Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/872 E. 2021/906 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/872 Esas
KARAR NO : 2021/906 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2020/352 Esas – 2021/107 Karar
TARİH: 10/02/2021
DAVA: Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ: 17/06/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, dava dışı işçi … …Tic. ve San. Ltd. Şti. nezdinde çalışırken geçirdiği iş kazası nedeniyle davacı tarafından ödeme yapıldığını ve şirkete rücu için Bakırköy 11. İş Mahkemesinin 2018/618 Esas sayılı dosyasında dava açtığını ve derdest olduğunu, ancak şirketin resen terkin edildiğinin tespiti üzerine ihyası için kendilerine süre verildiğini beyanla … Tic. ve San. Ltd. Şti.’nin ihyasına ve tasfiye memuru tayinine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı tarafın cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 10/02/2021 tarih 2020/352 Esas – 2021/107 Karar sayılı kararında;” Mahkememizce İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden terkin öncesi ihtar ve tebliğ belgeleri istenmiş, gelen belgelerden sadece şirket tüzel kişiliğine ihtarın gönderildiği ve adresten iade geldiği, şirket yöneticilerine ihtar gönderilmediği, sicil gazetesinde ilan ile yetinildiği görülmüştür.Davalı sicil müdürlüğünün geçici 7/4. Madde uyarınca gerekli tüm ihtarları yapmadan ve hakkında dava olan şirketi sicilden terkin ettiği, bu işlemin usulsüz olduğu, bu nedenle davanın kabulüne, dava açılmasına davalının sebebiyet verdiği anlaşıldığından yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmiştir.Her ne kadar terkin edilen şirkete karşı da ihya davası açılmış ise de, şirket tüzel kişiliğinin terkin nedeniyle sona erdiği ve ihya edilmeden davada taraf ehliyetine sahip olmadığı, bu nedenle şirkete karşı dava açılamayacağından, dilekçede davalı olarak gösterilmesinin sonuca etkili olmadığı değerlendirilerek bu taleple ilgili hüküm kurulmamıştır….”gerekçesi ile, 1-Davacının davasının KABULÜ ile, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı …Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti.’nin terkinine ilişkin Sicil Müdürlüğü işleminin iptaline, şirketin tam ihyasına ve yeniden ticaret siciline kaydına, 2-Her ne kadar davacı taraf tasfiye memuru tayinini de talep etmiş ise de, re’sen terkin edilen şirketin yöneticilerinin görevlerinin devam etmekte olduğu anlaşıldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının … Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti.’nin terkinine ilişkin Sicil Müdürlüğü işleminin iptali, şirketin tam ihyası ve yeniden ticaret siciline kaydı yönündeki kısmı ile kurumu lehine vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmesine ilişkin kısmının usul ve yasaya uygun olduğunu ancak kararın 2 no’lu bendinde yer alan , “re’sen terkin edilen şirketin yöneticilerinin görevlerinin devam etmekte olduğu anlaşıldığından davacı tarafın tasfiye memuru tayini talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığına” dair kısmı usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosya içerisinde mevcut İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün 20.10.2020 tarih ve … sayılı yazısından da anlaşılacağı üzere, ihyası istenen şirketin yetkilisi … görev bitiş tarihinin 31.12.2019 olduğunu, bu itibarla, yerel mahkemenin tasfiye memuru tayin etmesi gerektiğini,İleri sürerek, yerel mahkeme kararının 2 no’lu bendinin kaldırılarak tasfiye memuru atanması talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, müvekkilinin dava konusu işleminin hukuka uygun olduğu halde açılan davanın kabul edilerek müvekkili aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Mevzuat gereğince (ve mevzuata uygun), dava konusu edilen şirketi sicilden terkin eden müvekkilinin davanın açılmasında, kanun gereği zorunlu işlem tesis eden taraf olmak (yasal hasım olmak) dışında, davanın açılmasına sebep verdiğinden bahsedilmesinin mümkün olmadığını, mevzuat gereğice işlem yapan müvekkilinin yaptığı işleminin de hukuka uygun olduğunu ve mevzuatta, re’sen terkine ilişkin tüm prosedürü yerine getirdiğini,Müvekkilinin dava dilekçesinde de ortaya konulduğu üzere, re’sen terkin kapsamına giren dava konusu şirkete ve şirket yetkilisine de, mevzuat gereğince ve buna uygun bildirimler (ihtar) gönderilmiş ve fakat şirket yetkilisine ve şirketin sicil kayıtlarındaki adreslerine gönderilen ihtar yazılarının, adreste tanınmamaları gerekçesi ile iade edildiğini, mevzuat gereğince yapılması gereken tebligatların eksiksiz yapıldığını,Devam eden davası olan şirketler hakkında işlem yapılamamasının da, ancak, bu hususun, müvekkiline bildirilmesi ile mümkün olabilecek nitelikte olduğunu, dava konusu şirketin sicil dosyasında yapılan incelemede devam eden davası bulunduğuna ilişkin herhangi bir bildirim yapılmadığını, müvekkili müdürlüğün, re’sen işlem yapma yetkisinin çok sınırlı hallerde mevzuatta öngörüldüğü ve bu hususun düzenlenmediği hiçbir halde, müvekkilinin, re’sen tescil işlemi yapamayacağını sicil kayıtlarını re’sen düzeltemeyeceğini, İleri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava, TTK’nın geçici 7. Maddesine göre ticaret sicil kaydı resen silinen şirketin ihyası istemine ilişkindir.Davacı vekili, ihyası talep edilen şirket hakkında müvekkili kurum tarafından açılmış ve derdest rucüen alacak davası bulunmasına rağmen davalı ticaret sicil müdürlüğünce şirketin sicil kayıtlarının TTK geçici 7. Maddesi ile resen terkin edildiğini, yapılan terkin işleminin usulsüz olduğunu belirterek şirketin ihyasına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne şirketin ihyasına, yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar vermiş, karara karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı ticaret sicil müdürlüğünce TTK geçici 7. Maddeye göre resen terkin işlemi yapılırken aynı maddenin 4. Fıkrasında belirtildiği şekilde şirket yetkilisine usulüne uygun ihtar yapıldığı ispatlanamamıştır.TTK geçici 7. Maddenin 2. Fıkrasına göre davacı veya davalı olarak devam eden davaları bulunan şirketler hakkında TTK geçici 7. Madde uygulanmayacaktır.Buna göre davaya konu ve resen ticaret sicilden terkin edilen şirketin terkinden önce açılmış ve devam eden davası bulunduğundan ve geçici 7. Maddenin 4. Fıkrasında öngörülen ihtarın şirket yetkilisine yapıldığı da ispatlanamadığından ticaret sicil müdürlüğünce yapılan terkin işlemi yasaya aykırıdır. İhya davasının açılmasına davalı ticaret sicil müdürlüğü yasaya aykırı yaptığı resen terkin işlemi ile sebep olduğundan yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir.Davaya konu şirket TTK geçici 7. Maddesine göre resen ticaret sicilden silindiğinden ve tasfiye olmadığından, TTK geçici 7. Madde ile terkin edilen şirketin ihya edilmesi durumunda şirkete tasfiye memuru atanmasına gerek bulunmamaktadır. Davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı ve davalının istinaf başvurularının 6100 Sayılı HMK’ nın 353/1-b1. maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf eden davacı kurum (SGK) harçtan muaf olduğundan, istinaf harçlarının tahsiline ilişkin olarak karar verilmesine yer olmadığına, 3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 4-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcının istinaf eden davalı tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 6-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/06/2021 tarihinde HMK’ nın 362/1-ç (YHGK.nun 13/12/2018 tarih ve 2017/11-2924 Esas – 2018/1935 Karar) maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.