Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/855 E. 2023/1495 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/855 Esas
KARAR NO: 2023/1495 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2013/32 Esas – 2019/1169 Karar
TARİHİ:17/12/2019
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/10/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı müvekkili tarafından keşide edilmeyen ve imzalanmayan … Bankası Kavacık şubesine ait … hesaba ait … nolu çeklerin müvekkili firmanın kendilerine devredileceği ve devirden sonra kullanacakları anlaşmasıyla … San Tic Ltd Şti.’ne boş ve imzasız olarak teslim edildiğini, ancak davalı … firmasının müvekkili firmayı devralmadığı ve müvekkili firmaya ait çekleri de kendisi doldurarak piyasada kullandığını, çekler üzerindeki ne imzalar ne yazıların şirket yetkililerine ait olmadığından bahisle çek hamillerine bir yükümlülüğünün bulunmadığını, müvekkilin eli ürünü olmayan çeklerden … nolu çekin ile İstanbul 44. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/8 D.iş dosyası ile haciz talebi bulunması ve uygulanmasının müveklini mağdur edeceğini, diğer çeklerin her an takibe konulması sebebiyle çekler üzerinde teminatsız tedbir kararı verilmesini müvekkillinin borçlu olmadığının tespiti ile davanın kabulünü, sahte olan çeklerin iptalini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara çek tutar oranında yüklenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle, dava konusu çek müvekkili şirket tarafından diğer davalı …’ye satılan malzemelerin karşılığı olarak ciro yoluyla alındığını, dava konusu çekler davacının elinden rızası dışında çıkmadığını, davacı ve diğer davalı … şirket yetkilileri muvazaalı olarak dava konusu çekleri ödemek istememekte ve kötü niyetli davranmakta olduklarını, müvekkili şirkete verilen çek nedeniyle davacı ve diğer davalı … yetkilileri müvekkilinden ödeme yapmak için süre istediklerini, görüşmeler esnasında davacı şirket tarafından diğer davalı … şirketine yaklaşık 10 çek verildiğinden bahisle bunlardan 6 tanesinin ödendiğini beyan ettiğini, davacının banka hesaplarının incelenmesiyle dava konusu çeklerin de kayıtlı olduğu çek hesabından düzenlenen ve bankaya ibraz edildiğinde ödenen çeklerin mahkeme tarafından celbi halinde dava konusu çeklerle aynı şekilde düzenlendiği ve ödendiğinin anlaşılacağının, davacı …Ltd.Şti yetkililerinin davaya konu çeklerin rızaları dışında ellerinden çıktığını beyan etmelerine rağmen bu hususta somut bir açıklama yapmadıklarını, davacının dava konusu çekleri diğer davalı … şirket yetkililerine şirket devri nedeniyle boş ve imzasız olarak vermeleri hayatın olağan akışına ticari teammüllere aykırı olduğunu, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile yargılama masarfları ile vekalet ücretinin davacı yükletilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçsinde özetle: müvekili banka davalılardan … kullandırmış olduğu krediye karşılık olarak … Bankası Kavacık Şubesine ait 26/01/2013 keşide tarihli 27.500,00-TL bedelli … seri numaralı çeki ciro yoluyla teslim alındığını, davacı … Kardeşler ile davalılardan … aleyhine takip başlatıldığını, borca itiraz edildiğini, itirazın iptali davası açılmadığını, müvekkili banka yönünden huzurdaki davanın reddini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir. Davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle: icra takibine konu çek … Bankası AŞ … seri nolu 34.000,00-TL miktarlı 15/01/2013 tarihli olarak davacı şirketçe keşide edildiğini ve müvekkiline ciro yoluyla geçtiğini, söz konusu çek … tarafından müvekkili bankaya kredi borcunun teminatı için verildiğini, borcun ödenmemesi sebebiyle İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasıyla takibe geçildiğini davacı şirketin mallarına haciz konulduğunu, davacı şirketin gerçeği aydınlatmakta yeterli olmadığını düşündüklerini, davacının … ile birlikte hareket etmesinin olağan olduğunu, … nin müvekkili bankadan kullandığı kardiyi davacı şirketle birlikte kullandıklarını iddia ederek mesnetsiz davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekili şirketin doğalgaz mazleme ve ekipmanları ile iştigal ettiğini, emtia satışı mukabilinde dava konusu çeki aldığını, bankaya ibraz ettiğinde keşideciye atfedilen imzanın ona ait olmadığını öğrendiklerini, imzası inkar edilen müvekkili şirket HMK 209. Md. gereğince keşideci aleyhine icra takibine tevessül etmediğini, basiretli davranmadığından bahisle, bu çeklerin piyasaya sürülmesinde davacının sorumlu olduğunu, davanın reddini aksi yönde hüküm tesisi halinde müvekkili aleyhine gider hükmedilmemesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.Davalı … usulüne uygun tebligat yapılmış olup davaya süresinde cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 17/12/2019 tarih 2013/32 Esas – 2019/1169 Karar sayılı kararında;”Dava, davaya konu çeklerin davacı tarafından boş ve imzasız halde davalı ….Ltd Şti’ye verildiği, bu davalı tarafından çeklerin doldurularak 3. kişilere verildiği iddiasıyla açılan davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine ve dava konusu çeklerin iptali talebine ilişkindir. Mahkememizce İstanbul …. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası getirtilmiş olup incelenmesinde; alacaklısı … tarafından, borçlu … Ltd Şti. ile … aleyhine 38.168,56-TL’nin icra takip tarihi olan 07/02/2013 tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %16,50 oranında faiz işletilmek kaydıyla tahsili talebi ile 07/02/2013 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası getirtilmiş olup incelenmesinde; alacaklısı … Tic. Ltd.Şti tarafından, borçlu … Bankası aleyhine 27.961,10-TL’nin icra takip tarihi olan 05/04/2013 tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %9 oranında faiz işletilmek kaydı ile tahsili talebi ile 05/04/2013 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.Mahkememizce grafolog bilirkişi heyetinden alınan 28.02.2017 tarihli hükme elverişli raporda, dava konusu … nolu çeklerdeki davacı … Tic. Ltd. Şti. adına atfen atılı imzaların şirket yetkilisi … eli ürünü olmadığı anlaşılmakla; davacının dava konusu … nolu çekler nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Davacı her ne kadar davaya konu çeklerin iptalini de talep etmiş ise de çeklerin sebepten mücerret oluşu ve düzgün ciro silsilesi yoluyla ciro edildiği dikkate alındığında çeklerin iptaline karar verilemeyeceği gözetilerek davacının bu yöndeki davasının reddine karar vermek gerekmiştir.”gerekçesi ile, “Davacının dava konusu … nolu çekler nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine,Davacının dava konusu çeklerin iptali talebinin reddine,” karar verilmiş ve karara karşı …A.Ş vekili ve Davalı …Tic.Ltd.Şti vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı …A.Ş vekili istinaf dilekçesinde özetle, alacağı müvekkiline temlik eden bankanın, davalılardan …. TİC. LTD. ŞTİ.’ne kullandırmış olduğu krediye karşılık olarak, … Bankası Kavacık Şubesi’ne ait 26.01.2013 keşide tarihli, 27.500 TL bedelli, … seri numaralı çek ciro yoluyla teslim aldığını, Söz konusu çek bedelinin ödenmesi için, yine banka tarafından takasa ibraz edildiğinde ise, davacı tarafın imza itirazında bulunduğunun beyan edildiğini, ancak çeke şerh düşülmediğini; bu nedenle de İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasıyla … Tic. Ltd. Şti. Ve …San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığını, anılan icra takibinde borca ve yetkiye itiraz edildiğini, takipin durduğunu ve taraflarınca da itirazın iptali davası ikame edilmediğini, İlamsız icra takiplerine karşı yasal süresi içerisinde itiraz edip durdurmak mümkün olduğundan, bu takipler açısından borçlunun menfi tespit davası açılmasında korunmaya değer hukuki bir yararı bulunmadığını, gerek doktrinde gerekse Yargıtay kararlarında bu hususun kabul edilmekte olduğunu, YARGITAY 19. HD. 2002/10019 E, 2003/6865 K sayılı kararında da “Davalı banka tarafından davacı aleyhine başlatılan ilamsız takibe itiraz üzerine itirazın iptali davası açılmıştır. Davacı daha sonra davalı bankaya kredi ilişkisinden dolayı borçlu olmadığını ileri sürerek menfi tespit davası açmıştır. Menfi tespit davasında ileri sürülen iddialar itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından mahkemece bu yön gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.” şeklinde belirtilmekte olduğunu, yine; “alacaklı ihtarında hiçbir belgeye dayanmadan alacak talebinde bulunmuşsa bu ihtar üzerine menfi tespit davası açmakta borçlunun hukuki yararı bulunmamaktadır.Zira borçlu alacaklının hiçbir belgeye dayanmadan başlattığı ilamsız takibe itiraz etmek suretiyle takibi durdurmak olanağına sahiptir.” şeklinde belirtilmekte olduğunu, (13 H.D. 07.03.1991, 90-8599/2609)Medeni usul hukukunda hukuki yararın, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için davacının bu davayı açmakta (veya mahkemeden hukuksal korunma istemekte) bir çıkarının bulunması durumu olduğunu, ve yine “hukuki yarar”ın dava şartı olup mahkemenin, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağını; tarafların da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebileceklerini; mahkemenin, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar vereceğini; tüm bu hususların görmezden gelinerek davanın esasına geçilmesinin ve kararın hukuka aykırı olduğunu, Ayrıca tüm izah edilenlerin de ötesinde, davacının beyanı doğrultusunda şirketin devrinin yapılacağına dair taraflar arasında imzalanmış ve tarihi tasdik edilmiş bir protokolün dosyaya sunulmadığını; basiretli bir tacirin, bir başkasının şirketi devralacağı beyanına istinaden boş çeklerini teslim etmesinin mümkün olmadığını; Yargıtay‟a göre, basiretli iş insanı gibi hareket etmenin, “bugünün ve istikbalin piyasa durumunu tacirin işlemi yaptığı sırada göz önünde tutması” demek olduğunu; benzer başka bir tarife göre de, basiretli hareket etmenin, “bugünün ve geleceğin koşullarını gerçek ve ölçülü bir şekilde değerlendirebilmektir” şeklinde ifade edildiğini; buna göre, basiretin, tacirin ticarî işletmesiyle ilgili olarak, fiilî ve hukuki işlemlerde göstermesi gereken dikkat, tedbir ve objektif özen yükümlülüğü demek olduğunu; tacirin, tüm bu hukukî ve fiilî işlemlerini yaparken, ticarî hayatın gerektirdiği tüm tedbirleri alması gerektiğini ve meydana gelebilecek değişmeleri önceden tahmin etmeye çalışarak yükümlülük altına girmesi gerektiğini; ve davacının alenen basiretsiz davrandığını kabul ediyor olması sonuçlarına da katlanması gerektiğinin göstergesi olduğunu, Mahkeme dosyasında alınan bilirkişi raporunda her ne kadar imzanın davacıya ait çıkmamışsa da davacı tarafından bu basiretsiz davranışın haksız fiil niteliğinde olduğunu; alacağı temlik eden banka tarafından …’a kullandırılan kredinin, dava konusu çeke güvenilerek kullandırıldığını, Yukarıda tüm izah edilen hususların yerel mahkeme tarafından araştırılmadığını ve sonuca erdirilmemiş olup, gerekçeli kararda “davacının borçlu olmadığının” tespitinin nasıl yappıldığının da izah edilmediğini, son olarak; alacağını tahsil etmeye çalışmaktan başka yaptığı bir işlem olmayan müvekkilinin bu davanın açılmasına ne gibi bir sebebiyet verdiği anlaşılamadığından, hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin de kabul edilemez nitelikte olduğunu, İleri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılarak ve/veya yeniden yargılama yapılarak kendileri yönünden öncelikle davanın usulden devamında ise esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …San. Ve Tic.Ltd.Şti vekili istinaf dilekçesinde özetle, Yerel Mahkeme tarafından husumet itirazlarınnın değerlendirilmeden karar verildiğini, Dava konusu çeklerin davacının elinden rızası dışında çıkmadığını; bu hususun, davacı tarafın dava dilekçesinin 1 pragrafındaki “…. Müvekkil firmanın kendilerine devredileceği ve devirden sonra kullanacakları anlaşmasıyla … San. Tic.Ltd.Şti’ ne boş ve imzasız olarak teslim edilmiş….” şeklindeki yazılı beyanları ile sabit olduğunu; davacı ve diğer davalı … şirket yetkililerinin muvazaalı olarak dava konusu çekleri ödemek istememekte ve kötü niyetli davranmakta olduklarını, davacı ile diğer davalının muvazaalı olarak davranarak çek bedelini ödememek için kötü niyetle bu davayı açtıklarını, muvazaalı işlemlerin tespiti ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi ve müvekkilin yargılama gideleri ile vekalet ücretinden sorumlu tutulmasının hukuka ve hakkaniyetine aykırı olduğunu Dosyada davacının dilekçesindeki doğrultusunda şirketin devrinin yapılacağına dair taraflar arasında imzalanmış bir anlaşma olmadığını; böyle bir anlaşma dahi olsa basiretli bir tacirin, bir başkasının şirketi devralacağı beyanına istinaden boş çeklerini teslim etmesinin hayatın olağan akışına aykırı bir durum olduğunu; davacı tarafın basiretsiz davrandığını; basiretsizliğinin bedelini de davalılara yüklemek istediğini; malesef yerel mahkeme tarafından verilen karar ile de amacına ulaştığını, Müvekkili şirket tarafından dava konusu çek ile ilgili olarak sadece, İstanbul 44.Asliye Tic. Mah. 2013/8 D.İş sayılı dosyası ile davacı ve diğer davalı … şirketi hakkında ihtiyati haciz kararı almak için dava açıldığını, ancak davalarının reddedildiğini; davaya konu çek ile ilgili davacı şirket adına kambiyo senetlerine mahsus yolla veya ilamsız takip yoluyla başlatılmış herhangi bir icra takibinin de söz konusu olmadığını, davacı aleyhine davacıyı mağdur edecek hiçbir yasal işlem yapılmadığını; asıl mağdur olanın gerçek müvekkili şirket olduğunu, Davalı müvekkili şirketin yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasını kabul etmediklerini ve itiraz ettiklerini; iş bu davanın açılmasına müvekkili şirketin sebep olmadığını; dava davacının bilerek ve isteyerek diğer davalı … Ltd.Şti’ye şirket devri iddiası ile boş olarak teslim ettiğini dava konusu çeklerden dolayı borçlu olmadıklarının tespiti istemi olduğunu, Müvekkili şirkette bulunan ve mahkemeye teslim edilen 23.11.2012 tarih ve … seri nolu 27.500,00TL bedelli çekin, müvekkilin malzeme satışı yaptığı (faturaların dosyaya ibraz edildiğini) şirketten ciro yolu ile geldiğini; müvekkilinin malzemelerin ödemesi olarak ciro yolu ile kendisine ödeme için teslim edilen çekin üzerindeki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olup olmadığını bilme imkanının olmadığını, Bu çekle ilgili olarak da davacı şirket aleyhine herhangi bir icra takibi başlatmadığını; davacının kusurlu davranışı ( boş çek yapraklarını başka bir şirkete teslim etmekle) nedeniyle açmış olduğu davanın yargılama ve vekalet ücretlerinin, davanın açılmasına sebebiyet vermeyen davalı müvekkili şirket tarafından ödenmesine karar verilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu;Yargılama esnasında dava konusu çeklerin verilmiş olduğun çek koçanındaki diğer çeklerin dosyaya celp edilmesi, şirket devri yapıldığı iddia edilen … Ltd.Şti yetkililerinin imza örneklerinin alınarak tüm çekler üzerindeki imzaların incelenmesi istenilmesine ve bu hususta ara karar oluşturulmasına rağmen mahkeme tarafından bu yönde bir işlem yapılmadığını, Mahkeme tarafından bu yönde bir işlem yapılsa idi, tüm çeklerdeki imzaların aynı olduğu, 6 çekin ödendiği, dava konusu 4 çekin ise ödenmediği ve kötü niyetle imzaya itiraz edilerek iş bu davanın açıldığının anlaşılacağını ancak Mahkeme tarafından bu yöndeki taleplerinin önce kabul edilmiş iken daha sonra bu karardan vazgeçildiğini, Mahkeme tarafından yargılama şekli ve dar bir yaklaşımla (sadece çek üzerindeki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olup olmadığı yönünde imza incelemesi yapılmak suretiye) yürütüldüğünü; davacının ve diğer davalının muvazaalı işlemleri (10 adet boş çek yaprağının teslimi, 6 tanesinin hiç itiraz edilmeden ödenmesi, 4 tanesine itiraz edilmesi) konusundaki itirazlarının dikkate alınmadan hukuka ve hakkaniyete aykırı bir karar verildiğini, Davacını iş bu davayı açmasında müvekkili şirket yönünden hukuki bir menfaatinin de olmadığını; dava konusu çek nedeniyle davacı aleyhine ne dava öncesinde, ne de sonrasından başlatılmış bir icra takibi bulunmadığını; bu nedenle de kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, İleri sürerek, yukarıda arz ve izah edilen, dava dosyasına daha önce sunmuş oldukları ve yargılamalardaki sözlü beyanları ile dairemiz tarafından re’sen dikkate alınacak diğer nedenlerle, istinaf taleplerinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; davacının … Bankası Kavacık Şubesi nezdindeki hesabından keşide edilen … nolu çeklerden ötürü, çekleri halihazırda elinde bulunduran davalılara borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalılardan … A.Ş vekili ile … Tic.Ltd.Şti vekili tarafından istinaf edilmiştir. Dairemizin; 2021/20 Esas, 2021/52 Karar sayılı, 25/01/2021 tarihli kararı ile, istinaf kanun yoluna başvuran davalı … Şirketi’nin istinaf karar harcını maktu yatırdığı, eksik 1.820,70-TL nispi istinaf karar harcının yatırılmadığı tespit edilmekle, HMK’nun 344. maddesi gereğince, eksik nispi istinaf karar harcının yatırılması için davalı vekiline kesin süreli muhtıra çıkartılması ve HMK’nın 344. maddesi gereğince davalıya verilecek kesin süreye rağmen harcın yatırılmaması halinde HMK’nın 344. maddesi gereğince istinaf başvurusunun yapılmamış sayılması yönünde ek karar verilerek ilgililere tebliğ edilmesi ve bu karara karşı da davalının istinaf kanun yoluna başvurma hakkı olduğu da dikkate alınarak istinaf sürelerinin beklenmesi, verilecek ek kararın istinaf edilmesi halinde, istinaf harç ve giderleri de yatırıldıktan sonra ve her halükarda, davacı tarafın da istinaf başvurusu bulunduğundan, Dairemize yeniden gönderilmek üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine karar verildiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından, geri çevrime kararı doğrultusunda davalı vekiline çıkartılan ve 1.820,70-TL eksik nispi karar harcının bir haftalık kesin süre içerisinde yatırılması, aksi halde HMK 344 maddesi uyarınca istinaf isteminden vazgeçilmiş sayılacağı meşruhatını içeren tebligatın 27/02/2021 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği, verilen kesin süre içerisinde harcın yatırılmadığı, bu nedenle mahkemenin 15/03/2021 tarihli istinaf başvurusunun değerlendirilmesi kararı ile, HMK 344/1 maddesi uyarınca davalı tarafın istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verildiği, bu kararın da davalı vekiline 22/03/2021 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği, karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmadığı anlaşılmıştır. Davalı … Şirketi’nin usule uygun bir istinaf başvurusu bulunmadığından inceleme davalı … A.Ş’nin istinaf başvurusu ile sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı tarafından; davalı … şirketi’nin davacı firmayı devralacağına, dava konusu çeklerin de devir sonrası kullanılacağı konusunda … şirketi ile anlaşma yapıldığı, anlaşma gereği dava konusu çeklerin boş ve imzasız olarak davalı … Şirketi’ne verildiği, daha sonra şirketi devralmaktan vazgeçen davalının, çekleri iade etmediği gibi, sahte imza ile doldurup piyasaya sürdüğü, böylece çeklerin her birinin ayrı ayrı diğer davalıların eline geçtiği, davalı … yetkilileri hakkında şikayetçi olunduğu, soruşturmanın derdest olduğu, anılan çeklerdeki keşideciye atfen atılan imzaların davacı şirket yetkilisi eli ürünü olmadığı ileri sürülerek, menfi tespit talep edilmiştir. Davalı … Şirketi tarafından, … nolu çekin, … Bankası’na kredi karşılığında davalı … tarafından ciro edildiği, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasıyla keşideci davacı … Tic. Ltd. Şti. ile ciranta davalı …. San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığı, borca itiraz üzerine takibin durduğu, itirazın iptali davası açılmadığı, davacının dava açmakta hukuki yararının olmadığı, ayrıca davacının, davalı … ile yapıldığını iddia ettiği protokolü dosyaya sunamadığı, çekleri boş ve imzasız olarak verdiği kabul edilse dahi, basiretsiz davranan davacının bunun neticelerine katlanması gerektiği savunulmuş, istinaf dilekçesinde bu savunmalar tekrar edilmiş, ayrıca dava açılmasına sebep olmayan davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu beyan edilmiştir. Mahkemece taraf delilleri toplanmış, dava konusu çek asılları, soruşturma dosyası, davacı şirketin sicil kayıtları, şirket yetkilisinin medarı tatbik ıslak imzalı belge asılları celbedilmiş, yetkilinin mahkeme huzurunda alınan imza örnekleri ile birlikte dosya grafoloji uzmanlarından oluşan bilirkişi heyetine tevdii edilerek imza incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen ve mahkemece hükme esas alınan raporda davacının mahkeme huzurunda alınan imza örnekleri, ıslak imzalı belge asılları ve dava konusu çekler altındaki imza, inceleme yöntemi de detaylandırılarak incelenmiş, çekler altındaki keşideci imzasının davacı şirket yetkilisi eli ürünü olmadığı tespit edilmiştir. İstinaf yoluna başvuran davalı … A.Ş yönünden dava konusu edilen, 26/01/2013 keşide tarihli, 27.500,00-TL bedelli çek altındaki keşideci imzasının sahte olduğu itirazı, şahsi def’i mahiyetinde olmayıp, herkese karşı ileri sürülebilir. Davalının bu çeke dayalı olarak davacı aleyhine, 05/04/2013 tarihinde, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibi ile, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip değil, adi ilamsız takip başlattığı, takibe davacı tarafından itiraz edildiği, ancak eldeki menfi tespit davasının, takip tarihinden önce 29/01/2013 tarihinde açıldığı, davacının imza sahteliğine dayalı olarak takipten önce menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğu, aksi yöndeki istinaf sebebinin yerinde olmadığı, HMK’nun 323/1-ğ fıkrası uyarınca vekalet ücretinin yargılama giderlerine dahil olduğu, HMK’nun 326/1 fıkrası uyarınca kanunda yazılı haller dışında yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği, somut olayda aleyhine hüküm verilen davalı yararına yargılama giderlerine hükmedilmesi için HMK’nun 327 maddesi ile 329/1 fıkrası koşullarının oluşmasının gerektiği, somut olayda davacının gereksiz yere davanın uzamasına veya gider yapılmasına sebep olmadığı gibi, hiçbir hakkı olmadığı halde dava açtığından da bahsedilemeyeceği, mahkemece davalı aleyhine yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, aksi yöndeki istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Yukarıda izah edilen gerekçelerle; ilk derece mahkemesi kararı ve gerekçesi usul ve yasaya uygun olup, kamu düzenine aykırılık da tespit edilmediğinden, davalı … A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı … A.Ş.’nin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.787,53-TL istinaf karar harcının istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 1.876,00‬-TL harçtan mahsubu ile bakiye 88,47-TL’nin talep halinde istinaf eden davalıya iadesine 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 12/10/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.