Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/822 E. 2023/1490 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/822 Esas
KARAR NO: 2023/1490 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/1225 Esas – 2020/643 Karar
TARİHİ: 04/11/2020
DAVA: Menfi Tespit
KARAR TARİH: 12/10/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı şirket tarafından, davalı şirkete 01.09.2018 tarihli … seri nolu 80.000,00 TL. bedelli, 01.09.2018 tarihli … seri nolu 70.000,00 TL. bedelli, 08.09.2018 tarihli … seri nolu 170.000,00 TL. bedelli, 15.09.2018 tarihli … seri nolu 50.000,00 TL. bedelli, 15.09.2018 tarihli … seri nolu 100.000,00 TL. bedelli, 22.09.2018 tarihli … seri nolu 100.000,00 TL. bedelli, 22.09.2018 tarihli … seri nolu 70.000,00 TL. bedelli, 29.09.2018 tarihli … seri nolu 60.000,00 TL. bedelli, 29.09.2018 tarihli … seri nolu 50.000,00 TL. bedelli, 13.10.2018 tarihli … seri nolu 50.000,00 TL. bedelli, 20.10.2018 tarihli … seri nolu 50.000,00 TL. bedelli, 27.10.2018 tarihli … seri nolu 70.000,00 TL. bedelli çekleri keşide edilerek verildiği, bu çekler karşılığında davalı şirketin davacı şirkete mal ve hizmet vermesi konusunda anlaşıldığı, ancak davalı şirketin söz konusu çeklere istinaden, fatura kesmesine rağmen davacıya vermesi gereken ürünleri vermediği, bunun yerine dava dilekçesi ekinde sunulan tutanaklardan da anlaşılacağı üzere söz konusu ürünleri başka şirketlere faturasız olarak verdiği ve davacıyı mağdur ettiği, davacının keşide ettiği çekler dolayısıyla herhangi bir borcunun olmadığı, davacının dolandırıldığı ve mağdur edildiği, davalı tarafça haksız ve mesnetsiz olarak davacının borcu olmamasına, mal ve hizmet kendisine verilmemesine rağmen 15.09.2018 tarihli … seri nolu 50.000,00 TL. bedelli, 15.09.2018 tarihli … seri nolu 100.000,00 TL. bedelli, 22.09.2018 tarihli … seri nolu 100.000,00 TL. 22.09.2018 tarihli … seri nolu 70.000,00 TL. bedelli çekler dolayısıyla İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığı ve davacının malları üzerine ihtiyaten haciz işlemi uygulandığı, ayrıca davacının, verdiği çekleri geri alamadığı gibi, karşı tarafın çekleri icraya koyma tehdidiyle karşı karşıya olmasından ötürü, karşı tarafın malları teslim etmemesi nedeniyle mağdur olduğundan, ayrıca karşı tarafın malları ipotek verilmesi karşılığında vereceğini ve çekleri İade edeceğini beyan etmesi ve ipotek istemesi sonucu şirket yetkilisi …’a ait … ili, … ilçesi, … mahallesi, … pafta, … ada, … parselde kayıtlı taşınmazı ipotek olarak verdiği beyan edilerek, açıklanan nedenlerle, davanın kabulü ile, … Bankası Anadoluhisarı Şubesine ait 20.10.2018 tarihli … seri nolu 50.000,00 TL. bedelli, 27.10.2018 tarihli … seri nolu 70.000,00 TL. bedelli, 01.09.2018 tarihli … seri nolu 80.000,00 TL. bedelli, 01.09.2018 tarihli … seri nolu 70.000,00 TL. bedelli, 08.09.2018 tarihli … seri nolu 170.000,00 TL. bedelli, 29.09.2018 tarihli … seri nolu 60.000,00 TL. bedelli, 29.09.2018 tarihli … seri nolu 50.000,00 TL. bedelli, 13.10.2018 tarihli … seri nolu 50.000,00 TL. bedelli çekler dolayısıyla borçlu olmadığının tespitine, söz konusu çeklerin iptaline, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin de karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, dava konusu çeklerin üzerinde veya çek bordrosunda bu çeklerin avans çeki olduklarına ilişkin hiçbir kayıt olmadığı gibi taraflar arasında avans çeki ile çalışılacağına ilişkin hiçbir anlaşma, protokol ve benzeri akit de olmadığı, tarafların 10 yılı aşkın bir şiiredir ticari ilişki içinde olup, her iki tarafın cari hesaplan incelendiğinde bugüne kadar hiçbir şekilde avans ile çalışamadığının tespit edileceği, davacı vekilinin bu iddiasının ticari hayat ve hayatın olağan akışına aykırı olduğu, avans çeki olduğu iddia edilen çek bedellerinin toplamının 600.000,00 TL. olduğu, hiçbir basiretli tacirin malları teslim almadan ya da karşı tarafla yazılı bir anlaşma yapmadan bu kadar yüksek bedelli çeki karşı tarafa vermeyeceği, davacı şirketin 31.07.2018 tarihinde cari hesabını sıfırladıktan sonra 8.ayda sadece 3 farklı tarihte 3 farklı tahsilat makbuzu ile 3 adet 240.000,00 TL. toplam tutarlı çek verdiğinin görüleceği, teslim edilmeyen malların ödemesini dava konusu çekler ile avans olarak yaptıklarını ancak malların başka firmalara gönderildiğinin iddia edildiği, o halde malların teslim tarihlerinin çeklerin verildiği tarihten sonra olmasının gerektiği, dava konusu çeklerin davalı şirkete tevdi ettikleri en erken tarihin 06.07.2018 olduğu, malların başka firmalara teslim edildiğini iddia ettikleri 14 adet tutanaktan 8 tanesinin bu tarihten çok önceki tarihlere ait olduğu, dolayısıyla sundukları bu tutanakların dava konusu çek bedellerine konu ürünlerle ilgili olmasının imkansız olduğu, taraflar arasındaki cari hesap hareketleri incelendiğinde, davacı şirketin malların teslim edilmediği iddiasında bulunduğu faturalara istinaden davalı şirkete fiyat farkı faturası kestiğinin görüldüğü, ayrıca geçmişe dönük cari hareketler incelendiğinde teslim almadıklarını iddia ettikleri faturalarda imzası olan … tarafından teslim alınan bir çok faturayı daha evvel defterlerine işleyerek itirazsız şekilde ödemelerinin yapıldığı ve bu durumun çok uzun süredir devam ettiğinin görüldüğü, davalı şirketin satış temsilcisi … ile davacı şirketin uzun süredir kendi aralarında davacı şirket adına fatura edilen malların davacı şirketin … talimatı ile davacı şirket adına 3.kişilere teslim edildiği faturalarda da imzası olan … adlı kişinin mallan teslim aldığı, davacı şirketin ise davalı şirkete kestiği çekleri düzenli olarak ödemesi nedeniyle bu durumun davalı şirket nezdüıde ortaya çıkmadığının anlaşıldığı, nitekim tarafların cari hesaplan incelendiğinde davacı şirketin daha önce de kendi teslim almadığı mallar için davalı şirkete çekler verdiği ve sorunsuz olarak çeklerini ödediğinin görüleceği, ancak davalı şirket çalışan … ile davacı şirket arasında tahsilatla ilgili sorun yaşandığı, bu nedenle de çeklerin davacı şirket tarafından ödenmediğinin anlaşıldığı, bu durumun ortaya çıkmasının akabinde şirket çalışanı …’ ın iş akdinin feshedildiği, davacı şirketin işbu davayı açmakta haksız ve kötü niyetli olduğu, davacı şirketin … ve şirket kaşesi altına imza atan … adlı kişilerin teslim aldıklan malların ödemesini itirazsız olarak yaptığı, ancak büyük ihtimalle bu kişilerle ve davalı şirketin eski çalışan … ile aralannda ihtilaf yaşandığı noktada fırsattan istifade ederek çekleri ödemediğinin anlaşıldığı, bu nedenle davayı açmakta hukuki menfaatinin olmadığı beyan edilerek yukarıda açıklanan nedenlerle, davayı açmakta haksız ve kötü niyetli olduğundan, davada hukuki yarar da bulunmadığından davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 04/11/2020 tarih 2018/1225 Esas – 2020/643 Karar sayılı kararında;”Dava; davaya konu toplamda 600.000,00 TL tutarlı 8 adet çek nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı vekilince istemine gerekçe olarak davaya konu çeklerin keşide edilerek davalıya verildiği, karşılığında davalının mal ve hizmet vermesi konusunda tarafların anlaştığı, ancak davalı şirketin bu çeklere istinaden fatura kestiği halde davacıya vermesi gereken ürünleri vermediği, ürünleri faturasız olarak başka şirketlere verdiği iddiaları ileri sürülmüştür.Mahkememizce davacı şirket çalışanlarının tespitine yönelik olarak Kadıköy Sosyal Güvenlik Merkezi’ne müzekkere yazılmış, gelen cevabi yazı tetkik edilmiştir.Mahkememizce tarafların BA-BS formlarının gönderilmesi için Üsküdar ve Anadolu Kurumlar Vergi Dairesi’ne müzekkere yazılmış, gelen cevabı yazı tetkik edilmiştir. Mahkememizce taraf ticari kayıtlarının malimüşavir vasıtasıyla incelenmesine dair karar verilmiş, alınan rapor dosya kapsamına, delil durumuna uygun denetime elverişli bulunmakla, varılan kanaate iştirak olunmuş ve Mahkememizce de hükme esas alınmıştır. Yapılan yargılama ve Mahkememizce hükme esas alınan rapordaki tespitler çerçevesinde, çekin bir ödeme aracı olduğu, teslimi sağlanan mal karşılığı verildiğinin kabulünün gerekeceği, buna karşın, teslimi sağlanmamış mal karşılığında; davaya konu çekin verildiği iddiasının davacı tarafça yazılı delillerle ispatlanmasının gerektiği, davacının ticari kayıtlarına göre dava tarihi itibariyle davalıdan 402.028,04 TL alacaklı görünürken, dava tarihi itibariyle davalının davacıdan 1.145.125,61 TL alacaklı göründüğü, taraf kayıtları arasındaki uyumsuzluğun davalı kayıtlarında bulunup davacı kayıtlarında yer almayan faturalardan, davacı tarafça verilip karşılıksız çıkması nedeniyle davalı kayıtlarında davacı borcu olarak kaydı yapılan çek tutarlarından, davalı tarafça davacı adına düzenlenen bir kısım faturaların davacı hesaplarında bulunmamasından kaynaklandığı belirlenmiştir. Bu çerçevede davalı tarafça kesilip davacı taraf defterlerinde yer almayan ama teslim alan kısmında … imzası bulunan faturalar yönünden celp edilen SGK kayıtlarından bu kişinin davacı şirket sigortalı çalışanı olduğunun belirlenmiş olması nedeniyle, bu faturalar kadar davalı şirket alacağının/ faturadan kaynaklı teslim edimini yerine getirdiğinin sabit olduğu kanaati Mahkememizde oluşmuştur. Yine davalı tarafça kesilip davacı defterlerinde yer almayan faturalardan, teslim alan kısmında …, isim ve imzası bulunan faturalar yönünden, bu kişinin Temmuz, Haziran, Mayıs/2018 aylarına ait birçok faturada teslim alan kısmında isim ve imzasının yer aldığı halde faturaların davacı tarafça kayıtlarına alındığının, bu suretle bu kişiye mal teslimi hususunda bir teamülün varlığının kabul edilebileceği, yine bu faturalar yönünden de davalının teslime ilişkin edimini ispat ettiği kanaati Mahkememizde oluşmuş, davacının çeklerin bedelsiz olduğu yönündeki iddiasının yazılı delille ispatlanamadığı kanaatiyle ve yemin deliline de açıkça dayanılmamış olduğu belirlenmekle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.”gerekçesi ile, Sübut bulmayan davanın reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, müvekkili şirket tarafından davalı tarafça sunulacak mal ve hizmetlere karşılık olarak çeklerin keşide edildiğini ancak davalı tarafın müvekkile vermesi gereken ürünleri teslim etmeyerek iş bu ürünleri başka firmalara faturasız olarak verdiğini; bu hususta mahkeme tarafından dosya bilirkişiye gönderilerek tarafların ticari defterlerinin incelendiğini, Bilirkişi raporunda tarafların ticari defter kayıtlarının birbiriyle örtüşmediği farklılıklar içerdiğinin belirtildiğini; bilirkişi raporunda iş bu farklıkların sebebine ilişkin olarak bilirkişi raporunun 77. Sayfasında yer alan faturaların müvekkili şirket defterlerinde kayıtlı olmaması gösterildiğini; bilirkişi raporunda iş bu faturaların bazılarının … bazılarının ise … tarafından teslim alındığının belirtildiğini; Raporda … ‘un müvekkili şirketin SGK’lı çalışanı olduğu, …‘ın ise müvekkili şirketin çalışanı olmadığı, müvekkili şirkette SGK kaydına rastlanılmadığının belirtildiğini; …. ile ilgili iş bu belirlemeye rağmen, … isimli şahsın imzalamış olduğu belirtilen ve müvekkili şirket defterlerinde yer almayan faturaların hesaplamaya dahil edildiğini ve müvekkili şirketin borçlu gösterildiğini, Bilirkişi raporunda ve mahkemenin gerekçeli kararında … tarafından imzalı faturaların dikkate alınmasına gerekçe olarak ise “Yine davalı tarafça kesilip davacı defterlerinde yer almayan faturalardan, teslim alan kısmında …, isim ve imzası bulunan faturalar yönünden, bu kişinin Temmuz, Haziran, Mayıs 2018/ aylarına ait bir çok fatura da teslim alan kısmında isim ve imzasının yer aldığı halde faturaların davacı tarafça kayıtlarına alındığı” şeklinde belirlemede bulunularak … tarafından imzalanan faturaların hesaplamaya dahil edildiğini, Mahkemenin ve bilirkişinin gerekçeli kararında müvekkili şirket çalışanı olmadığının SGK kayıtlarından da belli olan … isimli kişinin isim ve imzasının bulunduğu faturaları esas almasının hatalı olduğunu, Davalı tarafa ait ticari defter ve kayıtlara işlenen ve davalı tarafça dava dosyasına ibraz olunan 2018 yılı Mayıs, Haziran ve Temmuz aylarına ilişkin faturalarda …’ın imzasının mevcut olmakla birlikte 2018 yılı Mayıs, Haziran ve Temmuz aylarına ilişkin olup müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtlarında yer alan faturalarda ise şirket çalışanlarından …’un imzasının olduğunun görüldüğünü; gerek taraflarınca gerekse davalı tarafça ibraz olunan faturalar birbirlerinin aynı olmasına rağmen faturalara konu ürünlerin teslim alan kişilerin birbirinden farklı kişiler olmasına, iş bu sebeple bilirkişi raporuna itiraz etmiş olmaları bilirkişi tarafından faturalar arasındaki iş bu açık çelişki dikkate alınmaksızın müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtlarında yer almayan, müvekkili şirketin çalışanı dahi olmayan … imzasını içerir bütün fatura bedelleri hesaplamaya dahil edilerek müvekkili şirketin davalı tarafa borçlu olduğu yönündeki hukuka aykırı tespitler içeren bilirkişi raporunun hükme esas alınarak davalarının reddine karar verilmesinin hukuka aykırılık teşkil etmekte olduğunu, Taraflarınca iş bu iddialarına ilişkin delil olarak davalı tarafın 14/11/2018 tarihli cevap dilekçesiyle birlikte sunulan delil dilekçesinin ekinde sunmuş olduğu faturalar ile müvekkili şirkettin ticari defterlerine işlediği faturaların karşılaştırmalı bir şekilde esas hakkında beyan dilekçeleri ekinde mahkemeye sunulduğunu; iş bu faturaların tamamen aynı olmasına rağmen teslim alan kişilerin farklılık göstermekte olduğunu; tüm bu durumun davalı tarafın … isimli şahıs üzerinden müvekkili şirketi borçlu göstermeye çalıştığının en açık delili olduğunu, Dava dosyasına davalı tarafça ibraz olunan Mayıs, Haziran ve Temmuz/2018 aylarına ait … imzalı fatura suretleri ile yine aynı aylara ait müvekkili şirketin ticari defterlerinde kayıtlı … imzalı fatura suretlerinin konunun net bir şekilde anlaşılması amacı ile taraflarınca ve davalı tarafça ibraz olunan faturaların art arda gelecek şekilde esas hakkında beyan dilekçeleri ekinde sunulduğunu, Ancak mahkemenin 21/10/2020 tarihli duruşmasında davalı tarafın sunulan delillere muvafakatinin olmamasını gerekçe gösterilerek yeni delillere ilişkin bilirkişi incelemesi yapılması taleplerinin reddine karar verdiğini; ancak mahkemenin 21/10/2020 tarihli duruşmasındaki kısa kararının aksine taraflarınca sunulan yeni bir delil bulunmadığından davalı tarafın muvafakat etmesini gerektirecek bir durumunda söz konusu olmadığını; iş bu duruma taraflarınca 02/11/2020 tarihinde beyan dilekçesi ile itiraz edildiğini, Esas hakkında beyan dilekçeleri ekinde ibraz olunan … tarafından teslim alınmış faturaların evvelce 14.11.2018 tarihli cevap dilekçesi ile birlikte dava dosyasına ibraz olunan delil listesinin 3.başlığı altındaki ‘’ Taraflar arasındaki … kodu ile takip edilen cari hesap ekstresi ve fatura suretleri (Ek.3.1-3.32) ‘’beyanı ile ibraz edilmiş olup, davalı tarafça evvelce ibraz olunan delillerin yeni delil olarak nitelendirilmesinin hukuken mümkün olmadığı gibi bizzat davalı tarafça ibraz olunan iş bu delillere ilişkin olarak davalı tarafın muvafakatini varlığı veya yokluğunun bir önem arz etmediği, Ayrıca … tarafından imzalan faturaların esas hakkında beyan dilekçesi ekinde sunulmuş olmasının da yeni bir delil teşkil etmeyip, iş bu faturaların müvekkilinin ticari defter ve kayıtlarında yer alan deliller olduğunu; dava dilekçeleri ekinde müvekkili şirkete ait ticari defter ve kayıtların delil listesinde gösterilmiş olduğundan yeni delil olarak akdedilmesinin mümkün olmadığını; iş bu faturaların bilirkişi raporunda karşılaştırılmadan rapor tanzim edildiğinden esas hakkında beyan dilekçeleri ekinde sunulmuş olup yeni delil sunulması durumunun söz konusu olmadığını; iş bu sebeple itirazlarının ve dosyadaki delillilerin dikkate alınarak bilirkişiden … ‘nın imzasının bulunduğu faturalar değerlendirilmeksizin ek rapor alınması gerekirken iş bu taleplerinin reddedilerek eksik inceleme ile karar verilmesinin hatalı olduğunu, Mahkemenin gerekçeli kararında Temmuz, Haziran ve Mayıs/2018 aylarına ait bir çok faturada teslim alan kısmında … ‘nın isim ve imzasının yer aldığını ve bu faturaların davacı tarafın kayıtlarına alındığını belirterek bu suretle …‘a mal teslimi hususunda bir teamülün olduğunu belirterek davalarının reddine karar vermesinin hatalı olduğunu; çünkü Temmuz, Haziran, Mayıs/2018 aylarına ait müvekkili şirketin ticari defterlerine işlenen faturalarda …’ın değil, … tarafından teslim alındığının taraflarınca esas hakkında beyan dilekçeleri ekinde sunulan faturalar ile ortaya konulduğunu; iş bu sebeple …’a mal teslimi konusunda bir teamülün olmadığı gerçeğinin taraflarınca ispatlandığını; yerel mahkemenin taraflarınca sunulan delilleri değerlendirmeden karar vermesinin hukuka aykırı olup hükmün istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, İleri sürerek, yerel mahkeme ilamının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına ve davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı tarafından keşide edilip davalıya verilen toplam 600.000,00-TL tutarlı sekiz adet çekin bedelsiz kaldığı iddiasına dayalı olup, bu çeklerden ötürü borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı vekilince istinaf edilmiştir. Davacı taraf; dava konusu …Bankası Anadoluhisarı Şubesi nezdindeki hesaptan keşide ettiği; 20/10/2018 keşide tarihli … çek numaralı 50.000,00-TL bedelli, 27/10/2018 keşide tarihli … çek numaralı 70.000,00-TL bedelli, 01/09/2018 keşide tarihli … çek numaralı 80.000,00-TL bedelli, 01/09/2018 keşide tarihli … çek numaralı 70.000,00-TL bedelli, 08/09/2018 keşide tarihli … çek numaralı 170.000,00-TL bedelli, 29/09/2018 keşide tarihli … çek numaralı 60.000,00-TL bedelli, 29/09/2018 keşide tarihli … çek numaralı 50.000,00-TL bedelli ve 13/10/2018 keşide tarihli … çek numaralı 50.000,00-TL bedelli çeklerin, iş bu davaya konu edilemeyen başka çekler ile birlikte, sunulacak mal ve hizmetlere karşılık davalıya verildiğini, davalının ise davacı adına satış faturaları tanzim etmesine rağmen, fatura konusu ürünleri irsaliyesiz biçimde başka şirketlere teslim ettiğini, dava konusu edilmeyen bedelsiz çeklerden doğduğu iddia olunan alacağın davalı tarafından ipotek takibine konu edildiklerini, iş bu davaya konu bedelsiz çeklerin de takibe konu edilmesi tehdidi altında olunduğunu ileri sürmüştür. Davalı taraf; taraflar arasında avans çeki verilerek çalışılmasına yönelik bir teamül bulunmadığını, davacının çeklerin avans çeki olarak verildiğini ispatla yükümlü olduğunu, davacının, muhtevalarının kendisine teslim edilmediğini iddia ettiği tüm irsaliyeli satış faturalarının, … ve şirket kaşesi altına imza atan … adlı kişilerce teslim alındığını, … davacı şirket çalışanı olmasa da bu kişinin teslim aldığı mal ve irsaliyeli satış faturalarının davacı tarafından 31/07/2018 tarihinde defterlerine kaydedildiğini, ödemelerin itirazsız yapıldığını, davalı şirketin eski çalışanı ve satış temsilcisi … ile davacının uzun süredir kendi aralarında davacıya fatura edilen malların yine davacının …’a talimatı ile davacı adına 3.kişilere teslim edilmesi şeklinde iş gördüklerini, faturalarda da imzası olan … adlı kişinin malları teslim aldığının davalı tarafından daha sonra anlaşıldığını, zira davacı ile … arasında çıkan ihtilaftan ötürü davacının verdiği çekleri ödememeye başladığını, bu durumun tespiti üzerine …’ın işine son verildiğini, davacı şirket yetkilisi ile …… hakkında da şikayetçi olunduğunu, soruşturmanın derdest olduğunu, davacının teslim almadığını iddia ettiği ürünlere ilişkin faturalar için fiyat farkı faturası dahi kestiğini, çeklerin avans çeki olmadıkları gibi, bedelsiz de olmadıklarını savunmuştur.Mahkemece taraf delilleri toplanmış, soruşturma dosyası, ba-bs formları celbedilerek tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, dava tarihi itibariyle davacının kendi defterlerine göre davalıdan alacaklı göründüğü, davalının da kendi defterlerine göre davacıdan alacaklı göründüğü, açık hesap farkının, davacının dava konusu ettiği ve etmediği karşılıksız çıkan çeklerin davalı tarafından davacı hesabına borç kaydedilmesi ile, davalı defterlerinde kayıtlı olup davacı defterlerinde kayıtlı olmayan bir kısım irsaliyeli satış faturalarından kaynaklandığı, bu faturaların bir kısmının davacı çalışanı olduğu SGK kaydı ile tespit edilen … tarafından, bir kısmının ise davacı çalışanı olmayan … tarafından imzalandıkları, davacı çalışanı … tarafından imzalanan irsaliyelere konu malların davacıya teslim edilmiş sayılacağı, teslim alan kısmı … tarafından 2018 yılı Mayıs, Haziran ve Temmuz aylarına ait başka faturaların davacı defterlerinde kayıtlı bulunması karşısında, davacının defterlerine kaydetmediği … imzalı irsaliyelere konu malların da davacıya teslim edildiğinin kabulü gerektiği, ayrıca çekin bir ödeme aracı olması nedeniyle, avans çeki iddiasının yazılı delil ile ispatının zorunlu olduğu, davacının dava konusu çeklerin avans çeki oldukları yönünde yazılı delil sunmadığı, yemin deliline dayanmadığı, çeklerin bedelsiz kaldığını da ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Taraflar arasında açık hesaba dayalı satış ilişkisi yürütüldüğü, davalının cevap dilekçesi ekinde sunduğu çek tahsil makbuzları kapsamından, çeklerin belirli bir fatura karşılığı değil, açık hesaba mahsuben verildikleri anlaşılmıştır. Davacı tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri; davalı çalışanı olmayan … tarafından imzalanan irsaliyeli satış faturalarının borç hesabında dikkate alınamayacağı, mahkeme gerekçesinde, davacı defterlerinde daha önce kaydedilmiş bulunan … imzalı faturalar mevcut olması karşısında, defterlerde kayıtlı bulunmayan ancak … imzalı faturalara konu ürünlerin de teslim edilmiş sayılacağı belirtilmiş ise de; esas hakkında beyan dilekçesinde, davalı tarafından dosyaya sunulan ve davalı defterlerinde kayıtlı olan … imzalı fatura örneklerinin davacı elindeki faturalarla uyumlu olmadığı, davacı elindeki faturalarda … isimli davacı çalışanının imzasının bulunduğu, … imzalı herhangi bir faturanın davacı defterine daha önce kaydedilmediği hususlarının belirtildiği ve dilekçe ekinde … imzalı fatura örneklerinin sunulduğu, karşılaştırmalı ek rapor tanzimi istenmesine rağmen, mahkemece bu faturaların yeni delil olduğu, davalının muvafakatı bulunmadığı gerekçesiyle talebin reddinin hatalı olduğu, zira dava dilekçesinde hem ticari defterlere hem de faturalara dayanıldığı yönündedir. Davalı yanın cevap dilekçesi ekinde … imzalı tüm faturaları dosyaya sunduğu, taraf defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu …. imzası taşıyan faturalardan davacı defterlerinde kayıtlı olan ve olmayan faturaların ayrı ayrı tespit edildiği, davacının ne cevaba cevap ne de bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, defterlerinde kayıtlı olan faturaların aslında … tarafından imzalandığı, dosyadaki faturalarla ellerindeki faturaların uyumlu olmadığı yönünde bir itiraz ileri sürdüğü, esasa karşı beyan dilekçesi ekinde sunduğu fatura örneklerini de daha evvel dosyaya ibraz etmediği, HMK’nun 141/2 fıkrası ile 145/1-1.cümle hükmü uyarınca kanunda belirtilen sürelerden sonra ıslah ve karşı yanın açık muvafakatı müstesna, yeni delil sunulamayacağı, davacının HMK’nun 145/1-2.cümle maddesine göre anılan faturaları sonradan ileri sürmesinin yargılamayı uzatma amacı taşımadığını veya faturaların süresinde ibraz edilmemesinin kendi kusurundan kaynaklanmadığını da ispat edemediği, mahkemece anılan faturaların süresinden sonra sunulan delil kabul edilerek hükme esas alınmamasında yasa ve usule aykırılık bulunmadığı, aksi yöndeki istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Dosyadaki belgelere, karar ve gerekçe içeriğine göre, kambiyo senedinden ötürü borçlu olmadığını ispat yükü üzerinde olan davacının, ödeme aracı olan dava konusu çeklerin avans çeki olduklarını ve bedelsiz kaldıklarını yazılı delil ile ispat edemediği, ilk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde davacı vekilinin istinaf nedenlerinin karşılandığı, yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da mevcut olmadığı anlaşılmış olup, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55‬ TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere 12/10/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.