Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/847 E. 2021/946 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/847
KARAR NO : 2021/946
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/03/2021
DOSYA NUMARASI : 2020/699 Esas – 2021/110 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ : 17/06/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 19. İş Mahkemesi’nin 2017/48 Esas sayılı dosyası ile … ve Sosyal Güvenlik Kurumu aleyhine açtıkları hizmet tespiti davasının 17/09/2020 tarihinde karara çıktığını, gerekçeli kararın … tebliğ edilemediğini, İstanbul 19. İş Mahkemesi’nin yapmış olduğu inceleme sonrasında … sicil kaydının, … tarafından TTK’nın geçici 7.maddesi uyarınca re’sen silindiği ve kooperatifin sicil kaydının kapalı olduğunun anlaşıldığını, İstanbul 19. İş Mahkemesi’nin 2017/48 Esas sayılı dosyasından verilen karar davalı kurum tarafından temyiz edildiğinden tebliğ işlemlerinin tamamlanabilmesi için davalı … hakkında ihya davası açılması için taraflarına süre verildiğini belirterek, TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca ticaret sicilinden re’sen terkin edilen … sicil numaralı …, İstanbul 19. İş Mahkemesi’nin 2017/48 Esas sayılı dosyasındaki tebliğ işlemlerinin tamamlanabilmesi için ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya yapılan usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermediği ve duruşmaya katılmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 04/03/2021 tarih ve 2020/699 Esas – 2021/110 Karar sayılı kararı ile; ” Dava, Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesi uyarınca sicilden re’sen terkin edilen kooperatifin derdest dava bulunması sebebiyle tüzel kişiliğinin ihyası talebine ilişkindir. Mahkememizce, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden ihyası talep edilen S.S. Gümüşdere Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nin sicil dosyasının celp edilerek incelenmesi ile; TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca 31/07/2013 tarihinde İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından sicilden re’sen terkin edildiği anlaşılmıştır. İstanbul 19. İş Mahkemesi’nin 2017/48 Esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesi ile; davacı tarafından ihyası talep edilen kooperatif ile SGK’ya karşı açılmış sigortalı hizmetlerinin tespiti davası olduğu, Mahkemece 2017/48 Esas ve 2020/326 Karar sayılı karar ile davanın kısmen kabulüne karar verildiği, 23/11/2020 tarihli muhtıra ile davacıya, karar tebliğ işlemlerinin tamamlanabilmesi için kooperatifin ihyası davası açmak üzere süre verildiği anlaşılmıştır. Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesinde ” Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde aşağıdaki hâlleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri ve ticaret sicilinden kayıtlarının silinmesi, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. Davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz.” denilmek sureti ile kanun metninde sayılan halleri tespit edilen şirket ve kooperatiflerin tasfiyesinin TTK hükümlerine uyulmaksızın anılan maddedeki usule göre yapılacağı belirtilmiştir. Diğer bir anlatımla bu madde ile belirtilen sınırlı hallere münhasıran özel bir tasfiye yöntemi getirilmiştir. Mezkur maddenin 15. fıkrası ile “Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” düzenlemesi getirilerek hukuki menfaatleri bulunanlar ile alacaklılara şirket ve kooperatifin ihyası için dava açma hakkı tanınmış olup davacı tarafın ihyası talep edilen kooperatife karşı açmış olduğu sigortalı hizmetlerinin tespiti davasının bulunduğu, dava dosyasının kesinleşmediği, böylece kooperatifin taraf olduğu dava varken ticaret sicil kaydının silinmesinin TTK’nın geçici 7. maddesine aykırı olduğu, bu nedenle zamanaşımı süresinin söz konusu olmadığı ve davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu anlaşılmıştır. Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde ticaret sicil memurluğu tarafından şirket veya kooperatifin sicil kaydı re’sen terkin edilmekle birlikte bu işlemden önce TTK’nın geçici 7/4-a maddesi uyarınca, kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine, sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere ve ilan edilmek üzere aynı gün Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğü’ne ihtar gönderilmesi gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta kooperatifin 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi kapsamında kaldığından bahisle davalı sicil müdürlüğünce 31/07/2013 tarihinde sicilden terkin edildiği ancak kooperatife veya temsilcilerine tebligat ve ticaret sicil gazetesinde ilan yapıldığına ilişkin herhangi bir bilgi, belge, tebligat ve gazete ilanının dosyaya sunulmadığı, kooperatifin geçici 7. maddede sayılan hangi sebeple terkin edildiğinin de gönderilen sicil dosyasından anlaşılamadığı, bu nedenle terkin işleminin şekil ve esas açısından hukuka uygun olmadığı kanaatine varılarak davacının mevcut hukuki menfaati de nazara alınmak suretiyle davanın kabulüne, hukuka uygun terkin işlemi yapmayan davalının yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin duruşmadaki talebi doğrultusunda aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. ” gerekçeleri ile; ” 1-İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 115240-0 sicil numarasında kayıtlı iken resen terkin edilmiş olan … TTK.’nın geçici 7/15. maddesi uyarınca tüzel kişiliğinin Bakırköy 19. İş Mahkemesi’nin 2017/48 Esas sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere İHYASINA, 2-Şirketin ihyasına ilişkin kararın kesinleştiğinde ticaret sicilde tescil ve ilanına, karardan bir suretin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne gönderilmesine, ilan ve müzekkere masraflarının davacı tarafça karşılanmasına, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf dilekçesi ile, Müvekkilinin, dava konusu işlemi hukuka uygun olduğu halde, açılan davanın kabul edilerek; müvekkil aleyhine “yargılama giderleri” ve “vekâlet ücreti”ne hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, mevzuat gereğince, dava konusu şirketi sicilden terkin eden müvekkilinin, yasal hasım olması dışında davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, Müvekkili Ticaret Sicil Müdürlüğüne 115240 ticaret sicil numarası ile kayıtlı bulunan … Kooperatifi’nin, 6102 sayılı TTM’nın Geçici 7’nci maddesi ile, 30.12.2012 tarihli ve 28513 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ”in 5’inci maddesi kapsamında; “Aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantılarının yapılmaması“ gerekçeleriyle resen terkin kapsamına alındığını, tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirilmesinin ardından 31.07.2013 tarihinde yukarıda belirtilen gerekçelere istinaden sicil kaydının resen terkin edildiğini, TTK’nın geçici m.7 uyarınca, resen terkin kapsamına alınan şirketlerin/kooperatiflerin, davacı ya da davalı sıfatıyla sürmekte olan davasının bulunması halinde buna ilişkin yazılı beyanın, müvekkili müdürlüe verilmesi gerektiğini, bu hususta müvekkili tarafından, dava konusu kooperatife ihtarda bulunulduğunu, ancak bu ihtara rağmen dava konusu kooperatifin, yükümlülüklerini yerine getirmediğini, Müvekkilinin, re’sen terkin kapsamına giren dava konusu şirkete ve şirket yetkilisine mevzuat gereğince ve buna uygun bildirimler (ihtar) gönderdiğini ve fakat şirketin sicil kayıtlarındaki adreslerine gönderilen ihtar yazılarının, adreste tanınmamaları gerekçesi ile iade edildiğini, firmaya yollanan ihtarın 02.05.2013’te adreste tanınmadıkları için ve yine yetkili … yollanan ihtarın da 25.04.2013’te adreste tanınmadığı için iade edildiğini, yerel mahkeme kararında belirtildiği gibi gerekli tebligatın eksik yapılmasının söz konusu olmadığını bu nedenle, müvekkili aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Ayrıca dava konusu şirketin terkin edileceği hususunun, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu geçici m.7/f.4-a kapsamında bu kapsama giren tüm şirketlerle birlikte Ticaret Sicilİ Gazetesinde ilan da edildiğini, işbu ilanın da, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu geçici madde 7/f.4-a’da, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat hükümleri yerine geçtiği hükme bağlandığından; müvekkili tarafından davaya konu şirkete yapılan ihtarın ( bildirimin), dava konusu şirketin eline ulaşmadığı bir an için kabul edilse dahi, müvekkilinin re’sen terkine ilişkin prosedürde eksik işlem yaptığından bahsedilemeyeceğini, dava konusu şirketin sicil dosyasında yapılan incelemede devam eden davası bulunduğuna ilişkin herhangi bir bildirim yapılmadığının saptandığını, Ayrıca, taraf teşkilinin sağlanması istenen davanın da, şirket re’sen terk edildikten çok sonra açılmış olup, bu bakımdan da re’sen terk işlemi sırasında derdest bir dava olmadığından, müvekkili tarafından derdest davası bulunan şirketlerin silinemeyeceğine ilişkin düzenlemeye aykırı bir işlem yapılmadığını, Belirttikleri hususlar değerlendirilmeden karar verilmesi ve yine dava konusu şirketin kaydının silinmesine ilişkin sorumluğu bulunan şirket yetkililerinin basiretli tacir gibi davranmadığı ve davayı, ihya davası açmak için ilgili geçici m.7’de öngörülen beş yıllık süre içinde açmadığı dahi gözetilmeksizin, mevzuat gereğince yapması gereken işlemleri eksiksiz yapan müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuk aykırı olduğunu belirterek; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın açılmasına neden olmayan müvekkili aleyhine yüklenen yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, TTK geçici 7. maddeye göre terkin edilen kooperatifin ihyası davasıdır. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı davalı … Sicil Müdürlüğü vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İhyası talep edilen … Kooperatifi’nin, TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca 31/07/2013 tarihinde İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından sicilden re’sen terkin edildiği, İstanbul 19. İş Mahkemesi’nin 2017/48 Esas sayılı dosyasında davanın 21/08/2008 tarihinde açıldığı (Mahkeme kararı iki kez Yargıtay tarafından bozulmuştur. İlk Esas 2008/339-2013/145 ), mahkemece 17/09/2020 tarihinde karar verildiği, karar tebliği işlemlerinin tamamlanabilmesi için davacıya davalı S.S. Gümüşdere Tarımsal Kalkınma Kooperatifi hakkında ihya davası açması hususunda süre verildiği görülmektedir. Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesinde “… Davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz.” düzenlemesi yer almaktadır. İhyasına karar verilen kooperatifin, sicilden terkin tarihinde yukarıda açıklandığı üzere devam eden davasının bulunduğu, ayrıca davalı vekilince mevzuat gereği tüm tebligat ve ilanların yapıldığı beyan edilmiş ise de, mahkemece de belirtildiği üzere dosya kapsamında kooperatife veya temsilcilerine tebligat, Ticaret Sicil Gazetesinde ilan yapıldığına ilişkin herhangi bir bilgi, belge ve delil bulunmadığı, bu halde davalı sicil müdürlüğünün terkin işlemini usulüne uygun olarak yaptığının kabul edilemeyeceği dikkate alınarak mahkemece, hukuka uygun terkin işlemi yapmayan davalının yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması isabetlidir.
Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı, davalı tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/06/2021 tarihinde HMK’ nın 362/1-ç (YHGK.nun 13/12/2018 tarih ve 2017/11-2924 Esas – 2018/1935 Karar) maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.