Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/828 E. 2023/1049 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/828 Esas
KARAR NO: 2023/1049 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/208 Esas – 2021/2 Karar
TARİHİ: 05/01/2021
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/06/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin davalı aleyhine faturalardan kaynaklanan güncel borcu sebebiyle İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlattığını, davalının başlatılan icra takibinde davacıya herhangi bir borcunun olmadığını beyan ederek işbu açılan takibe itiraz ettiğini, davalının müvekkili tarafından düzenlenen tüm faturaları teslim aldığını, herhangi bir itiraz ileri sürmediğini, müvekkilince ifanın kusursuz olarak yerine getirildiğini, davalının faize ilişkin itirazlarının da haksız olduğunu, tacirler arası yapılan işlemlerde ticari faiz talep edilebileceğini beyanla itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %20’den az olmamak üzere tazminatına mahkum edilmesi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı vekilinin davalı tarafından alacaklarının olduğu bahsi ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, işbu icra takibine yasal sürede itiraz ettiklerini ve takibin durdurulmasına karar verildiğini ancak davacılar vekili tarafından iş bu takibe yapılan itirazlarının kaldırılması ve takibin devamına karar verilmesine dair işbu bu dava mahkemeye ikame edilmiş ise de ekte sundukları tahsilat makbuzlarından da anlaşılacağı üzere müvekkilinin davacıya borcunun olmadığını, davacılar vekilinin ileri sürdüğü iddiaları kabul etmediklerini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi’nin 05/01/2021 tarih ve 2019/208 Esas – 2021/2 Karar sayılı kararında; “Dava, takip talebine itirazın iptaline ilişkindir. İİK m.67’de “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir” hükmüne yer verilmiştir. Davaya konu İstanbul …İcra Müdürlüğü”nün … esas sayılı dosyası celp edilmiş, incelenmesinde; Alacaklısının … A,Ş. olduğu, borçlusunun … olduğu, takip konusu alacak miktarının 21.213,42TL, takibin ilamsız icra yoluyla takip olduğu, ödeme emrinin borçluya 08/05/2018 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, borçlunun 10/05/2018 tarihinde İcra Müdürlüğü’ne itiraz dilekçesini sunmuş olduğu ve takibin İİK m.66 gereğince durdurulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce resen görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … tarafından sunulan 02/03/2020 tarihli bilirkişi kök raporu ile 30/10/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; “..davacı tarafından incelemeye sunulan 2015-2016-2017 yılı ticari defterlerin TTK hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, davalı tarafından incelemeye sunulan 2015-2016 yılı ticari defterlerin TTK ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu,..fatura muhteviyatının …, …, …, …, …, …, …, MAL BEDELİ olduğu ancak fatura muhteviyatına ilişkin taraflar arasında akdedilmiş ve dosyaya sunulmuş bir sözleşmenin mevcut olmadığı yine irsaliyeli faturaların tesliminin gerçekleştiği, bunun yanında 31.12.2016 tarihli 66,61TL tutarlı faturanın davacı yan ticari defterinde kayıtlı (69865 fiş numaralı) olduğu, davalı yan ticari defterinde kayıtlı olmadığı fatura fotokopisinin incelenmesinde fatura muhteviyatının komisyon faturası olduğu, teslim alan bölümünde davalı yan kaşe ve imzasının bulunduğu,…incelenen ticari defterlere göre davacı yanın davalı yandan takibin başlatıldığı 12.04.2018 tarihi itibari ile 21.213,42TL bakiye cari hesap alacaklı olduğu,..” yönünde kanaat bildirilmiş, işbu bilirkişi raporu dosya içeriğine toplanan delillere uygun ve karar vermeye elverişli bulunduğundan, mahkememizce verilen kararda dikkate alınmış ve itirazın iptali ile takibin devamı yönünde karar verilmiş, ayrıca davacı tarafça, davalının itirazının iptali ile takibin devamı yanı sıra davalı borçlunun haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiğinden bahisle takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep edildiğinden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.”gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı istinaf dilekçesi ile; davacı vekilinin, müvekkilinin alacağının tahsili için yedinde bulunan faturaları ileri sürerek hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ile ceman 21.213,42 TL tutarında icra takibi yaptığını, taraflarınca işbu icra takibine yapılan borca ve takibe itirazın neticesinde takibin durdurulmasına karar verilmesi neticesinde davacı vekili tarafından Mahkemeye işbu davanın ikame edildiğini, kendisinin lastik kaplama ve tamirine ait iş yerinde davacıdan alımı yapılan lastiklere ait faturalardan dolayı alacağı olduğunu ileri sürerek davacının yedinde bulunan adına kesilmiş işbu faturaları gerekçe göstererek hakkında icra takibine geçildiğini ancak lastik alımından dolayı kesilen işbu fatura bedellerine havi alacağın dosya içerisinde bulunan ve ekte ibraz ettikleri alacaklı tarafından kendilerinden tahsil edilen tahsilat makbuzları ve kredi kartı ödemelerinden de anlaşılacağı üzere ödendiğini, davacı alacaklıya herhangi bir borcu kalmamış olmasına rağmen davacının böyle bir alacağı olduğunu ileri sürmesinin esas ve usule uygun olmadığını, Mahkemece tayin edilen bilirkişice gerekli inceleme yapılmadan ve tarafından yapılan ödemelere ait makbuz ve kredi kartı çekimleri göz önünde bulundurulmadan eksik rapor tanzim edildiğini, Mahkemenin hükmettiği inkar tazminatı ve vekalet ücretinin yüksek olduğunu, kabul etmediklerini beyanla yerel Mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, bakiye açık hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir.Davacı tarafça, davalı aleyhine İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile 21.213,42 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatılmış, davalının süresi içerisinde borca ve ferilerine itirazı nedeniyle takip durmuş, davacı somut dava ile davalıdan alacaklı olduğundan bahisle itirazın iptalini, davalı ise davacıya borcunun bulunmadığını beyanla davanın reddini talep etmiş, Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davalı taraf istinaf başvurusunda bulunmuştur. Tek başına fatura düzenlenmesi alacağın ispatı için yeterli değildir. Fatura içeriği malın teslim edildiğinin/hizmetin verildiğinin, düzenleyen tarafça ispat edilmesi gerekir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesi uyarınca ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması ile diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması, diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi (Ek cümle: 22/7/2020-7251/23 md.) veya defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanak ve gerekçe içeriğine göre; tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmak suretiyle düzenlenen bilirkişi kök raporunda, davacının usulüne uygun şekilde tutulan ticari defterlerinde davalı adına düzenlenen faturaların kayıtlı ve davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 21.213,42 TL alacaklı olduğunun, davalının usulüne uygun şekilde tutulan işletme defterlerinde davacı tarafından düzenlenen takip konusu faturaların kayıtlı ve sunulan tahsilat makbuzlarına göre yapılan ödemelerin mahsubu neticesinde, davalının takip tarihi itibariyle davacıya 21.146,94 TL borçlu olduğunun tespit edildiği, kök raporda davacının ticari defterlerinde kayıtlı olup davalının defterlerinde kayıtlı olmadığı tespit edilen 66,61 TL tutarlı, 267954 seri numaralı irsaliyeli faturanın davacı tarafından dosyaya sunulduğu ve teslim alan kısmında davalının kaşe ve imzasının bulunduğu, davalının faturada yer alan kaşe ve imzaya itiraz etmediği, bu şekilde davacının 66,61 TL bedelli faturanın da ilavesi ile takipte talep ettiği 21.213,42 TL alacağını HMK madde 222’de sayılan şartları sağlayan ticari defter ve kayıtları ile ispat ettiği, davalı tarafından cevap dilekçesi ileri sürülen ödeme iddiasını ve ticari defterlerde yer alan kayıtların aksini ispata yarar herhangi bir kesin delilin sunulmadığı, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.449,08 TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 362,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.086,78 TL harcın istinaf eden davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/06/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.