Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/878 E. 2023/1055 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/878 Esas
KARAR NO: 2023/1055 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2017/775 Esas – 2020/462 Karar
TARİHİ: 01/10/2020
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/06/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili … San. Tic. Ltd. Şti.’nin davalı borçlu … San. Tic. Ltd. Şti ile aralarındaki anlaşma üzerine … plaka sayılı … marka aracı Kadıköy … Noterliği’nin 09/01/2014 tarih … yevmiye sayılı araç satış sözleşmesi ile 62.000,00 TL bedelle satın almış ve bedelini ödenmiş olduğunu, müvekkilinin bu araç için 30.000,00 TL tamirat masrafı yaptığını, müvekkili firmanın satın almış olduğu bu araç hakkında Ankara Kaçakçılık ve Örgütlü Suçlarla Mücadele Bürosu’nun 2013/119583 soruşturma sayılı dosyasında el koyma kararı verildiğini, akabinde araca el konulduğunu, bu durumun müvekkilini mağdur ettiğini, bu mağduriyet üzerine davalı borçlulara Büyükçekmece … Noterliği’nin 29/03/2016 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile ihtar çekildiğini ve araç bedeli olan 62.000,00 TL ve tamirat masrafı olarak 30.000,00 TL olmak üzere toplam 92.000,00 TL zararın tazmininin talep edildiğini, davalılar bu ihtarnameye cevap vermemiş olup bugüne kadar da ödeme yapılmadığını, 92.000,00 TL’lik alacağa ilişkin olarak borçlu davalılar aleyhinde Beykoz İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası ile icra takibi yapılmış ise de borçluların, ödeme emrinin tebliği üzerine borcun tamamına, takibe ve icra emrine itiraz ettiklerini beyanla itirazın iptali ile takip konusu alacağın tamamı için takipteki şartlar dahilinde takibin devamına, alacak likit olduğundan kötü niyetli borçlu davalıların takip konusu alacağın % 20 sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili şirketçe … plakalı araç davacı taraf satılmamış olup huzurdaki davanın müvekkili şirkete açılmasının haksız olduğunu, Kadıköy … Noterliği’nin 09/01/2014 tarih … yevmiye numaralı araç satış sözleşmesi incelendiğinde, araç satıcısının diğer davalı … Tic. Ltd. Şti. olduğunun görüleceğini, müvekkili şirketçe ihtilaf konusu araç satılmamış olduğundan huzurdaki davanın husumet yokluğundan reddini talep ettiklerini, araç satıcısı diğer davalı … Tic. Ltd. Şti.’ye dava konusu aracın Beşiktaş … Noterliği’nin 02/12/2013 tarih … yevmiye numaralı araç satış sözleşmesi ile … San. Tic. Ltd. Şti tarafından satılmış olduğunu, müvekkili şirketin araç satış sözleşmelerinin hiçbirinde alıcı veya satıcı rolü üstlenmediğini, Gümrük Kaçakçılığına ilişkin dosyanın esas numarası 2013 yılı olup işbu tarihten 4 yıl sonra yapılan talebin zamanaşımına uğradığını, müvekkili şirkete kasko sigortalı … plakalı aracın 10/08/2013 tarihinde kazaya karışarak pert olması sonucu araç piyasa bedeli olan 125.000,00 TL sigorta tazminatı ödenmiş olup müvekkili şirketin başkaca bir sorumluluğunun kalmadığını, huzurdaki dava ile kaza tarihinden 4 yıl sonra aracın gümrük kaçağı olması sebebiyle hukuki ayıbın giderilmesi için talepte bulunulmuş olup, araçta meydana gelen zarardan müvekkilinin sorumluluğu bulunmadığını, davaya konu … plaka nolu aracın, müvekkili şirket tarafından 17/02/2013-17/02/2014 vadeli … nolu poliçe ile Birleşik Kasko Sigorta poliçesi ile sigorta örtüsü altına alındığını, sigortalı aracın 10/08/2013 tarihinde trafik kazasına karışması sonucu pert olduğunu ve ekli iki adet dekonttan anlaşılacağı üzere 23/10/2013 tarihnide 44.000,00 TL, 01/11/2013 tarihinde 80.621,00 TL araç piyasa bedeli ödenerek müvekkili şirketin sorumluluğunun sona erdiğini, müvekkili şirketçe düzenlenmiş olan kasko sigorta poliçesinin hukuki ayıplar sebebiyle meydana gelen zararları teminat kapsamına almadığını, satış tarihi itibari ile gümrük kaçağına ilişkin tedbirin bulunmaması sebebiyle müvekkili şirkete hiçbir sorumluluk yüklenemeyeceğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte dava dilekçesi ile talep edilen hasar tazminatı haksız ve fahiş olup kabul etmediklerini, müvekkili şirketin dava açılmasına sebebiyet vermemiş ve temerrüde düşmemiş olduğunu beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Tic. Ltd. Şti vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili şirket … Tic. Ltd. Şti.’nin dava konusu olan … plakalı, 2008 model, … marka aracı Beşiktaş … Noterliği’nin … yevmiye numaralı işlemi ile 02/12/2013 tarihinde …nin anılan aracın pert – total olarak değerlendirilmesi sonucu sigortalıya tazminat ödenmesinin akabinde hasarlı araç sovtaj ihalesine çıkartılması sonucu 60.755,00 TL bedelle satın aldığını, müvekkili şirket aracı satın alırken noterdeki satış sözleşmesini o dönem aracın perte çıkmasına neden olan ruhsat sahibi … Tic. Ltd. Şti ile imzalamış ise de pert kaydı olan araçların satış süresindeki genel prosedürün bu şekilde olduğunu, müvekkili şirket aracı hukuken ruhsat sahibinden almış gibi gözükse de, araç bedelinin ödemesi sigorta şirketi hesabına gönderilmiş ve işlemin vekalet sahibi sigorta şirketi tarafça yapılmış olduğunu, müvekkili şirketin pert ve hasarlı araçların alım satımını yaptığını, şirket aracı aldıktan sonra internet sitesine koymuş ve müşteri bulmaya yönelik olarak çalışmalara başlamış olduğunu, noter satış harç bedelleri ve aracı çekici ile çektirme bedelleri de müvekkili şirketçe yapılmış olup, işbu ticaretten müvekkili şirketin toplamda 580 TL kar elde etmiş olduğunu, almış oldukları aracın araç satış sözleşmesindeki kasko bedelinin 160.000,00 TL olduğunu, aracın tramer kaydının bulunduğunun da davacı taraf açıkça bildiğini, aracı müvekkili aldığında kazalı ve yürüyemez halde olup, müvekkili davacı tarafa satarken de aracın aynı şekilde olduğunu, davacı şirket yetkililerinin aracı bu halde görüp beğendiğini, tamirat masrafını göze aldığını beyan ile zamanaşımı itirazlarının kabulü ile haksız mesnetsiz ve açıkça hukuka aykırı davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi’nin 01/10/2020 tarih ve 2017/775 Esas – 2020/462 Karar sayılı kararında;
“Davacı tarafından davalılar aleyhine başlatılan Beykoz İcra Dairesi ‘nin … Esas sayılı icra dosyasında takibe konu alacak davalı … tarafından 09/01/2014 tarihinde davacıya pert olarak satılan davalı sigortanın kasko sigortalısı … plaka sayılı araca Ankara Kaçakçılık ve Örgütlü Suçlar Bürosu ‘nun 2013/119583 Esas sayılı soruşturma sayılı dosyası ile el konulması üzerine davacının davalıya ödediği araç satım bedeli ve davalı tarafından aracın tamiri için yapılan masrafların tahsilinden kaynaklanmakta olup; davacının ödediği araç satım bedeli ve tamir masraflarını araca el konulması nedeniyle davalılardan talep edip edemeyeceği ve takibe konu bu alacağın sigorta poliçesi teminatı kapsamında ödenmesi gereken bir zarar olup olmadığı noktasında toplanmaktadır şeklinden tespit edilmiştir. TBK 231/1 satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak 2 yıl geçmekle zaman aşımına uğrar. Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak 2 yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkı bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalmaz. TBK 231/2 satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise 2 yıllık zaman aşımı süresinden yararlanamaz. Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. M.141); toplanan deliller, Sigorta poliçesi, ekspertiz raporu, araç satış sözleşmeleri, bilirkişi raporu, takip dosyası, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu … plakalı aracın 17/02/2013-17/02/2014 tarihleri aracında davalı … tarafından kasko poliçesi ile sigortalandığı ve aracın 10/08/2013 tarihinde meydana gelen trafik kazasında hasarlandığı ve pert olduğu, kaza tarihinde aracın dava dışı … Şirketi adına kayıtlı olduğu, iş bu kaza sonrası davalı … tarafından araçta oluşan hasar bedelinin hak sahiplerine ödendiği ve aracın davalı … tarafından sigortalısı … şirketine vekaleten hasarlı araç sovtaj ihalesi ile diğer davalı …e Beşiktaş … Noterliğinin 02/12/2013 tarihli araç satış sözleşmesi ile satıldığı, davalı … otomotivin ise aracı 09/01/2014 tarihli araç satış sözleşmesi ile davacı şirkete 62.000,00 TL bedel ile sattığı, davacının aracı pert olarak aldığı ve 30.000,00 TL masraf yaptığını beyan ettiği, araç takyidat bilgilerinin incelenmesinde dava konusu … plakalı araç hakkında Büyükçekmece hazırlık bürosu tarafından 26/11/2015 tarihinde yakalama şerhi konulduğu Ankara Kaçakçılık ve Örgütlü suçlar bürosundan ise 07/12/2015 tarihinde ise ihtiyati tedbir şerhi konulduğu ve araca el konulduğu, davacı tarafından araca Ankara Kaçakçılık ve Örgütlü Suçlar Cumhuriyet Savcılığının 2013/119583 soruşturma dosyası ile el koyma kararı verildiğinden araç satış bedeli 62.000,00 TL ve aracın tamiri için yapılan 30.000,00 TL nin tahsili için davalılar aleyhine 13/04/2016 tarihinde genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi yapıldığı, davalıların takibe süresi içerisinde itirazı üzerine huzurdaki itirazın iptali davası açıldığı ve davalıların zamanaşımı itirazında bulunduğu mahkememizce alınan bilirkişi raporunda davacı tarafından pert olarak alınan aracın tamiri için gerekli masrafın 30.000,00 TL olabileceği davalı … otomotivin aracın ayıplı olması TBK 227/1 maddesi uyarınca davacının davalıdan satım bedelinin iadesinin talep edilebileceği belirtilmiş ise de davalı … şirketinin sattığı aracın satış tarihinde ayıplı olduğunu bilmediği, aracın ayıplı olarak satılmasında herhangi bir kusuru olmadığı bu nedenle davalının araç tamirine ilişkin yapılan masraflardan sorumlu olmadığı anlaşılmıştır. Davacı tarafından davalı … davalı olarak gösterilmiş ise de TBK 231. Maddesinde sadece satıcının alıcıya karşı sorumluğu düzenlenmiş olup dava konusu aracı satan davalı … Şirketi olduğu davalı … şirketinin aracın ayıplı olmasından dolayı davacıya karşı sorumluluğu bulunmadığı ayrıca davalı … tarafından araç diğer davalıya satıldığı tarihte herhangi bir yakalama kararı veya el koyma kararı da bulunmadığı davalı sigortanın araca elkonulmasından dolayı bir kusurunun olmadığı sigorta şirketinin aracın ayıplı olmasından dolayı davacıya karşı poliçe kapsamında bir sorumluluğunun bulunmadığı ve davalı sigortaya husumet yöneltilemeyeceği, davalı …’in zamanaşımı itirazının değerlendirilmesi yönünden ise TBK 231/1 hükmüne göre satılanın ayıbından doğan sorumluluğuna ilişkin her türlü davanın satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile satılanın alıcıya tesliminden başlayarak iki yıl içinde zaman aşımına uğrayacağı, davacının dava konusu aracı davalı şirketten 09/01/2014 tarihinde satın aldığı, bu tarihten itibaren davacının ayıp nedeniyle dava hakkının 09/01/2016 tarihi itibariyle zamanaşımına uğrayacağı ayrıca davalı Albert Şirketinin de satış işlemini noterden gerçekleştirdiği satış tarihinde araç üzerinde herhangi bir el koyma kararının bulunmadığı, daha sonraki bir tarihte araç üzerinde yakalama kararı bulunması nedeniyle TBK 231. Maddesinde düzenlenen ağır kusurluluk halinin bulunmadığı iş bu nedenle iki yıllık zaman aşımı süresinin uygulanması gerektiği, icra takip dosyasının 13/04/2016 tarihinde başlatıldığı anlaşılmakla davalı Alpert yönünden davanın zaman aşımına uğramış olduğu sonuç ve vicdani kanaatine varılarak davanın … Otomotiv şirketi yönünden zamanaşımı nedeniyle diğer davalı … yönünden ise husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.”gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından süre tutum dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili süre tutum dilekçesi ile; yerel Mahkemece verilen kararın hakka, yasaya ve usule aykırı olduğunu, süresi içerisinde istinaf dilekçesinin verileceğini beyan etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, satın alınan ve kaçakçılığa konu olduğu iddia edilerek adli makamlarca el konulan araç için yapılan onarım masrafları ile araç bedelinin, satıcı ile sigorta şirketinden tahsili talebi ile başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir. Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekili tarafından 09.10.2020 tarihinde süre tutum açıklaması ile sunulan dilekçede Mahkemece verilen kararın hakka, usul ve yasaya aykırı olduğu iddia edilmiş, somut bir istinaf sebebi ileri sürülmemiştir. Gerekçeli karar davacı vekiline 23.11.2020 tarihinde tebliğ edilmiş, tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde gerekçeli istinaf dilekçesi sunulmamış, dosya istinaf incelemesi için Dairemize geldikten sonra 21.03.2023 tarihinde istinaf sebeplerini açıklayan dilekçe sunulmuş olup anılan dilekçe süresi içerisinde sunulmuş bir istinaf dilekçesi olmadığından Dairemizce incelemeye esas alınmamış, İlk Derece Mahkemesince verilen kararda kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden istinaf başvurusunun haksız olduğu anlaşılmıştır.Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre, mahkeme kararının gerekçesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,5‬0TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/06/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.