzmanlığa sahip olmadığını, bilirkişi raporuna yapılan itirazların Mahkemece dikkate alınmadığını, dava konusu yükün müvekkili tarafından değil alıcı tarafından boşaltıldığını, müvekkilinin yükü sağlam olarak alıcıya ulaştırdığını ve teslim ettiğini, burada yükün alıcı tarafından araçtan indirildiğini, yükte bir hasar oluşmuş ise öncelikle bunun taşıma sırasında mı yoksa indirme sırasında mı oluştuğunun tespiti gerektiğini, yükte kabul anlamına gelmemek üzere bir zarar var ise bunun kimin sorumluluğunda gerçekleştiğinin tam olarak tespit edilmesi gerektiğini, dosyada alınan bilirkişi raporunun bu anlamda davayı aydınlatmaktan uzak olduğunu, yine bilirkişinin raporunda;” aktarmalar ile yükün niteliğine dayanan sorumluluktan kurtulma savunmalarının dosya kapsamına uygun görülmediği..” şeklindeki soyut gerekçesiz ifade ile taraflarının savunmalarına değer verilmemesinin yerinde olmadığını, rapora bu yönden de itiraz edildiğini beyanla Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/665 E Sayılı dosyasında verilen gerekçeli kararın ortadan kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, uluslararası kara yolu ile taşınan emtianın hasarlı şekilde teslim edildiği iddiası ile emtia satıcısı sigortalıya ödenen sigorta tazminatının taşıyıcıdan rücuan tahsili talebine ilişkindir. Davacının istinaf başvurusunun incelenmesi; 29906 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı kanunun 41. maddesi ile değişik HMK’nın 341/2 madde hükmü uyarınca miktar ve değeri 3.000,00 TL’yi geçmeyen mal varlığına ilişkin davalar kesin olup yeniden değerleme oranındaki artış sonucu yerel mahkeme hükmünün verildiği 2021 yılı için HMK’nın 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 5.880,00 TL olmuştur. Davada dava değeri 13.473,47 TL olup reddolunan miktar 2.177,02 TL’dir. Davacı vekilince reddolunan miktar istinaf konusu edilmekle, istinafa konu edilen miktar 5.880,00 TL’den düşük olup buna göre ilk derece mahkemesi kararı kesin niteliktedir. Miktar olarak kesin nitelikteki karar ile ilgili olarak yerel mahkemece karara karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesinin de sonuca bir etkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 341 ve 352/1 maddesi gereğince usulden reddine karar verilmiştir. Davalının istinaf başvurusunun incelenmesi; Dava karayolu ile uluslararası eşya taşımacılığından kaynaklandığından uyuşmazlığın çözümünde CMR hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. CMR madde 17 ile; taşıyıcının, yükü teslim aldığı andan, teslim edinceye kadar, bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumlu olduğu, eğer kayıp, hasar veya gecikme istek sahibinin hatası veya ihmalinden, taşıyıcının hatasından değil de, istek sahibinin verdiği talimattan, yüke has bir kusurdan yahut da taşıyıcının önlenmesine olanak bulunmayan durumlardan ileri gelmiş ise, taşıyıcının sorumluluğunun söz konusu olmayacağı, 18/1 maddesinin b ve c bentleri ile; kayıp veya hasar durumlarının ambalajlanmadıkları veya kötü ambalajlandıkları zaman, özellikleri gereği fire veren veya hasara uğrayan malların ambalajlanmaması veya hatalı ambalajlanmış olması; yükün gönderici, alıcı veya bunlar adına hareket eden kişiler tarafından alınması, taşınması, yüklenmesi, yığılması veya boşaltılmasından doğan hasardan taşıyıcının sorumlu olmadığı kabul edilmiştir. Somut olayda; davacının sigortalısına ait tekstil boyası emtiasının karayolu ile Türkiye’den Polonya’ya taşındığı, davalı … Turizm İnşaat Ve Taşımacılık Limited Şirketi’nin fiili taşıyıcı ve davalı … Dış Ticaret Limited Şirketi’nin düzenlendiği navlun faturası uyarınca akdi taşıyıcı olduğu, CMR senedine düşülen kayıt uyarınca emtianın hasarlı şekilde teslim edildiği, davalı taşıyıcının imzasını içerir CMR senedi ile hasarın ispat edildiği, kural olarak davalı taşıyıcıların emtianın hasarlı/eksik teslim edilmesinden sorumlu oldukları, dosyaya sunulan fotoğraf ve alınan bilirkişi raporuna göre tekstil boyası olan emtianın taşınmaya uygun şekilde plastik tank içerisinde bulunduğu ve dışarıdan alınan darbe neticesinde sızma nedeniyle zayi olduğu anlaşılmış olup, davalı tarafından hasarın ambalaj hatasından kaynaklandığı, boşaltmanın alıcı tarafından yapıldığı ve hasarın boşaltma sırasında meydana geldiğine yönelik iddia ispat edilememiş olduğundan davalıların meydana gelen hasardan sorumlu oldukları, Mahkemece alınan bilirkişi raporunda CMR Konvansiyonu’nun 23. maddesi uyarınca ve sınırlı sorumluluk ilkesine göre hesaplama yapıldığı ve rapor denetime açık bulunduğundan Mahkemece hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gibi HMK’nın 326/3. maddesi uyarınca davalıların yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu tutulmalarında da bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır. Davalı vekilinin istinaf başvurusu haksızdır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 341, 352/1. maddesi uyarınca usulden reddine, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden davalı … Lojistik Dış Ticaret Turizm İnşaat Ve Taşımacılık Limited Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının reddedilen miktara ilişkin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 341, 352/1 maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE, 2-Davalı … Dış Ticaret Turizm İnşaat ve Taşımacılık Limited Şirketi’nin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından ayrı ayrı yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 4-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davalı … Lojistik Dış Ticaret Turizm İnşaat ve Taşımacılık Limited Şirketi’nden alınması gereken 771,66 TL nispi karar harcından davalı tarafından peşin olarak yatırılan 192,91 TL harcın mahsubu ile bakiye 578,75 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 6-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 7-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 08/06/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.